KISIR DÖNGÜ GİRDABI?…

Bir kez daha, kayyım odaklı kısır döngünün içerisine dahil olduk?.. Hizipleşme, kutuplaşma, kin, nefret, öfke seli yeniden körüklenmeye başlandı.. Beri yanda irade eksenli, oluşan girdap!.. Denir ya bu kaçıncı hizip çekişme ateşinin yakılması ve yakılmaya sebebiyet verilmesi?… Kimse ders çıkartmıyor…

***

Yıl 2016, bugün 2024.. Üç seçim atlatıldı.. Ama hala, kayyım mevzusu ne çözülmüş, ne de yasal bir kimliğe kavuşturulabilmiş, ne de sebep-sonuç noktasında alınmış bir yasal düzenleme yok.  Ülke gündeminden düşmüyor.. Halk oyunu veriyor, HDP/DEM’liler başkan seçiliyor.. Devlet, örgüt, terör, soruşturma diyerek, görevden alıyor, yerine kayyım atanıyor…

***

Son üç seçimde, aynı kısır döngü işlem gördü!..  Ki, son seçimde Van, Hakkari.. Sonra, Esenyurt.. Şimdi dün de, Mardin, Batman ve Halfeti.. Sırada başka belediyeler var mı yok mu, bilmiyorum!.. Onu zaman gösterecektir.. Görünen o ki; çetin bir sürece giriliyor?.. Ki söylemiştim?..

***

Üç belediye için de böylesi bir akıbetin olacağı bekleniyordu..  Çünkü konuşulup duruluyordu.. Nedenine gelince.. Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün mahkemece hakkında hükmedilen; 10 yıllık hapis cezası var.Batman Belediye Başkanı Gülistan Sönük’e bakıyorsun, onun da, 6 yıl üç ay cezası bulunuyor, Halfeti Belediye Başkanı Mehmet Karayılan’ın da, aynı şekilde hakkında verilen 6 yıl, 3 ay 15 gün hapis cezası var..  

***

Halk deyimiyle Perşembenin gelişi, Çarşamba’dan bellidir?.. Kayyım eksenli, kısırdöngü ya da çekişmenin, özellikle toplumsal yönde, hiç bir getirisi olmadığı gibi, sonuç verici olmadığını biliyoruz. Çözüm de sağlamıyor!.. Toplumsal noktada bilakis, daha bir girift, daha bir gerilim üretici hale dönüşüyor?..

***

Kendine yük, nafile çemberinde debelenmek, amaca ulaştırmayan, hiç kimseye yarar sağlamayan, sürekli itişme, didişme içeren bir sonuç ikmalle geliyor!.. Kaldı ki, bir değil, iki değil, üç kezdir kayyım ataması yapılıyor.. Ama neticede değişen bir şey olmadığını bildikleri halde prim yaratıcı aktörler olarak karşımıza çıkıyorlar.. Mağdur edilen irade…

***

Ki çok yönlü negatif dozajlı bile bile lades söz konusu.. Mevcut hale, DEM’in de katkısı büyük.. Yoksa kayyım atanan üç başkanın dosyalarını dikkate alarak, olası irade gaspının önüne geçebilir, değerlendirmede bulunabilirdi?. Kaldı ki, Anayasanın 127. maddesinin, İçişleri Bakanlığına bu yönde takdir ve yetki verdiğini bilmeyen yok!

***

Bugüne kadar hiç bir siyasi partinin aklına bu yasanın iptali yönünde, ya da yeni bir düzenlemeye gidilmesine yönelik, akıl ortaya koymadığı gibi, önermede de bulunmuş değil..  Sürekli havanda su döven bir akılla; ortam kısır döngüye mahkum edilmiştir?!..

***

Daha önce de, ilk kayyım atamasında da ifade edip, demiştim ki.. Özellikle devlet ricali noktasında.. Olup-bitene, yapılana, edilene, bağlantılara acziyet içerisinde, teslim olmaması gerektiği kadar, HDP/DEM’in kısır döngüsünün içerisine de girmemesi gerekir..

***

Hele ki, siyasi tansiyonu geren ve gerdiren tuzaklara düşülmemeli, önü alınmalıdır.. Kayyım atamasına gösterilen gerekçelerin muhtevasına baktığımızda, önünü alabilmek mümkün iken, neden tekerrür edicilik oluşturuldu.? Yasal mevzuat değişikliğiyle, her şey mümkün iken, aynı rotada yol yürümek nedendir?!..

***

Ki basit.. Seçim yasası.. Adaylarla ilgili mevzuat değişikliği.. Açılan dava, süren soruşturma, karara bağlanıp, yargıtay ilamını bekleyen, dosyalar dahil!.. Hepsi, bir bütünlük içerisinde adaylık süreci içerisinde itiraz-ı kabul görülerek, siz aday olamazsınız denilmesi gerekir?..

***

Bu noktada işlem görmeli ki sonrasında sakıncalı, sakıncasız hali vücut bulmasın!.. Kimse de yasaları don lastiği gibi çekiştirmesin?.. HDP/DEM’de, halkın iradesinin sürekli akamete uğramaması noktasında temsiliyete özen göstermeli… Kasti hal, çözüm üretici değil, bilakis seçmenin iradesini akamete uğratmaktır..

***

Gün boyu, kim ne diyor, hangi parti nasıl bir tavır içerisinde bulunuyor diye bakıp, kendimce sorguladım?!.. Çıkan tablo şu oldu.. Siyasal yönde, muhatap AK Parti.. Destekçi, MHP..  Beri yanda, sağdan, soldan omuz verici olanlar ise Vatan Parti, kısmi İyi Parti.. Ümit Özdağ da..  Kayyım gerekli diyor.. Geç bile kalındı diyen var.. Daha radikal beyanları esirgemeyenler de yok değil..

***

Peki karşı çıkanlar!.. Kent uzlaşısı adayı Ahmet Özer.. Esenyurt.. Her ne kadar CHP’li olarak, seçime girdiyse de özünde DEM!.. Kayyım’da odaklanan parti DEM.. Radikal karşı çıkıp, sert tepki gösteren CHP..  Özer tutuklanmasaydı, DEM’in oylarına seçimlerde ihtiyaç duymasaydı böyle bir tepki verir miydi CHP?.. Sanmıyorum.. 2019 ortada..

***

CHP’de hal-i hazırda her ne kadar parti içerisinde, farklı görüş, hizipleşme olsa da, Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu çıtayı yüksek tutuyor..!  Mardin’e gitmesi, orada ortak açıklamada bulunması?.. Önümüzdeki süreçte farklı bir rüzgar esecek gibi..

***

Saadet.. Gelecek.. Deva.. Kafalar karışık denilerek, kayyıma tepkili!.. Sessizlik İyi Parti’de vaki ise de, uygulamaya tepki yok değil… Bu tablo bir kez daha kısır döngü, çekişmenin girdabına, toplumsal olarak girildiğini gösteriyor.. Siyasetin de, değirmenine su taşıdığını söylemek gerekir.

***

Hava nasıl bir ölçüde seyir edecek, onu zaman gösterecek!… Ancak diyeceğim şu!.. Vakıa yekün şekilde iki uçlu değneği de geride bırakmıştır.. Kayyım demokrasiyi güçlendirmediği gibi hukuku da, bilerek, kasten çiğnemekte..  DEM’in oldu bittiye getirilme siyaseti ve stratejisi de aynı riski icra ederek, demokrasiye kan kaybettiriyor?

***

Sokağın kafasını karıştıran en büyük manidar hal ise çözümden, toplumsal barıştan, demokrasiden, özgürlükten, Öcalan’dan, DEM ve Kürtler ekseninde, yeni bir sayfadan söz edilirken, kayyım eksenli kısır döngü, neyin ifadesi olduğunun sorgulanması?..

***

Riski yüksek, bir adım atıldı!.. Gelişmeler çok yönlü tehdit içermektedir.. Özellikle, Kürtlerde, kırılganlığa yol açtığı gibi, devletten de uzaklaştırıcı körüklemeye de müsaitlik içeriyor.. Devlet aklı, bu seyri nasıl tolore eder göreceğiz!.. Ama, her yönüyle sağduyu hakim olması gerekir?.. Provokasyonlara dikkat edilmeli?..

***

Şunu da unutmamak lazım!.. Kayyımla alakalı yasal düzenlemeye, dün itiraz etmeyenlerin bugün itiraz etme noktasında olup, hareket ediyor olmaları bu nasıl bir samimiyetsizlik, dün nerdeydiniz sorusunu da sordurmuyor değil…

***

Yoksa, suç ferdi olarak görülürdü.. Başkanın suçu varsa görevden alınır, yerine Belediye Meclis üyelerinden biri seçilirdi.. Ama Terör suçlarında İçişleri Bakanlığına verilen bir yetkidir; kayyım atanması?..

***

Ki, seçilen başkan da 657’ye tabi kamu görevlisi olması münasebetiyle insiyatif tamamen, Bakanlığa kalıyor.. Açığa alma da, yerine atama da!.. Bunun önünü alacak olan da, yeni bir yasal düzenleme!.. Biraz da buna odaklanmak lazım gelmez mi sürekli demokrasiyi dövmek yerine!!!.

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Hukuku çiğnemek, demokrasiyi dövmek gibidir