MASADAKİ NOTLARDAN!?..

Şu, kamuoyuna “Adliye Borsacıları” diye yansıyan hadise, herkesin malumu!.. Bir ay önce gündem oldu!..  İl Jandarma gün yüzüne çıkarmıştı, çete yapısını?.. 20’nin üzerinde kişi, gözaltına alındı.. Aralarında dört avukat da bulunuyordu? Kimi tutuklandı, kimi şartlı bırakıldı, halen firarda olan da var..?

***

Soruşturma sürüyor?. İşin pür dikkat çeken yönü bu sözde iş bitirici dolandırıcıların soruşturma kapsamında ilişki içerisinde oldukları ve nüfuz kullandıkları, Adliye’den kimse var mı sorusu?.. Mevcut tahkikatın içeriğinde, bu soruyla alakalı yanıt noktasında, hakim, savcı, mübaşir misali bir bağlantı söz konusu mu?!…Vakıaya dair  basına servis edilen notta, bu detayla alakalı bilgi yoktu!?.

***

Ama suç isnatları, ithamlar yüksek dozajlı, adres olarak Adliye camiasını hedefe koyduğu için zihinlerde tartışılıyor?.. Hatta itham edicilik!.. Ki, soruşturmaya konu, tutuklamaya gerekçe gösterilen, şikayet konusu edilenler de, Adliye’de görülen dava dosyalarını kapsadığı için!.. Nitekim, nüfuz kullanıcılık adıyla dolandırıcılık yapılmış?…

***

Yani yekün şekilde, mevcut soruşturmanın içeriği,  Adliyenin tüm camiasını zan altında bırakmıyor değil? İşte olayın fecaati de burası.. Birileri diyebilir ki, ateş olmayan yerden duman çıkmaz, bu soruşturmada muhakkak ki bir şeyler var!.  Ben çıkar, çıkmaz demekten daha çok, dosya bütünlüğüyle kafalarda bu minvalde oluşan soruda, varsa birilerinin ortaya çıkarılmasıdır?.

***

Çünkü, Adliye camiasının bu mevzudan dolayı rahatsız olduğunu biliyorum..! Huzursuzlar.... Kim varsa, ortaya çıksın, ya da yoksa bu ithama dair bir işlem yapılsın?!.. Çünkü kuşkulu bakışlar altındayız deniliyor?.. Notlar hanesinde yer alan soruşturmanın akıbeti neye evrilir bilmeyiz!.. Bekleyip göreceğiz..

***

Belki de, bir dönem manşetlere konu olan Altıncı Ağır ceza Mahkemesindeki, mevzu gibi irin akıtılır..  O zaman, ikmale gelen zan altında kalma hali de, böylece ortadan kalkmış olur..  Özellikle, Hakim ve Savcılar!.. Yani, Adliye çalışanları herkes kendine özgü, oh be der..

***

Gelirsek, Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde vuku bulan fecaat hadiselere!.. Daha önce buradan dile getirmiştik, Kulak, Burun, Boğaz hekimleri ile Hastane Yönetimi arasındaki estetik odaklı, ameliyat krizleri!.. Akçeli işlerle, hizipleşmeli.. Tabi bir de, yemek ve medikal ihalelerle alakalı!..

***

İdari çekişmenin ayyuka çıkması!.. Tarafların da birbirlerine yönelik suçlama içeren ithamlar dizmeleri.. Tümü nihayetinde, Bakanlık müfettişleri tarafından incelemeye alındı!.. Günler süren ifade, sorgu, tahkikat neticesinde müfettişler raporlarını tamamlayıp, Bakan’a sundular!…

***

İşin akıbetini buradan bir kaç kez sorgulamadık değil!.. “Müfettişler geldi, soruşturmaları yaptı, peki sonuç ne oldu” diye!.. Malum, hala hafızalarda taze olan, Sağlık raporu skandalları, hala sümen altı. Ki yüzlerce sahte rapordan söz edildi… Hem idari hem de adli yönde!..

***

Neyse, uzun bir sürüncemeden sonra çelişkiler yumağı içeren idari  işlem yapıldığını öğreniyoruz!?.. Ki Diyarbakır Söz’ün bugünkü manşet haberinde detayı var.. Doktorlar, hastane yönetimi farklı idari cezalara tabi tutulmuşlar?.. Ali babanın çiftliği misali fazla mesai zimmetinden daha çok, idari zaafiyet!..

***

Denir ya olmaz mı?! İdareye getirdiğiniz zat, hem Kamu Hastaneleri Daire Başkanı olacak, hem de Hastanenin Başhekimi olarak görevlendirilecek.. Yani iki koltukta, bir kişi.. Kendin karar ver, kendin onaylayıp, imzayı at!.. Oh ne ala!..

***

Hep ne diyorduk!.. Diyarbakır’da Sağlık Sağlıksız işliyor diye!.. İşin bir de, medikal eksenli haksız kazanç kısmı var.. Firma tomografi cihazlarının dışında, hastanenin bizatihi kendisine ait cihazları kullanıp, kendi malıymış gibi faturalandırdığı!.. Ceza bir yıl ihale yasağı!..  Alınan milyonlarca lira haksız kazanç! İşte o da,  meçhul!..

***

Skandallar zincirinin ikmale getirdiği bir soru var!.. O da şu.. Bu işte, İl Sağlık Müdürü Dr. Hakan Pamukçu’nun konumu alakalı mı?.. Olmaması mümkün değil… Yoksa bir kaç haftadır, Diyarbakır İl Sağlık Müdürünün değişeceğine dair, kulisler aktifleşmezdi?.. Bekleyip görelim; “Sağlığın sağlıksız hali, daha nice sağlıksız hadiselere meyil edecek mi?”…

***

Bu arada, Diyarbakır Söz’de dün yer alan, Çermik’teki sahte reçete yolsuzluğu hadisesi!.. Vakıa 13 yıl önce, yaşandı.. Nice doktorlar, hemşireler, eczaneler, SGK yetkilileri sanık konumunda!..Yani büyük bir çark döngüsü içerisinde milyonlarca liralık yolsuzluk davası!.. Ama hala karara bağlanmış değil?.. İş zaman aşımına dair tozlu raflara meyil eder gibi!…

***

 

HAYATIN GRİ YANI!?.

Birikmiş notların dışına çıkalım!.. Hayat ne diyor?. Bir de yaşamın grisi var diye..  Öyle ya, hep ak ve kara üzerinden, işler gitmiyor!. Bir de gri var!?. İyi hoş da, senin önce bir netleşmen gerekmiyor mu?.. “Karaya kara, aka da ak” diyebiliyor musun ki gri tarafa geçebilesin!.. Önce bunu bir deme cesaretini göster!!..

***

Ama işte bunu diyemiyorsun, o cesareti ortaya koyamıyorsun!!.. Yenilginin de, ezilmenin de vurulmanın da” odak noktası işte burası!.. Bunu diyememek!?. Yoksa, bizi yanlışlar, kötüler ezip geçmiyor!.. Biz bunlara dair, net tavır ortaya koymamamız, vuruyor!?..

***

 

GEVREK BİR ANKET!

Masadaki notlar arasında en tazesi, “En beğenilen siyasetçi hangisi” sorusuna yanıt veren anket!.. ASAL Araştırma'nın yaptığı 'Türkiye'nin en beğenilen siyasetçileri' anketinde ikinci sırada 'Beğendiğim siyasetçi yok' yanıtı çıktı. Listede Erdoğan ilk sırada yer aldı.

***

ASAL Araştırma, 24-28 Mayıs tarihleri arasında 26 ilde anket çalışması yaptı. 2 bin katılımcıyla yapılan ankette, açık uçlu olarak 'Türkiye'de en beğendiğiniz siyasetçi kimdir?' sorusu yöneltildi. Ankete göre, siyasetçilerin beğeni düzeyi şöyle:

Recep Tayyip Erdoğan yüzde 20,5

Beğendiğim siyasetçi yok, yüzde 18,1

Mansur Yavaş yüzde 16,2

Ekrem İmamoğlu yüzde 13,3

Fikrim yok/Cevap yok, yüzde 7,7

Özgür Özel, yüzde 6

Selahattin Demirtaş yüzde 4,8

Devlet Bahçeli, yüzde 3,9

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Ehil olmayana iş, liyakat sahibi olmayana makam, teslim etmeyeceksin!…