MASALARDA LİSTE KOLLAMASI

Seçim stratejisinde birinci öncelik hiç kuşkusuz ki Cumhurbaşkanlığı seçimi olacak?.. Ki, “ittifaklar, bloklar” noktasında asıl yarış, sahadaki markaj, büyük çekişmeler “yürütme gücünü” elinde bulundurmaya yönelik olacak..

Enva-i işlemi bünyesinde barındıran birinci öncelikli strateji, bu minvalde geliştirilecek.. Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanabilmek!…

İttifak bloklarında AK Parti ve CHP’nin önceliği hal-i hazırda yürütmeyi ele geçirmek olduğunu görüyoruz ki, ittifakların genişletilmesi de buna delalettir.. Bir oy da bir oy!..

***

Altılının adayı Kılıçdaroğlu.. Cumhur’un ise Erdoğan.. Yeni adaylar da çıkabilir..  Konuşulan, ismini deklare eden çok kişi var.. Aday çokluğu seçimin birinci turda sonuçlanması açısından kesinlik vermiyor…

Oyların bölünerek dağılması, ikinci tur olasılığını daha bir yüksek tutuyor.. Yani, 14 Mayıs’ta alınmayan sonucun odaklanacağı nokta, 28 Mayıs’taki ikinci tur seçim olacak…

2. tur seçiminde; ilk ikiye girenler açısından da mevcut bugünkü pazarlıkların daha bir çetin pazarlıkları kapsayacağını şimdiden ifade edebilirim!.. Kim kime ne taviz verirse!… Yeter ki; “yürütme gücünü ele geçirebilelim diye..”

***

Tabi, Meclis çoğunluğunu da elde etmek için de denir ya partiler ve ittifaklar “kılı kırk yarmıyor”  değiller… Çünkü, ittifaklar genişledikçe milletvekili listelerini oluşturmada, “pazarlıklar da farklı bir şekillendirmeyi” zorunlu hale getiriyor…

Partiler bir tarafta “kendi listelerini hazırlarken” diğer yandan rakip ittifakları da, kolluyorlar stratejileri nedir diye?.. Aslında işin özeti nettir; “ya tek liste” ya da, belli illerde “ortak liste” ile seçime girmek!…

Başka da alternatif bir yol yok.. Çünkü, ittifak sistemi bir önceki seçim sistemi değil.. Değişti..

***

Şöyle ki; 2018’de uygulanan ittifak kanunu’ ittifakta yer alan partiler için “seçim barajına takılma” riskini ortadan kaldırıyordu.. Ancak oylar ittifakın toplam oyu üzerinden milletvekili dağılımında, oy oranı yüksek olan partilere oylar geçiş yaptığı için fazladan milletvekili, kazandırıyordu..

***

AK Parti’nin “seçim sistemi” değişikliğiyle, bu kalktı.. Her ne kadar, baraj yüzde 7’ye indirilse de “ittifak içindeki partiler” açısından baraj riskine karşı koruma var olsa da, her parti aldığı oy oranına göre milletvekili çıkaracağı için ittifakları bir ölçüde, anlam itibariyle zayıflattı.. Zorunluluk tüm partiler için “ortak liste”..

***

Nitekim, şu anda partilerin üst katları, ittifakların karar mekanizması 81 İl’de “partilerin kendilerine özgü güç ve rey hesapları” yapılıyor.. Dedik ya, kılı kırk yarıyorlar.. Cumhur ittifakı..

AK Parti ve MHP.. Ki blok genişledi; BBP, HÜDA PAR, Yeniden Refah Partisi, Anavatan var.. Yeni partiler dahil olabilir?..  Yürütme gücüne odaklı bir ittifak ve işbirliği söz konusu ise de; “Milletvekilli kontenjan” talepleri, kulis bilgilerinde yer alıyor..

HÜDA PAR için kimi 8 diyor, kimi 4 diyor.. Kontenjan, Batman, Diyarbakır ve Van deniliyor.. Diğer partiler için de, bir iki var..

***

Son aldığım bilgilere göre; Cumhur’un çatısı altındaki partiler bilaistisna hepsi “bir daha seçime girebilme hakkını elde etmek” ve Hazineden destek alabilmek adına da yüzde 3 oranında oy hesabıyla, “kendi amblemleriyle” seçime girecekler.. 

Yeni sisteme göre, en az 41 ilde kendi amblemiyle seçime girmek zorunlu.. Bir tarafta kendi listesi diğer yandan, “ortak liste…” Hüda Par da, MHP de BBP de belli bölgelerde ortak listeyle seçime girecek..

Muhtemelendir ki, ortak liste de AK Parti listesi olacak…

***

AK Parti “yürütme gücü” kadar, mevcut Meclis’teki çoğunluğu da elden bırakmak istemiyor.. Onun için de, taktiksel adımlar kadar, nitelikli aday noktasında da, “seçiciliğe” odaklanacağı ifade ediliyor..

Denilen şu; “Doğru adaylar bulmamız gerekiyor..”  Her ne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan “mevcut milletvekillerinin tümünün adaylık için başvuruda bulunmasını isterken”, kulislere göre bir çok ilde mevcut milletvekilleri değişecek..

Yerlerine, teşkilat odaklı olduğu kadar, seçmen nezdinde sevilen, bilinen isimlere odaklanılacak.. Özellikle partide “küskünlüğü” minimize etme adına da, farklı taktikler olacak…

***

Ki henüz, “üç dönem” kuralı ile ilgili kesin bir karar alınmış değil.. Karar muhtemelen MYK’ya verilecek.. Üç döneme takılan  ağır topları sayarsak, hayli çoklar.. Hayati Yazıcı, Binali Yıldırım gibi isimler var…

Meclis dışı bırakır mı?..

Beri yanda Bakanların da adaylık durumları var… Ki işaret bekleyen çok!?.. AK Parti görülen o ki, “tercihler ve listeleri” belirlemede hayli ama hayli zorlanacak!..

Hele ki, teşkilatların tavırları.. Zor iş..

***

Peki, muhalefet cephesinde olup biten ne?!.. Altılı masanın artık kriz masası olduğunda herkes hemfikir.. Cumhurbaşkanlığı adaylığından daha çetin “gerilimlerin” milletvekili listeleri ve seçiminde de, yaşanacağına dair emareler yüksek..

Ki burda, CHP hepsini göğüsleme noktasında tek muhatap.. Çünkü CHP’de ana öncelik yürütme gücünü ele geçirmek!.. Mecliste bir veya ikinci parti olma hesabı, ikinci planda..

Onun için de, seçenekler onlar açısından da çok.. Ama denklemlerin sağlayıcılığı riskli..

***

Akan kulis bilgilerine göre; Saadet Partisi’nin “Millet İttifakı” çatısı altında, DEVA ve Gelecek Partisi, DP ile tek liste oluşturarak, seçime girmeyi hedefliyor..

Yani bir ölçüde, ittifak içinde ittifak!..

Masadaki yansıma ile sahadaki yansımanın da birbiriyle örtüşmediğini söyleyebiliriz..

Nitekim, DEVA vaziyete sıcak bakmıyor.. Babacan’ın “biz kendi logomuzla seçime gireceğiz” diyor..

Bu da, şu formülü öne çıkarıyor.. Altılı masadaki tüm partiler “hem seçim hakkını kazanmak, hem de hazine desteğini” elde etme adına; 81 İl’den 41’inin üzerinde “kendi listeleriyle” geriye kalan illerde ise “ortak liste ile seçime girmek.?”

***

İyi Parti’nin “benden küçük partilere zırnık yok” çıkışı.. Ve 81 İl’de “parti olarak” seçime gireceğine dair, söylemi altılı masadaki diğer partileri “zora” sokarken, bu işte ağır yük CHP’nin omuzunda!..

Parti kurmaylarına göre buradaki yükü de, AK Parti’nin MHP’nin söylem ve eylemleriyle sıkışma gördüğü Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki illerde; “Saadet, Gelecek ve DEVA’ya kontenjanlı” liste hesabı yapıyor..

Önceki seçimlerde malum, CHP bölgede “tabela konumundaydı?”.. İktidar kokusu geldiği içindir bu gün; tercih ediliyor, rağbet var..

Sonuç itibariyle; “milletvekili listelerinin” verileceği 8 Nisan’a kadar, tüm ittifakların bulunduğu masada her türlü seçenek, konuşulacak..

***

Ve önemli bir nokta ise; “ortak listelerin” yer alacağı illerde, HDP faktörü gözardı edilmeyecek.. HDP “Cumhurbaşkanı adaylığıyla” alakalı farklı bir refleks geliştirmezse, mevcut kendi oluşturduğu bloku da korumaya yönelik politika ortaya koyacak…

Görünen o ki, hesapları sıkı tutma adına HDP bugün Kılıçdaroğlu ile yapacağı görüşmeyi erteledi!..  Erteleme “parti programı yoğunluğuna” bağlansa da.. Ve bir dahaki görüşmeye ilişkin tarih verilmeyişi, “bir uzlaşmazlık mı?” Var dedirtiyor değil…

***

Ki bu görüşmenin ertelenmesine Kılıçdaroğlu’nun “bana değil, HDP’ye sorun, HDP’nin talep bizden gitti beyanı, çok farklı ellerin, siyaset kulvarını dizayn etmeye çalıştığını” gösteriyor.. Özellikle 18 Mart’ın tarihsel hadiseleri bünyesinde taşıyor olması.. 18 Mart, Çanakkale zaferinin yıldönümü, Şehitler Günü ve Zeytin Dalı Harekatının sonlandığı gün..

***

Beri yandan, Kuzey Irak’ta düşen helikopterde PKK’nın üst düzey kadrosundan isimlerin olması, helikopterin hard-i şabiye ait olduğu beyanları, beri yanda sosyal medyada HDP’li gençlerin, paylaşımları; “çetin ve ateşli günler” siyasetin arenası için kaçınılmazdır..

***

ROMANTİZM ABİ..

Öyle ya;

Sol, sosyalistlerin CHP’si,

Muhafazakarların Saadeti,

Demokratların, DP’si,

Milliyetçilerin İyi’si,

Liberallerin DEVA’sı,

Ve Gelecek…

Hepsi bugün aynı masadalar..

Kaldı ki HDP..

Eskiden ezeli bir rekabetin hasımlarıydılar…

Hepsi de tarihinde, CHP’nin “hışmına uğramıştır..”

Ama bugün, öyle değiller..

Erdoğan “hasımlığı” üzerinden hısımlar..

Yani romantizme dönüşmüş nostaljik bir işbirliğinin muhabbetindedirler..

Kolay gelsin…

***

GÜNÜN SÖZÜ

Bazıları büyük doğar, bazıları büyüklüğü kazanır, bazılarına da büyüklük kendi gelir.