MEVZU SİYASİLEŞİYOR?!…

Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin, “taşınıp-taşınmama” noktasındaki, “gerilim” sürüyor..

Rektörlük ve Öğrencilerin karşılıklı “uzlaşmazlıkları” bu minvalde, ikinci haftaya girdi..

Ki, Öğrenciler günlük mutat olan “protesto ve oturma” eylemlerine devam ediyorlar..

Tabela indirildiyse de, kendilerine özgü bir tabela oluşturmuşlar..

Dersler boş geçiyor..

Rektörlük ve Fakülte idaresi de, eyleme karşı, direnç gösteriyor!…

Kimse geri fites yapmıyor..

Ya da yapma meyilini oluşturan bir güç dengesi devreye girmiyor..

“Uzlaşı” noktasında, daha önce iki yazım oldu!..

Hem öğrencilere, hem de rektörlüğe hitaben…

“Hiç bir siyasi, ideolojik” kutuplaşmaya, girmeden, “Eğitim ve Öğretimin” kalitesi ve öğrencilerin, “lehine” olabilecek, bir ortamda, “orta yol” bulunsun..

Ve Rektör Prof. Dr. Mehmet Karakoç, öğrencilerle “muhatap” olsun, demiştim…

***

Bu söyleme ek olarak, çağrıda bulunmuştum..

Kamuoyunu hadiseyle alakalı “şeffaf, samimi” yeni polemikler üretmeyen, bir anlayışla, bilgilendirme yapılsın..

Açıklamalarda bulunulsun..

Bir de, öğrenci ile idare arasındaki “meseleye” dışarıdan müdahaleyle, “siyasi kimlik” giydirilmesin, diye de belirtmiştim…

Ancak, gelinen aşama itibariyle mevzuya “sesli bir düşünceyle” baktığımızda, “Eğitim” kalitesinden, ya da binanın fiziki durumundan daha çok “siyasi” bir hesap ve sorgulamaya doğru gidişat söz konusu!..

İşte bu da, Üniversite kampüsünü enva-i olumsuzluklara, açık hale getirmektedir.. 

Hassasiyet, ikmale getirilmelidir tez elden..

Hukuk Fakültesi önündeki protestoya, “destek mahiyetiyle” gidip, “işi siyasi yönde körüklemenin” yerine, asli görevleri “uzlaşıya köprü” olması gerekenlere, çağrım var..

“Öğrenciler sahipsiz” değil, söylemi ve desteği kadar, Rektörlük ve Fakülte idaresiyle “istişare odaklı” orta yolun bulunması adına da, diyalog geliştirilmeli…

***

Çünkü, mevcut gidişat hiç de sağlıklı gitmiyor!..

Bilakis yeni olumsuzlukların, domino taşı misali gerçekleşebileceğinin, fitili ateşleyebilir?!

Ki o zaman da, hadise çok farklı bir boyut kazanır..

Onun için; ne rektörlük, ikmale getirmek istediği fakülteyi taşıma işine “oldu, bitti” dememeli..

Ne de öğrenciler, “idarenin” aldığı taşıma kararını “siyasi ve ideolojik” kutuplaşmanın, hanesine sokmamalı..

Eğer ki, yaşananlara dair gaye üzüm yemekse; “çift taraflı bağcıyı dövmekten” herkes vazgeçmeli…

Eğitimin kalitesine odaklanılmalı..

***

Gel gelelim; 157 hektarlık “alanın” imara açılması.?

Ve kampüsteki bazı arazilerin de “statülerinin” değiştirilmesi yönündeki spekülasyonlar..

Kamuoyunda ciddi bir bilgi kirliliği yaşandığı gibi, “gerilime” odaklı trollerin de aktifliğiyle, mevzu garabetleşti..

Bunun için de, kapsamlı bir bilgilendirme şart..

Çünkü hep, Diyarbakır Mimarlar Odası’nın beyanlarıyla yüz yüze geliyoruz…

Biri konuşup, diğeri ketumlaşıyorsa, “mevzu gizemleşiyor?”..

***

Söz Üniversite kampüsünden açılmışken, Milli Emlak’a ve Belediyeler’e ait arazi ve arsalar kadar, işgal altında olan, hatta üzerine yapı inşa edilen, “meralara” ne demeli diye bir soru sormak istiyorum?!..

Neyse, bir başka fasılda bu mevzuyu derinden derine deşelim?..

Arsaya çök, sonra 300 ila 500 bin liraya dönümünü “cuka” et..

Ardından da 10 milyon liralara “villaları” inşa edip dikip ve sat!..

Oh ne ala, memleket denilmez mi?!…

Onun içindir ki Diyarbakır’a özel ifade ediyorum “yeter bi bahtsızlık..!’

***

“AK PARTİ HEYETİNİN HDP ZİYARETİ”

İyi de ne var bunda?!..

Ya da, nedir bu kadar “garipsemek?..”

İki partinin safı dahil, dış etkenler “size ne oluyor?” ziyaret üzerinden, “hasmane” siyaset üretmek!…

AK Parti heyetinin HDP’ye ziyareti, gizli yapılmadı?..

Kapalı kapılar ardında bir görüşme olmadı?!..

Kimse fotoğraf çekmekten imtina etmedi?..

***

Kaldı ki, “ziyaretin” amacı bellidir..

Ne bir seçim ittifakı, ne de ortak aday, ne de milletvekili listelerinde, kontenjan belirleme, ya da 2023 e odaklı yeni bir strateji, belirleme gibi bir hal söz konusu değil.?

Peki neden gidildi; “Anayasa değişikliği” için…

***

“Başörtüsünü” Anayasal güvence altına almak..

Ve aile müessesini de “güvenli”, dokunulmaz hale getirmek, için ziyaret yapıldı..

Önlerindeki çay kahve de belli..

Görüşmeye katılanlar da, yüzlerini gizlemedi?.

Her şey ulu orta yerde yapıldı, kaldı ki diğer partiler de ziyaret edildi…

***

Alerji olmanız, üzerinde farklı hasımane siyaset devşirecekseniz, CHP’nin HDP’ye ziyaretlerini bir görün..

Onların görüşmesi, neye delalettir..

“Ortak adaya” destek için..

Ama bir kare resim verme yok, yan yana gelmek yok, görüntü vermek hiç yok!…

***

Deyin bakalım, hangi ziyaret “hayra alamettir?”..

Ya da hayırsızlığa, inşa etmektir…

Bir kesimin, “ziyarete” yeniden bir sayfa açılabilir, endişesiyle gösterilen tepkilere anlam verebiliyorum..

Ama, HDP ve AK Parti’nin içerisindekilerden bazılarının, “nezle olmasına” anlam veremedim!..

 ***

GÜNÜN SÖZÜ

Mutlu olmayı yarına bırakmak, karşıya geçmek için nehrin durmasını beklemeye benzer ve bilirsin o nehir asla durmaz.