MUHALEFETTE DAVUTOĞLU ALERJİSİ?

Yazı başlığımız böyle.. Ama biz mevzuları “tane tane” ele alalım ki; “vaziyetin” ikmali daha bir net anlaşılsın.. Muhalafet neden “Davutoğlu’na alerji” duymaya başladı?!.. Önce ona bi bakalım.. Şöyle ki..

***

KARAMOLLAOĞLU DEMEDİ Mİ?.. Bi relaks ya.. Dün de dedim, Ahmet Davutoğlu’nun beyanı “malumun ilanıdır.”.. Niye kızıyorsunuz, niye dövünüp, duruyorsunuz!.. Kaldı ki, Temel Karamollaoğlu da haftalar öncesi “benzer bir çıkış” yapmadı mı?!.. Önerisi de, bu minvalde değil miydi?!.. “Cumhurbaşkanı bir konsey yönetimine bağlı olacak” diye?!.. Yani “Eşgüdüm kurulundan” söz etmedi mi?!..

***

BİR ÖN PROTOKOL OLMAYACAK MI?.. Deyin bakalım; Cumhurbaşkanı altılı masada yer alan siyasi parti liderleriyle “bağının” olması yönünde, bir ön protokol imzalanmayacak mı?!.. Stratejik ve önem arz edici, atamalar dahil kararların alımında; bir görüş alımı olmayacak mı?!.. “Yetkilendirmeye” dair bir “şartlar manzumesi” imzalanmayacak mı?!.. İmzalanacağına göre; ne bu kızıl kıyamet?!

***

ANLAŞMAZLIK HALİNDE KRİZ.. Yönetimsel formül önerdiğiniz şekilde ise; “liderlerden herhangi birinin, itirazı ve karşı” çıkışı, bir kriz, bir gerginlik, bir çözümsüzlük, ikmale getirmez mi?!.. Getireceği malum iken, bunu ifade etmek kadar doğal ne olabilir, hele ki masanın bir üyesi iseniz.. Demek ki, arızayi durum yolun başında görünüyor, “öz güven nerden geliyor” söylemi de; “güvensizlik” ifşası olsa gerek..

***

KUKLA CUMHURBAŞKANI İSTİYORSUNUZ.. İşte bunu, açık ve samimi şekilde, deklare edin.. Karnınızdan konuşmayın.. Deyin, bizin önerdiğimiz yönetim sisteminde, halkın seçeceği Cumhurbaşkanı hiçbir şekilde “yetkili ve imza sahibi olmayacak”, konsey üyeleri ne derse o olacak?!.. O kukla, Cumhurbaşkanının ipi altılı masanın, üyelerinin elinde olacak?!…

***

OY FARKI DA GÖZETİLMEYECEK?.. Altılı masanın “oy yüzdeliklerine” dair tartışmaları da artık geride bırakın.. Davutoğlu yüzde 1 mi, Babacan yüzde 0.1 mi, Saadet veya Demokrat Parti’nin oy yüzdeliği üzerinde, “özgüven kavgası” boşuna, yapılıyor.. Oyun kadar konuş yok.. Ne diyor, Kemal bey.. “Altı partinin lideri eşittir ve başkan yardımcısı olacaktır. Yüzde 1, yüzde 3, yüzde 25, yüzde 50 diye bakamayız.”

***

ALTILI CUMHURBAŞKANI SİSTEMİ.. Altılı masanın üzerinde durduğu yeni yönetim sistemine; “İstişare konseyi mi, vesayet konseyi mi, eşgüdüm kurulu mu” şeklinde bir dizi isimlendirme yapılıyor.. Benden de bir çözüm formülü ve isimlendirme… Seçilecek Cumhurbaşkanı “kukla” olacağı için, Altılı masanın imzası olmadan karar alamayacağına göre sistemin adı; “Altılı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Modeli..” Hadi hayırlı olsun…*

***

DAVUTOĞLU’NA KIZMAYIN!.. Velhasıl yönetim modeliniz de ön protokolleriniz de, şartlarınız da, “mevcut hali” deşifre ettiğine göre, Davutoğlu’na niye kızıyorsunuz.. Eeeyy sizi “devrimciler..!” Seçimin kazanılması halinde, ülkenin neleri beklediği, nasıl krizlerle kaotik ortamla yüzleşeceğini, ön görmek, konuşmak her sorumlu vatandaşın “hakkı” değil mi?.. Zat, tane tane anlatmış!..

***

İMAMOĞLU’NUN TILSIMI!..

Kim ne der, bilmem!.? Lakin bir el var ki, “Ekrem İmamoğlu’nu” her düşüşten sonra; “hayat öpücüğü” olarak, onu diriltiyor.. İmamoğlu kendi başına bırakılsa, ne iktidar ve ne de başka bir siyasi akım, “müdahale” etmezse!.. Sadece ve sadece “Belediye Başkanlığı” makamındaki faaliyetleriyle, “baş başa” bırakılsa; kendini bitirtecek.. Çünkü, bu alanda hayli mahir, kendini bitirmek adına “elinden ne geliyorsa, gereken ne ise yapıyor"…

***

Dile kolay, Başkan seçildiği günden buyana “hiçbir hizmet, hiçbir yatırım, hiç bir İstanbul’a kazanım” adına, faaliyeti ve çalışması, olmadığı gibi bir projeyle de gündem olmadı.. Tarihin en vasat, başarısız, ehliyetsiz "Belediye Başkanı” ünvanını aldı ki; “Nurettin Sözen’e” rahmet okutuyor.. 16 milyon nüfuslu İstanbul’un bugün yüzde 70’i “memnuniyetsizliğini” beyan ediyor..

***

Ama gel gör ki; işte o “tılsımlı el” devreye girip, “onu mağdurlar” kervanına alıp, algı üzerine algıyla, “canlandırıyor?”.. YSK üyelerine “ahmak” dedi verilen ceza bir anda “ödül ve mükafat olup, siyasetten yaşam öpücüğüne döndü.. Saraçhane kazası oldu, Kemal Bey bindirmeyle, “geri plana” bıraktırdı.. Artık; “Cumhurbaşkanlığı adayı” olma noktasında isminden zikredilmez denildi…

***

Lakin yine o el devreye girerek, bu kez Beylikdüzü Belediye Başkanlığı dönemine ilişkin dosya gündeme getirildi.. Açılan bir dava var.. Denir ya körün istediği bir göz Allah verdi iki göz misali, yeniden “siyasi hesap soruluyor, intikam duygusu” denilerek, İmamoğlu’na “Cumhurbaşkanlığı aday” hayat iksiri geldi.. Ne şans ama!!!

***

GÜNÜN SÖZÜ

Asla vazgeçmeyin, kaybedenler yalnızca vazgeçenlerdir.