NARİN’E CANİCE KIYDILAR!…
Ne yazık ve hazindir ki acı haber geldi!.. 19 gün sonra; “Narin’in cansız bedeni bulundu…” Vakıa her yönüyle, dram ve bir o kadar da, vahşilik içeriyor… Evet, Narin’e tam da ismi gibi, o ince ve zarif ruhuna, bedenine, canice kast edilmiş!… Öldürmüşler!.. Torbaya koymuşlar, içerisine taş bırakıp, dereye atmışlar!.. Yetmemiş bir de, üzerini taşla kamufle etmişler?..
Kimin niye böylesi bir caniliği yaptığını, elbette ki yargı ortaya çıkaracak.. Ama, 19 gündür yürek yakıcı bir hadise olarak, ülke insanının yüreğinde, yara oldu, Narin!!.. Ölümü ise, kan ve gözyaşına dönüştü!?.
***
Narin’i ilk gün nasıl ki, resimdeki bu tebessümle, tanıdık!.. Şimdi de, ölümüyle, yüreklere kor ateşi olduğu, tebessümünü, ebedi dünyaya bırakan, gözlerindeki ışıltıyla hatırlayacağız!!.. Çok şey söylenir, konuşulur, yazılması gerekir!… Ama denir ya, her şey boş!.. Soruşturma gizliliği ve yayın yasağı, kilitliyor.? Zaten, kelimeler de bundan sonra kifayetsiz kalır!..
***
Narin artık yok.. Caniliğin, vahşiliğin, insanlığını yitirmiş, sapkınlığın yaşanmadığı, yaşatılamadığı bir dünyaya göç etti!.. O artık, bir melek gibi.. Allah’tan rahmet diliyorum!.. Ki mekanı cennettir.. Çünkü masum bir çocuktur o!.. Ona kıyanları, ölümüne göz yumanları telin ediyor!.. Ve diyorum ki, bu vakıa salt Narin’i öldürmedi, tüm insanlığı katletmiş, bir dava olarak sorgulanmalı!…
***
Ki ilk gün mesleki tecrübeyle, buradan ifade etmiştim!.. Narin kızımız, uzaklarda değil, köyün yakınında.. Sessizlerin bulunduğu, alanlarda!.. O susanların, zihinlerindeki hesabın içerisinde, tutuluyor Narin.. O sessizler ve suskunlar, konuşursa Narin bulunur.. Bağlar’ın Tavşantepe köyü, ırak değil Narin’imize.. İşte şimdi, onların konuşması, konuşturulması, sorgulanması gerekir!… Sır perdesi aralansın, olaydaki muamma kalksın!?..
***
Yazıyı gazeteye gönderirken, Narin’in cesedi, Adli Tıp Kurumunda, otopsi yapılıyordu.. Köye giriş, çıkış yasak.. Soruşturma kapsamında, 21 kişi hakkında gözaltı kararı alındı.. Aralarında, Narin’in annesi, babası, kardeşi ve tutuklu amcasının yakınları, bulunuyor..
***
MÜJDE EKMEK ZAMLANDI!?..
Maşallah diyelim!.. Ekmek zammı da rutine bağlandı!.. Artık, otomatik, işlem görüyor.. Üç ya da altı ayda bir, keyfiyet arzıyla zam yapılıyor!.. Arada sızma zam da yok değil!.. Neyse, son zam, önceki gün karara bağlandı?!.. Bugünden itibaren de geçerli..
***
Kimler hangi kritere göre zam ve zam oranını karara bağlıyor, bilemiyorum!.. Biri emrediyor, alt uyguluyor. Lakin, ülke çarkıyla her şey, oldu bitti, maşallahla sonlandığı için, ekmek zammı da bu minvalde, zamlanıyor diyelim!!!..
***
Hasılı, artık Diyarbakır ahalisinin ekseriyeti, tek gıda maddesi olan ekmeği zamlı alacak, sofraya lüks yiyecek olarak, konumlandıracak.. Yeni zam oranına göre, bundan böyle 400 gramlık pide-lavaş ekmek, 18 liradan satılacak!…
***
Tabi, Oda ile Fırıncılar arasında, 18 lira konusunda anlaşmazlık var.. Oda 18, Fırıncılar 20 diyor.. Ama karar 18’le sınırlı.. Neyse, 200 gramlık somun ekmek derseniz onun da fiyatı, 9 liraya yükseldi.. 180 gramlık yağlı ekmek, 20 lira..
***
Lüks tüketim hanesine doğru ilerleyen Simit deseniz, düz hesap 90 gram 10 lira oldu!.. Tabi ki çeşitlerine göre fiyat değişiyor.. 20 lirayı bulan da var.. Ev ekmeği!… Yaygın, ev ekmeği pişirmek.. Artık bir leğendeki hamurun ekmeğe dönüşü, ateşten pahalı.. Pişirme bedeli ile tane başına biçilen fiyat 7 lira oldu..
***
200 gramlık susamlı ekmekte, 10 lira…Gel gelelim, üreten ile tüketenin mevcut zamma, koyduğu tavır!.. Tüketici olan vatandaş, tepkili; el insaf diyor.. Buğday’a kilo başı biçilen fiyat, ekmeğin gramajına getirilen zam ölçüsü, zıtlar hanesinde, neden bu zam sorgulaması var?..
***
Çünkü, buğday fiyatı artmadı!.. Bilakis, düşük tutuldu.. Enflasyon, ekonomide dengeleme, bir dizi tasarruf tedbirleri!?.. Son olarak açıklanan, üç yıllık program!?.. Her şey iyi olacak, güzel olacak denildiğine göre ekmeğe niye zam?. Çelişki yüksek!..
***
Hayatın acı gerçeğiyle, ekmek 18 lira oldu!.. Asgari ücret, ki emekli aylıkları herkesin malumu!.. Ekmek tüketen bir toplum olduğumuz için de bir aile günde ortalama, 4 ekmek tükettiğini düşünürsek, gel de hesapla!!.. Günlük, 72 lira.. Aylık, 2 bin 160 lira eder!
***
Buna, ek ilaveler, misafir, şu bu dersek!.. 3 bin lirayı buluyor artık, ekmek tüketim bedeli?.. Sadece “kuru ekmek..” Bu sabit gelir ve tüketimdeki zamlı halle, gel de geçin!.. İki gündür, yoğun şikayetler alıyorum, ekmek zammına dair!.. Kent ahalisi haksız değil, tepkide haklılar!..
***
Üretici olan, fırıncı dostlar!.. Onlar da kendi cephelerinde, ortaya koydukları gerekçe var.. Ki kimileri fiyatı, düşük buluyor!.. Özellikle, kaliteli ekmek üretimi noktasında, kimi fırıncılar önemli ayrıntılara dikkat çekiyor.. Sağlıklı ve kaliteli üretim bu fiyatla ne mümkün?!…
***
Fırıncılar, girdi maliyetlerinden, şikayetçiler!.. Su, elektrik, çalıştırılan işçi, maya, un!.. Ne diyelim, kendilerinin de haklılık payı yok değil.. Lakin, vatandaş nezdinde dert, yoksullaşmanın getirdiği alım gücündeki kayıplar!… Ekmek de lüks oldu!..
***
Her zam hadisesinde yaşandığı gibi, ne yapalım!.. Elden bir şey gelmiyor.. Ekmek, 18 lira oldu.. Herkese afiyet olsun!.. Tabi şu notu da, düşmek istiyorum.. Şimdiden, bozuk para derdi başladı.. Ki hem alıcı hem de satıcı bu noktada dertli!…
***
Önümüzdeki bir kaç hafta içerisinde, bu sorun ciddi olarak masaya yatırılacak!.. Ve emir, karar koyucular düz hesap olsun diye, ilave zam kararı alabilirler!.. Benden, şimdiden söylenmesi!.. Ki piyasada artık demir para yok!… Ekmek 20 lira olur!..
***
Diyorum ki, Büyükşehir ve ilçe belediyeleri şöyle sosyal belediyecilik ilkesi paralelinde, Diyarbakır’ın çeşitli semtlerine halk ekmek satış noktaları oluşturamaz mı?. Daha düşük fiyata vatandaşın ekmeğe ulaşmasını sağlamaları mümkün olmaz mı?.. Tıpkı, halk lokantası gibi, “Halk ekmek satış” merkezi!…
***
GÜNÜN SÖZÜ…
Masum çocukların ölümü, coğrafyanın kaderi olmamalı!…