NASIL BİR İL BAŞKANI OLMALI?

AK Parti’de İl Başkanı arayışı devam ediyor.. Yoğun ve hareketli bir süreç, işliyor diyebilirim? Çünkü, kayıt yaptıran 35 başvuru var.? Ki başvuru yapmayanlar da var, isimleri zikredilenler de var.. İlgi yüksek..

***

Önceki gün de, temayül yoklaması, ardından ikili görüşmeler ve kulis ile nabız yoklamaları yapıldı.. Denilene göre mini anket de yapılmış?.. Koordinatörler, dün sabah Ankara’ya gitti.. Şimdi sırada; Ankara faslı başlıyor.. Genel Merkez’de eleme ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulacak 5 isim!.. Ve sonrası onay!..

***

Peki, Diyarbakır’da AK Parti’nin misyonunu taşıyacak, oy yüzdeliğini yükseltecek, seçmeni kendine kanalize edecek, teşkilatlar arasında koordinasyonu sağlayacak, gelen-gideni ağırlayıp, parti kapısını, 7-24 açık tutacak bir il başkanı nasıl olmalı?. Ya da iyi bir il başkanı için hangi kriterler önem arz edici?.. Dün biraz bu konuya odaklan, kafamda şöyle bir taslak oluşturdum… Oluşan kriterlerim şu oldu?

***

 

*- İl Başkanı İl ve İlçe Teşkilatlarının, benimsediği, bildiği, tanıdığı, hemhal olduğu biri olmalı?..

***

*- İl Başkanı teşkilatı mensuplarını her yönüyle, yakından bilmeli ve tanımalıdır, diyalogda tavizsiz olmalıdır.

***

*- İl Başkanı teşkilat içerisinde ayırımcı, hizipçi, ötekileştirici olmamalı, her daim eşitlikçi ve adil, davayı misyon edinenle yol yürümeli?

***

*- İl Başkanı, naif, narin, tevazu, sahibi olmalı.. Kibirli olmamalı.. Kucaklayıcı, sevecen, babacan, candan olmalı, birleştirici olmayı her daim teşvik edici olmalıdır.

***

*- İl Başkanı, İl, İlçe Teşkilatlarıyla diyalog içerisinde olmalı, kendine buyruk tavırlar sergilememeli, her üyenin kapısını çalmayı, sorumluluk olarak, görmelidir?

***

*- İl Başkanı, siyasi ve ideolojik kutuplaşmayı körükleyici olmamalı, kapısını ve siyasi kulvarını her fikre, düşünceye, şahsiyete açık tutmalı?. Her düşünceye saygılı olması gerektiği kadar, dinlemesini de bilmeli.

***

*- İl Başkanı, gerek özel hayatı gerekse siyasi hayatının kamuya açık olduğunun bilincinde olması gerektiği gibi, ahlaki tüm değerlere saygılı ve riayet etmelidir.. “Ben yaptım, kime ne modunda” olmamalı.

***

*- İl Başkanı siyasetin ruhuna vakıf olmalı, ağzından çıkacak her sözcüğün ağırlığını bilmesi gerektiği kadar, önünü de, arkasını da, bugününü ve yarınını da, neler getirebileceğini düşünmelidir..

***

*- İl Başkanı, maziyi silip atarak başkanlık makamına oturduğu andan itibaren, yepyeni bir sayfa açarak; at gözlüğüyle değil, atın gözüyle tüm açılardan, olup bitenleri, görüp değerlendirme vasfına sahip olmalıdır.

 

***

*- İl Başkanı, istişareyi bir vazife bilmeli.. Akıl akıldan üstündür ilkesiyle, siyasetin ham maddesinin insan olduğu şiarıyla hareket etmelidir, onun-bunun gazına gelmemeli, ağzından çıkanı kulağı duymalıdır..

***

*- İl Başkanı, ağzına da, diline de, beline de, zihnine de, kalbine de sahip çıkması gerektiğini, kullanacağı sözcükleri doğru seçmeli, objektif olmalı, resmi tek açıdan değil, tüm açılardan bakarak değerlendirmelidir.

***

*- İl Başkanı, her söylenene değil, bizzat gördüğü, yaşadığı ve duyduğuna inanmalı, vaki ise hadisenin mevcudiyetine göre, araştırmalı, soruşturmalı, istişare neticesinde varsa bir hüküm verilmeli?.. Ön yargılı hiç olmamalı.

***

*- İl Başkanı, hata ister kendisinden, ister teşkilat üyesinden, isterse de, ilçe teşkilatlarından gelsin, öncelik hatayı kabullenmek, sonrasında da telafisine gitmesi gerek. Hatayı düzeltmek adına azami çaba sarf edilmelidir.

***

*-İl Başkanı, seçim bölgesindeki vatandaşları sadece ve sadece “seçim dönemlerinde” ya da, parti yetkililerinin teşrifleriyle, iktidar olma vasfıyla, bakanların, bakan yardımcılarının geldiği evrede hatırlamamalı.. Hep hatırlamalı…

***

*-İl Başkanı, vatandaşın taziyesinde acısını, düğününde sevincini paylaşmasını bilmeli, hal hatır sormaktan hiçbir zaman imtina etmemeli. İyi bir iletişim ağıyla, sevgiyi, muhabbeti geliştirmeli.

***

*- İl Başkanı, her kesimin derdini dinlemeli, not almalı, çözümünü sağlamaya yönelik samimiyet karinesi içerisinde, güven verici şekilde, çaba sarf etmelidir. Konuştuğu insanın ağzından dökülen sözcükleri, iyi dinlemeli ve idrak etmelidir.

***

*-İl Başkanı, gereksiz, anlamsız, yıpratıcı “siyasi ve ideolojik” polemiklere girmemeli, insanlarla kavga etmemeli, kindar ve hizipçi olmamalı, konuşmayı her daim, çözüm yolu olarak bilmeli. Lakayt olmamalı.

***

*-İl Başkanı, oturduğu makamın çevresini dalkavukların, çıkarıcıların, çerçilerin, menfaatperestlerin sarmasını engellemeli. İnsanlarla arasına başka “indregandi” modlu insanları sokmamalı..

***

*- İl Başkanı, iktidar nüfuzuyla, kamu kurum ve kuruluşlarına işçi, memur, personel alımlarında, “tavizsiz şekilde” adil olmalı ve adil bir işleyişin, ilgili ve yetkili kurumlarda, sağlanmasına vesile olmalı..

***

*- İl Başkanı, oturduğu makamı, ailesine ve kendisine “rant kapısı, çıkar makamı” olarak görmemeli, hakkı, hukuku, adaleti, eşitliği ve hakkaniyeti benimsemeli, “ehil ve liyakata” önem vermelidir.

***

*-İl Başkanı, temsil ettiği değerlere daima sadık olmalı, geldiği makamı geçici bir kazanç kapısı olarak görmemeli, birilerinin sırtına basarak, basamak atlama gibi sinsiliklere meyil etmemeli.

***

*-İl Başkanı, kendisinden önce o koltuğa oturanlara her daim saygılı olmalı, yerini ve makamını, oturduğu koltuğun davasına inanmalı, yapmacık olmamalı, içi-dışı bir olmalı. Burnu havalı, insanlara tepeden bakmamalı.

***

*-İl Başkanı, yaşamıyla, ahlakıyla örnek olmalı, uçkurla, rüşvetle, yolsuzluk, hırsızlık, ihale takibi, makam ve mevki satıcısı olarak, anılmamalı, böylesi zilletliklerin yoluna girmemelidir?

***

*-İl Başkanı, ağzından çıkan her sözcüğün bir senet olduğunu bilmeli, arkasında dumalı, haddini bilmeli, gücünü oturduğu koltuktan ve makamdan değil, karakterinden, doğruluk ve dürüstlüğünden almalıdır.

***

*- İl Başkanı, halk deyimiyle “haddini bilmeli, adam gibi adam olmalı, çok çalışmalı, davasına inanmalı, üstlendiği siyasi misyondan taviz vermemeli?” İl ve İlçe Teşkilatlarında yer alan, en alt birimden en tepe isme kadar “sorumluluk sahibi” olunmasına, riayet etmelidir.

***

*- İl Başkanı, siyasi parti kimliğinin yanısıra, bulunduğu kent ve seçim bölgesi için de, koordinasyon görevini de yerine getirmelidir. Sokağı da, çarşıyı da, kamuoyunu da, sivil toplum örgütlerini ve kamuyu “birbirleriyle buluşmada” köprü vazifesi görmeli.

***

* İl Başkanı, “birilerinin adamı, ya da birilerinin ceket ilikleyeni” olmamalı.. Ve bilmeli ki, oturduğu koltuk 81 İl arasında “tek bir koltuktur?”.. Ama Meclis’e gidenler, 81 İl’den 600 kişi ve koltuktur.. Bu gücün idrakinde olmalı.

***

* İl Başkanı, siyasi fikri hangi düşünceye meyil ederse etsin, değişmez “Milliyetçilik ruhu” yaşadığı, havasını solduğu, seçmeninden oy aldığı kent için, işlev görmelidir. Yani “Kent milliyetçiliğini” tavizsiz yerine getirmelidir.

***

Velhasılı kelam!.? Daha sıralayabileceğimiz “İl Başkanı” böyle veya şöyle olmalı noktasındaki öneri ve beklentilerimiz çok.? Kitaplar dolusu.. Ama özü itibariyle, bu anlatım ve tarifimiz her ne kadar Ak Parti İl Başkanı “arayışı” üzerine olduysa da, bir siyasi partinin İl Başkanı nasıl olabilire açıklıktır.

***

AK Parti İl Başkanı her kim olursa olsun; “bir partinin il başkanı olduğunu” asla ama asla unutmamalı.. Bu doğrultusunda, hareket etmeli, siyasi aktivitelerini de bu minvalde, geliştirmelidir.. Peki, tüm bu saydıklarımı bünyesinde barındıran böyle biri var mı, ya da rastlamak mümkün mü?.. Sizce..

***

ÇINAR GERGİNLİĞİ..

Dün sabah Çınar İlçe Müftüsü Ferit Bilgin aradı.. Yaşadıklarını anlattı.. Dinledim..Tabi ki yazmamak şartıyla; konuştuk.. Ki, kendisi 657’ye tabi olması münasebetiyle, “izinsiz beyanat” veremez!.. Neyse; tayin istediğini söyledi.. Önce Kocaköy olmadı, Şırnak’ın Silopi ilçesine istemiş..  Öğleden sonra da, Silopi’ye dair talebinin uygunluğu bilgisini aldım..

***

 

Bilgin’in anlattıkları ile Kaymakam Muhammed Fatih Günlü’nün basına yansıyan beyanatları, karşılıklı oluşan gerilimi, “ayıp olmuyor mu” diye, buradan sorgulamıştım.. “Taziye ziyaretlerine katılıp katılmama, vaaz verip, vermeme” eksenindeki hizipleşmenin, iki tarafa da yakışmadığını söylemiştim..

***

Ki hayli de yankı bulmuştu o yazım..  Mülki İdare Amiri ile İlçe Müftüsünün başka işleri mi yok, halk deyimiyle sidik yarışına girmişler… Şimdi de diyorum ki, Diyarbakır’dan Şırnak’ın Silopi ilçesine tayin istemek, ya da zorlanmak, idareciler için, yetkili ve etkili makamlar için, yaşanan ayıp edici mevzu noktasında, çözüm mü?.. Biri gitsin, biri kalsın!.. Ve böyle devam ede gelinsin.. Yorum sizin..

***

YİNE Mİ ELİN OĞLU…

A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörlüğüne Vincenzo Montella getirildi.. Üç yıllık da sözleşme imzalandı.. Montella’nın kariyeri her ne ise; bilmem!.. Ama velakin, TTF’nin hala da, “ağzı sütten yanan” noktasında bir ders-i ibret almamışsa.. Söyleyecek tek sözüm var; “Yine mi elin oğlu, öz evladın yok mu?”..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Günümüz siyasetinde Ankara’da dayın var ise “adam olmana gerek yok?”..