PİRELER KÖY BASMIŞ..?!

Yok daha neler?!.. Vallahi ilk önüme haberi koyduklarında ben de öyle tepki verdim.. Şaşırdım.. Pireler köyü nasıl istila eder diye de tepki verdim?!.. İroni de yaptım, ellerine, silah, tank tüfek alarak mı köyü basıp milleti esir aldılar!?.. Yahu pire dediğin ne ki?,,  Bu işte tezat bir durum olmasın mı, kanmayalım dedim, ülke ve millet olarak hangi çağdayız?!.

***

Sonra baktım, iş ciddi.. Tank, tüfek, silahtan beter hücum geçmişler pireler?! Haber İLKHA ajansına ait.. Ajansa göre, Diyarbakır’ın Çınar ilçesine bağlı Bellitaş kırsal mahallesinin sakinleri, bir aydır Pirelerin istilası altında, inim inim inliyorlarmış?!.. Kaşıntı, uyuzluk, her yerde baş göstermiş?.. Ne dışarı çıkılabiliyor, ne de içeri girebiliyorlarmış?!

***

Habere göre, köy ahalisi kendi imkanlarıyla ilaçlama yapmış, ama üstesinden gelememişler.. Daha bir üremişler.. Keçi besiciliği olduğu için; üreme noktaları da keçiler ve ahırlarıymış?!.. Hayvanlarına zarar gelmesin diye de; farklı bir ilaçlamaya gidebilmiş değiller.. Bundan ötürü de, devlet-i aliyeden yardım istiyorlar..

***

İyi de, Çınar belediyesi yok mu, kaymakam yok mu, ya da ilçe sağlık müdürlüğü?.. Kapıları çalınmamış mı; ki bir aydır pirelerle boğuşuyorlar.. Her ne ise, elbette ki, bu yazı ve haber sonrası ilgililer vaziyete mütali olduklarında ilgileneceklerdir!.. 

***

Ama velakin, yaşadığımız çağ itibariyle; “pireler bir köyü basacak düzeye gelmişse ve o köy ahalisi üstesinden gelip köklerini kurutamıyorsa” vay ki vay!… Ne diyeceksin; bereket versin ki okullar yaz tatiline girmiş.. Ya okullar açık olsaydı?…

***

OTOPARKTAKİ SIFIR ARAÇLAR..

Nasıl da, otomobil bayisi vitrini gibi sergilenmiş sıfır otomobiller?!.. Gıcır da gıcır ama biraz tozlu.. Aynen de öyle.. Ancak bu vitrin otomobil bayisi değil, Diyarbakır Havalimanı’nın eksi 1 otoparkı!.. Önceki gün, haber bültenlerine konu oldu!.. “Onlarca sıfır, plakasız otomobiller, havaalanı otoparkına çekilmiş, bekliyor..”  Uzun süredir bekliyor.. Aranan cevap ise; “Bu araçlar kimin, stokçuların mı?”…

***

Malum, son iki yıldır bu minvalde büyük bir yolsuzluk, usulsüzlük ve fırsatçılık ahlaksızlığı söz konusu.. Ki hükümet bu konuda tedbirler, cezai uygulamalar yapsa da; yine de önü alınamıyor..  Havalimanı otoparkında, vitrine konulmuş, ama tozlanmış araçlar da böyle bir tezgahın işi mi diye soruşturuluyor?!

***

Henüz sorgulama aşamasında?!.. Kaldı ki otopark işletmesi de, havalimanı idaresi de, diğer yetkililer de; net bir bilgi vermiyorlar?.. Dün, Ticaret İl Müdürüyle görüştüm.. Araçların bazı araç kiralama firmalarına ait olduğunu, söyledi, söylemedi modunda, ifade etti diyebilirim?! Detaydan imtina etti.

***

Tek net ifadesi şu oldu?.. Sıfır otomobiller Diyarbakır’daki otomobil bayilerine ait değil; dosyalar Bakanlığa gönderildi.. Ne gerekiyorsa Bakanlık yapacak?!.. Ne çıkar bilmem Bakanlıktaki tahkikatta ama bende oluşan kanaatta “işin içinde, Bellitaş köyünü istila eden pireler var gibi; geziniyor?!…”

***

Dün piyasadaki fırsatçılıkla alakalı ne demiştim?!.. Eğer ki bu fırsatçılık suç teşkil ediyorsa ve eğer ki burda “söğüşlenen, soyulan, cebine el uzatılan vatandaş” ise, onun hak ve hukukunu koruması gereken de; devletin “kolluk kuvvetleridir?”.. Onların sahada yetkilenmesi lazım ki; devletin kadife kaplı demirden yapılı şamarı enselerine insin ve hissetsinler!!…

***

KALDIRIMLARI ISLAH EDİN!…

Yaz geldi.. Kavurucu sıcaklar başladı.. Herkes dışarda.. Amma velakin, Diyarbakır’ın kaldırımları da, şimdiden işgal altına girdi.. Yoğun şikayetler alıyorum.. Bir tarafta esnafların ürünlerini sergilemek için kaldırımı işgal ederek, tezgah açması.? Diğer yandan.. Ki en çok tepki gösterilen, veryansın edilen, kahvehane ve çay ocakları tarafından kaldırımlara masa ve kürsü atıp, müşteri ağırlaması!…

***

Şu ilçe, bu cadde demiyorum!.. Bilumum, manzara aynı.. İlgili ve yetkililere duyurulur.. Eğer ki, yerli ve yabancı turisti istiyorsak, kent ahalisine huzurlu ve güvenli, istikrarlı, çevre düzenlemesi ve temizliği muntazam bir ortam oluşturmak gerekliyse ki gerekli.. Önceliğimiz kaldırımların ıslah edilmesiyle olmalı.. Çünkü, o kaldırımlarda yürüyenler insanlar.. !

***

ELİNİ SALLASA ELLİSİ!..

Kemal bey demiş ki.. “Altılı masayı kurdum.. Gerekirse 16’lı masa bile kurarım..” Kulvarında yürüyenler de laf etmiş.. “Yok daha neler?”.. Niye ya, niye?.. Yaptıkları yapacaklarının teminatı diye bir söz yok mu?!.. Var.. E o zaman; niye bu endişe?.. Adam altılı masayı kurmadı mı, kurdu..

***

Yetmedi, milletvekili rüşveti pardon kontenjanı vermedi mi, verdi?!.. Yedi düvelle iş tuttu mu, tuttu?.. Şef’le, Coni’yle, Koniyle videokonferans kurdu mu kurdu? Tarihte görülmemiş bir seçimle, 7 parti lideri, 2 de büyükşehir belediye başkanıyla; toplam 9 Cumhurbaşkanı Yardımcılığı taahhüdünde bulundu mu, bulundu?!..

***

PKK’yı bile kendine hayran bıraktırıp, destek almayı”başardı mı başardı?! Demirtaş’ın cezaevinden feragat edip, onu destekledi mi, destekledi? Şimdi, tüm bunları seri şekilde icra etmiş Kemal Bey!.. Size göre onaltılı masa kuramaz mı?!.? Kurar arkadaş kurar.. Adam ellisini sallasa ellisi.. Tamam mı?!..

***

Zaten sıkıntısı yok!.. Sıkıntılı olan, CHP’dir ve onun kendi bekasıdır!.. Kemal Beyi bağlamaz ki?!.. Bağlasaydı; “batan geminin malları diye gelene-gidene, sebil etmezdi?!..

***

 

YENİLGİNİN SORUMLUSU KİM.

Bu soruya, MetroPOLL Araştırma şirketi yanıt aramış.. 8-10 Haziran tarihleri arasında 28 ilde 2113 kişiyle görüşerek yaptığı anketin sonuçlarını açıkladı.. 14-28 Mayıs seçimlerinin ardından yapılan ilk anket.. Ankette seçmene "Sizce muhalefetin seçim yenilgisinden en çok kim sorumludur" sorusu yöneltildi.  Yanıtlarda, Kılıçdaroğlu'nun ilk sırada yer aldığı ankette İmamoğlu, Yavaş'tan iki kat daha fazla sorumlu görüldü Yüzdelik nasıl?. 

***

Kemal Kılıçdaroğlu: Yüzde 50,4

Meral Akşener: Yüzde 15,1

Ekrem İmamoğlu yüzde 7,5

Mansur Yavaş yüzde 3,5

Fikrim yok - cevap yok: Yüzde 23,5 

***

GÜNÜN SÖZÜ

Pireler köyü, kürsüler kaldırımı, fırsatçılar otoparkları ele geçirmişse, ahali nerde?!