RABİA’NIN SESİNİ DUYALIM?..
Rabia Alioğlu.. 26 yaşında genç bir bayan.. Diyarbakır’da ikamet ediyor.. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni.. Lakin o da, onbinlerce öğretmen adayı gibi, atama bekleyenlerden biri!.. Tek gayesi ve umudu var.. Bir an önce kamuda, kendi mesleği alanında işe girebilmek!.. Yani öğretmen olarak atanabilmek!?..
***
İşte bu umut ve hayalle, hafta sonu yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavının (KPSS), ilk oturumuna katılmak üzere, sınavın yapılacağı okuluna gitti.. Malum, hayat sınav maratonuna dönmüş.. Her kademe binbir sınav içeriyor.. Neyse, sınav merkezi, Bağlar ilçesindeki Fatih Anadolu İmam Hatip Lisesi!. Rabia, ilk oturuma katılarak, sorularını yanıtlıyor?..
***
Süre bitince çıkıyor.. İkinci oturumu bekliyor!.. Tabi saatler var sınava!.. Raiba, Okul’un yakınındaki, Koşuyolu Parkı’na gidiyor!… Sınavın stresi, havanın aşırı derecede boğucu olmasının yarattığı sıkıntılı ortamdan az da olsa uzaklaşmak.. Boğuculuğu “erin bir ortamda minimize etmek için okulun karşısındaki parka gidiyor!..
***
Halk deyimidir.. Denir ya, gitmez olaydı, o parka!.. Bankta otururken, ikinci sınava dair zihninde soru testiyle meşgul olduğu esnada, birden canı fena şekilde yanıyor… Meğer ki, ne olduğu ve nerden geldiği bilinmeyen kör bir kurşun, onun başına isabet etmiş… Kanlar içerisinde kalıyor… Talihsiz Rabia, korku ve panik içerisinde, elini başına koyup, akan kanı durdurmaya çalışıyor..
***
Yalnız, başına!.. Sağına, soluna bakıyor.. Elle işaretle, ağzından çıkan imdat çığlıklarıyla, birilerini çağırıyor.. İyi ki parkta durumu fark edenler var ki, yardıma koşuyorlar.. İhbarda bulunuyorlar.. Olay yerine çağrılan sağlık ekibi ilk müdahaleyi kendisine yapıyor.. Sonra, hastanede tedavi altına alınıyor Rabia Alioğlu..
***
Şans eseri, kurşun kafatasını sıyırmış!… Rabia, “Ölümden kıl payı kurtuluş” mucizesiyle, sağlık durumu iyi!.. Ama tedavisi bir süre devam edecek!…Hayati tehlikesi yok!.. Polis, adli yönden, olayı kapsamlı şekilde araştırıyor, mermiyi ateşleyen silahlı kişinin yakalanması an meselesi diyebiliriz..
***
İpuçları var.. Üç farklı açıdan, KGYS ve bölgedeki güvenlik kameraları inceleniyor.. Kurşunun çıktığı silah ve tetiğe basan o şehir magandası, elbette ki, derdest edilecek!.. Ve hak edilen cezaya, çarptırılacak.. Ki, çarptırılması gerektiğini buradan haykırıyorum!.. Ki ders-i ibret olsun!..
***
Haykırmak derken, Rabia Alioğlu kızımız da, yaşadığı travmatik hadiseyle oluşan vahim mağduriyetlerine dair, haykırıyor.. En büyük mağduriyet ve üzücü olan sınavlara katılamayışı!.. KPSS sınavının sadece ilk oturumuna katılabilmiş.. İkinci oturumuna katılamadı.. Katılamadığı için de, KPSS sınavını tamamlayamamış oluyor!.. Bu da yıllarının kaybına ve emeğine, neden oldu?
***
Rabia’nın sesini duyacak makam hiç kuşkusuz ki, iki kurum var!? Birincisi Milli Eğitim Bakanlığı!.. İkincisi ise, KPSS sınavının koordinasyonunu üstlenen, ÖSYM!.. 1.5 milyon kişinin büyük umutla, beklenti içerisinde olduğu KPSS sınavı için, Rabia’nın istediği mağduriyetine bir çözüm bulunsun.
***
Hasta yatağında ne diyor Rabia!.. “Sınava girmem gerekirken, şu an hastanedeyim. Çok farklı koşullarda, çok zorluklarla çalıştım. Daha önce de depremde mağdurdum. Sınavıma giremedim. Milli Eğitim Bakanımızdan bu mağduriyetime bir çözüm bulunmasını istiyorum. Emeklerimin boşa gittiğine üzülüyorum. Belki atanacaktım. Bir yılım sorumsuz insanlar yüzünden gitti. Ama maalesef ki sınava giremedim"
***
Umarız Rabia’nın büyük bir umutla, şevkle, yarınlara dair nice hayallerle hazırlandığı öğretmenlik sınavı, şahsına münhasır, ikmal edilerek mağduriyeti giderilir… Alacağı puan, ne olur, ne olmaz onun başarısına, dairdir.. Ama ortada ve elde olmayan gelişmelerin yarattığı bir mağduriyet var..
Bunun da, hükmü ikinci bir mağduriyet olmamasıdır… Bir çözüm şart!…Yazı başlığımızda ne demiştik; “Rabia’nın sesini duyun..” Evet biz duyduk ve buradan ahaliye aktardık.. Beklenti, duyması gerekenlerin duyarak, soruna çözüm getirmesi?..
***
MURAT KURUM’UN BAKANLIĞI?…
Hafta sonu, bu minvalde sohbet gerçekleştirdik!.. Hazırdaki kimi dostlar, işi siyasi kulvarda, hizipleştirdi?.. Ben ise, siyasi değil de, işin ehil ve liyakat ölçüsüne bakmakta fayda var diyerek itiraz ettim? Çünkü, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, mevcut zaman dilimi içerisinde, en hayati kurumların başında gelmektedir!!…
***
Ki Murat Kurum da, söz konusu bakanlığa ehil ve liyakat ölçüsünde en layık, uygun isimlerin başında gelendir!?. Ki tecrübe de ayrı bir güç kazanımıdır?.. Deprem zamanı diliminde, bire bir şahit olduk; sahadaki güven tesis edici, icraatnın olduğunu.. Gecesini, gündüzüne katarak, tutuğunu koparan, odaklandığı işi bitiren, koşturan, çabalayan, mücadelesinden geri kalmayan; mütevaziliğiyle, gönül dostu oldu!…
***
Bakanlığı döneminde, tek bir şikayet, eleştiri ve tepki gelmedi?!.. Ki, en kritik, sosyal ve ekonomik, yaşam çaresizliğinin hakim olduğu bir dönemde, muhalefet bile, laf etmedi, edemedi, üzerinden polemik yaratamadı!.. “Şeffaflığına” da halel getiren olmadı?.. Yani çok yönlü bir başarıya sahipti ki, Erdoğan onu İstanbul’a gözü gibi sevdiği şehre aday yaptı!..
***
İmamoğlu’na karşı seçimi kaybetmesine gelirsek!? Bi o dönemi hatırlayalım, ne pazarlıklar, ne işbirlikleri, ne ittifaklar, ne de Ak parti aleyhine olabilecek nice, solunan hava hakimdi!.. Rüzgar alehte değil, lehte esiyordu!.. Tabi Kurum’un da siyasetten gelmemesi, sahadaki siyasi aksiyonlara mütevazi kişliğinin ırak tutar hali!…
***
Gelirsek, ikinci kez aynı kurumun başına bakan olarak getirilmesi!.. Mehmet Özhaseki’nin istifası ve siyasi kulvardan çekilmesiyle boşalan O koltuğa, elbette ki, Kurum’un atanması kadar doğal bir şey olamaz?.. Ki Kurum’un gözardı edilmesi, geri planda tutulması, hatta unutulmaya bırakılması, hiç de dava adamlığına yakışmayacağı gibi, adil de olmazdı?!
***
Kaldı ki, başladığı işi bitirmek, diye bir gerçek vardır?.. En şeffaf ve samimiyet, gerçeği olduğunu da unutmamak lazım.. Çünkü, deprem bölgesindeki projelerin nerdeyse yüzde, 70-80’i onun döneminde, uygulama startı aldı.. Nitekim bugün görüyoruz, göreve başladığı gün itibariyle, Deprem bölgesindeki illeri tek tek gezerek, gelinen aşamaları irdeliyor!?.
***
İşte sevgili dostlara bu kısa bilgi aktarımı sonrasında dedim ki; amasız, fakatsız, şusuz, busuz, ek bir kelime icra etmeden, “çalışkan ve mütevazi, içten ve de samimi kişiliğiyle” başarılı olmuş biri diyorsanız!.. Neden, ikinci kez aynı kurumun başına geçme noktasında itirazınız olsun ki?.. Aynen de öyle!..
***
Deprem bölgesindeki konut inşaatıyla alakalı verdiği son bilgiye göre..11 İl’de 276 bin konutun inşaası devam ediyor.. Teslim edilen konut sayısı 76 bin.. Bundan sonra da her ay, 25 ila 30 bin konut arasında, teslim planı yapılıyor.. Ne diyor Kurum; “Acı, mutluluk, umut hepsini bir arada yaşıyoruz.?” Olmaz mı?
***
GÜNÜN SÖZÜ…
Nasihatın en kalıcı olanı, kişiye yaşamınızla örnek olmanızdır!..