REKTÖRLÜK SEÇİMİ!

Dicle Üniversitesi için rektör seçimi noktasında kritik bir süreç başladı. Artık son virajdalar. Aday başvuruları hız aldı. Kesin olmamakla birlikte, sayı hayli, beklenenin de üzerinde. Rağbet yüksek! Salt Diyarbakır’dan değil, garip olan şudur ki, ülkenin birçok üniversitesinden de başvuru yapan var!

***

Ne diyelim aday bolluğu noktasında; bereketli olsun?.. Tabi adaylar kendi kulvarlarında, hummalı bir aksiyonel çaba içerisine girmiş durumdalar!… Siyasi ve akademik yönde, güç ve destek bazlı, kulis ataklarına yönelmişlerdir… Diyarbakır, Ankara ve İstanbul arasında mekik dokuyan dokuyana!..

***

 

Mevcut Rektör görünen o ki, yeniden  aday olacak gibi!.. Çünkü son dönemlerde mevcut görev süresinde hiç icra etmediği faaliyetler yapar hale geldi.. Tabi, rektör adayıyım yönünde bir deklare edişi yok!.. Yapmışsa da ben haberdar değilim.. O da benim eksikliğim olsun.. Ancak denilene göre son virajda ben yokum diyebilir imiş?.. Ne kadar doğru meçhul?!

***

Her ne ise, olur olmaz önemli değil!? Zaten adaylar arasındaki seçim, çok geçmiş dönemlerdeki gibi öğretim üyeleri belirlemiyor.. Ki böylesi bir seçimi de hiç demokratik, görmediğimi de daha önce ifade edip, yazı konusu etmiştim! Şuan her şey, oldu-bittiyle bitiyor.. İlk üçü YÖK belirliyor.. Akabinde bu isimler, Külliye’ye bildiriliyor.. Son kararı da, Cumhurbaşkanı Erdoğan veriyor…

***

Daha önce de, Rektör kim olacak noktasında hassasiyetlerimi buradan aktarmıştım!.. Bunu dile getirirken birilerini yermek adına, aktarmıyorum!.. Ki her seçim evresinde de, dile getiriyorum, getirmeye de devam edeceğim!..

Bir kez daha, haykırmak istiyorum!.. Belki de, YÖK, tabi ki Külliye bu sese, kulak verir.. Çünkü, Dicle Üniversitesi bir hayli geçmişin enkazıyla, siyasi ve ideoloji  kutuplaşmanın, girdabında yıprandı, geriledi, akademik alanda düşüş yaşadı!..

***

Dicle Üniversitesi’ne, rektör atanacak her kim olursa olsun?.. Diyarbakır’ın, Üniversitenin, bölgenin tozunu, dumanını yutmuş, hasso bir Diyarbekirli, lazım diyenlerin başında geldiğimi ifade etmek isterim!.. Uzun süre Üniversitenin bünyesinde çalışmış, hatta idarecilik yapmış biri de olabilir?!.. Ehil ve liyakat açısından tecrübe önemli; idarecilikte!.. Şehrin üst ve alt katmanlarıyla diyalogu olan!.. Resmi ve sivil dinamiklerle iletişim kuran, kurabilmeyi şiar edinen vizyoner bir öğretim en doğru tercihtir!!

***

En önemlisi de, bu kentin tüm dinamiklerinin de, Dicle Üniversitesi’ndeki yönetim ve işleyişinde, denir ya elini taşın altına”koyarak, inisiyatif alması lazım.. Ki görüştüğüm çok kişi de, Üniversite şehirden kopuk.. İstişare kültürü, yok.. Yerlilik açısından hassasiyet üretilmiyor.. Bölgenin sosyoekonomik, kültürel milli meselelerinden ırak, tutum içerisinde!…

***

Bir duayen, ak sakaklı, ömrünü Dicle Üniversitesine adamış, bugün kenara çekilmiş, dostun ifadesiyle.. “Artık dışarıdan, ısmarlama, tepeden inmeci, oldu, bitti, şunun, bunun adamı noktasında, Rektör ataması yapılmasın.. Bu yöndeki atamalar doğru değil, yanlıştır, zarar vericidir. Dicle üniversitesini, gerileten, ötekileştiren, hizip bir atmosferin içerisine sokan bir durumdur..” Dostumuz, haksız da değil…

***

Bugün dahil, söz Üniversite’nin kampüsünde ilk günden buyana ilk sorgulanan, üniversiteye ait arazilerin rant karşılığında, peşkeş edilmesi?.. Gözle görülür şekilde, 27 bin dönümlük alan, tamamen işgal altında.. Kimi dönem, rant adına birilerine, cukkalandı.? Kimi dönem, üniversitenin hayrına deyip, hayırsızlıkla neticelenen ucube lojmanlar adına, tahsis edildi!.. Nitekim, üniversite şuan dört bir tarafı, konut alanı olarak binalar inşa ediliyor!..

***

Diyeceksiniz ki üniversitenin kasasına giren ne?. Ne yazık ki, tek bir kuruş yok.. İki hastane yapılacaktı, o da yapılmadı, kimi engeller yüzünden?.. Dicle nehri kıyısında, o biçim işgal.. Hele ki, Tıp Fakültesinin dört bir tarafı, kafe, kantin ve büfelerce işgal edilmiş vaziyette? Önceki gün Acil servis yanındaki kantinde çıkan yangın, işin çarpıklığını, ortaya koymuyor değil… Kantinleri kim işletiyor, ya da arkalarındaki güç kim bugüne kadar hep sorgulanmıştır?.. Yanıt veren ise yok!

***

İlaç, medikal, işine girmiyorum!.. Parayla, ameliyat, bıçak vurma.. Özel muayene kaçışları.. Özel hastanelerle iş tutma.. Demem o ki; makam ve mevkiyi çıkara, menfaate, rant teminine değil, ülkemizin ve bölgemizin ihtiyacı olan milli duyguları ve kendine özgüveni ikmal olmuş, innovatif öğrencileri yetiştiren, akademik bir kültürün, gelişmesine sağlamaya, odaklandırmış beyinlere ihtiyacımız var dün olduğu gibi bugün!.. Her alanda, olumsuzlukları gideren, olumlulukları artıran anlayış gerekli?

***

Özellikle, idareye gelecek olan her kim olursa olsun, sağlık alanında hal-i hazırdaki mevcut fiziki yapılar tez elden, atıla düşürülerek.? Yeni, modern donatımlarla, Ortadoğu’ya hitap edecek, hastaneler ve yeni birimler inşa etmelidir.. Sağlık turizmine, odaklanmalı!.. Beri yanda, üniversiteyi şehirle buluşturan, il, bölgesel, ulusal ve uluslararası arenada potansiyel gelişmelere öncülük edici yol ve rol üstlenici olmalıdır..

***

Vizyoner bir yönetim kadrosuyla, Dicle Üniversitesi dönemlerin oluşturduğu enkazları, ancak kaldırabilir!.. Diriliş için elzemdir.. Aksi takdirde, birilerinin nam-ı hesabına görev üstlenip, gelen, tepeden atanan kişilerle, kadrolarla, bir yere varılamaz!.  Denir ya gelen gideni aratır olur.. Ki bunun acısını, mağduriyetini bu üniversite çok çekti, ağır bedeller ödedi, ödemeye de devam ediyor!..

***

Netice itibariyle!.. Son sözümüz şudur.. Şehrin dinamiklerini, üniversite ve insanlarını tanımayan, ya da ideolojik noktada, hizipleşen!.. Şehirle hemhal olmayan kişi veya kişilerin, bu kadim kentin ahalisine verebilecekleri hiçbir şey olmayacağı gibi, katkıları da olmaz!!!.. Bunun tescili, nice Diyarbakırlı öğretim üyesinin bu şehri terk etmesidir..

***

Evet, bizim naçizane öneri, beklenti ve isteklerimiz bu minvalde!.. Sanmıyorum ki, Üniversite’nin havasını solmuş, kadim şehrin tozunu yutmuş, bu kentin dinamikleri arasında yer almış!.? Ki mevcut yönetim kadrosu da dahil; beyanlarımıza bir itirazı olsun!.. Tabi ki adaylar da!.. Umarız, gönlümüz göre, “ben hasso bu şehrin evladıyım” diyebilecek biri, tercih edilerek, Dicle Üniversitene Rektör edilir..

***

TEPELERİNDEYİZ!…

Önceki gün sabah, İl Emniyet Müdürlüğünden aradılar.. Bir önceki, “Suikast Kuryeleri” başlıklı yazımla alakalı.. Yazıma vakıf olmuşsunuzdur zaten?.. Olmayanlar ise arşivden ulaşabilirler!..

***

Mevzu, son dönemlerde peyda olan motosikletli suç şebekeleriyle alakalı.. Ki bu şebekelerin son eylemin de, malumunuz üzre, Çınar Devlet Hastanesi Başhekimi hedef seçildi!?. Seyir halinde aracı tarandı..

***

Şans eseri, ölen ve yaralanan olmadı!.. Bir kişi gözaltında.. Gözdağı mahiyetli bir saldırı.. Zaten, bunların ana gayesi de, gözdağı üzerinden, korku atmosferi oluşturup, menfaat temin etmek!..

***

İşte bu ve benzer hadiselerde vücut bulan, şebekelerin motosiklet kullanarak, bu işleri yaptığını dile getirmiştir.. Yani suikast kuryeleri..  Buna dair, detaylı bir telefon görüşmesiyle bilgilendirme yapıldı..

***

Konu hassas!.. Üzerinde büyük bir hassasiyetle duruluyor.. Bir ölçüde tepelerindeyiz denildi… Şehrin, huzuru, güveni ve istikrarı ile asayişi için, tepelerindeyiz!… Şok operasyonlar geliyor..

***

Suç ve suç örgütlerine karşı tavizsiz bir mücadelenin sahada var olduğunu biliyorum!.. Son, 10 kişinin yakalanıp tutuklandığı Demir adı verilen operasyonun da bu kapsamda gerçekleştirildiği notunu aldım!..

***

Önümüzdeki günlerde, çok daha kapsamlı operasyonlar da gelecek!.. Öncelikle buradan dile getirdiğim emniyet teşkilatını ilgilendiren toplumsal olaylarla alakalı.? Ki salt bir önceki yazım değil, daha önceki yazılarımda da, aynı duyarlılık gösterilerek, bilgilendirme yapıldı!..

***

Bu yönde, büyük bir duyarlılık gösteren İl Emniyet Müdürü Fatih Kaya ve ekibine, yaptıkları bilgilendirmeden dolayı teşekkür ediyorum!..  Boşuna söylenmiş bir söz değil!.. Yeter ki niyet salih olsun..

***

Zaten bizim de gayemiz, üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil.? Diyarbakır’ın huzurlu, güvenli, yaşanılır hale gelmesi; bir bütünlük hassasiyetiyle ancak ikmal olabilir!?. Aksi taksi ne mümkün?…

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Merhametin ikmal edilmediği duyguda, vicdan devre dışıdır!…