SAHADA KİM İDDİALI?!…
Denir ya seçime burda kaldı üç hafta!.. Dün itibariyle listeler kesinleşti.. YSK son hükümlerini deklare edip rötuşlarını yaptı.. Peki, siyasi arenada hal-i hazırda hakim olan kim?!.. Ülke sathında, vaziyet malum.. Ama Diyarbakır özelinde derseniz; “hiçbir şey eskisi gibi değil..”
***
Gözler tamamen, dört partiye odaklanmış vaziyette!.. Ki kentteki siyasi alayı da, hareketlendirip, coşturan da, zaten bu dört parti!.. Her ne kadar, 19 Parti, Diyarbakır’da seçime girme noktasında karar alıp, YSK’ya liste vermiş ise de, çarşı-pazar, şehir, merkez, köy, kırsalda davul-zurna bu dört partiye çalıyor..
***
AK Parti.. Yeşil Sol Parti.. CHP ve İyi Parti.. Mevcut dört parti içerisinde, “kendi öz teşkilat yapısından” oluşan listeye sahip, AK Parti ve İyi Parti.. CHP ile Yeşil Sol Parti “bileşenlerin oluşturduğu, karma bir liste.. “ Ki sahadaki aktiviteler de, bu eksende anlam buluyor…
***
Seçimde, en çok çalışacak, efor sarf edecek, seçmenin gönlüne hitap edecek, “oyları sandığa taşıyacak” olan, hiç kuşkusuz ki listenin başındaki kişi olacak.. Yani vagonları taşıyan lokomotifin sahada ortaya koyacak gücü.. En önemli faktör bu!..
***
Dört listeden üçünün liste başındaki isimler “siyasetin ve seçime yönelik aksiyonel alana” yabancı değiller!.. Tecrübeliler.. Nitekim bu minvalde, semerelerini ortaya koyarsak, karşımıza şöyle bir tablo çıkmaktadır..
***
AK Parti.. Listenin başındaki isim Galip Ensarioğlu.. Siyasette çekirdekten yetişen biri!.. Gerek teşkilatlanma olsun, gerekse seçimin kozmik odası olan SKM’ler olsun, gerekse de, seçmene yönelik açık ve kapalı aktivitelerde olsun, tecrübeli…
***
Şu anki tüm faaliyetlerin özünde kendisinin de “söz sahibi” olması, bundan olsa gerek!.. İkinci sırada, “hatiplik” yönü yüksek olan, ikna kabiliyeti de bilinen Sait Yaz.. 3. Sırada da, “babadan kızına” geçen siyasi bir mirasa sahip, Suna Kepolu Ataman…
***
Sahadan yansıdığı kadarıyla, “seçim kampanyası” bu üç isim etrafında vücut buluyor.. Tabi diğer listedeki isimler de, çalışmıyor değiller.. Aktifler.. Bir tek göze çarpan, sorun teşkil edici bende intiba yaratan teşkilatların soğuk tutumu!.. Bu tutum aşılmazsa, “sandık güvenliği zaafiyet alır…”
***
CHP.. Liste’nin başındaki isim Sezgin Tanrıkulu.. Ensarioğlu’yla “yasama erkine mensup olma” noktasındaki siyasi hayatları, aynı dönemde start aldı.. O da iki kez seçilen, mecliste görev üstlenen isimlerden biri.. Her ne kadar, çatı listenin başında ise de, lokomotif o!…
***
Tanrıkulu’nun ardındaki ikinci isim de, tecrübeli biri.. AK Parti’de bir dönem, “yasama” görevinde bulunan, Ali İhsan Merdanoğlu.. DEVA kontenjanından.. Sağ seçmene.. Özellikle de, Bismil, Çınar, Silvan ve merkez Sur bölgesine hitap eden, biri..
***
Merdanoğlu’nu takip eden üçüncü ise, Saadet Partisinin İl Başkanı Abdurrahman Ergin.. O da, örgütlü yapı oluşumunda, dirsek çürüten biri.. Anadolu Gençlik.. Sonra Parti Başkanı.. Şimdi de, yasamaya aday.. Onun da hedef kitlesi, sağ, muhafazakar kesim..
***
Ki, sol, seküler, laik, kemalizm tezinden taviz vermeyen CHP’ye, “oy taşıyacak” olan bu üç parti ittifakı, seçmenin en çok, tartıştığı, zihnini yorduğu ama bir türlü; içinden çıkamadığı siyasi kulvar!.. Bir ayrıntı var, “anlaşmazlık ve uyumsuzluk?”… Çok hissedilmemek istenilse de bariz bir yansıma var..
***
Yeşil Sol Parti.. Çoklu parti bileşenlerini içeren, bir kimlikte.. Listenin başında, Berdan Öztürk.. DTK Eş Başkanı.. Ağrılı.. Bir dönem de, Milletvekilliği görevinde bulunan biri.. Tabi, YSP için; “listenin başı, ortası, sonu” pek önem arz edici değil…
***
Ya da, aday profili!.. Radikal, ideolojik, kimlik endeksli bir siyasi hareket olması münasebetiyle, seçmene kendini çok ama çok anlatmaya gerek yok!.. Ki seçmenin ekseriyetinin de, bu kulvarı sorguladığını da, söylemek gerçekçi olmaz.. Yeter ki, partinin üst yönetimi göstersin davada sorgulama yok; seçeriz?.
***
Nitekim, “kent milliyetçiliği damarıma” binaen, ilk sırada neden Diyarbakır’dan biri yok.. Neden, “şehir çocuğuna” bir şans verilmiyor?.. Neden, dışarıdan getirilen isimlerle bu kentin “iradesinin yasamada yer alması” üzerine vesayet oluşturuyor diye, dillendirdim.. Gelen tepkiler; “sizce ne oldu?”…
***
İYİ Parti.. Listenin başında Vejdin Ensarioğlu var.. Aile olarak siyasete yabancı değiller.. Ailenin yarım asırlık geçmişi var.. Kaldı ki, babası Mehmet Salim Ensarioğlu, Partinin Genel Başkan Yardımcısı.. Ve bu seçimde o da, İstanbul 2. Bölgeden aday…
***
İstanbul’da baba, Diyarbakır’da oğul.. AK Parti’de ise, kuzen Galip Ensarioğlu.. Seçimin en çok konuşulan yönü de, aile fertlerinin siyaset kulvarında farklı partilerde yer almaları.. Diyarbakır’ın özelinde; “kuzenler yarışacak” diye atılan manşetler var.. Tabanlarda oy kayması olacak gibi..
***
HALAY BAŞI VAATLERİ?!…
Evet, adaylar seçmenle temas noktasında artık, gün yaklaştıkça yoğunlukları arttı.. Denir ya 7/24 temasta.. Seçim büroları ve lokaller iftar sonrası, hareketlenirken, ziyaretler de arttı…Adaylar kendilerini anlatıyorlar…
***
Lakin, dün de ifade ettim!.. Bilaistisna tüm adaylar içindir; bu eksiklik ya da, samimiyet sorgulaması!?.. Önceki seçimlerde, adaylar ekseriyetiyle Parti Merkezlerinin dışında, ister iktidar ister muhalefette olsun; kendilerine özgü sinerji yaratma adına vaatlerde bulunurlardı?..
***
Kentin, sosyal, ekonomik, kültürel hatta siyasi yaşamına dair, “özel projeler” hazırlatıp, seçim kampanyasına dahil ederek, heyecan yaratır, gündem oluştururlardı.. Ki önceki yazımda, bazı örnekler vererek, “mesala bunlara” odaklanıp, rüzgar geliştirilebilir diye… Kazanım gerekli..
***
Seçmen olarak; mevcut hal bir fırsattır.. Her oyun “vebali” olduğu kadar “maddi ve manevi” yönde, toplumsal bir karşılığı da olmalıdır.. Naçizane tavsiyem.. Eğer ki sizi ziyarete gelen, ya da bulunduğunuz ortamda yüz yüze geldiğiniz aday size daha merhaba demeden, siz lafa girip, “Diyarbakır için ne yapmayı düşünüyorsunuz” deyin!…
***
Onu sorgulayın!.. Ve şu hissiyatın gelişmesine siz vesile olun.. Parti gözetmeksizin; “kent milliyetçiliğini” tüm siyasi hesapların üzerine çıkarmaya çalışın.. Ve adaya, “adaylığınız bu kent için mi, yoksa kendiniz için mi, veya ideolojiniz için mi” diye, zihin anketini geliştirmeye yönelin ki, sizi anlayabilsin!..
***
Çünkü, gün seçmenin konuşma günü!.. Adaydan, parti liderlerinden daha çok konuşması ve dinlenilmesi gereken kesim; halktır.. Ve milletvekili profilini de, “beklentileriniz” noktasında, ne olur açık ve aleni bir şekilde; yüzlerine söyleyin ki “bilsinler kolay bir lokma olmadığınızı!..”
***
En önemlisi de, onları aday gösteren her ne kadar parti başkanları ya da avaneleri ise de, onu seçecek, reyini verecek kesim; seçmendir?!.. Seçmen varsa, o seçilir, yoksa seçilemez hakikatini bilmeli.. Yani kolay lokma değil; seçmen..
***
Sonuç kim çalışırsa, kim koşarsa, kim samimi olursa, seçmenin gönlüne dokunabilme hassasiyetine sahipse, seçimi kazanan o olur.. Belki sandıktan çıkmaz, ama bu kent insanının yüzüne her daim; utanmadan, sıkılmadan, çekinmeden bakabilir..
***
Halk deyimiyle milletin yüzüne bakacak yüzü olsun.. Öyle ya; nice seçilmişler, nice seçildikten sonra sivilleşenlerin, “halkın yüzüne bakacak yüzlerinin olmadığını biliyor ve görüyoruz..” İşte onlardan olmaları gerekir..
***
BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN…
Evet, bugün Ramazan-ı Şerif’in son günü.. Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş olan; zaman dilimini, tamamladık.. Ve hayır ile sevabı-hasanetiyle uğurladık.. Bir daha ki sene-i devriyesinde; sözleşmek üzere.. Bugün arife günü, yarın ise Bayram..
***
Yaşadığımız asrın felaketi karşısında, hüzünlüyüz, duygular ise buruk!.. Deprem şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar dilerken, açılan yaraların da milli ve ümmet şiarıyla sarılması temennisiyle.. Ve tabi ki hayat devam ediyor gerçeğiyle; Ramazan Bayramınız mübarek olsun..
***
NOT.. Gazeteniz Diyarbakır Söz, Dini Bayram geleneğini sürdürüyor.. Bu bayramda da, üç gün süreyle gazete yayımlanmayacak.. Ama sosyal medya hesapları aynı aktifliğiyle haber akışına devam edecek.. Bayram sonrası görüşmek üzere…Sevgi ve muhabbetle kalın…