SIFIR OTOMOBİL’DE ALAVERE!..

Ne yazık ki, sektörel bazlı çark döngüsü; “kim kimi, nasıl soyup, soğana çevirebilir” koduyla, işler hale geldi ya da getirildi!.. Yani kazıklayan, kazıklayana!?.. Otomobil piyasası ve fiyatlardaki uçuk haller, bayilerde sergilenen tezgahlar, “siz ne ara böyle soyguncu oldunuz” dedirtiyor?!!!..

***

Son zamanlarda sıkça, bu minvalde şikayet ve tepkiler alıyorum. “Otomobil alacağım, ama bulamıyorum., bayilere gidiyorum yok diyorlar?”.. Eş, dost, tanıdık, akraba devreye sokup ancak bulabiliyoruz.. O da rica, minnet ve rüşvet ödercesine oluyor… Araba fiyatının dışında; 50 ila 150 bin lira, kimi araçta bu bir milyon liraya kadar çıkan rakamda ekstra para isteniliyor.. Açıktan haraç mahiyetli ücret istiyorlar.. Vermezsen, araba da yok, satış da yok!

***

Kısa bir araştırma yaptım, soygun olarak görülen açıktan ücret isteme vahim bir sorgulama gerektiriyor.. Tabi salt Diyarbakır değil, Türkiye genelinde son 1.5 yıllık zaman dilimi içerisinde araç bayilerinde artık çark böyle dönüyor… Otomobile gerçekten ihtiyacı olan vatandaşlar aylarca sıra bekliyor, bekletiliyor… Ama bilinçli, ama tezgah kurucu şekilde!..

***

İsim yazdırıyorlar, peşinat ödüyorlar ama yine de istediği araca sahip olamıyor bir çok kişi.. Günlük fiyat değiştiriliyor.. Açıktan beklentiler, nakit para ödemelerinin yanısıra, bir de “aksesuar, boya koruma, yan basamak” adı altında farklı, ücretlendirmeler yapılıyor olması; çileye ve isyan ettirici.. Açıkça ve göz göre göre; vatandaş artık araç alırken, bırakın araç fiyatlarındaki bayi fahiş fiyatını, ekstralarla daha bir fahişli; soyuluyor!…

***

Öylesine bayiler var ki, son yasalarla gelen cezaları da umursamadan, yüksek fiyat beklentilerini, kesintisiz icra ediyorlar.. Diyarbakır’da irdeledim, hayatında otomobil almamış, insanlar son dönemlerde potansiyel galericiye dönmüş durumdalar.. Bayilerin arka bahçeleri, ya da petrol istasyonlarının çevresi!.. Sıfır araçlarla dolu..

***

PARAVAN ŞİRKETE SATIYORLAR

Bu işin sırrı ve çarkı nasıl dönüyor.. Şöyle icra ediliyor… Bayiler, sıfır araçları üretici tarafından belirlenen liste fiyatının üzerinden satmamak için ikinci el piyasasına düşürüyor.

Bunun için de çok sayıda yöntem sergileniyor..

Örneğin bazı bayiler, üretici markalardan aldıkları araçları kendi kurdukları ikinci el satış şirketine satıyor, yani satış gösteriyor.

Otomatik olarak araç ikinci el oluyor, buradan da fahiş fiyatlarla vatandaşa satılıyor.

Filo kiralama şirketleri de vurgun için izlenen başka bir yöntem. Bayiler filo kiralama şirketleri üzerine yüzlerce araç alıp sonra da satıyor…

***

Dönen çarkı deşifrede uzman, bunları anlatırken birden aklıma kısa süre önce basına yansıyan, Diyarbakır Havalimanında gıcır gıcır, ama tozlanmış bulunan  onlarca sıfır kilometre otomobiller geldi.. İlgili ve yetkililer o gün tuttukları raporları, Bakanlığa ilettiklerini söylemişti..

Araçların da kısa süre önce, bayi tarafından kiralama şirketine satıldığı iddia edilmişti.. O gün buradan dile getirmiştim; bu işte bir iş vardır diye… Hatta beni arayan, denetimde bulunan ilgili kurumun yetkilisi de, ısrarlı sorularıma “biz bakanlığa gönderdik, ne yaparlarsa onlar yaparlar” demişti..! Sonuç ne çıktı bilmiyorum..

***

BAŞKASI ADINA GÖSTERİLİYOR

 

Uzman anlatıyor.. Bayiler çalışanlarını, akrabalarını ve yakınlarını da vurguna alet ediyor. Bu şahıslara satış gösterilen araçlar daha sonra ikinci elden pazarlanıyor.

Aracı liste fiyatından satan firmalar kredi yoluyla vatandaşı daha korkunç bir şekilde soyuyor.

Bayiler kendi finans şirketleri üzerinden vatandaşa kredi kullandırtıyor. Bu kredilerdeki faiz oranları banka faizlerinin çok üstünde oluyor.

Demek ki burada, kim kime nasıl araba satıyor, alıyor ve sonra yine satıcı oluyor noktası soruşturulmalı?!

***

AKSESUARA 50 BİN LİRA

Araca vatandaşın isteği dışında eklenen aksesuarlar da ayrı bir vurgun yöntemini içeriyor!. Bayiler araçta bulunmayan seramik kaplama, lastik- kaput koruma, jant koruma, çıta gibi ekler yaparak fiyatı yükseltiyorlar...

Örneğin 900 bin lira liste fiyatı olan araca 50 ila 100 bin liranın üzerinde ikinci bir fatura çıkarılıyor. Vatandaş istemese de başka araç bulamadığı için bu faturayı ödemek zorunda kalıyor.

***

Hasılı kelam, Diyarbakır’da neredeyse hiçbir bayii liste fiyatı üzerinden satış yapmıyor dersek, yerinde bir ifade kullanmış olacağız galiba.. Vatandaşlar, bu sinsi, çıkar ve soygun teşkil edici haksız kazanca karşı, istenilen mücadelenin de sergilenmediğinden yakınılıyor...

***

Geçtiğimiz hafta bir eğitimci arayıp, dert yandı.. Araç alabilmek için, bankadan kredi aldım, aile dostlarımdan borçlandım, bayiye gittim araç almaya, bana yok dediler.. Çevremde, soruşturdum tanıyan var mı bayiyi diye!.. Bir dost aracılığıyla gittim, bana araç yok diyen, satıcı buyrun abi deyip, aracı temin ettiler..

***

Ancak, ekstra ücret istediler.. 150 bin lira civarında.. Yoksa, araç yok dediler.. Perişan halde, yine borç para aramaya başladım, sordum fatura var mı, fiyata dahil edilecek mi yok dediler.. Bu aracı parası..! Açıkça soyuluyoruz.. Ben devletten, bayilerin “teknik takibe alınmalarını istiyorum..” Eğer bu yapılırsa, neler ortaya çıkmaz ki?!.. Şu an araç piyasası tıpkı; kontrolsüz bir şekilde vatandaşı soyuyor?!..

***

Netice itibariyle!..  Evet parasal cezalar var.. Ama görünen o ki, sonuç getirici değil.. Bir tarafta soygun içerikli haksız kazanç var, bir tarafta da yüklü miktarda vergi kaçırma var!…

***

Uzmanın dediği gibi; el insaf.? İşte bu el insafa gelmeyen, otomobil bayilerinin, özellikle “yakın takibe alınıp, mercek tutulması” ve el değiştirilen araçların, kim kimin nam-ı hesabına fiyatlandırıldığına bakılması lazım.. Ayrıca, Bayilerin arka bahçeleri ve şehrin diğer kapalı otoparklardaki araçların neden aylarca bekletildiği!..

***

Sonuç itibariyle bu rüzgar elbet bir yerde bitecek.. Yüksek karlılık dönemi sakinleşecek.. Lakin, müşteri yine aynı müşteri olmazsa da, piyasadaki rezilliği ve yapılanı kimse unutmaz…

Tabi, marka kimlikleri kolay oluşturulmuyor, ama yapılan böylesi soygun ve vurgunlar kolayca markaların üstünün çizilmesine, müşterilerin aidiyet duygularını yitirmelerine neden olduğunu da unutmamaları lazım..

***

EYYAMI BAHUR SICAKLARI!..

Evet yeni bir sıcak hava dalgası geliyor.. Adına da; “eyyamıbahur sıcakları” deniliyor.. Yani, Afrika üzerinden; gelen bir sıcak hava kütlesi..Bu kütle, Muson uzantılı, Basra alçak basıncı ve de kuvvetli rüzgarlarla taşınıyor.. Taşınma güzergahında Türkiye de var.. Ve bu sıcaklık, önceki sıcaklardan daha “boğucu ve nemli?”…

***

Diyarbakır’ın 50 dereceyi bulan ve son yıllardaki sulu tarımla, nem oranı katlama yapan sıcaklığın hakimiyeti altında, eyyamıbahur denilen sıcaklığa siz ne ad verirseniz verin; bizimkinin yanında çerez kalır.. Kaldı ki, mevzu “sıcak hava dalgası ya da kütlesinin” aşınması değil, hadise “küresel ısınmadır?”.. Alışacağız, daha çok alışacağız “cehennem sıcaklıklarına?”

***

BİLİNMESİ GEREKEN!..

Belediyeler!.. Yereldeki iktidar oluşları, hangi partiye mensubiyet ise.. İster başarılı olsunlar, isterseniz de başarısız olsunlar… Mevcut karnelerindeki not; otomatikmen Merkezi bağlar.. İktidarsa iktidarı, muhalefetse muhalefeti.. Ve biz ne diyoruz; iktidar ve muktedir olmanın yolu, yerelden geçer!.. Başarılıysan iktidarsın, değilsen muhalefetsin!?..

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Elbette bu çark ahı çıkacak bir gün aheste aheste!..