ŞİMDİ NE OLACAK?..
Evet ya, “her alemin döndüğü” Diyarbakır’ın Ergani İlçe Belediyesi’yle ilgili son gelişmeler; “şimdi ne olacak” dedirten cinsten.. Ki iki gün önce de, yazmıştım; Belediye’yle alakalı, 4-5 sayfalık “yenilir-yutulur” olmayan, iddiaları içeren, ihbar mektubu aldığımı.. Belediye koridorunda etkili işler dönüyor.. Denir ya, ihale mi, para mı, kayırmamı mı, aşk-meşk gibi, envai iddialar sıralanmış..
***
Tabi bunların teyidi gerekli demiş ve irdeliyorum mesajını aktarmıştım.. Yani önümüzdeki günlerde, “kanal temiz mi, kirli mi göreceğiz?” Şimdiden kimseyi “zan altında bırakmamak” gerekir.. Lakin, önceki gün sıcak bir gelişmeye dair haber geldi.. Haber şu; İçişleri Bakanlığı tarafından “terör soruşturması” kapsamında görevden el çektirilen ve yerine kayyım atanan Ahmet Kaya’nın yargılandığı davada verilen “beraat kararı” onandı.. Yani, “suçsuz olduğu” yargı kararıyla sübuta erdi..
***
Kaya avukatları aracılığıyla, “göreve iade” başvurusunu yapmış.. İçişleri Bakanlığı göreve başlatır mı, başlatmaz mı onu önümüzdeki günlerde göreceğiz.. Gerçi, yeni bir soruşturma daha açıldığı ifade ediliyor. Muhtevasına pek vakıf değilim.. Ancak Ergani belediyesinin dünü ile bugünü açısından derin bir neşterin gerektiğini, gelen ihbarlar, yapılan kulisler, ilçe ahalisinin ağzından dökülenler, zorunlu kıldığını belirtmek isterim… Şimdilik bu kadar..
***
TEŞKİLATLARDA SONUÇ MUHASEBESİ!…
Seçim bitti.. Vekiller yemin etti. Erdoğan kabinesini yeniledi.. 18 Bakan’dan 16’sını değiştirdi.. Onlar da yemin, edip görev teslimi yaptı.. Yasama da, Yürütme de böylece görev startını vermiş oldu…
***
Ki, Parti Genel Merkezleri “seçim sonuçlarına” dair, kendi “iç muhasebelerini” yapıyorlar.. Kongre kararı alanlar var.. İşte, CHP işte, İyi Parti ve HDP.. Kendi eksenlerinde, “neden başarısız, neden oy kaybı, neden istenilen sonuç alınamadı” yönünde, sorgulama yapıyor..
***
Tabi, “özeleştiride” bir imtina var.. Onlar da, “oy kayıplarını ve başarısız” sonuçları, kendi üzerlerine ya da stratejik hatalarıyla ilişkilendirmiyorlar.. Varsa yoksa; “oy veren seçmen suçlanıyor?”.. Yani kimse, “yoğurdum ekşidir” demiyor.. Kabahat hep başkasında…
***
Ne gariptir ki, aynı durum bakıyorum yerel bazda da var. Diyarbakır’da, “oy kaybeden, başarısız olan partilerin” teşkilatlarından, tık yok!.. Ne, AK Parti’den ne, HDP-YSP’den ve ne de diğer partilerden, “biz nerde hata yaptık, biz neden oyumuzu artıramadık” diye kendilerine sormuyorlar..
***
Ben vaki olmadım.. Kaldı ki, seçim biteli kaç hafta oldu.. Ama hala, İl Teşkilatları ile seçilen Milletvekilleri, seçmenin karşısına geçip; “seçim sonuçlarını” analiz etmiş değiller.. Ya da basın toplantısı tertipleyip, “özeleştiri” vermediler.? Yekün bir “kaçak güreş” içerisinde, “ne olmuş ki” havası estiriliyor.. “Mevcudu koruduk daha ne istiyorsunuz” modundalar..
***
Özellikle AK Parti İl Teşkilatı.. Seçim öncesi çok yazdım.. Adaylar ile Teşkilat arasında; soğuk rüzgarlar esiyor.. Bir “uyuşmazlık, bir çekemezlik, bir istemezükçülük var..” Çünkü seçim süresi içerisinde, İl Başkanı Şerif Aydın “aday gösterilen milletvekillerine” açık bir mesafe ve tavır takındı.. Kollektif bir seçim çalışması içerisinde olmadı…
***
Ne ilçe, ne köy gezileri ve ne de toplu yemeklerde, Milletvekili adaylarıyla poz vermedi.. Verdiği görüntü, “bir önceki dönemin seçilmiş milletvekilleri” oldu.. M. Mehdi Eker ve beraberindekiler.. Kaldı ki, mevcut milletvekilleri de, aday gösterilen ve seçime giren isimlerle, yan yana gelip, birlikte resim vermedikleri gibi; seçim faaliyetlerinde de bulunmadı?!.. Herkes kendine misali…
***
Aydın, yazılı, görsel veya dijital medyadan da; hep uzak kaldığı gibi, kurulan SKM’lerde ise dostlar alışverişte görsün misali görüntüler sergilendi… Yemeler, içmeler, biz bize hayran, biz bize kurban misali.. Yani sıfır bir reklam ve tanıtım.. Bugün, AK Parti Diyarbakır’da mevcudiyetini korumuşsa, üç milletvekili çıkarmışsa, bunda en büyük pay kimse gocunmasın, Erdoğan ve ilk andan itibaren sahadan ayrılmayan, karınca misali çalışan M. Galip Ensarioğlu oldu..
***
İddiam şu ki.. Eğer ki, samimi ve ihlaslı bir dava misyonuyla teşkilatlar görev ifa etseydi.. “Küçük olsun benim olsun” mantığı olmasaydı.. İl Yönetimi ve eski vekillerin “farklarının ortaya çıkması” noktasındaki iç hesapları olmamış olsaydı; yerel bazlı siyasetin, seçmene odaklı politikaların üretimiyle, HDP’nin YSP ile işbirliği, CHP ve Ümit Özdağ’la 7 maddelik mutabakatı seçmene iyi anlatılsaydı, “çok ama çok şey” değişebilirdi?.. Ama yapılmadı..
***
Dönersek, hesap sormuşluğa.. Parti Genel Merkezi’nin “seçim için gönderdiği bütçe..” Yerel yönetimlerin aktardıkları.. Özellikle, Büyükşehir Belediyesi’nin, yüksek meblağı.. Ve diğer yan gelirlerin bilaistisna hepsinin; “nereye harcandığı, kimin kontrolü altında” olduğu noktasında, bir hesap sormuşluk ve vermişlik olması gerekir.. Ama hal-i hazırda yok..
***
AK PARTİ İL TEŞKİLATI’NIN KAZANI?
Tüm bunlar, aslında AK Parti İl ve İlçe Teşkilatlarının “kazanın ne kadar, dehşetli bir şekilde, seçim evresi içerisinde fokurdayıp, kaynadığını gösteriyor..” Nitekim seçim sonrası M. Galip Ensarioğlu’nun, 17 İlçe Başkanıyla buluşması.. Onlarla seçim analizini yapmasına dair toplantıda; “İl Başkanı Aydın'ın yokluğu?” Kulis gündemi.. M. Sait Yaz’la da, uzlaşmadıklarını biliyorum..?..
***
Seçim sonuçlarına dair seçmene yapılan “teşekkür ziyaretlerinde de” aynı görüntüler yansıdı.. Köy köy, ev ev, semt semt gezen tek bir isim oldu.. O da M. Galip Ensarioğlu.. Kim ne der bilmem.. Ama, 14 Mayıs’ta “ipi göğüsleyen”, 28 Mayıs’ta ise Erdoğan’a oy artıran yineliyorum Erdoğan’a bizatihi teveccühün yanında tek isim, Ensarioğlu oldu.. Teşkilatların, tüm iç hesaplarına, engellemelerine rağmen…
***
Şu an, İl Başkanı Aydın ile 17 İlçe Başkanı Ankara turunda.. Önceki gün, sosyal medyaya yansıyan resimlere bakıyorum… Milletvekilleri ziyaretinde bulunuyorlar.. İlçe Başkanları var, ama İl Başkanı Aydın yine “karelerde yok?”.. Bu da, “suyun aşırı derecede” ısındığını gösteriyor.. Her ne kadar, “kerhen de” Bakanlar ziyaretinde, Diyarbakır siyasileri olarak, hatıra resminde yer alınıyorsa da; önümüzdeki günlerde “değişim” gözüküyor.. Ki böylesi bir değişim olmazsa mahalli seçimler iç çekişmeler noktasında, çok ama çok çetrefilli geçecek…
***
Hasılı kelam, şunu da iyi okumak gerekir.. her seçimde sandık başına gitmeyen “seçmen sayısının da” arttığını, görmek lazım.. Ve buna odaklı, analiz yapmak gerekir.? Neden “seçmen sandık başına gitmek istemiyor” diye?!..
***
GÜNÜN SÖZÜ…
Yanlışını görmeyenin, doğruyu bulması beklenilemez…
***
HAYIRLI CUMALAR…