SOYKIRIMI ALKIŞLAMAK..!

Eyy ülkemin ve de milletimin Batı hayranı fertleri… Gördünüz mü, izlediniz mi, şahit oldunuz mu, ABD’de kongresindeki hal-i durumun iğrençliğine?..

Müslüman kanıyla beslenen Vampir Netanyahu’nun nasıl da ayakta alkışlanıp baş tacı edildiğini?.. Hem de coşkuyla ve de dakikalarca ayakta alkışlayıp, canla-başla seninleyiz diyerek!..

***

Deyin hele!.? ABD Kongre üyelerinin bu sahiplenmesini neyle izah edebilirsiniz?…  Ayakta alkışlanması, onun sahiplenilmesi neye delalettir deyin hele?..

Yoksa, sizin onların nam-ı hesabına ahkam kesici olduğunuz, medeniyetlerinin, çağdaşlıklarının, demokrasi anlayışlarının birer, nişanesi olarak mı, tarihin sayfalarına, kaydedeceğiz bu vahşi anlayışı?…

***

Tabi ki, eşitliğin, özgürlüğün, hak, hukuk, adalet ve insan haklarının, üstünlüğüne, hürriyet ve bağımsızlığın teminatına delalet diyerek mi, not düşeceğiz, zulmü alkışlamalı?…

***

Siz ne derseniz deyin!.. Bir kez daha tarihe, yaşanan ve yaşatılanlar olarak, not düşülecek bu canice anlayış?!.. Siyonizmin, emperyalizmin ve batının, hele ki ABD’nin, tek hedefinin İslam dünyasını yerle yeksan etmek olduğu hakikatine bir kez daha vakıf olduk!…

***

ABD’nin kongre üyeleri, ağız birliği etmişçesine!.. Terörist Devletin başındaki, terörist Netanyahu’nun, 7 Ekim’den buyana, Gazze’de, Filistin’de yürüttüğü “soykırıma” yönelik, insanlık dışı, vahşi saldırılarına, alkış tutması? Barbarlık değil de nedir?.. Bir oturup, bir kalkış, ayakta alkış, pozu verilmeleri, Ortadoğu’da kimin, neye amaçladığını da deşifre ediyor?..

***

Deyin hele… Her bir alkış, çocukların, bebeklerin, ana karnındakilerin vahşice, insanlık dışı muameleyle, katledilmesine, rıza göstermek değil de nedir?.

***

Deyin hele… Her bir alkış, kadınların, yaşlıların, sivillerin, evlerinde, barklarında iken üzerine bomba yağdırılmasına, öldürülmelerine, göz yummak demek değil mi?..

***

Deyin hele… Her bir alkış, gaddarlığın, barbarlığın, zulmün, soykırıma dair girişimin daha bir haşince, ikmal edilmesini körüklemek, zalimi motive etmek değil de nedir?..

***

Deyin hele… Her bir alkış, havadan, karadan, Gazze halkının üzerine, bombaların yağdırılmasına, hava toplarının atılmasına, kurşuna dizilmelerine, onay veriyorum, demek değilimdir?…

***

Deyin hele… Her alkış, bir ulusu soykırıma uğratmak, onun yaşam damarlarını tıkamak, açlığa, susuzluğa, sefalete, virane edilmiş, evinden barkından edilmesine mahkûm etmek midir?

***

Siyonist İsrail, lideri Netanyahu ve ABD kongre üyelerinin sergilediği tablo, ortaya konulan alkışlı destek!.. Şunu dünyaya haykırdı.. İşte insan hakları, işte temel değerler, işte demokrasi, işte eşitlik ve özgürlük ile bağımsızlığın musalla taşına bırakılan cenaze merasimi!…

***

KRAL ÇIPLAK DİYEN YÜREK!…

ABD’nin caniliğe onay veren, Kongre üyelerinin içinde, tek bir ses yükseldi; buna alkış tutamam dedi.. O da. Rashida Tlaib.. Koca yürekli bir kadın.. Netanyahu’nun konuşma süresi içerisinde, yerin de oturdu, Filistin atkısı boynunda..? Her alkışta, kendine özgü protestoda bulundu?!..

***

Duruşuyla, kral çıplak diyerek, haykırdı!.. Ey Netanyahu, sen bir Soykırım Suçlususun pankartıyla, dik durdu!.. Sizin, çürümüş medeniyetinize de, çağdaşlığınıza da, demokrasi ve insan hakları denilen kavramların içini boşaltan anlayışınıza da, benden alkış yok?

***

İnsani, vicdanı ve rahmani duygusuyla, sesini yükselten!.. Barbarlığa, caniliğe, siyonizme ve terörizme, zerre-i miskal taviz vermeyen duygu tavrıyla bir abide olan Tlaib’e, Diyarbakır’dan, binlerce selam diyoruz!.. Ey koca yürekli, kral çıplak diyen, kadın!…

***

Tlaib’in bu çıkışı, şu gerçeği de tescillendirdi.. Batı bugüne kadar, demokrasi, insan hakları, adalet, eşitlik, bağımsızlık, özgürlük ve hürriyet gibi ulvi kavramları, hep kendi anlayışlarının, toplumlara kazanımı olarak göstermiştir.. Ama deşifre oldu ki, sadece kendilerine ve inançlarına binaendir, ötesi ayakların altınadır?…

***

TARİHİN AKIŞI?…

Önemli bir nokta!.. Belki tespiti afaki gören olabilir.. Ama gerçek şu ki, İsrail’in geleceği adına, ABD’nin yer küresindeki varlık gücü, mum söndü, hikayesiyle, feda edildiğini söylemek gerekir!.. İsrail “iç ve dış siyasette, ABD’nin ruh dengesini bozdu!.. Çünkü Savaş suçlularının yeri meclis kürsüleri değil sanık sandalyesidir diyen çok, bugün ABD halkından?..

***

Hiç kuşkusu ki, tarihte vaki olmuştur!.. Hiç ama hiç bir zaman insanlığı katleden, insanlığa kastı olan, toplumları, milletleri soykırıma uğratanların akıbeti istedikleri yöne, akmamıştır!.. Öyle görünüyor k, İsrail ve onu korumaya devam eden ülkeler ile zihniyetlerin de, sonu öyle olur!..

***

Onlar için, ne kendi ülkeleri ne de bulundukları coğrafya, güvenli olmayacak!.. Soykırım suçunu işleyen ve suçlusunu alkışlayan, sahip çıkan, ona enva-i desteği sağlayanlar her dönemde, ebediyete kadar insanların ve insanlığın vicdanında mahkum olacaklardır.. En umut verici olan da, yeryüzünde ki ABD’nin göbeğinde on binlerce vicdanlı insanın, Filistin halkının yanında olup, insanlığı haykırmasıdır…

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Ben ki, zalimin hasmıyım, amma mazlumun da her daim seveniyim!