SÖZ OKURLARIN, DİYORLAR Kİ?..

Okurlardan sıkça mektuplar alıyorum!..  Muhtevaları, farklı konular içeriyor.. Mail, twitter, Instagram, whatsapp ihbar hattı bu yönde yoğun işliyor. Tabi birebir, aldığım telefonlar, görüşmelerden aldığım notlar!.. Köşemin müdavim okurlarından, işlediğim ele aldığım konulara dair mesajları daha bir çok!…

***

Kitlenin büyük olması nedeniyle, okur mektuplarının dip notunda kimi zaman, serzenişleri görüyorum!.. Şunu net ifade etmek isterim ki, okurların Biz gönderiyoruz, ama okumuyorlar veya ilgilenmiyorlar, sesimizi neden duyurmuyorlar diye düşünmelerini hiç istemem!..

***

Ulaştırdıkları, illettiklerini kesinlikle dikkatle incelediğim, incelediğimiz gibi, kimini burada hasbi hal ediyoruz, kimilerini de, muhataplarına iletiyoruz!.. Bazılarını da, teyide muhtaç olması münasebetiyle, araştırma konusu ediyoruz.. Ama her halükarda bir ses olmaya çalışıyoruz!..

***

Şunu da belirtmek isterim!.. Seslerini duyurmak isteyen okurlarımızın da, fikri takip konusunda, ihmal edicilikleri yok değil!!. Söz edilen vakıaların haber ve yoruma konu edildiğini, gelen serzenişlere yanıt verdiğimizde pardonlar almıyor değiliz.. Bir aile olmamız münesebetiyle olur böyle şeyler diyoruz!.

***

Son dönemlerde, yoğun olarak gündeme gelen, Diyarbakır’ın özeli kadar, ülke gündemine dair, mevzuları, kısa başlıklar halinde, paylaşmak istiyorum!.. Okurlar diyor ki başlığı altındaki içeriklerin, ilgili ve yetkililerin de, dikkatlerine diyerek, notumu düşüyorum!.. Önce, Diyarbakır’dan gelen seslere kulak verelim!..

***

Diyorlar ki;

***

* Biz depremzedelerin perişanlığı ne zaman, son bulacak. Kış geldi, kar, tipi, yağmur, çamur. Hala, konteynırların içerisindeyiz. Sıcak yuvaya ne zaman, kavuşacağız?..

***

* Bizler Oğlaklı’daki depremzedeleriz. Şanslı olarak, sıcak evlere kavuştuk. Ama buraların, üst ve altyapı sorunu, bizleri perişan etti. Elektrik, su, ulaşım sıkıntısı yaşıyoruz. Bir damla suya hasretiz.

***

* Ben depremzedeyim. Evin tapusu kızıma aitti. Bana tapumu almamı söylediler. Aldım. Ev ağır hasarlı, yıktılar. Ne kira, ne yardım verdiler, ne de ev. Çaresiz kaldım. Köye döndüm. Sesimi duyun. (Abdullah Dalan)

***

* Bizler depremzedeyiz. Bağlar’da kalıyoruz. 150’ye yakın kişiyiz. Kaldığımız evlerin tapuları, kardeşimize, abimize, amcamıza ait. Konut başvurusunda bulunduk, reddedildik. Halimiz ne olacak?

***

Diyorlar ki;

* Bizler belediyezedeleriz!.. Her yönetim değişikliğinde; işçi ve memur kıyımı yapılarak, yüzlerce, binlerce insan işinden, aşından ediliyor. Kayyım geliyor kıyım, yapıyor, seçilmişler geliyor, anlar da kıyım yapıyor, buna kim dur diyecek?

***

* Yönetimlerin birbirlerine karşı, kin, nefret, haset ve siyasi, ideolojik hesaplaşmasının faturası neden, işçiye memura kesiliyor. 770 işçi, 532 sözleşmeli, kapı önüne konuldu.. İnsani ve vicdani yönde bunun izahı var mı?

***

* Kaldı ki, belediyeler o şehrin, ilçenin, beldenin halkına hizmet ediyor. Ve buralarda çalışanlar da; o halkın evlatları, insanları.. Siyasi düşünceler farklı diye, her gelen benden değil deyip, onları işinden mi edecek?

***

* Sözleşmelilere dair kanunda, 3+1 çalışma süresi olan teknik personeller otomatikman kadroya geçme hakkı kazanıyor!.. Ancak 31 Aralık 2024’te belediyelerin işten çıkaracağı sözleşmelilerin ekseriyeti, 4-5 yıllık personeller. Onların bu hakkı ve emeği, ellerinden alınmış olacak?… 

***

* Kaldı ki, kanuna göre artık belediye çıkardığı teknik personellerin yerine sözleşmeli personel alamıyor!. Ya KPSS kapsamında puanla eleman alacak, ya da hiç alamayacak?. İşçi statüsünde teknik eleman alıp, sahada memur olarak çalıştıracak?..  Bize yazık değil mi?

***

Diyorlar ki,

* Bizler Silvan-Diyarbakır arasında yolcu taşımacılığı yapan, minibüsçüleriz. Salt bizler değil. Bu yolu kullanan herkesin şikayeti şu. Yaz ayında yapılan kalitesiz asfaltlamada, mucırlar üst düzeyde kaldı. Şimdi birer tuzak gibi.

* Özellikle Silvan ve Hazro yol ayırımı.. Bir de, Kağıtlı ile Lice yol ayrımı arası.    Buralar mucur yüzünden, buz patenti yapılan alandan farksız. Basan kaza yapıyor. Ekseriyetiyle de, arabaların camları kırılıyor. Buralarda temizlik, yapılmaz mı?

***

Diyorlar ki;

* Hz. Süleyman bölgesini daha önce yazdınız!.. Güzelim peyzaj yapı, bugün çöplük haline dönmüş. Buralara girmek korkulur halde.. Surların çevresi berbat.  Yerli ve yabancı turist geliyor; neden ilgililer buraya bir düzen getirip, kontrolde bulunmuyorlar? Lütfen…

***

* Gazi ve Melikahmet caddesi yol vermez halde. Sağlı-sollu park edilen araçlar, kaldırımlardaki işgal. Yerelde bir beribardınlığı ifade ettiği gibi; tarihi Sur’un turizm açısından cazibeliğine halel getirmektedir..  İvedi bir islah, çalışması yapılamaz mı?..

***

Evlenip, boşananlardan aldığım sıkça şikayet mektuplardan biri de; nafaka mevzusu!.. Ki, cezaevinden gelen mektuplar da var..

***

Diyorlar ki;

* Süresiz nafaka adaletsizliği ne zaman son bulacak. O kadar yargı paketleri hazırlandı, ama hala bu adaletsizliğe çözüm ve çare bulunmadı. Nafaka ödeyenler olarak kendimizi her yönüyle ena-i ve aldatılmış görüyoruz..”

***

Ve son mektup, Diyarbakır T Tipi Cezaevinden!.. Hükümlü Mehmet Duman’dan gelmiş..

***

Diyor ki;

Kader mahkumuyum.. Bir yanlıştan dolayı, 6 yıldır cezaevindeyim. Sizin sıkça “infaz düzenlemesiyle” ilgili, yazılarınızı, okuyoruz. Sizleri, cezaevinden takip ediyoruz.  Bizim de sesimiz olur musun?..

***

Şuan cezaevleri dolu!.. Koğuş kapasitelerinin, bir kaç misli, dolu. 10. Yargı paketinden söz ediliyor. Yasa hazırlayıcılar, islah noktasında, kader mahkumlarının seslerini duymalarını istiyoruz. Eşimize, çocuğumuza kavuşmanın umudu içerisindeyiz. Rabbim kimseyi buralara düşürmesin!…

***

Not.. 10. yargı paketiyle ilgili hazırlıklar son aşamaya geldi. Ceza infaz düzenlemesi, yeniden gözden geçiriliyor. Net olmamakla birlikte, ceza bütününün, üçte birini yatanlar için, infaz hükmü üzerinde ağırlıkla duruluyor?”

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Öyle bir hayatın olsun ki; geriye dönüp baktığında pişmanlığın olmasın!..