SUSTURAN, KORUYAN KİM?…

Narin cinayeti, gizemliğini koruyor!..  Ki failler noktasında sır perdeleri, halen aralanmış değil! Özellikle de Güran ailesinin 7’den, 70’ine kadar vahşice işlenmiş olan cinayette ketum kesilmişler.. Birlik içerisinde, susuyorlar..

***

En vahim ve korkunç olan da, Narin’i katleden katili ve ona yardım edeni, üç maymun koduyla koruyorlar!?.. Anne, baba, yenge, abi, kuzen ve de amcalar.. Organizeli bir şekilde, Narin cinayetini faili meçhul bırakmak istiyorlar!

***

Konulduğu mezarda, Narin gördüğü, bildiği, yaşadığı ve yaşatılan sırlarla gömülü kalsın, isteniliyor?. Adaletin tecellisinden ıraklaştırılan, koca bir aileyi ser verip, sır vermeyen noktada, tutan güç ve irade, kim?.. Amca Salim Güran mı?

***

Yönlendirmeli ifadelerin satır aralarında, okuduklarım! Ve mesleki tecrübenin bende oluşturduğu kanaat, şunu kesin olarak, haykırtıyor! Tereddütsüz eminim ki, Narin cinayetinde, Amca Salim, birinci derecede suçlu!!!

***

Cinayet sonrası, cesedin kaybedilmesi, dereye atılması, aile fertlerinin, görmedim, duymadım, bilmiyorum, moduna sokulması! Aile içi, ahlaki olmayan ilişkiler ağı içerisinde, başı çekmesi!.. Sosyal ve ekonomik, gücün kendinde olması!

***

Cinayetteki düğümün kilitlendiği, tek isim Amca!… Narin’i o boğdu, öldüren, boğazlayan odur demiyorum?.. Ama yüzde yüz eminim ki, Narin cinayetini kör düğüme dönüştürmede başrolde oynayan, tek kişidir Salim..! Başka da biri hal-i hazırda görünürde yok!

***

Gelirsek, şu itirafçı Nevzat Bahtiyar’a! Amcanın 200 bin lira karşısında “tetikçi” olarak kullanıldığı, konuşulan kişi!  Üç kezdir ifade değiştiriyor Bir dediği, diğerini doğrulamıyor! Sürekli, ikilem üretiyor, kafa karıştırıyor!!

***

İfade tutanaklarına bakıyorum!.. Çapraz sorulara verilen cevapları okuyorum.. Olaya dair, anlattıkları.. Bende oluşturduğu kanaat şu; bu adam tam bir sahtekar, yalancı… Bilerek ve kasten Narin cinayetinin aydınlatılmasını değil, bilakis gizemli kalmasını istiyor!

***

Yalan makinesi gibi!.. Her ifade değişikliğinde, her cezaevinden, savcılığa getirilişte, farklı bir hikaye üretiyor!.. Samimi bir beyan yok!.. En şeytani duygu sömürüsü de, vicdan azabı çektiğim için, bu ifadeyi veriyorum demesi.. İtibar edilemez biri!

***

Şunu da belirtmek isterim, tetikçi ve itirafçı Nevzat’ın, anlattıklarına, bakılarak... Söylediklerine inanılarak, Narin cinayeti üzerinde bir kanaat oluşturmak, doğru olmaz! Hele ki, anlattıklarıyla cinayetin nedeni, katili, işbirlikçileri ortaya çıktı, demek yanlış olur…

***

Kaldı ki, minik Narin’in cansız bedenini, çuvala koyan, battaniyeye saran, dere yatağına götürüp, suya koyan!.. Üzerine kaya parçaları bırakım, cesedi çürümeye bırakan!.
Ve tüm bunları 200 bin lira karşılığında yaptığını söyleyen caniden katili bulmak zafiyettir!

***

 

AK PARTİDE DEĞİŞİM SÜRECİ(II)

Dünden devam diyelim. Ne demiştik, AK Parti’de görevden alınan, Hani, Lice ve Ergani İlçe Başkanlarına, henüz atama yapılmadı.. Atamalar eli kulağında.. Yazı gazeteye ulaşıp baskıya girdikten sonra haber geldi; atamalar yapılmış!

***

Hani’ye Mirza Kayhan. Lice’ye de İsmail Demir. Muhtemelen bugün veya yarın da Ergani’ye atama yapılacak. Kayhan ve Demir, yetki belgelerini Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir’den aldı.

   

***

Kesin olmamakla birlikte, içerisinde merkez ilçe dahil, 3 ya da 4 ilçe başkanın daha görevden alınarak, yerlerine atama yapılacağı kulis bilgilerinden aktarılıyor.. AK Parti’nin
8. Büyük kongre sürecindeki değişikliklerin isimlerden daha çok yöntem ve yönteme odaklandırması gerektiğini ifade edenim!?

***

Lakin hep isimlere takılıyor.. Ki en büyük çözümsüzlükte başarının kişiye değil, ekiple gelebileceği gerçeğine, kapalı olunması!.. Oysa ki, ortada bir başarısızlık varsa, ki vardır.. O zaman değişim, tepeden, tırnağa olması gerektiği gibi, yönetim ve yönteme de kafa yorulmalı!.. Hal-i hazırda, sağlıklı bir değişim ikmal edilmiyor!..

***

KAFALAR NERDE?..

Kafalar katil alçağının Adliye’ye götürülüşünde..! Neden; Çöp poşeti indirilmiş. Neden; ters kelepçe takılmış.. Neden, İki kadın polis tarafından, başına baskı yapılarak, Adliye’ye götürülmüş.. Hayvan taşıma arıcına bindirilmesine de tepki var.. Ve bu tablo üzerinden, kızıl kıyamet koparılıyor!..

***

Ama kimse, şehit edilen genç polis memuru Şeyda’ya bakmıyor?.. Hayatının baharında, hayatına son verilen Şeyma ve ailesinin yaşadığı acıyı görmüyor.. Eşinin gözyaşlarına bakmıyor, ne anlama geldiğini sorgulamıyor. Ve yine kimse, şu sorgulamayı yapmıyor!.. Bu adam, bir suç makinesi, nasıl oluyor da, halk arasında demiyor?!

***

Suç dosyasına bakıyoruz!.. Ne derseniz var?. Çocuk istismarı, cinsel taciz, yaralama, yağma, gasp, hırsızlık, uyuşturucu.. Say say bitmiyor!.. 26 dosya var hakkında açılan!?.. 27’inci suçu ise, 27 yaşında, bir yıllık evli Polis memuru Şeyma Yılmaz’ı, katletmek oldu!. Gaflet o ki, Şeyda’yı arbedede polisten ele geçirdiği, silahla öldürmesi! 

***

Gören var mı yok..? Sorgulayan var mı..? Türkiye’nin hukuk sisteminde, infaz yasalarında, arıza-i durumun fecaat hale geldiğini, konuşan var mı?.. 26 suç dosyasına sahip olan alçak, eli kanlı sapkın; nasıl olur halkın arasında, dolaşabiliyor diyen var mı?. Ki, sosyal medyadaki paylaştığı görüntülerden, haberdar mıyız?.. Bu adam daha önce de, karakoldan firar etmiş biri!

***

Dün okur sormuştu, bunu bir kaç ay sonra bırakırlar? Mümkün mü? Eee, omuz atma cinayetinin faillerinin, 10 ay sonra salı verilmesi vakıası var iken?! Ya da Dilan Polat çiftinin, 70 yılla yargılanırken, 10 ayda tahliye edilmesi? Şeyda’yı katleden Yunus Emre Geçti’nin adli kontrolü de hiçe saydığını söylersek!?  MAALESEF hukuk, gukuklaşmıştır!

***

GÜNÜN SÖZÜ?..

Rantın hüküm ferman aldığı kurum, bilinmeli ki, politize olmuşluğun üreme merkezidir!?