TEHDİT VE HAKARET SİYASETİ!…
Artık benim açımdan iş klişeleşti muhalefete dair tespit ve eleştirel dozajım!!?.
Çünkü muhalefet bilumum şekilde “siyaseten kısır..”
Ortaya koyduğu politika bir bardak suda fırtına koparmaktan öte gidilmez bir halde, seyrediyor!!..
Sıradanlaştı..
Tüm varlığını, tehdit ve hakarete kurgular hale geldi?..
Kendinden olmayan her kim var ise düşman belliyor!!…
Sirayet edici olarak, iktidar da, öyle!..
Nitekim bugünkü muhalefetin, özellikle ana muhalefetin ortaya koyduğu anlayış ne hazindir ki bu minvalde, işlem görüyor..
Kendi iç dağınıklığını örtme adına mı, yoksa siyaset üretemeyişinden mi veyahutta üst aklın böyle devam etsin hükmünden mi, buradan kazanımlar elde etmeye gayretiyle, hüküm ferman ediyorlar!?..
Ancak fecaat bir ruh ve fiziki görüntüyle bunu yapıyorlar!..
***
Öyle ki, kendi icra ettiği haksızlığı haklı, hukuksuzluğu hukuk, adaletsizliği adalet görüyor!..
İllegal yapı ve oluşumları, yasa, kanun, nizam tanımadan, legale dönüştürme adına enva-i operasyon şekillendirerek, gerçekleştiriyor!..
Ve bunu futursuzca icra ederken, “siyaset ve politika” üretiyoruz, libasını giydiriyor..
Adına da demokratik tutum, demokrasinin güçlenmesi nam-ı hesabına diyorlar!!..
Karşı çıkanın, eleştirenin de vay haline!…
Velev ki kendi mahallesinden olsa bile, özeleştiriye tahammül yok!?.
***
Onlar için herkes tu kaka!..
Hakimi, savcıyı, mahkemeleri, polisi, askeri, valiyi, kaymakamı, öğretmeni, işçiyi, memuru, iş adamını!..
Devlet kurumlarını.?
Özellikle de, İslami kimlik taşıyan muhafazakar kurumları..
Diyanet İşleri Başkanlığı…
Diğer sivil toplum örgütleri..
Cemaatleri..
Tehditler mi, hakaretler mi, parmak sallamalar mı?..
İktidara oy verenlere de pay vermiyor değil?..
Onlara bilmem ne demeliyiz diyerek kendine özgü siyasi racon kesiyor!?.
***
Dünya değişti, ama hala onlar bildik rotada, patinaj yapıyorlar!!..
Kaldı ki, değiştik, dönüştük, normalleştik, uzlaştık, helalleşme moduna girdik, demelerine rağmen.?
Bildik..
Hani bir söz vardır, yedisinde neyse, yetmişinde de odur..
Başkanlar, yönetimler değişse de, siyasi karakterleri değişmiyor..
İşte Özgür Özel’in rotasında yürüyen muhalefet anlayışı!..
Meclis koridorlarında, bakanın önünü kesmeden tutun da, parmak sallamaya kadar!…
Yok geçemezsin.?!
***
Şu kreş mevzusu!..
Kaç kez dile getirip, yazdım..
Ama hala siyaset üretemeyen ana muhalefet, havanda su dövüyor…
İlla ki kreşler kapansın diye, enva-i söylem geliştiriyor..
Kanuna, nizama, yasaya, kendilerinin iptalini istedikleri mevzuya dahi bakmadan.?
Reddi miras yaparak kreşleri ana okulu modunda, eğitim ve öğretim tedrisatıyla, donatırken, hadi sıkıyorsa gelin kapatın diye, söyleniyor!..
İyi de kreşi kapatan yok!..
Kreşi mevzuaya uydurmayana uyarı var..
***
Berisi!..
Savcıya parmak sallıyor, tehditlerde bulunuyor..
Ahmet Özer hakkında soruşturma yürüten savcı, kaç aydır diline dolandırmış?!..
Ve diyor ki;
“Sen kimin savcısısın.. Sen talimat alıyorsun, hukuksuzluklarının cezasını çekersin.. İstifa et.. Yaptığınla, cürmün kadar yer yakarsın.. Gücünü diplomandan mı alıyorsun..”
Söylen de söylen, laf ürette üret…
Hukuk katili.. Cellat.. Aklı olmayan.. Vicdansız sözleri de tabiri caizse KDV misali..
***
Zerre-i miskal düşünmüyor karşısındakinin bir kamu görevlisi olduğunu.
Ve bu saydırmaların da, suç teşkil edici hakaretler olduğunu..
Devlet bi, tükürdüğünü yalatır hakikatiyle bu hakaretlere soruşturma açılınca da, vay da vay, yakınmaları?!
Aklına gelmiyor tutuklamayı savcı isteyebilir, ama karar verici olan hakim!..
Mahkeme..
Yani bundan böyle her kim hukuki bir işlem yapsa, illa ki hedef mi gösterilecek, deşifre mi edilecek?..
Ey ahali bu adamı, biz bilirsiniz yani mi diyerek, lince maruz mı bırakılacak!?.
***
Biraz sakinleşse..
Biraz derin bir nefes alıp, muhataplarına yüzünü çevirse!..
Savcıyla, hakimle, polis, asker, öğretmenle uğraşacağına!?.
Dön Adalet Bakanına..
Dön hükümet yetkililerine..
Dön Cumhurbaşkanı Erdoğan’a..
Ama yok..
***
Tezatlıkları da o biçim!..
Bir tarafta devlet görevlisi yasaya uyduğu için linç ediliyor..
Öbür yanda ise, disiplin ve hiyararşide taviz vermeyen TSK bünyesindeki teğmenlerin, ortaya koyduğu tavrı ne olmuş diyerek, sahiplenmesi..
Ötesi..
Siz onları atarsanız, biz iktidara geldiğimizde onları göreve getirir..
Disiplin cezası veren komutanları da, içeri tıkarız!..
Tehditte tehdit..
***
Halka hizmete gelince; o da ne der gibiler..
İşte İzmir…
Şehrin göbeğindeki körfezin hal-i durumu herkesin malumu..
Bataklık..
Çamur deryası..
Pis koku merkezi..
Dikkat edin, İzmir’i çeyrek asırdır CHP yönetiyor..
Bu koca şehir, köhneleşmiş anlayışların ve ellerin elinden şehir ahalisinin dediği “bir biz biliriz”?
Yer küresi enerji savaşı veriyor..
Şehrin zat-ı na emiri, güneş enerjisine yönelik hatırlatmaya demiş ki ne saçma sapan yatırımlar diye!..
Yok daha neler…
Eee, enerji hizmetine büyük paralar harcanılır ya!..
Sahi harcarsa..
Tarkan’ın konserine..
Bilmem neyin dansına para mı kalır?..
Haklı arkadaş..
Gel de böylesi bir muhalefetten medet um..
Ülkenin ve milletin idaresine “söz hakkı” tanıma gibi, bir meyil edici ol..
Aman ha yandı gülüm keten helva oluruz!..
Maazallah?..
***
KAMERA ARTIK ZORUNLU!..
İşyerlerinin ekseriyetine getirilen kamera zorunluluğu, artık ticari taksilerde de zorunlu!..
İçişleri Bakanlığı mevzuatında değişikliğe gitti..
Karayolları Trafik yönetmenliğini değiştirdi..
Buna göre, taksi ve dolmuş gibi toplu taşıma araçlarında kamera sistemi olacak..
7/24 görüntü kaydı yapılacak..
Kayıt bir aylık süreliğinde arşivde olacak..
Kamera dışında, bir de imdat butonu da olacak..
Gaye, hem ticari araçların sürücüleri ile müşterilerinin “can ve emniyet güvenliği” ortamı sağlanacak..
Bu konuda ana yetki, belediyelerde olacak?..
Tabi denetlerlerse!?.
Bu icraatın bir de; müşteri memnuniyeti dikkate alan sürücülere önem verilse..
Taksi ücretlerine de indirim..
Yakın mesafelere müsait değiliz bahanesi de üretilmezse!..
Ne güzel olurdu değil mi?
***
GÜNÜN SÖZÜ…
Her şey göründüğü gibi değil, sözün özüne odaklan!..