VİCDAN VAR MI Kİ?…

Yok arkadaş yok!.. Ne insani, ne vicdani, ne rahmani hiç bir değer yok ve kalmadı da?.. Dün de yoktu, bugün de yok.. Ki yarın da olacağını sanmıyorum!.. Çünkü küfür milleti tektir ve karakterinde, insani ve vicdani duygu yoktur.. Var olan, ölümdür, kandır, gözyaşı ve şiddettir.. Zulüm yapıyor, soykırımda bulunuyor..

***

İşte, Ortadoğu’da olup-bitenler vicdanların nasıl da ayak altına alındığının, postallarla çiğnenerek, ezildiğinin göstergesi olmaya yeter de artar!.. Gizli saklı bir şey yaşanmıyor?.. O eskidendi.. Şimdi her şey orta yerde cereyan ediyor ve gözümüze gözümüze sokularak yapılıyor.. Dünyanın gözü önünde, herşey olup-bitiyor!?..

***

İsrail’in Filistin halkına, Gazze’ye, camilere, okullara ve hastanelere yönelik giriştiği soykırımı görüyorsunuz.. Kundaktaki, anne kucağında süt emen bebeklerin, hastanede tedavi gören yaralı çocukların, yaşlıların, sivillerin, genç ve kadınların hunharca ve canice üzerlerine bombalar yağdırılıyor, kurşunlanarak katlediliyor… Ayırım yapmıyor, nereyi bombaladığını sorgulamıyor?..

***

Peki, deyin hele…? Bu vahşetin hangi hukukta, hangi ahlakta, hangi vicdanda, hangi insan hakları manzumesinde, yer küresindeki hangi beşeri yönetimde, yeri var.. Ve hangisine sığdırabilirsiniz?.. Var mı, bileniniz ya da diyeniniz?.. Yok.. Ama, İsrail ve küfür imparatorluğunun başı, Yahudilerin de hamisi ABD, ve AB, NATO ve dünyadan da kendini büyük gören, BM, bravo, sırt omuzluyor?..

***

Dün hastane, bugün yetimhane, öğrenci yurdu!!.. Ki kara harekatı an meselesi!.. Ve Gazze’nin abluka altında tutulması.. Yapıyor da yapıyor.. Ve her seferinde de, kanata kanata, can yaka yaka, yürek parçalaya parçalaya, kan kustura, kustura, vicdanları, izanları, rahmani tüm duyguları alabora ederek, burnumuzun direğini çok yönlü sızlatarak, yapıyor!.. Kural yok, vurup geçiyor?!..

***

Lakin akan her kanın, dökülen her gözyaşının, yakılan her ağıtın feryadında görüyoruz ki, Ortadoğu üzerinde jeopolitik hedefler var.. Ülkelerin, coğrafyanın yekün şekilde; “dizayn” edilişi var.. Sömürgeci, emperyalist ülkelerin yer altı ve yer üstü kaynaklarına dair; çıkara dayalı stratejiler var..

***

Ama hepsinden öte; “vaat edilen topraklar var” hükmüyle büyük İsrail devleti var hedeflerinde.. Ve bu devletin coğrafik alanda toprak işgali kadar güvenliği var.. İşte bunun için, küfür milleti yek vücut şekilde, Gazze’yi öldürüyor, Batı Şeria’yı öldürüyor, El Halil’i öldürüyor, Ramallah’ı vuruyor, Filistin’i vuruyor.. Yani, İslam’ı ve Müslümanları katlediyor!..

***

Peki biz ne yapıyoruz!.. Varsa yoksa, sadece ve sadece konuşuyoruz, tartışıyoruz, sorular ikmale getirerek, kendimize göre çevresinde, dönüp dolanarak cevap veriyoruz.. Laf ve laf.. Denir ya, “lafla peynir gemisi yürümez?”.. Ki yürümeyeceği aşikar.. Biz konuşuyoruz, onlar vuruyor, biz söyleniyoruz, onlar katliamla insanları yok ediyor.. İşte bizim sözün bittiği noktayı görüp, ona göre fiili ve somut eyleme geçmemiz gerekir..

 

***

İster, ABD tüm askeri kuvvetlerini, İsrail’e göndersin.. Savaş gemilerini kıyılara çeksin.. İster Biden, İsrail’e gidip, Netanyahu’nun sırtını sıvazlasın.. İster, İngilizler, Fransızlar, Almanlar lojistik destek sağlasın.. İşgalleri, yağmayı, öldürmeyi, katliamı sıradanlaştırmaya çalışan siyonistlerin hizmetkarı medya olsun.. Bilmem ne olursa olsun onların tek hedefi ve stratejik noktası belli; “öldür, parçala, yut ve toprak genişlet?”..

***

Ortadoğu’nun 1940’ların haritası ile bugünkü haritayı yan yana getirdiğinizde; siyonizmin nasıl da, “hızla genişleyip palazlanarak, bölgeyi işgal ettiğini” görürsünüz!.. Evet, biz bakıyoruz, onlar öldürüyor.. Adım adım işgal var.. Çocuklar toprağa düşüyor, anneler toprağa düşüyor, masumlar parçalanarak can veriyor, ama İsrail, “arzı mevud” ihtirasıyla saldırıyor biz ise sükut etmiş haldeyiz!! Nereye kadar?..

***

Yer yüzüne bakıyorum!.. İslam dünyasındaki refleks nedir diye?.. Dün olduğu gibi bugün de ekseriyeti, yukarıda da ifade ettim; “sadece konuşuyor, tartışıyor ve seyrediyor?”.. Ama bir avuç insan var ki, vicdanı da, kalbi de tirtir titriyor ve haykırarak, “Ey insanlık, ey ümmet, ey islam dünyası, ey müslümanlar” neredesiniz?. Duyan var mı, olmazsa da Allah nezdinde duyuluyor?..

***

Günlerdir, Diyarbakır ve Türkiye’nin bir çok ilinde, insanlar sokaklarda telin mitingleri yapıyor, kınıyor, lanet getiriyor.. Ve diyor ki; “yol verin biz gidelim?”.. Filistin davasına, Türkiye ilk günden beridir, sahip çıkan tek Müslüman ülke.. Her ne kadar, İran ortada görünse de, onun hesabı mezhepseldir.. Ve tabi ki, kendini korumaktır..

***

Bakıyorum, İslam ülkelerinin liderlerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da Türkiye insanı kadar “tepkisel bir duruş, stratejik mesajlar verebilen” var mı?.. Ne yazık ki yok.. İşte bu da, Türkiye’nin geldiği küresel güç noktasını gösteriyor.. Ama, denir ya tek başına ne yapabilirsiniz?. Lakin, Filistin halkının haklı davasını gündemde tutmak ve Dünya’ya haykırmak da bir cihattır..

***

Türkiye üç günlük yas ilan etti.. Ve Erdoğan, dünya beşten büyüktür dediği, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki o tarihi konuşması vardı ya!.. Ne demişti.. İsrail ve Filistin arasındaki toprak sınırı, “1967 sınırlarına çekilmesi ve dönülmesi gerekir?”.. Aynı zamanda, “Başkenti Doğu Kudüs olan Filistin Devleti’nin de” BM tarafından kabul edilmesi, gerekir.

***

Yani, ey dünya, ey siyonist, ey batı, ey ABD ve ey insanlık “hakkaniyetli olun, hakkı, hukuku, adaleti gözetin?”..  Velhasılı kelam, insanlığın vicdanın olduğu bir evrede, hakikatleri haykırmak her liderin harcı değil.. O bir avuç vicdanlı hançeresini yırtarcasına haykırırken, bize de düşen, imanın en büyük halkası olan, ümmet şiarıyla, hareket etmek!?..  Yani, insanlığın gereği ne ise onu yapmamız lazım?.. Akan kan insan kanı, ölen ve öldürülen de insanlık değerleri?..

***

GÜNÜN SÖZÜ

De hele, hangi hayvan, hangi cani, hangi insansı canavar hastane ve okul bombalar!?..