YOK ÖYLE, VUR ABALIYA!…

Evet ya!.. Biz de dahil, ister muhalif cephede olsun, ister kendi mahallesinden olsun herkes “vur abalıya” misali, Bay Kemal’e yüklenip vuruyorlar… Tabiri caizse, “elde kazma, kürek mezar kazılıyor diri diri gömmek üzere..” Vahşi bir linç kültürü mekanizması işliyor..

***

İyi de, tek kabahatli, tek suçlu, tek müsebbip o mu ki hep ona yükleniliyor?… Tamam!..  Girdiği her seçimi kaybeden; kifayetsiz biri olabilir… Muhteris de denilebilir.. Akıl, izan dışı absürt beyanları var.. Ya da vizyonsuz.. Pişkin.. Ne söylediğini, kulağı duymayan.. Sadece koltuk sevdalısı da görülebilir?

***

Peki, 14 Mayıs ile 28 Mayıs sonuçlarıyla alakalı;  tek sorumlu o mu?.. Seçim hezimetini, seçim kaybını, başarısızlığı ona yükleyip, işin içinden çıkmak ve onu dar ağacına çekmek doğru mu?.. Değil.. Eee, nerde öbürleri, nerde masadakiler, nerde mangalda kül bırakmayıp racon kesenler.. 

***

Niye bunlara, iki kelam eden yok.. Gözümüze kestirdiğimiz zavallı Kemal beye vur da vur abalıya vuruyoruz!.. Elbette ki, “hesap verecek, vermeli ve de hesap sorulmalı” ama bu linç kültürü de, “vicdan ve izan” dışı olmaya başladı.. Şimdi burda, bir dizi isim, kurum, koltuk, yurtiçi ve yurt dışı sayabiliriz..

***

O kadara inmeyelim!.. Zaten yer az ve zamanım da yok.. Sadece, masadakiler ile sağına ve soluna bakalım.. Tabi bir de, Ankara ve İstanbul’un emirlerine… Nerde, 6 kocaman lider.. Kemal Bey kazansaydı, “reis yardımcısı” olacaklardı?!… Kandili, batı medyası, kraldan çok kralcı kesilenler..

***

Bir de, mahallenin anketçileri.. Yüzde 55, yüzde 60, yüzde 65’leri çaktırarak, dereyi görmeden paçayı sıvatanlar.. Mahallenin bir de karta-pozları.. Şımarıkları saymıyorum bile.. Evet, gözle görülür, elle tutulur bunların hiç mi, dahli ve kabahati olmadı; bu hezimette!..

***

Kemal beye “yürü arkandayız” ve zafere giden yolda “her yol mübah” deyip, tavizler verdirenler!.. CHP’nin o meçhul ve meşhur altı okundan yer alan ilkeleri “erozyona” uğratan projelerin altına bile imza, attırmaya zorlayanlar..  Bunların hepsi masum, ama bir tek masum olmayan Kemal bey öyle mi?!

***

Yok arkadaş yok!.. Bu düpedüz vicdan ve izan yoksunluğu olur.. Evet Kemal bey gitmeli.. Evet CHP değişmeli.. Evet, CHP özüne odaklanmalı.. Tüm bunlara evet.. Ama bütün suçun, kabahatin, başarısızlığın faturasını Kemal beye kesmek, sadra şifa vermez, yaradan başka..

***

HELAL OLSUN..

Seçim hezimeti yaşayan HDP’ye çok söz söylemeye gerek yok.. Söylenecek tek söz var.. O da, “helal olsun size” bir o kalmıştı, onu yaptınız… “Kürtleri CHP ve TİP’in lokomotifine vagon yaptınız ya!..” Eee celladına aşık olma bu olsa gerek.? Yoksa; Kürtlerin reylerini LBGT’ye libas ederler miydi?…

***

YA TABİPLER ODASI..

Vallahi onları da anlamış ya da anlayabilmiş değilim.. Mesleki meselelerden daha çok, “siyasi ve ideolojik” eylem ve beyanlarla gündemler.. Şimdi de, Diyarbakır Tabipler Odası Başkanlığı, Odanın amblemini, “LGBT’lilerle” süslemişler… Başka sorun yok, tek sorun LGBT’lilere haklar sorunu?..

***

 

 

ALDUDAK NEDEN İSTİFA ETTİ?..

Evet, Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Çocuk Kalp Merkezi sorumlusu Dr. Bedri Aldudak, “neden istifa” etti?!.. Diyarbakır sağlık camiasında bir kaç gündür, bu istifa üzerinde yoğun kulisler yapılıyor… “Neden istifa?..”

***

Elbette ki, her istifanın “iki nedeni vardır?..” Ya Dr. Aldudak kendisine özgü daha cazip, maddi ve manevi kazancı yüksek bir hastane veya kurum bulmuş ki “oraya geçmek” üzere istifa etmiştir.. Ya da, hastane yönetimiyle idari yönde anlaşmazlığa düştüğü, çalışma huzuru ve imkanını bulamadığı için; son çare olarak istifayı görmüştür..

***

Bir önceki yazımda dile getirmiştim.. Diyarbakır’da “Sağlık sağlıksız” işliyor deyip, Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne bir yıl oldu, hala başhekim atanmadığı için, taşıma suyla değirmen döndürülen hastanede yönetim zaafiyeti ve otorite boşluğu var diye… Dün, son aldığım bilgiye göre istifa da, bu zaafiyetten kaynaklı!…

***

Pek, aşina olduğum bir isim değil Dr. Aldudak.. Ama yaptığım araştırmalara göre; işinin ehli biri?!  Sağlık camiasına sevilen, Çocuk Kalp Merkezi de onun sayesinde; aktif bir hizmet üretiyormuş?! İstifasıyla merkezin hal-i durumu ne olur onu zaman gösterecek, ama şimdiden aktifsizleştiğini söylemek mümkün.. Çünkü; şikayet çok..

***

Bakalım, ilgili ve yetkililer bu istifaya ne diyecekler?..  Oldu bitti maşallah mı, diyecekler yoksa; “yönetimsel zaafiyetin” ifşasıyla, “olumsuz gelişme ve hadiselere” karşı refleks geliştirip; dur mu diyecekler?!.. Bekleyip görelim, ama yeni istifalar da geliyorum diyor..

***

GÜNÜN SÖZÜ…

En ucuz siyaset, yaşanan hezimette kabahati kendinde aramamaktır..