KIRKLAR DAĞI NE OLACAK?

Tarih 22 Mayıs 2014 Tekrar olacak, ama affınıza sığınarak hassas bir konu olduğu için ve hala Diyarbekirlilerin gündeminde bulunduğu için hatırlatma amacıyla yazıyorum.

Zamanın Diyarbekir Büyükşehir ve Sur Belediyesi başkanlıklarına hitaben,” KIRKLAR DAĞINA NASIL KIYDINIZ?” Diye sorarak yorumumuzu paylaşmıştık. 

Aradan zaman geçti çok üzüntülü ve acı süreç yaşadı, Diyarbekirin ve Surun sakinleri.

Suru özgürleştireceğiz diyenler; Suriçine,  adeta Kırklardağı misali kıydılar.

Yaktılar yıktılar.

Çocukluğumuzun gençliğimizin hatıralarıyla dolu, sokaklar binalar mabetler geride bıraktıkları ve bizim için görkemli manzaralarıyla acı bir şekilde ayrıldılar aramızdan.

Yazımızın bundan sonraki kısmı yukarıda andığım tarihte bu köşede yayınlanmış şekliye tekrar devam ediyoruz.

Bakalım ne demişiz?

“Bugün kullandığım sosyal medyalardan (twiteer’dan) tanışmadığımız bir takipçimden, Kırklardağı projesi müteahhidi, Ufuk Eser Subaşı Beyden şu sorulu mesajı aldım. (Aramızda geçen yazışmayı aynen veriyorum.)

UFUK: “Cemal Bey sormak isterim Kırklar Dağı ve orada şahsıma, üyelerime yapılan zulüm için ne düşünürsünüz. Saygılarımla”

CEMAL: Şahsınızla tanışmıyorum, ama belediye başkanlığı yaptığım dönemde, Kırklardağı için dillendirdiğim bir hayal projem vardı.1997 yılı içinde şimdi merhum Turgut Cansever ve sağlıklı ömür dilediğim Sinan Genim gibi kendi alanlarında isimleri duyulmuş, Mimarları davet etmiş ve Kırklardağına beraber gitmiştik. Kendilerine de arz ettiğim projem orayı ŞEHİR ASRİ MEZARLIĞI yapmaktı. (Mardin Kapı Asri Mezarlığının eki olarak)

UFUK: Teşekkür ederim keşke sizin gibiler devam etseydi. Hiç olmazsa proje için emek sarfetmişsiniz. Medeniyet ahlar üzerine kurulmaz. Haklısınız ben imara açılmış bir yerin büyüsüne kapıldım. Suçluyum. Şehrin en büyük emlakçısı en değerli yeri bize sundu. Bizde İstanbul’dan doğaya saygılı en büyük mimarları getirdik. Bizim hayalimizde çevresinde doğa parkı, Nehrin ıslahı vardı. Maalesef izin vermediler ve şu an gecekonduya çevirdiler. Ben doğa ve üyelerim için üzgünüm. Kendime ise sıra yok.

CEMAL: Siz’e gelince sizi bu işe çekenler ve siz sorumlusunuz, zira şehrin manevi siluetini bozmaya hakkınız yoktu.

UFUK: Acımasızca bizden aldılar ve 250 patasonı ödeyen üyeleri saymadılar. Diyarbakır bu olamaz. Fakat suçlunun rantı garibanı yendi. Kırklar Dağı mahkemelik, tüm üyeler, taşeronlar mağdur, Doğa ve Ziyaret yeri gelenide bizleri de çarptı. Kötüler zaten kötü.

CEMAL: Başkanken şunu derdim, DİYARBEKİRLİLER hatırlar;"Belediye başkanlarının projeleri yoktur. Zira onlarla birlikte rant için gece gündüz dolaşan müteahhitlerin cebindeki kağıtlardır, başkanların projeleri. Allah sizi kurtarsın üzülmedim değil. Keşke o projelerinizi Kanuni'nin sıhhat bulduğu havasıyla suyuyla ün yapmış, KARACADAĞ ETEKLERİNDE yapsaydınız.

UFUK: Teşekkür ederim hatırlattınız ben orada okul yaptırıyordum, kabasını bitirmiştim. Ayrıca orayada yukarıda gölün olduğu bölge radara kadar 3 bölümlük proje çizdirmiştim. Otel, termal alan, dağ evleri, 5000 konutluktu. Neyse inşallah başkaları yapar.

CEMAL: Azminizi kırmayın KARACADAĞ eteklerinde yapacağınız her yatırım sizin KIRKLAR'DAĞINDAKİ zararınızı karşılar.

UFUK: Ben dede memleketim için savaştım fakat beni anlamayıp ranta kurban ettiler. Onlara da yar olmayacak. Teşekkür size de

CEMAL: Eyvallah”

Ufuk Bey, son temennisinde sanki bugünleri görüyormuş gibi;” Onlara da yar olmayacak. “ demişlerdi(!)

Gördük ve yaşadık onlara da yar olmadı.

İkincisi ve en önemlisi Kırklardağı’nı Ufuk Bey’e pazarlatan, Diyarbekrin o çok ünlü emlakçısı kimdi?

Ve siz daha dün yakılıp yıkılan Suriçi için sessiz kalan, Kırklardağı’nın gayri ahlaki bir şekilde ranta kurban edilmesine ses çıkarmayan, ancak kısa zaman önce Suriçi için uygulamaya geçilen ve projelendirilen kamulaştırma statüsüne avazınız çıktığı kadar itiraz eden, Diyarbekir Mimarlar odası neden sessiz kaldınız?

Danıştay’a kamulaşmanın iptali için başvuran, Diyarbekir Barosu, Kırklardağında yükselen rant mabetleri için ses çıkarmamıştınız!

Ve sözde Sur içini koruma (yakılıp yıkıldıktan sonra) platformu oluşturanlar neredesiniz?

Hükümet erkânının bulunduğu ziyaret ve ortamlarda akil adamlar edası içinde dinlenilen, Diyarbekrin sözde akilleri neden sessiniz çıkmaz?

Daha önce SİT alanı olarak projelendirilen bu egzotik ve gizemlerle dolu, Diyarbekir halkı için efsaneleri anlatılan mistik alan imara açılırken, neden sessiniz çıkmadı?

Kırklardağı ve ziyareti sizin için İstanbul Taksimdeki başka yerlere dikilmek üzere taşıtılan beş ağaçtan daha mı değersizdi?

Aynı şekilde mimarlar odasının bu karşı çıkışına basın toplantısıyla destek veren siz tabansız,  STK’lar her birinizin unvanı önünde bulunan Diyarbekir ismine adeta ihanet ederek neden suskun kaldınız?

Tarih ve medeniyet beldesi Diyarbekir, sahip olduğu otantik yapısıyla, size bu kadar mı yabancı geliyordu?

Neden?

Demek zaman ve şartlara göre duruş sergiliyorsunuz, demek size dokunmayan yılan bin yaşasın felsefesi içinde gününüzü gün etmeye çalışanlarsınız?

Plazalarda oturma sevdasıyla hem kentine zarar veren, hem de kadim kenti Diyarbekirin siluetini bozan o ucube yerde oturma hayalini yaşamasaydınız olmaz mıydı?

Evet, siz şimdiki saygıdeğer vekil belediye başkanlarım, sizin çok güzel hizmetler ifa edeceğiniz inancı içinde olan halkımızın, bir tercümanı olarak merak edilen soruyu sormama izin veriniz.

KIRKLAR DAĞI NE OLACAK?