AK PARTİ, ESKİ YÖRÜNGESİNDE MİDİR?!

Evet, sevgili okurlar.

Türkiye seçim sath-ı mailine girmiş durumda!

Her gün biraz daha yaklaşan seçimler, yerel de olsa çok büyük önem taşımaktadır.

Ama Türkiye’deki siyaset ne yazık ki hiçbir zaman toplumun duyguları ve algıları paralelinde yürümüyor.

Önceden siyaset, politika bu halka ne vermişse bugün de maalesef eski mecrasını takip etmektedir.

Halk, gittikçe ümitsizliğe, güvensizliğe, itibarsızlığa, zorlanıyor.

***

Mevcut hükümet 11 yıldan beri halkın salt çoğunluğuyla, yani muhafazakâr kesimin kapsamlı oylarıyla iktidara gelip, uzun ömürlü, kesintisiz bir süreç geçirmektedir.

Fakat bundan böyle ne yazık ki artık o şansı yakalayamayabilir, endişesini taşıyoruz.

Hiç kuşkusuz ki, iktidar partisi halkın duyguları paralelinde adım atarak, Türkiye’nin kaderini eline alıp, çok önemli olaylara el atmış ve milli iradenin istek ve arzuları paralelinde birçok uygulamaları gerçekleştirmiştir.

Özellikle barış sürecini ortaya koyması.

Bu süreç sayesinde insanlar öldürülmüyor, faili meçhul cinayetler işlenmiyor, dağdan şehit cenazeleri gelmiyor.

Önemli bir mücadele ve adımdır.

Sayın Başbakanın keskin dirayeti sayesinde halk biraz olsun derin nefes almış ve büyük ümitler bağlamıştır.

***

Bakınız.

28 Şubat döneminde topluma karşı uygulanan Suriye’deki ve Irak’taki baasçı zihniyetin paralelinde kendi halkıyla kavga eden Ergenekon cuntasıyla mücadele edip, özel mahkemeleri kuran hiç kuşkusuz ki bu hükümet.

Ama ne var ki, son dönemlerde bir "U" dönüşü söz konusudur.

Özel savcıları, özel mahkemeleri kurdurup, yıllar yılı bu milletin canına okuyan, CHP zihniyetini uygulayan post modern darbecilerle, Andıçlarla mücadele verip, bunları içeriye tıkan o özel hâkim ve savcılar her nedense sanki büyük suç işlemişler gibi ortadan kaldırılmak isteniyor.

Uzun süre tutukluluk adı altında, Ergenekon suçlularına dolaylı yöntemlerle fetva bulup, onları salıvermek için bu özel mahkemeleri ortadan kaldırmak, bize göre demokratik bir hukuk anlayışına uygun değildir.

***

Çünkü.

Bu Adamlar bal gibi suç işlemişlerdir.

Değişik darbe zorbalığıyla hükümeti devirmeye teşebbüs etmişlerdir.

Devletin mevcut Anayasasını ortadan kaldırıp, hukuku çiğneyip, tersyüz eden, Türkiye’nin altını üstüne getiren bu ihtilalci insanları serbest bırakmak için, beşinci bir demokrasi paketini meclise sevk etmesi, bize göre doğru bir adım değildir.

Bence, hükümet bariz bir şekilde kendini "bu zihniyete" teslim ediyor.

O nedenle, vatandaşlar bu hususta çok endişelidir.

Başbakana son derece güvenen bu halk, böylesine çifte standart uygulamaları kabul etmiyor.

Ve tepkili.

Maalesef AK Parti, bu politikasıyla her gün biraz daha kan kaybetmektedir.

Partinin oy oranı düşmektedir.

İllaki o zorba elit tabakayı kurtarmak için kendilerini onlara şirin göstermek için adım atan hükümete, bilemiyorum kim bu aklı vermiştir

Derler ya; "tarih tekerrürden ibarettir".

Ne yazık ki öyle.

Çünkü çok eskiden beri devleti yöneten liderlerin etrafında bulunan "menfaatperest" danışmanlar ve yakın çevreler şer güçleriyle yaptıkları ittifakla onların "siyasi ve liderlik" hayatının kısaltılmasına neden olmuşlardır.

Tıpkı Sayın Erdoğan’ın da çevresinde bulunan bazı yanlış isimler gibi.

Korkarız ki yanlış yönlendirme cihetine giren hükümet sıkça yörünge değiştirmez!

Gerçek yönünü gösteren pusula, ya ters tutuluyor veyahut da ibre hareketini bozmuş durumda.

***

Şunu ifade ediyorum.

Eğer herhangi bir af söz konusuysa bu yalnız "elit tabakaya" göre olmamalıdır.

Herkesi kapsamalıdır.

Ancak hal-i hazırdaki intiba şunu gösteriyor ki AK Parti, yaklaşık on seneden beri yaptığı bazı önemli uygulamalardan pişman olup, "rücu etme" durumundadır.

Bu da iktidara çok büyük puan kaybettirecek gibi görünüyor.

Zaten büyük yolsuzluk ve rüşvet şayiasıyla karşı karşıya.

Onun için bu parti, artık ne yapıp-edip kendini bu tür bulanık şaibelerden kurtarmalıdır.

Bunun da yolu ona oy veren kapsamlı bir muhafazakâr kesimin nabzını tutmaktan geçer.

Yoksa onları dışlayıp, saf dışı bırakıp, Doğru Yol’un, ANAP’ın kalıntılarıyla işbirliği yaparak, yola çıkıyorsa ki ortam bunu gösteriyor.

Bu da parti için, millet için hayra bir vesile olmaz.

***

Yerel seçim yaklaştıkça yaklaşmaktadır.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da veyahut batıdaki iller olsun, iktidar partinin muhafazakârlık anlayışıyla alakası olmayan kişilerin aday gösterilmesi, bize göre onlara oy veren muhafazakâr seçmenleri küçük düşürerek, hiçe saymaktır.

Yakından tanınan ve bilinen İl olsun, İlçe olsun bazı Belediye Başkan adaylarının geçmişi hep şaibeyle geçmiş kişiler olduğunu “Sağır Sultan” dahi biliyor.

Ne oluyor da acaba Sayın Başbakan, bu tür şaibeli insanları partinin ön saflarına getirip, aday gösteriyor.

Bize göre bu hayra alamet değildir.

Partiyi zor duruma sokmaktan başka hiçbir şey değildir.

Bu yönde halk çok endişelidir ve bu endişe paralelindeki görüntü hiç de iyi bir görüntü teşkil etmiyor.

Geçmişi şaibelerle dopdolu insanları partiye alıp, kilit noktalara getirmek, bize göre partiye ihanettir.

Vurdumduymazlıktır ve kendi partisinin pusulasını şaşırmaktır.

En derin saygılarımla.