ANDICIN KARA LEVHASI!

Evet, sevgili okurlar.
Bilindiği gibi "Gün geçti devran geldi" diye bir slogan var.
Tıpkı günümüzde yaşanmakta olan tarihi andıcların kara lekeleri gibi..
Bugün bir bir "deşifre" edilerek ortaya çıkmaktadır.
İnsan bu duayı dile getirmekten de kendini alıkoyamıyor.
"Ya rabbi, sen ne büyük bir Allah’sın, feleği elinde tutup devran-ı felek gerçekleştiren ne yüce bir ilahsın..
Elbette ki azizsin zül intikamsın.
Hiç kimsenin hakkını, hukukunu, zalimlere yedirmezsin ve zalimin gereken dersini bu dünyada verirsin.
İnsanların adalet terazisi ters dönse bile senin yüce adaletinin terazi ve manevi tartı ölçüleri hiç yanlış tartmaz"
Diyorlar ya "Gün gelir, devran döner"

* * *

Sevgili okurlar.
Dünkü yazılı medyanın önemli manşetlerinden bazı örnekler vererek, aynı zamanda sözüm ona ülkeyi dış tehlikelerden koruyan komuta zinciri bugün adaletin pençesinde.
Emir komuta zincirinin mahkemelerde boy boy fotoğrafları çekiliyor.
Dünkü yazımda da söylediğim gibi..
Onların o kahramanlıkları ancak sosyalist baasçi Suriye rejimi gibi sadece kendi halkına yönelik "kahraman" kesiliyorlar.
Devletin tüm gücü masum, inançlı halk kitlesine yöneliktir.
Kahraman olarak kendini gösteren bu cuntacı heyet meğerki gerçekten kâğıttan kaplanmışlar.
Eğer kâğıttan kaplan olmamış olsalardı, kendi milletinin inancıyla, diniyle, kıblesiyle, Kur’an’ıyla oynamayacaklardı.
Onların hayal ve rüyaları hep Türkiye hudutları içersinde yaşayan masum vatan evlatları ile uğraşmaktı.
İşte gün geldi, devran çattı.
Bir önceki yazımda demiştim ki,
"Elbette bir gün olur doğacak şems-i hakikat
Hep böyle müebbet mi kalacak zulmet-i âlem"

* * *

Evet, sevgili okurlar.
Bu yüce ruhlu şair, çok güzel söylemiş bunu.
Elbette ki zulmet-i âlem, karanlık tablolar, sisli alanlar ve dumanlı havadan faydalanan kurtlardan kurtulacaktır.
Ve bir gün gelir bu kâbusu üzerinden atacaktır.
Bakınız Zaman Gazetesinin dünkü manşetinde yer alan haber başlığı şöyle:
"İNTERNET ANDICI DAVASINDA 14 SANIĞA YAKALAMA EMRİ"
"İstanbul 14. ağır ceza mahkemesi, 14 sanık hakkında kuvvetli suç şüphesi gerekçesiyle yakalama kararı verdi.
22 sanıklı internet andıcı davasında 8 isim de tutuksuz yargılanacak.
Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüsle yargılanan sanıklar arasında EDOK Komutanı Org. Nusret Taşdeler ile dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Org. Hasan İğsız da var.
Evet, değerli dostlar.
Fazla başınızı ağrıtmadan dünkü bazı manşetlerden bir iki başlık daha size sunmak istiyorum.
Bugün gazetesinin sürmanşetine gelirsek. O da şu ifadeyi kullanmış.
"DARBEYE TEŞEBBÜSTEN 8 GENERALE YAKALAMA"
Akit gazetesi de şöyle diyor;
"GÖRÜLDÜKLERİ YERDE YAKALANACAKLAR"
Malumunuz üzre;
28 Şubat 1997 tarihinden 2000’li yıllara kadar bu bölgede olup bitenlerin çok çarpıcı, can alıcı bir organizasyonun neticesinde oluşturulan Batı Çalışma Grubu ve andıç hegemonyasının baş temsilcisi Cemal Temizöz ve ekibi..
Tabi ki bir de sivil bürokratlardan ve askeri bürokratlardan destek verenler.
Ama bu rezil ve müfteri organizasyonun sadece birinci sayfasını burada sizlerle paylaşmak istiyorum.
Gerisini gün geldikçe bir bir size bu hünerlerini sunacağıma ve bildireceğime kuşkunuz olmasın.
O günün Diyarbakır Adliyesi koridorlarında mağrur komutanı olarak kendini tanıtan Cemal Temizöz bugün Allah’a şükürler olsun ki sanık sandalyesinde oturmaktadır.
Hani diyorlar ya "Eden bulur" bu da etmiş, bulmuş ve buluyor.
Evet, Cemal Temizöz’ün imzasından çıkan bir kara fişleme organizasyonu.
Bu kara fişlemeyi elbette ki salt Cemal Temizöz kaleme almamıştır.
Yaşar Büyükanıt’ın "İyi çocuktur" dediği Mutkili Ali Kaya’nın da işbirliğiyle bu yörede çok büyük işler yapmıştır; ama ne çare ki geç de olsa emelleri kursaklarında kalmıştır.
Bakınız, Cemal Temizöz’ün imzasından çıkan şöyle bir yazı var.
T. C
Jandarma Genel Komutanlığı
Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı
Diyarbakır
4 Şubat 2000
Ve gizlilik damgası var.

Olayın küpürünü size sunuyoruz.

Jandarma İstihbarat numarası aynen şöyle;
3590-81-00 96
Konu: 4 No’lu DGM Başkanı Hakim Ali Çağan hakkında..
Bakınız, adalet terazisini dürüst tutan ve hukuku omuzlarında taşıyan gerçek bir hakim, başta biz olmak üzere mağdur insanlara verdiği beraat kararı ile bu hakime adalet camiasında kara lekeler yapıştırdılar.
Hem de o günün DGM Cumhuriyet Başsavcısı Nihat Çakar’ın direktifleriyle.

Bu fişlemeyi küpür olarak size sunuyoruz.
Ve diyoruz ki o günün mağrur Jandarma Subayı bugünün gaddar bir subayı.
Siz bunların "hesabını" vermeyecek misiniz?
Er geç, vereceksiniz, adaletin ve hukukun önünde!
Evet,
Bunları sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.
Bizim elimizde çok önemli belgelerin varlığı söz konusudur.
Bir bir yazacağız ve halkımızı aydınlatacağız.
Bu ülkeye,
Ve bu bölgeyi "yıllarca" karanlığa gömmek isteyenlerin kimler olduğunu...
En derin saygılarımla.