AYGAN ve JİTEM

Evet, değerli SÖZ okurları.
Malumunuz üzre yarın mübarek aziz Ramazan ayı'nın ilk günü..
Bu ayın bünyesinde taşıdığı derin muamma silsilesinin son halkası da bildiğiniz gibi "Kadir Gecesidir".
Kur’anın tespitiyle bu gecede yapılan ibadettin "hayrı" büyüktür.
Öyle ki;
İçinde Kadir Gecesi bulunmayan bin aydan daha hayırlıdır, bereketlidir, uğurludur ve gerçekten mübarektir.
Onun için;
Ne mutlu o kimselere ki Ramazan ayının gündüzünü oruçla, gecelerini de namazla ihya etsin..
Özellikle seher vaktinde yüce kudrete karşı avuçlarını havaya açıp gözyaşları içinde dua etme fırsatını yakalayabilmek..
En büyük ibadet, en ihya edici kulluk vazifesi Ramazan-ı Şerif'i "idrakla" mümkündür..
İşte bu ay Şea’iri İslamiye’nin temel esaslarındandır.
İlktir ve ana ilkelerdir..
Oruç!
Sonra; Namaz, Zekât, Hac ve Kelime-i Şahadet..
Sevgili dostlar!
Kur'an'da ve İslamiyette bu tür gizli rahmet hazinesi var olmasına rağmen mevcut tağuti düzenlerin ilhat ve inkar sistemlerin boğucu havası ne yazık ki İslam dünyasını sarmıştır.
Müslüman bireyler Yüce İslam dininden "fersah fersah" uzaklıştırılmaya çalışılmış..
Boğucu ve dumanlı havadan nice Kurtlar türemiştir.
Saldırgan canavar haydut tinetli şeytanlar varlık göstermiştir..
İster bu ümmetin bireyleri olsun, aileleri olsun, toplum olsun, hep yoldan çıkarmaya çalışmıştır..
Her gün biraz daha inancından, Kur’anından değişik versiyonlarla uzaklaştır çabası güdülmüştür.
Ama hey hat, kime anlatacaksın?
Kime neyi dinleteceksin..
Akla gelen sorular ve var olan gerçekler insanı gerçekten huzursuz ediyor.
Sevgili okurlar!
Yazımıza başlık olarak "AYGAN ve JİTEM" dedik!
Çünkü bugünkü sohbetimizin ana konusu Türkiye’nin içinde bulunduğu maceralar ve Taraf gazetesinde JİTEM hakkında Abdulkadir Aygan'ın yer alan beyanatı olacaktır.
Evet..
"AYGAN ve JİTEM" olarak adlandırdığımız yazının bünyesinde taşıdığı gerçek şu..
"Terör ve Devletin" bazı kurumları "iç içe" bulunuyor..
Tabi bunu da Abdulkadir AYGAN’ın dediğine dayanarak söylüyoruz..
Bu itibarla diyoruz ki, evet bugünkü sohbetimizin giriş bölümü mübarek aziz Ramazan ayı'na aittir..
Ama aslına bakarsanız yazımızın kelimesi kelimesine ve cümlesi cümlesine, "aynı manayı" ihtiva etmektedir.
Zira unutmayalım ki burası bir İslam ülkesidir!
Bu İslam ülkesinin bünyesinde barındırdığı insanlar da herhangi bir yaratık olmayıp inanan insanların ta kendisidir..
Evet, sohbetimizin ana tabası bu!
Yalnız bu da bir gerçektir ki bu memleket, bu ülke; doğulusuyla batılısıyla, siyahıyla, beyazıyla, Türküyle Kürdüyle, Arabıyla Acemiyle, her ne olursa olsun her zaman bünyesinde taşıdığı misyon "o yüce İslam peygamberine intisaptır" ve onun ümmeti olma şerefine nail olmaktır.
Bu ümmet, müttehittir.
Birleştiricidir, zira müvahiddir.
Yani tevhid inancını bünyesinde taşıyan nice bireylere sahip bir toplumdur.
Bu toplum her zaman iman güvencesine dayanarak sapa sağlam, dosdoğru ayaktadır..
Zaman zaman şartların ve badirelerin baskıları karşısında sarsılmış ise de düşmemiştir, sımsıkı ayaktadır ve ayakta durmayı da yeğlemiştir.
Sarsıntıların nedeni ne derseniz?
Evet, bunun nedeni de şudur?
Sistem gerçekten ne idügü belli olmayan kimliklerin mahiyetinde..
Ve ne yazık ki; oluşumun bu mahiyeti hala da devam etmektedir.
Zira tespitlerimize göre tağuti düzen yaklaşık yüz yıldan beri bu insanların üzerine oyun oynamaktadır.
Hala da oyun oynamayı sürdürmektedir.
Bakınız; Tağuti düzenin karakterini Kur’an bize şöyle anlatıyor.
İman edenlerin velisi Allah’tır.
Allah, inananları küfrün ve inançsızlığın karanlığından çıkarıp nurun ve aydınlığın gerçek sahasına götürür.
Ama küfre ve inançsızlığa sapanların da velisi ve sahibi tağuttur ve tağuti düzenlerdir.
Tağuti düzen gerçek manada inançlı toplumları kendi saflarına çekme uğraşı içerisinde olurlar..
İşte ona inananın da sahibi ve velisi tağuttur ve tağuti düzenlerdir ki insanları gerçek insanlık aleminden çıkarıp cehennem çukuruna atıyor.
Bu olay Kur’anın tespitidir ve gerçek mana değeridir.
Bakınız, sevgili okurlar bu ülke ne yapacak nereye gidecek daha?
8 Ağustos tarihli Taraf gazetesinin on birinci sayfasında şöyle bir haber...
"AYGAN: DÖRTYOL, REŞADİYE’YE BENZİYOR"
Ve devam ediyor.
"PKK itirafçısı ve JİTEM tetikçisi Abdulkadir Aygan, Dörtyolda dört polisin öldürülmesi olayının JİTEM tarafından yapıldığını ancak PKK’nın kirli ilişkileri gereği bu eylemi üstlendiğini söyledi.
PKK’dan sonra JİTEM saflarında çok sayıda cinayete adı karışan Abdülkadir Aygan’a göre Dörtyol olayının arkasındaki güç JİTEM.
Nasname isimli siteye açıklamalar yapan Aygan, Dörtyol’daki provokasyonun hiç yabancı gelmediğini söylüyor..
Dört polisin hayatını kaybettiği saldırı ve sonrasında yaşananlar bilinçli ve planlanarak sahneye konmuş kirli bir oyun olduğuna emin olduğunu ifade eden Aygan, "Olayı gerçekleştiren JİTEM. Polis ve basın üzerine gidince de, PKK üstlenerek, bu çeteleri rahatlattı.
Reşadiye olayında olduğu gibi" dedi.
Evet, sevgili can dostlar.
Mübarek Ramazanımız hepimize hayırlı olsun, uğurlu olsun ve güzel şeyleri yapmaya vesile olsun.
Emeğimiz, alın terimiz, kazançlarımız vergi olarak da devletin önemli bazı kurumlarına afiyet olsun..
Ama velâkin ihanet şebekelerinin içine girmiş, kendi halkına komplo teorileri kurmuş, ipte oynayan cambaz gibi oyunları sahneye değişik versiyonlarla koymuş, sahtekarlara da zehir zakkum olsun, diyoruz.
Ve kalın sağlıcakla.
En derin saygılarımla.