BUGÜN VİRANE OLMUŞ MÜLK-İ İSLAM!

Evet, sevgili okurlar.

Gerçekten, Suriye’nin manzarası çok acı!

İşte dünkü televizyonlarda gösterilen tarihi Halep şehrinin hali pür melali her şeyi “gözler” önüne seriyor..

İslam diyarı melül melül başı eğik olarak pis pis seyredip duruyor.

Ziya Paşanın;

“Dolaştım dünyanın her tarafını mülk-i İslam’ı virane gördüm” demesi içten gelen bir gerçektir.

BM ve NATO tam tarihini yaşıyor.

Yani haçlı anlayış, elbette ki bunu görünce bırakın üzülmeyi, yardıma koşmayı, bilakis ellerinden gelirse açıkça alkışlarlar.

Ama kendini ele vermemek için zaman zaman da timsah gözyaşları döküyor.

Ne diyeceksin?

Haçlı zihniyetten ne beklersin ki?

Zira,

İslam Peygamberi Efendimiz (S.A.V)’in buyurduğu gibi; “Küfür bir millettir.”

Evet, onlar gerçekten kendi dünyalarını güzel yönetiyorlar.

***

İslam dünyasını yönetenlerin acaba kaçta kaçı piyondur veya değildir.

Bizi düşündüren gerçek de bu.

Bakınız, Ziya Paşa bir şiirinde tam bu yaraya parmak basarak şöyle diyor;

“Kandesin sen kande çık ey Mehdi-i sâhib zuhûr”

Yani ahiri zamanda Milleti İslamiyenin başına geçen ve yöneten Hz. Mehdi’ye hitaben seslenerek şöyle diyor;

“Neredesin hani çıkmadın

Gel de bu virane olmuş islam diyarını kurtar..”

Ve şöyle devam ediyor;

“Millet-i İslami pâymâl eyledi ceyş-i fücûr

Zulmün ve küfrün orduları İslam milletini pâymâl etti..”

Ziya Paşa diğer bir şiirinde de şöyle sesleniyor.

“Kalmadı İslâm içün bir yerde ârâm û huzûr

Kapladı mülkü serâpâ leşker-i zulm ü şürûr

Geçdi nâ ehil ellere hayfâ ziman û her umûr

(Devletin ve milletin her işi ehliyetsiz kimselerin eline geçti)

Bir kişi yapsa bini yıkmak için etmekte zûr

(Biri yapıyorsa bin kişi de yalanla yıkıyor)”

* * *

Evet, sevgili okurlar.

Ziya Paşa yanıp tutuşma şeklini şiir halinde her şeyi dile getirmiş ve bugünlerde yaşanmakta olan İslam diyarındaki mezalimi iman dürbünüyle görmüş ve kaleme almıştır.

Ziya Paşa diğer bir mısrasında şöyle diyor;

“Müslümanlık feyzû asayiş için gayet muzur(!)

Her husumet milleti İslam’a olmuş münhasır

(İslam toplulukları için dünyanın en ücra köşesinde hasımlar ve düşmanlar çoğalmakta)

Devletin üsü esasın din ederken müstakır

Devletin temel sağlamlığı yegâne İslam dini olması gerekirken kimseler İslam’ı istishaba olmaz müstağir

(Kimse İslam’ı yola almaz, onunla yola çıkmaz)

Bir zamanlardan beri bu halet oldu müstamir

Söyleyin Allah için bu milletin cürmü nedir” (Günahı nedir)

Bu nedenle Ziya Paşa şöyle diyor;

“Derde uğrar kim sadakat etse elbet devlete

İstikamet mahzı cinnettir (deliliğin ta kendisidir) bu mülk û millete”

***

Merhum Ziya Paşanın dile getirdiği gerçekler portresi İslam milletinin tüm işlerini ve samimiyetini ortaya koyuyor.

Onun için müstevli haçlılar hiçbir zaman birbirinin kuyruğuna basmaz.

İslam coğrafyası içerisinde en önemli mevkii ihraz eden Türkiye, bugün İslam ülkelerinin yegâne kurtuluş çaresi ve ümit kaynağı durumundadır.

Bu münasebetle lazım olan odur ki iktidar olsun, muhalefet olsun, aklını başına almalıdır, birlik ve beraberliğini mutlaka korumalıdır.

Bu ise anayasanın değiştirilmesinden geçer.

Bu anayasa tüm bağlantılarıyla değişmezse, Türkiye hukukun vasfını yitirmekten başka bir şey yapamaz.

Bunun yegâne çaresi; anayasayı değiştirip, yepyeni gerçek ruh taşıyan bir anayasanın oluşturulmasıyla mümkündür.

Bu da meclisin yekvücut olarak işbirliğinden geçer.

Aksi halde muhalefet Nuh deyip Peygamber dememekte, ısrar ederse tek başına AK Parti, ne derecede bunu sağlayabilir?

Bu gerçekten düşündürücüdür ve halkın beklentisidir.

Ama Başbakan; “Onlar yanaşmazlarsa dahi bu anayasayı Ekim ayına kadar gerçekleştirip, milletimize sunmak zorundayız” diyor.

Bu ise gerçekten halklara, insanlara vermiş olduğu bir tesellidir.

Yoksa Allah korusun, yarınki Türkiye, bugünkü Suriye durumuna düşmesini istemiyoruz.

Ve bu hal, yani vurdumduymazlık, o masum Müslüman biçare insanlar evinden, barkından edilmiş, bir ülke virane olmuşsa, hem de bir hainin elinde..

Ortalık çok vahim zifiri karanlıktan da öte.

Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin dediği gibi;

“Görelim Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler”

En derin saygılarımla.