CHP + CHP = FİTNE = KATLİAM VE GENEL CİNAYETLER!

Evet, değerli okurlar.

İki günden beri gerek yazılı ve gerekse görsel medyanın önemli başlıklarından birisi;

“CHP’NİN 90. YILININ KUTLANMASI”

Tabii CHP siyasi bir parti olarak, lideri durumunda Kemal Kılıçdaroğlu da göğsünü kabartarak, hiç çekinmeden, hiç haya duygularını yüz hatlarından belirtilmeden,

“CHP 90 yaşındadır ve 90. yılını kutluyoruz, gururluyuz.

CHP olmazsa Türkiye çok değişik maceralara sürüklenir"..

Sanki,

CHP’nin 90 yıllık ömrünün hepsi berraklıkla, şaibesiz, lekesiz olduğu gibi onun 10 katı da sorumlulukk içerisinde hayatını sürdürerek bugüne kadar gelmiştir(!)

Maşallah..

CHP bu kutlu (!) sene-i devriyesinde bir heyeti Mısır’a göndererek, kanlı bir darbeyi gerçekleştiren darbeci cuntanın başı General Sisi’yi ziyaret edecek..

Ama görüntüleri Mısır’ın Cumhuriyet Halk Partili Dışişleri Bakanını makamı!

* * *

Evet, sevgili okurlar.

Gerçekten CHP, bilerek veya bilmeyerek gerçek hüviyetini yavaş yavaş ortaya çekinmeden koyuyor.

Ama her nedense 90 yaşındaki bir CHP, tam 62 yıldan beri hep muhalefettedir.

Onun da farkında mıdır, değil midir?

Bilemiyoruz.

Bir de aynı bu CHP, hatırlarsanız geçen sene bir heyetini Beşar Esed’in de ziyaretine göndermişti.

O katil, cani, hain İslam düşmanının huzuruna çıkmışlardı, el bebek, gül bebek, sarmaş dolaş olup, dönüp gelmişlerdi.

Tüm bunlar demokratik bir Türkiye’nin (!) demokratik anayasası ve kanunları himayesi altında yapılıyor..

Ve iktidar partisi de “Hop, hop…Dur bakalım. Nereye gidiyorsun?” demeden sesini çıkarmıyor ve gözünü yumuyor.

Hele hele bu CHP’nin yaptıklarının bir artısı daha var ki;

Üç ağacın kesilmesini bahane ederek Gezi Parkı olayını yaratmasıyla devletin gizli, derin odaklarıyla işbirliği yapması..

İsrail’in tıpkı Sisi’ye yaptığı gibi!

Aynı bunlara da bir ihtilal ve bir darbe yapma hazırlığı işbirliği içinde hareket ettiklerini sağır sultan bile duymuştur.

CHP’nin tüm bu tarihi fitne engiz hal ve hareketinin varlığını bugün Suriye’deki baas rejimiyle pekiştirmekle yetinmemiştir.

Şimdi, Mısır’daki CHP’yle kader birliği yaparak, omuz omuza vererek, darbecilikle birbirine destek olma arzusunu tüm dünyaya ilan etmektedir.

* * *

Yukarıda ifade ettiğim gibi…

Bilemiyoruz her ne hikmetse iktidar partisi olan AK Partinin buna karşı herhangi bir tepki göstermemesi, gerek kanlı katil Esed olsun ve gerekse eli kanlı Mısır’daki Sisi olsun…

Bunlarla işbirliği yaparak, aynı tempoyu Türkiye’de de yaratmak isteyen CHP’nin bu ilkesizliği tüm Türkiye kamuoyunu rahatsız etmekle beraber, her nedense iktidar parti buna ses çıkarmayarak, “demokratik bir haktır” dercesine uyum sağlıyor.

Hafif bir eleştiri bile getirmiyor.

Doğrusu bu da kamuoyunun dikkatinden kaçmıyor.

Evet, sevgili okurlar.

Bugünkü yazımızın “CHP + CHP = FİTNE, KATLİAM VE GENEL CİNAYETLER” başlığının temel amacı bu..

Türkiyeli CHP, gidip Mısırlı CHP’yle işbirliği yaparak, birbiriyle görüşme teatisini gerçekleştirmekle kendilerini bir fitne unsuru olmaktan kurtaramıyor.

Her iki ülkenin bu adaşları olan her iki parti tarih boyunca kendi milletlerini inim inim inleterek, ağır birer fitne unsuru durumunda oldukları açık ve nettir.

Zira Mısır’daki CHP’nin ve Suriye’deki Esed’in tasallutu altında dağılıp, parçalanan iki ülkenin dramına göz yuman bizim CHP’miz de kendi tarihsel karakterini göstermektedir.

Hatırlarsak, Cumhuriyetin kuruluşunda en büyük rol alan CHP ve İsmet İnönü, tek parti şeflik döneminde aynı katliamları yapmıştır, kendi milletinin başına birer fitne unsuru durumuna girmekten kendini kurtaramamıştır.

Böylesine fitne engiz bir CHP, her dönemde devleti ve ülkeyi Kemalist laikçi ve vesayetçi bir rejim olmaktan yana iş yapmıştır.

* * *

Evet, can dostlar.

İnandığımız yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in “Maide” suresinin 32. ayeti bize şöyle bildirmektedir;

“Bundan dolayı İsrailoğullarına (Kitap'ta) şunu yazdık: "Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa, sanki bütün insanları yaşatmıştır. Andolsun ki, onlara resûllerimiz apaçık deliller (mucize ve âyetler) getirdiler. Ama onlardan birçoğu bundan sonra da (hâlâ) yeryüzünde aşırı gitmektedir”

İnsanlığın tarih boyu kaderini çizen bu yüce ayet, nasıl ki tüm insanların hayatını garanti altına alarak, insanların birbirini öldürmek gibi ağır bir vebali bize anlatmakla beraber, insanların birbiriyle barış ve dostluk içinde yaşamasını öğütlemektedir.

Bu nefsi topluma kazandırıp hayat verme gibi şerefli bir hizmeti de anlatmaktadır.

Yani insanlar haksız yerde bir insanı öldürmekle kanını heder edip, hayatına son verme vahşeti ve haydutluğu ne kadar ağır ise, o kadar da bir insanı topluma kazandırmak da ona can vermek de o kadar şereflidir ve kutsaldır.

Bu inanç toplumun kendini kutsal ve şerefli bir mertebeye ulaştırma halidir.

Bu ayetin paralelinde daha çok çarpıcı ve toplumlar için daha önemli ve dikkat çekici durumları bize öğreten “Bakara” suresinin 191. ayeti ile 217. ayetin yarım bölümündeki Kur’an uyarısıdır.

Toplumlar için daha uyarıcı birer gerçek olmakla beraber, her nedense Türkiye’mizin gerek Diyanet İşleri olsun, gerek önemli cami ve cemaat çevreleri olsun, İllaki insanları birbirini öldüren ve kanını heder eden çok ağır bir vebal olduğunu anlatmakla irtifa ediyorlar.

Ama “Bakara” suresinin fitnenin katilden ve cinayetten daha ağır olduğunu ve daha büyük olduğunu anlatan 191. ayet ile 217. ayeti toplumlara konu etmeye pek önem vermiyorlar ve birinci sıraya koymuyorlar.

Doğrusu buna bir türlü akıl erdiremedim.

Oysaki fitneler oluşmadan cinayetler oluşmaz.

Fitne unsurunu üretmeyen toplumlar hiçbir zaman katil ve cinayete bulaşmazlar.

Bu durumda mademki fitne, katilden daha ağırdır ve daha şiddetlidir.

O zaman katil ve cinayet oluşturmaya neden olan fitne unsurlarını arayıp bulmak gerekir, tanımak lazım.

Bize göre özellikle İslam dünyasının içinde mevcut olan fitne unsurlarının başını çeken münafıklardır.

İçindeki beslediği kirli nifak tohumlarını dışarıya vurmaktan ustaca davranan bireyler olsun, devletler olsun ve siyasi partilerin önemli konumları olsun.

Toplumları kişisel çıkar, siyasi rant ve iktidar uğruna dininden, inancından, ibadetinden, Kur’anından uzaklaştıranlar kuşkusuz birer fitne mensuplarıdır.

Şu halde İslam inancının samimiyetine inanarak, davranması gereken herkesin öncelikle ve özellikle aralarındaki fetbaz, fitne engiz, fitne unsurlarını kökten kesip atmaları gerekir.

Ki toplum barışa ve dostluğa, kardeşliğe ulaşabilsin.

Aksi takdirde bu fitne unsurları CHP olsun, diğer bazı sol veya ırkçılığa dayalı partiler olsun.

Kendi toplumunu dininden uzaklaştırarak, memleketinden tehcir ederek, ev ve barklarını yıkarak, çoluk-çocuk demeden, ırz ve namus düşünmeden, büyük fitneler yaratarak, yüz binlerce insanı katledenleri arayıp, tanımak lazım.

Berrak nutukları atarak, oysaki kelimesi kelimesine olan o nutukların temelinde yatan en tehlikeli varlık fitne unsurlarıdır.

İşte o fitne unsurlarının başını çeken de tarih boyunca Türkiye’de CHP anlayışı olmuştur.

Hiç kimse bunu inkâr edemez.

Ve onun paralelinde yürüyen, onun havariliğini yapan sendikalar, bazı medya unsurları olmuştur.

Hatta bazı iktidarlar olmuştur.

Suriye’de ve Irak’ta baasçı rejimin varlıkları söz konusu olmuştur.

Filistin’de ve Mısır’da ise aynı şekilde paralellik arz etmiştir ve devam etmektedir.

Tek kelimeyle, sözün kısası;

Bu millete, vatana hizmet arayışı içinde olanlar, her şeyden evvel fitneci birer unsur durumunda olan insanlara kucaklarını açmasınlar, tanısınlar ve ellerinin tersiyle onları toplumun başına bela olmaktan uzaklaştırsınlar.

Hele hele aynı bu fitne engiz tehlikeli unsurların paralelinde yürüyen sözüm ona İslamiyet’i ve Müslümanlığı kimseye bırakmayan münafık tinetli kapalı kimlikli insanlara da buradan seslenerek diyoruz ki;

Beyler, İranlı Hafız-i Şirazi’nin bu mısrasını lütfen okuyun ve öğrenin.

Buna göre Kur’anı kendinize zırh edip de arkasına sığınmayın.

Bakın, Hafız ne diyor;

“Hafiza meyhor ve rendikûn ve hoş baş velê

Dame tezvir mekûn çun digeran Kur’an-ira”

Açıklaması şöyle;

“Ey hafız!

Şarap iç, yalakalık yap, sarhoş ol

Fakat başkaları gibi Kur’anı yalan ve kandırma tuzağı olarak kullanma”

En derin saygı ve sevgilerimle.