CUMHURİYET Mİ, CEBERUTİYET Mİ!!?

Evet, değerli okurlar.

Gerçekten Türkiye her zaman olduğu gibi bugün de çok önemli badireler geçirmekle karşı karşıyadır.

Sayın Başbakan’ın da ifade buyurduğu gibi;

"Türkiye güzel yerlere geldiği zaman, çağdaş kalkınma seviyesine yürüdüğü zaman birilerinin zoruna gidiyor.

Birilerinin ezberi bozuluyor"..

Evet..

İllaki ülkenin önüne takoz koymak istiyorlar.

Ülkenin kalkınmasını engellemek için adeta çelme atıyorlar.

Entrikalı oyunlar sahneye koyuyorlar.

Ellerinden geldiği kadar kirli emellerine ulaşmak için bazı zorlayıcı unsurları teşkil ederek imkânları zorluyorlar.

Ama Allah’ın izniyle başaramamışlar, başaramıyorlar ve bundan sonra da başaramayacaklardır.

Zira kendileri cumhuriyet dönemi boyunca hep denemişlerdir.

Büyük patron ve üstatlarından yani gizli karanlık kurullarından, geçmişteki tabularından ne kadar talimat alırlarsa alsınlar, artık Türkiye bölünmez, sömürülmez ve parçalanmaz bir bütün olarak tevhit inancı bütünlüğü içinde yürüyecektir ve hedefine ulaşacaktır.

Her ne kadar Cumhuriyetin içini boşaltarak yoz bir sistem haline getirerek ceberuti ve jakoben bir rejim haline getirmek istiyorlar ise de kesinlikle bu halk uyanmıştır.

Bir ittifak içerisinde Türküyle, Kürdüyle, Doğulusuyla, Batılısıyla, Lazıyla Çerkeziyle, Arabıyla Acemiyle, Kelime-i Tevhit amacı paralelinde hedefine ulaşmıştır.

Hiçbir çılgın artık atılan bu dev adımlara çelme atamaz, set çekemez.

Her ne kadar, cumhuriyet dönemini kendi karanlık anlayışları paralelinde değişik yönlere çekmek istemişlerse de Türkiye’yi zora sürüklemişlerse de öyle inanıyoruz ki o günler artık geride kalmıştır.

Miadını doldurmuş içi boş manasız bir cumhuriyet dönemine artık dönüş imkânı yoktur.

Türkiye artık karanlık vesayetçilerin himayesinde değildir.

Devşirmelerin devrik yöntemleri artık miadını doldurmuş, cumhurun arkasında bulunduğu yeni bir cumhuriyet gerçekleşiyor.

Zira bu cumhuriyet tam bir cumhuriyettir.

İnsan temel hak ve özgürlüklerine dayanan bir cumhuriyet.

Çağdaş muasır medeniyete dayanan bir cumhuriyet..

Lübbiyle (çekirdeğiyle) beraber yaşayan zengin bir cumhuriyet.

Yozlaştırılmış, ceberuti, ırkçı, içi boş dayatmaya yönelik cumhuriyetin dönemi artık geçmiştir.

Ne vakit ki ülke, demokratik insan temel hak ve özgürlüklere, hukukun üstünlüğüne sahip çıkarsa bakıyorsun ki birileri kirli karanlığa dayalı ceberuti vesayetlerle şımarıkça baş kaldırır ve ülkenin gelişmesine engel taşı koyarlar.

Düşünün, "cumhuriyet fazilettir" diyoruz.

Bayramını kutluyoruz.

Bu kutlama içerisinde bölücülük unsurunu ortadan kaldırmak için yepyeni bir anlayışla yola çıkılıyor.

Cumhurbaşkanı herkesi resepsiyona davet ediyor.

Ergenekon terör örgütünün bayat anlayışlarıyla askerler, emre itaatsizlik ederek başkomutanın uygulamalarının tam tersine başka bir ordu evinde ikinci bir resepsiyon gerçekleştiriyorlar.

Hele hele yıllardan beri birbirleriyle aynı zihniyeti paylaşan ve ortaklaşa Türkiye’yi karanlığa götürmek isteyen CHP ve Genelkurmay’ın daha ne zamana kadar bu ceberuti ittifakla yaşayacaklar bilemiyoruz.

Bize göre olay çok düşündürücü, düşündürücü olduğu kadar da çok karanlık.

Ve başkomutanın anayasal hükümleri gereğince, artık yeter, buna dur demesi gerekir.

Bu yasadışı hukuksuzluğa karşı kafa tutan Generallere bir uyarı yapması lazım.

Türkiye’ye cumhuriyeti değil ceberuti bir hal yaşatmak isteyen medyanın masonik kafalarının da artık koparılması gerekir(!)

87 yıldır daha doğrusu Osmanlı’nın 1909’lardan başlamak üzere Türkiye’ye yaşatan bu karanlık tabloyu maalesef belirli bir çevrenin varlığı olmuştur.

Gizli İngiliz piyonları ve İsrail ajanlarının ittifakı içerisinde birinci dünya savaşı olmak üzere Türkiye çok büyük maceralara sürüklenmek istenmiştir.

Ta ki günümüze gelinceye kadar…

Ülke coğrafyasının bütünlüğünü tehlikeye sokan aynı anlayış, insanlarımızın birlikteliğini zedeleyen ırkçı, faşizan, vesayetçi bir şımarık anlayış aynı anlayıştır.

Ama ne çare ki bugün devletin başındakiler, aynı anlayışın mensupları değiller.

Annelerinin teru taze, helal sütünü emmiş, terbiyeli, edepli, kültürlü, çağdaş bir cumhurbaşkanı var, bir başbakan var.

Milli benliğe dayalı, milletinin siyasi iradesini temsil eden bir iktidar var.

Artık bu tür dinazorların haydutlaşmasına pabuç bırakmazlar.

Bakınız, Cumhurbaşkanı muhterem Abdullah Gül, diyor ki: "Türkiye burasıdır, tüm yollar buradan geçiyor, buradan başka yerlerde bulunmak ve bir şeyler aramak yanlıştır."

Bize göre başta Genelkurmay Başkanı Org. Işık Koşaner dahil olmak üzere tüm generallerin ikinci bir resepsiyonu düzenlemesi başka yerlerde, başka şeyleri araması demektir.

Hele hele kendi kulvarları paralelinde hakaretlerle dolu kalem oynatan sözüm ona Türkiye basın konseyi başkanı, Oktay Eşki’nin de hakaret dolu söylemleri onun da bu hareketi karanlığa kurşun sıkmaktan başka bir şey değildir.

Bu olay Bulanık suda balık avlamaya benziyor.

Sevgili okurlar.

Tek kelimeyle özetlemek gerekiyorsa, artık devletin bu tür şımarıklara, vesayetçiliğe dur demesi gerekir.

Türkiye bundan sonra bu tür edepsizliklere tahammül edemez.

Çünkü bu zaman ve bu mekan artık eski halleri yaşamıyor.

Türkiye yep yeni bir hale hamiledir.

Ve teru taze bir medeniyeti doğuracaktır.

Yıllardan beri milli iradeye karşı koyan bu tür keferet-ül fecerelerin anlayışlarına karşı Cumhurbaşkanı Sayın Gül, artık gerekeni yapması lazım.

Bu emre itaatsizlik isyankârlığına dur demesi lazım ve bunu uygulayan generallere karşı savcılıkların harekete geçmesi lazım.

Zira hukukçuların görüşlerine göre bu bir anayasal suçtur.

Suç işleyene karşı artık anayasal kurumlar görevini yapmalıdır.

Şairin dediği gibi;

"Bir gün olur elbette doğar şems-i hakikat (Hakikat güneşi)

Hiç böyle müebbet mi kalır zulmet-i alem (Ülke karanlığı)"

Güç ve kudret adalette olmalıdır

Jakobenlikte ve güçte olmamalıdır

Bakınız burada ermiş büyük bir insan Şeyh Ahmed-i Cezeri (r.h.a) yaklaşık 400 sene önce divanındaki Kürtçe bir şiirinde şöyle diyor:

"Leşkerê alem meğer yekserte düşmen bın mela

Ğam bımuyek na keşıni gerte dilber yaribıd"

Hiç kederlenme üzülme senin dilberin senin dostun olan Allah seninle olsa kıl payı kadar değeri yoktur bu zulmün, yeter ki Allah’ı unutma"

Kalın sağlıcakla.

En derin saygılarımla.