ELBETTE Kİ GÜN GELİR HESAP GERİ DÖNER!

Evet, sevgili okurlar.

Bilindiği gibi yaklaşık on günden beri gerek yazılı medya olsun gerekse görsel medya olsun, hemen hemen genellikle ilk haberleri 28 Şubat rezaletini konu etmektedir.

Malum medyanın karanlık kalemşurları hala da 28 Şubat Batı Çalışma Grubu andıçlarını köşelerinde savunurken, tv ekranlarındaki açık oturumlarda yapılan programlar ve katılan konuşmacılar da hala o bayatlamış sevdayı sayıklıyorlar.

Aslında olup biten her şey tarih anlatıyor.

Ama gerçeği elinde tutan, namusluluğu kendine parola, dürüstlüğü de kendine şiar edinen yüce karakterli kalem sahipleri hariç, diğer karanlık ruhlu, paslanmış kalpli, tıkanmış beyinler hala da bir şeyler peşinde koşuşturuyorlar..

Anlayacağınız eski Kemalist, laikçi geçinen yoz anlayışlar bir türlü rahat durmuyorlar.

***

Dünkü Star gazetesinin birinci sayfasında şöyle bir haber var..

“İSTANBUL BAROSUNDAN TEHDİT GİBİ AÇIKLAMA..”

Haber şöyle devam ediyor;

‘Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner’ bu ifade İstanbul Barosu resmi internet sitesinde 12 yıllık zorunlu eğitime tehditkâr bir dille karşı çıktı.

Barodan yapılan açıklamada;

“Değişikliğin gerçek hedefi din temelli bir eğitim sistemidir. Atatürk devrimleri ve onun kazanımları için mücadelemizi sürdüreceğiz.

Biliyoruz ki gün gelir keser de, sap da, hesap da dönecektir" ifadeleri kullanılmış.

***

Doğrusu baro tarafından kullanılan bu tehditkâr ifade dikkat çekicidir.

Bunların kullandıkları böylesi tehditkâr ifadenin temelinde yatan yaklaşık bir ay önce Başbakanın Türkiye kamuoyuna  hitaben “Dindar nesil yetiştirme projesine” yönelik açıklamasıdır.

İşte bu açıklama adeta İstanbul barosunu çılgına döndürmüştür.

“Başbakanın bu projesinin önemli bir ayağı olduğu anlaşılan bu sistem Türkiye için öngörülen bir gelecek planlamasının parçasıdır” diye anlatan baro hala da eski, bayatlamış Kemalizm’in, laikçiliğin ve altı oklu bir CHP rejimini yeniden geri getirmenin hayalini sayıklıyorlar.

Hedefleri; Atatürkçülüğün gölgesinde, dış mihraklardan kumandalı bu anlayışlar geri getirmek..

Ne çare ki hala da Türkiye’de varlıklarını göstermektedirler.

Oysaki Türkiye artık bu tür köhne, bayat, din düşmanlığına geçit vermiyor.

Bu kesinlikle böyle biline.

Onlar da çok iyi biliyorlar ki, Türkiye artık tüm kurum ve kuruluşlarıyla, devletiyle milletiyle, doğulusuyla batılısıyla, Türküyle Kürdüyle ittihat ve birliktelik içerisinde uyanmıştır.

İslam dininin budanmış ağacını yeniden filizleyip, dal-budak salması için, dört elle sarılmıştı

Yaşatmaya devam edecektir.

Artık, İslam ağacı kök salıp, yeşillenecektir.

Hiç kimse; artık "öküzün altında buzağı aramasın.."

Yıllar yılı ülkeyi darbecilerin, cuntacıların andıçlı vesayetlerine artık paydos demenin zamanı gelmiş de geçmiştir bile.

Yüce İslam dinini sindiremeyen, hazmedemeyen o kutsal değere çağdışı irtica diyen yoz beyinler unutmasınlar ki gerçekten “Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner” kavramını kullanmaları aslında onlar için değil tam tersine onların aleyhine dönüştürülmüştür.

Ama farkında bile değiller.

Hani demişler ya; “Yanlış hesap Bağdat’tan döner”

***

İşte cumhursuz cumhuriyetçilerin laikliği dinsizlik olarak telakki eden yüce İslam dini ile Hıristiyan dinini aynı kefeye sokan anlayışlar bilmelidirler ki; yanlış dedikleri "hesap" hem Bağdat’tan dönmüş, hem İstanbul’dan, hem Ankara’dan hem de tüm dünyadan sapasağlam dönmüştür.

İstanbul’da ve Ankara’da uzmanlar eliyle masaya oturtturulmuş ve gerçek muhasip uzmanlar onu tartışıyorlar ve gerçekleştiriyorlar ki Siyon ve haçlı emperyalizminin piyon ve kölelerinin yaptıkları ne hesap döner, ne keser, ne de sap.

Keser de, sap da, hesap da artık inananların lehine dönmüş ve masaya konulmuş ameliyat yapılmakta olup, kirli vebadan müteşekkil kanserolojik küfrün habis uru kesilmiş ve çöplüğe atılmıştır.

Bu böyle biline..

* * *

Maalesef ne yazık ki, yıllardan beri sömürücü bir sistemin varlığıyla kendi varlığını eşdeğer tutan vurguncu, talancı, cepçi rantiyeciler artık yavaş yavaş adliyeden dahi olsa tasını tarağını toplamaları lazım!

Herkes işini yapsın, akıl gevezeliğine lüzum yok, hele boşboğazların gırtlağını yırtmasına da hiç kimsenin tahammülü yok.

Ülke 28 Şubat’ların bir daha olmaması için dev adımlarla mesafeyi almıştır!

Artık Türkiye’nin geri dönüşü yok.

Hani derlerya; "Atını alan üsküdarı çoktan geçmiştir."

Herkes, her zaman kendini sureti haktan gösterip makyajlı, aldatmacalı, küfür propagandasına artık bu ülke geçit vermiyor, meydan vermiyor, herkes artık gerçek kimliğini ortaya koymalıdır.

Gizli kimlikler bu memlekete bugüne kadar çok zarar vermiştir ve halk artık tavır almıştır ve Çin Seddi gibi böylesi fesat unsurlara geçit vermiyor.

Altı oklu CHP rejiminin gösterdiği makyajlı sima artık kimseyi kandıramıyor.

Adı İffet de olsa eğer iffetsizlikle meşgul oluyorsa o isim artık kimseyi inandıramıyor..

Sahibini de kurtaramıyor.

Nitekim bakınız, merhum Necip Fazıl Kısakürek’in bir dörtlüğüyle sohbetimize son verelim.

“Adının tam zıt işlerle meşgul olanlara

Zemzem etiketli şarap dolu şişeler gördük

Özü keder, elem, kâbuslu nesiller gördük

Adına bakıp aldanma ki yolcu

Biz adı İffet olan nice iffetsizleri gördük”

Evet, gerçekten merhum Necip Fazıl Kısakürek çok güzel bir şiirle geniş kapsamlı bir mana ifade etmiştir.

Allah ebediyen razı olsun.

Ülkemiz hep böyle deyim yerindeyse şarap dolu şişelerin üzerine zemzem etiketi koymuş ise bu da altı oklu rejimin tağuti anlayışın, kârı olmuştur.

Bunların taşıdıkları zihniyet Türkiye’ye yarar değil hep zarar getirmiştir.

Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de mevcut olan bir Âyet-i Kerime’nin Türkçe meali aynen bu tür baroların Kemalist anlayışını vurgulamaktadır.

Evet, “Eled-dül hisam (Hasımların, düşmanların en tehlikesi ve şiddetlisidir bunlar)”

Yani inanan ehli tevhid olan bir toplumun ekonomisinden tut, genç nesillerine kadar, her şeyi fesat ve bozgunculuklar helak etmiştir.

Gerçekten ülke olarak elimizde işe yarar, elle tutulur, gözle görülür bir gençlik potansiyelini görmüyoruz.

Yıllar yılı kıtlıkla, yoksullukla, perişanlıkla geçinen bu ülke insanı hep bunların uğursuzluğundan var ola gelmiştir.

Yoksa o büyük ecdatların yetiştirdiği imanlı bir gençlik potansiyeli ile uğurlu bir ekonomisi sayesinde yokluğa, fakirliğe yol vermez.

Ama heyhat!

Ne çare ki tam tersine yıllardan beri heymenet ve hâkimiyetini kuran batıl hurafeci bir anlayış hala da memleketi bunalıma sürüklemek istiyor.

İnşallah bundan sonra da başarılı olmaz; çünkü onların deyimiyle diyorum.

“Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner”

Türkiye’de artık keser de dönmüş, sap da dönmüş, hesap da dönmüştür, kimse meraklanmasın.

En derin saygılarımla.

Hayırlı Cumalar..