KURTULUŞ LİMANI TÜRKİYE!

Evet, sevgili okurlar.

Zaman gösterdi ki Türkiye, her gün biraz daha doğruluğa, adalete, hakkaniyete doğru yürümektedir.

Yıllardan beri mevcut çarpık sistemin, totaliter düzenin her şeyi ters yüz ederek, batılı gerçek, gerçeği batıl ve yanlış göstermekle yola çıkardığı bir Türkiye artık ümit var olalım ki o yörüngeden çıkmış, tertemiz uyanık bir ruhla, inançlı bir dirilişle, hakka ve hakkaniyete doğru devletçe yeni bir yörüngeye girmiş durumdadır.

Başta Türkiye olmak üzere tüm İslam dünyasının özellikle Ortadoğu’nun içine girmiş olduğu girdap nerede ise her gün biraz daha boğulmak üzereyken, on iki yıldan beri Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan sayesinde kendine gelmekte olup, yavaş yavaş kurtuluşa doğru adım atmaya başlamış görünüyor.

Hele hele son günlerde tüm kamuoyunu ilgilendiren Cumhurbaşkanlığı seçiminin yaklaşmasıyla, kamuoyu Sayın Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı adayı olarak görmek istemektedir.

Kendilerinin ve partinin ileri gelen yetkililerin de işaret ettiklerine göre 29 Mayıs’ta Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığına dair net bir biçimde açıklama yapması bekleniyor.

Gerçekten eğer Sayın Tayyip Erdoğan, 29 Mayıs’ta adaylığını açıklarsa, Türkiye ve tüm İslam dünyası adeta yeni bir bahar yaşayacaktır.

Elbette ki ümit verici bir hareket, hem de tüm İslam dünyasının ve Ortadoğu’nun kurtuluş hareketi.

* * *

Dedik ya tüm İslam dünyası, özellikle Ortadoğu Müslümanları, gerçekten büyük, boğucu bir girdapta boğulmak üzereyken, kendilerine kurtarıcı liman olarak Türkiye’yi görmektedirler.

Bu limanın kaptanı da inanıyoruz ki muhterem Recep Tayyip Erdoğan olacaktır.

AK Partinin üst düzeydeki kadrosunun birçok yönleriyle temiz ve iyi niyetli insanlar olduğundan kimsenin şüphesi yok.

Keza Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül de öyle.

Çünkü o da eskiden beri aynı kadronun efratlarından birisidir.

Bu itibarla on iki yıldan beri bu kadronun hem Türkiye için, hem İslam dünyası için attıkları adım gerçekten ümit vericidir.

Zira anlaşılan odur ki ve aldığımız bazı duyumlara göre 29 Mayıs’ta Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklamak üzere yola çıkan Erdoğan, aynı o gün de çılgın bir projeye de imza atacak.

Sıhhatli kaynaklara göre Türkiye’yi, İslam dünyası için kurtarıcı bir liman olarak hazırlayan Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 29 Mayıs İstanbul fethinin yıldönümünde yeni bir fetih gününe imza atacak gibi görünüyor.

O fetih de Ayasofya’nın açılışıdır.

Birçok İslam ülkelerinin devlet başkanları ve en yüksek ilmi kariyere sahip ulema kesimleri İstanbul’a davet edilecek ve büyük bir cemaatle Ayasofya’da namaz kıldırılacak ve aynı zamanda yeniden Cami olarak açılacak.

Bu, gerçekten İslam dünyasının, özellikle Türkiye’nin manevi bir kurtuluş günü olacak ve Başbakan kötü niyetli Pensilvanya’nın kirli bedduaları yerine, 76 milyonun duasını alacaktır.

Bize gelen bilgiler ve görünen belirtiler doğrultusunda önümüzdeki günlerde kamuoyu da bariz bir şekilde bunu öğrenecektir inşallah.

Bu itibarla her gün biraz daha bu milletin dualarına mazhar olabilme şansına sahip muhterem Başbakan Erdoğan’a her an için dua ediyoruz ve birçok insan da onu savunuyor, dualarla onu koruma altına alıyor.

* * *

Bakınız, sevgili okurlar.

Cumhurbaşkanlığı yolunda Başbakan Erdoğan’ın adaylığını 9-10 Mayıs tarihleri arasında kesinleştirmek üzere Afyonkarahisar’da AK Partinin büyük toplantısı yapılacak, daha sonra da Başbakan Erdoğan Gazze’ye hareket edecek.

Zira Başbakanın yüreğinde her zaman Gazze ilgisi ve sevgisi vardı.

Geçen yıl Mısır’ın demokrasi mücahidi Cumhurbaşkanı Mursi ile beraber Gazze’ye gitmeye karar vermişti, ama ne yazık ki emperyalist güçlerin darbesi bu girişime engel olmuştur.

Erdoğan’ın o günden beri Gazze’yi hiç unutmadığını, kendisini Gazze’li kardeşlerimizin kucağına atmayı düşündüğü biliniyor.

Unutmayalım ki objektif ve vicdani bir gözle bakıldığında Sayın Başbakan her şeyden evvel karakteristik olarak bir dava adamıdır.

Hem de inanmış ve ihlâslı bir dava adamı olup, milli ve İslami düşünce davasını göğüslemiş durumda.

Diplomatlar, Gazze çıkarmasının büyük ihtimalle deniz yoluyla gerçekleşeceğini söylediler.

Başbakan Tayyip Erdoğan daha önce de Mısır’a gitmeyi düşünüyordu.

Bu sefer Türk donanmasının gemisiyle Gazze yakınına gider, oradan helikopterle Gazze’yi gezerek ziyaretini tamamlar, aynı yoldan geri döner.

* * *

İşte Başbakan, unutulmaz ve mana değeri çok yüksek olan bir davayı göğüslemiş durumda, Allah yardımcısı olsun, hepimiz dua edelim.

Bu durumda Türkiye; gerçekten mazlum İslam dünyası ülkeleri için adeta bir kurtuluş limanı olmuştur.

Türkiye öyle bir hal almış ki günlük gazetelerin iç ve dış sayfalarına bakıldığında insanın gözüne çarpan ilk olaylar; “Kirli paralel yapı çetelerinin olayları”dır.

Gerçekten çok üzücü, ama ne kadar üzücü olursa olsun kimse inkâr edemez; mevcut rejim, totaliter bir uygulama şekli, yıllardan beri Türkiye’yi çok derin badirelere sürüklemiştir.

Kimse farkında değildi.

Fark eden, kahraman Başbakan Sayın Erdoğan, artık attığı adımlardan geri dönmeme kararıyla her gün planlarını hazırlıyor.

İnşallah başaracak ve millet de onun yanında bütün mevcudiyetiyle yer alacaktır.

* * *

Sevgili okurlar.

Yıllardan beri Türkiye kirlenmelere ve ahlaki çöküntülere maruz bırakılmış durumdadır.

Devletin resmi sıfatları, birçok önemli kurum ve kuruluşlardaki zevat dahi zora gelince, köşeye sıkıştırıldığında birer itirafçı durumuna düşer ve birçok şeyi itiraf ederler.

Nitekim burada küçük bir örnekle özetlemeden geçemeyeceğim.

5 Mayıs 2014 tarihli Takvim gazetesinin ibret verici bir manşetini sizinle paylaşalım.

 “Korkmayın, konuşun!” başlığıyla yazılan haber şöyle devam ediyor;

“Eski Hakim Asım Korkut, Takvim’e konuştu.

Paralel çeteyi eleştiri bombardımanına tutarken, yargı mensuplarına da ‘Susmayın, bildiklerinizi açıklayın’ çağrısında bulundu.

Hakim Asım Korkut, Özel Yetkili İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin Başkanı iken paralel yapı mensubu polis ve yargı çetesinin hedefi oldu.

Kumpas kurularak, rüşvete teşebbüs suçundan tutuklanıp, hapse atıldı.

10 aya mahkûm oldu”

Haber şöyle devam ediyor;

“Paralel yapı mensupları birçok kamu kurumu gibi Emniyet ve yargıyı da ele geçirdi.

Bunu görevden aldıran ekipteki polis şefleri İstanbul’a tayin edildi.

10. İzmir Ağır Ceza Mahkeme Başkanı iken bu paralel yapının mensuplarına suç isnat ediyor”

Mesela aynı gazetenin birinci sayfasında gösterilen bir diğer haber de şöyle;

“Savcı Murat Gök mü?” başlıklı haberde şöyle ibretlik bir olay anlatılıyor.

Bunu anlatan hakim Asım Korkuttur.

Takvim Gazetesinin muhabirlerine konuşmuş.

“Bir savcı kızın birini kendine ayarlamak istiyor, otele davet ediyor.

Kız ‘Babam izin vermez’ deyince babasını çeteden içeri alıyorlar.

Kız ayarlamak için bile tutuklama kararı veriliyor.

O savcının evinde ölü bulunan Murat Gök olduğu iddia edildi”

* * *

Evet, gerçekten sevgili okurlar.

Haber çok ibretliktir.

Kültürümüze mal olmuş bir deyim var “İmam ……… yaparsa Cemaat ne yapacak?” misali.

Düşünün, Hakim Asım Korkut’un yaptığı açıklamalarda bir savcının başına gelenleri şu şekilde anlatmıştı.

“Bir savcı bir kızı ayarlamak istiyor, yemeğe otele davet ediyor, kızın babası buna izin vermediği için, kızın babasının başına çorap örüyorlar.

Kızın babasını çete suçlamasıyla tutuklattılar.

Savcı ise ‘kıza babanı bıraktıracağım, gel benimle ol’ diye mesaj atıyor.

Davası da bana düşmüştü.

İlk celsede babasını bıraktım.

Bundan dolayı adı geçen savcı tutuklanmıştır.

Kızı ayarlamak için tutuklama kararı verdiler.

Bunun arkasında paralel yapı vardı, kız ayarlamak için kızın babasını çeteden içeri alan Savcının ise geçen yıl hayatını kaybeden Murat Gök olduğunu iddia etti”

Hakim Asım Korkut, Takvim Gazetesine uzun uzadıya paralel yapının tehlikesini anlatırken, işte insanın aklına şu soru geliyor; Bu paralel yapı acaba gökten mi indi?

Veyahut bir mucize gibi yerin dibinden mi çıktı?

Hayır, hiç de öyle değil.

Bu kirli paralel yapı, devletin birçok önemli kurum ve kuruluşunun bünyesinde yıllardan beri mevcuttur.

Mevcut sistem; dayatmacı totaliter bir rejimin mahsulüdür ve bu rejimin adına da ne yazık ki Demokratik Cumhuriyet deniliyor.

Bugünkü yazımızı burada sonlandıralım, Allah nasip ederse tüm detaylarıyla devamı gelecektir.

En derin saygı ve sevgilerimle.