MİLLETİN İNANCI VE SİYASET BİRBİRİYLE ÇELİŞMESİN!? (II)

..Ve geldik, başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennem azabından kurtuluş olan, aziz mübarek Ramazan-ı Şerif'in, son on gününe girmiş bulunuyoruz.. Bereketli ve uğurlu zaman dilimini Cenab-ı Allah hepimize hayırlı, uğurlu, ibadet dolu geçirmeyi nasip eylesin... Ne mutlu o insanlara ki, bu son günlerde gecesini kıyamla (namazla), gündüzünü de siyamla (oruçla) geçirsin.  Allah bizi mana âleminde de bugünlerin fiyuzatından mahrum etmesin diye dua ediyoruz. 

***

Tam manasıyla bir İslam şuuruyla ümmet-i Muhammedin akıllanmasını, şuurlanmasını nasip eylesin. Özellikle Âlem-i İslam’ın bu günlerde sadece İslam’ın füruatıyla vakit geçirip kendi kendini aldatmaktan uzak durmayı da şiar edinsin... İman şuuruyla, İslam’la, asaletle, cihad ruhuyla, kendini donatsın... Çünkü Cihad ruhu İslam’ın en zirvesidir. 

***

Eğer ki yaşam biçimini, dünya felsefesini bu minvalde yaşamadığı takdirde İslam dünyasının yalnızca füruat ibadetlerle yetinmesi bize göre kendi kendini aldatmaktan öte bir şey değildir... Zira İslam ruhunda Cihad farzdır. Şayet cihad ruhu yok ise bir arpa boyu kadar ilerleme kaydedilemez... Nitekim hal-i âlem meydanda. Bugün İslam dünyasında Cihad ruhu yaşamıyor..  Yaşanmış olsaydı,  bugün Mescid-i Aksa 3-5 Yahudi’nin esareti altına girmezdi...

Hükmen de, İslam’ın aslını yaşamayan, başta Suudi Arabistan ve Türkiye olmak üzere diğer tüm İslam ülkelerine de Allah akıl, şuur, iman nasip eylesin. İslam asaletine dönüştürmeyi nasip eylesin.  Zira günümüzdeki Müslümanların bugün büyük bir esaret içerisinde yaşamakta olduğu aşikârdır… İsim var ama mana yok.  Böyle olmayınca boş teneke misali, ses çıkarıyor sadece.

***

Bu itibarla diyoruz ki yüce kitabımız Kur’an, harfi harfine, kelimesi kelimesine, cümlesi cümlesine, ayeti ayetine, suresi suresine vs. her konuda ana hedefi İslam zirvesidir, İslam cihadıdır, İslam’a hizmet etmektir.

O yüce İslam Peygamberi Hz. Muhammed (S.A.V)’in kalbi üzerine vahiy olarak indirilen Kur’an-ı Kerim’in 6666 ayetinin büyük bir teemmül ile okunması, mana değerinin çıkarılması ve büyük ulemaların tefsirlerini dinlemek, okumak ve onu hayatına adapte etmekle, kurtuluşa erilebilinir...

***

Yoksa “hatim indirdim, cüz okudum” deyip bununla yetinmek bize göre mutlak bir cehaletin sonucudur.  Kur’an okunurken Allah diyor ki;

“Velettiril Kur’anel teltila”

Kur’anı ağır ağır oku.. Cümlesi cümlesine ayır... 

Manasını da, inceden inceye irdele.

Aksi durumda, "lanetler?"...

Nitekim, bir Hadis-i Şerif'te buna dikkat çekilmektedir..

Deniliyor ki;

“Birçok Kur’an okuyanlar var ki Kur’an onlara lanet okuyor...”

İşte bu hakikat ölçeğinde, Allah bizi onlardan uzak tutsun.

***

Seslerine güvenerek sanki İbrahim Tatlıses gibi şarkı okurcasına, Kur’an-ı Kerimi okumak Kur’ana karşı en büyük hakaret ve en büyük edepsizliktir. .. Kur’an deyince Mescid-i Aksa’yı, Mescid-i Haram’ı görmek gerekir..  Orada, Kur'an-ı Kerim nasıl da kelimeleri, cümleleri inci taneleri gibi, tek tek okunuyor...

***

En önemlisi de, “ben kaç hatim indireyim para alayım” düşüncesiyle Kur’an okunmaz.  Bu düşünce sahiplerini Kur’an lanetliyor.  Taziyelerde, mevlitlerde, mezarlıklarda, toplu yerlerde para karşılığında, rant karşılığında okuyup ses çıkarmak Kur’ana ve Müslümanlara karşı bir aldatmacadır ve Kur’anı küçük düşürmektir.  Kur’an böylesi hallere mana âleminde lanet okuyor.  O yüzden Allah korusun diyoruz!

***

Millet olarak işimiz gücümüz ranta dayalı siyasilerin peşine düşmek ve onlara aldanmak değil... Tam aksine, sorgulamak lazım.. Ki, soracağız.

Ey siyaset dünyası!

Sen yüz seneden beri Türkiye’yi sandığa çağırıyorsun, iktidara geliyorsun, muhalefet oluyorsun, senin tüzüğünde ve programlarında zerre kadar İslam’a hizmet cümlesi geçiyor mu?

Kur’ana bağlılık kelimesi geçiyor mu?

Ne mümkün, geçmiyor.

***

Tamamıyla Kur’andan sarf-ı nazar ederek, Avrupa’nın, batının ideolojileri paralelinde kandırarak halkı sandığa davet edip “sen-ben” davası haline getirmek, millete yarar getirmez büyük zarar vermektedir..

Evet, diyoruz ki, göründüğü şekliyle toplum gerçekten ahlaki erozyonun girdabında debelenip duruyor... Ahlaki çöküntüler diz boyu.  Allah encamımızı hayreylesin.

***

Siyasiler bizlere sadece nutuk okuyor.  Ama hiçbiri yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkenin, milletin milli iradesinden bahsetmiyor.  Kaldı ki, milli irade demek, Kur’ana bağlılıktır, iman iradesidir. Bu irade ortada olmayınca, batı dünyasının siyaseti, bizi rahat bırakmaz ve sahil-i selamete de erdirmez.  Biz bunu tarihi deneyimlerden geçirerek ve başımızdan gelip geçenleri okuyarak görerek söylüyoruz.

***

Ve milletimize acizane tavsiyemiz İslam dinine, Kur’anın hükümlerine sarılmayan bir siyaset aldatmacadan ibarettir, ranttır, koltuk kavgasıdır, onun için herkes aklını başına alsın.

Biliyorsunuz üç ay önce ülkemizin 11 ilinde olup bitenler bize Allah’ın göstermiş olduğu birer ibret levhalarıdır.  İbret almamız gerekmiyor mu? 60 bin insan öldü.  Bizim yaptığımız günah ve kötülüklerden dolayı yeryüzü dahi hiddete gelerek bizi titretti.

***

Ama bu hakikate rağmen hala da kendimizi toparlamıyoruz, toparlama gayreti içinde bile değiliz.  Allah bu memleketi korusun, insanlarımızı korusun, iman şuuruyla yaşatsın diye dua etmekten başka çaremiz yok.. Ki görünen köy kılavuz istemez.

Siyaset âleminin hal-i pür melalini görüyorsunuz.  Yazılı ve görsel medyada yazılıyor, gösteriliyor.  Karikatürler gösteriliyor.  Bunlar tamamıyla küfre dayalı, inançsızlığa dayalı, imansızlığa dayalı, rant, menfaat uğruna dayalı yapılan kavgalardır.

O yüzden netice getirmez diye düşünüyoruz.

Vesselam.

En derin saygı ve sevgilerimle.