POLİTİK OYUNDA DEMAGOJİK SANAT

Evet, sevgili okurlar.
Malumunuz üzere Kılıçdaroğlu, bugün Diyarbakır’ımızda.
Siyasi propaganda yapmak üzere partisince hazırlanan mitinge katılacak.
Yıllardan beri CHP’nin Diyarbakır’a gelip Diyarbakırlılardan oy isteme şansını kendinde bulamamışken her ne ise bilemiyoruz, hangi cesaretle CHP’nin değişen yeni lideri Kemal Kılıçdaroğlu büyük bir yüreklilik göstererek (!) Diyarbakır’a gelip oy isteme hazırlığı içerisinde bulunuyor.
Ve bugün İstasyon meydanında miting düzenleyerek halktan oy isteyecek.
Gerçekten, düşündürücüdür.
Neden mi?
Kaç dönemdir Cumhuriyet Halk Partisi, Diyarbakır halkından oy alamamış ve Milletvekili çıkaramamıştır.
Bırakın Milletvekili çıkarmayı, siyaset yapmak üzere Diyarbakır’ın semtinden bile geçememişlerdir.
Çünkü, hani diyorlar ya; "Göz hasmını tanır"
CHP yıllardan beri, evin içinde süt dökmüş kedi gibidir..
Kaçtıktan sonra,
Dönüp arkasına bakar, süt sahibi peşimden geliyor mu gelmiyor mu diye?
Ve tekrar tekrar "süt dökme eylemini" yapar o kedi..
Aynı minval üzere CHP, bugüne kadar zamanını bu tür uygulamalarla geçirmiştir.
Onun için diyorum ki;
Birileri CHP’nin gölgesinde bir yerlere tırmanıp çıkmak için CHP camiasını da ve Kemal Kılıçdaroğlunu da bana göre büyük bir maharetle kandırma gayreti içerisindedir.
Nitekim;
Yanıltmıştır ve dönüşü mümkün olmayan bir yola sürüklemiştir.
Zira tarihin gerçeği, tarih yalan söylemediği müddetçe her zaman için dersi ibret olur.
Ama yalan söyleyen tarih ise utanmaz, düşünce idrakine sahip olamaz.
Birileri o yalancı tarihin yüzüne tükürse "Oh! Yağmur yağdı" dercesine umursamaz.
Ama gerçek tarih, yalan söylemeyen tarihtir.
Hangi gün olursa olsun suçlunun ayıbını önünde-sonunda ortaya döker ve ensesine yapışır.
Bize göre CHP, tarihte suç işleyen cinayetler ve cerimeler varlığının, oluşmasının unsurudur.
Ana kaynaktır.
Ve bunun başyapımcısı müellifi-hakikisi İsmet İnönü’dür.
İsmet İnönü, gerçek olmayan cumhuriyetin kurucularından birisidir.
Tarihte uygulamasına rastlanmamış, cumhuriyet kavramının ters uygulayıcısıdır ve istibdadı yaratan, mezalimi uygulayan bir anlayışa sahiptir.
Ama ne fayda ki, hep Mustafa Kemal’in gölgesine sığınmış ve deyim yerindeyse kendine siper yapmış ve onun gölgesinde yaptığını yapmıştır.
Bu millet, özellikle Güneydoğu Anadolu insanı, eğer aklını yitirmemişse ki yitirmemiş kanaatindeyiz.
Gerçekten tarihi mirasına sahip çıkıyorsa, 1925’teki Şeyh Sait olayını unutmamalıdır.
Şeyh Sait olayının uygulayıcısı Cumhuriyet Halk Partisi’dir ve o günün hükümetinin başında bulunan Başbakan İsmet İnönü’dür.
Hani, Kemal Kılıçdaroğlu hep söylüyor ya, "Devleti biz kurduk, cumhuriyeti biz uyguladık ve cumhuriyetin kurucusuyuz"  diye..
İşte bu savunuculuğu noktasında;
Biz de bugün bazı önemli o günlerde CHP tarafından uygulanmış olan tarihi konuları bir bir dile getirip, Sayın Kılıçdaroğlu’na soracağız.
Ve bu sorularımızı pür dikkatle okuyup, kamuoyu nezdinde bize cevap vermesini bekliyoruz.
Bize değil aslında, oy istediği Güneydoğu Anadolu insanımıza bu sorduklarımızın cevabını versin.
Türkiye insanına bu sorduklarımızın demagoji yapmadan, dürüstçe, dik durarak cevap vermelidir.
Aksi takdirde kamuoyu Kılıçdaroğlu’na geçmişteki CHP’ye yaptığı gibi ona da yapacaktır.
Demagojik, yalancı, müfteri birisi olarak karşılarında görüp oy vermeyeceklerdir.
Arkasında kim olursa olsun.
İsterse, Kemalist generaller olsun.
İsterse, PKK’nın yıllardan beri avukatlığını üstlenen, kime ve neye hizmet ettiği belli olmayan Sezgin Tanrıkulu olsun.
İsterse, tarihi eski CHP’den Doğru Yol’a geçen, kendini şaibelerden bir türlü kurtaramayan meşhur bakanlardan Salih Sümer olsun, her kim olursa olsun.
Bu sorularımıza cevap vermelidir.
Aksi halde büyüklük gösterip izan ve inanç doğrultusunda buraları, sessiz sedasız terk edip ne Diyarbakır’a ne de Güneydoğu Anadolu’nun semtinden ve kenarından geçmesin.
Hemen buraları terk edip Ankara’ya dönsün ve bir daha da kendini piyasaya satmaya kalkışmasın.
Ama diyoruz ki, bu sorduklarımız bugüne kadar merhum Erbakan dahil olmak üzere muhafazakar sağ kanatta bulunan hiçbir siyasi lider bu soruları soramamıştır ve sorma hissini bile duymamıştır.
Olsa olsa, soran yine inanıyoruz ki Sayın Başbakan Erdoğan olmuştur.
Sorularımızı sıralıyoruz.
Sayın Kılıçdaroğlu; pür dikkatle okumanızı istirham ediyoruz.
Evet,
1- 01.11.1922 Saltanat ve hilafet-i İslamiye'yi kim ilga etti?
2- 24.08.1923 Lozan muahedesini (sözleşmesini) kim imzaladı?
3- 16.03.1924’te 430 sayılı kanunu kim yürürlüğe koydu? Bu kanunla tüm dini tedrisatları kim kaldırdı? Kur’an medreselerini kim yasakladı? Yer yer Camileri kim kapattı?
4- 13.02.1925 tarihinde Şeyh Sait ayaklanmasını yaratanlar kimlerdi?
5- 21.02.1925 tarihinde Takrir-i Sükûn kanununu kim çıkardı?
6- 09.03.1925 tarihinde on büyük gazeteyi kapatan kimlerdi?
7- 29.06.1923 tarihinde Diyarbakır'ın Dağkapı meydanında sabah ezanından hemen önce Şeyh Sait dahil olmak üzere 48 kişiyi darağacına kim çekti?Naaşlarının nerede olduğu hala da bilinmiyor. O gün idam fermanını veren kim di? O dönemin Başbakanı kim di?
8- Şeyh Sait’in idamından sonra ne kadar Tekke, Zaviye, Medreselerin kapanması ve ortadan kaldırması nedendi ve kim yaptı?
9- 09.04.1925’te Müslüman Türkiye kadınının şeref ve haysiyet timsali olan örtüsünü kim kaldırdı ve yasakladı? O tarihte Taksim’de bir gece kulübünde örnek olsun diye kadınları soyup dansöz olarak oynatma iznini kim verdi? Kanunu kimler çıkardı.?
10- 12.08.1925’te Kılık-kıyafet yasasını kim çıkardı? Şapka kanunu kim çıkardı?
Bu kanun yüzünden İskilipli Atıf Hoca’yı "Şapka Risalesi" yüzünden idama götüren hangi anlayıştı ve kimin zamanında oldu?
11- Bin yıllık kültürel geçmişi olan ve tarihe mal olmuş Şeyhlik, Halifelik, Müritlik isimlerini kanunla kimler yasakladı?
12- 17.04.1926’da İslami nikâhı kim kaldırdı, hem de 743 sayılı kanunla?
13- Türkiye’nin tarihi kültürüne dayalı harf değişimi ve İsviçre’den, İtalya’dan ithal edilen yasalarla İslami anlayışları toplumun arasından yasaklayan hangi zihniyetti?
14- 02.02.1928’de Allah adı üzerine yemin etmeyi çıkarıp ve devletin resmi dininin olmadığını ve ne kadar İslami ve dini kavramlar varsa anayasadan çıkaran 122. yasayı kim çıkardı?
- Aynı tarihlerde, 1000 yıllık tarihi harf inkılabını bu paralelde kültür ve tarihini kim bu millete unutturmak için yasa çıkarıp yasallaştırdı?
15- Köylerin, semtlerin, mahallelerin adını değiştirip yeni isim takan kimlerdi?
16-İstanbul’da 12.03.1929’da doksan tane camii kapatan hangi zihniyetti?
Aynı tarihte, Arapça, Farsça, Kürtçe tedrisatını medreselerden ve mahalle hocalarının medreselerini yasaklayıp kapatan kim?
17- 1932’de Kur’an’ı Arapça’dan Türkçe’ye çevirip zorla okutulması ile, Osmanlıca okutulan hutbelerin zorla Türkçe okutulmaya zorlanması hangi yönetim tarafından yapıldı?
18- 18.07.1933’te camilerde ezan ve kametin Türkçe olarak okutulmasına kim izin verdi ve kanunlaştırıldı?
19- Allahû Ekber, ifadesi yerine "Tanrı uludur, Tanrı uludur" ifadesi hangi hükümet tarafından yasalaştırıldı?
20- 1935’te Cuma gününü tatil günü olarak kaldırıp yerine Pazar gününü tatil günü olarak gösteren hangi zihniyetti?
21- 1938’de meşhur Dersim olayını kim yarattı ve kaç bin insan Dersim’de öldürüldü ve evinden barkından edildi?
22- 1940’ta mutlak bir dinsizlik uygulamasını resmileştiren İsmet Paşa’nın cumhurbaşkanlığı esnasında olmadı mı?
23- İslam sancağını ortadan kaldırıp imansızlık ve Bolşevizm gibi partilerin anlayışını kim bu millete enjekte ettirdi?
24- Üstad Bediüzzaman Saidi Nursî ile Şeyh Sait ve arkadaşlarını hem idama hem de sürgünlere mecbur kılan hangi hükümetti ve ne için yapıldı?
Özellikle ve özellikle Bediüzzaman Saidi Nursî hazretlerinin Erek dağından Isparta’nın Barla nahiyesine ellerini kelepçeleyip sürgüne gönderen Cumhurbaşkanı kimdi, iktidar partisi hangisiydi?
Sevgili Kemal Bey, lütfen Dersim zazalarının yürekliliğini gösterip gerçek kimliğini ortaya koyup bu saydığımız soruların bir bir kamuoyuna cevabını verirsen, sana söz veriyorum; ben de oyumu sana vereceğim.
Ama bunu yapamıyorsan, bırak bu halktan oy istemeyi bilakis lütfen bu yapılan karanlık ve yüz kızartıcı suçlar CHP anlayışı tarafından ve ona inanıp taptığınız İsmet Paşa tarafından yapıldığını itiraf edin ve halka karşı biraz utanın, yüzünüz kızarsın ne olur.
Siz,
Diyarbakırımızı hemen terk edin.
En derin saygılarımla.