RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK VE GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMAK!?

Evet, sevgili okurlar.

Bugünkü yazımız bölgemizde yaşanmakta olan usulsüzlüklerin ve yolsuzlukların AK Partili geçinen bölgedeki AKP’li siyasetçilerin gizliden gizliye nasıl da “rol aldıklarının” bir nevi deşifresi olacaktır...

Kamu kurum ve kuruluşlarını himayelerine almak üzere, nice “ehliyetsiz ve liyakatsiz” kişiler, makam ve mevki sahibi ediliyor...

Ne pahasına mal olursa olsun, idari bakımdan bazı devlet adamları da, böylesi “himayelere” biad ederek, usulsüzlüklere ve yolsuzluklara göz yummaktadır...

Görevini kötüye kullananlar görmezlikten geliniyor..

Kimi zaman, ifşa olan olaylar enva-i senaryolar ve gerekçeler üretilerek, “örtbas” ediliyor...

Ne yazık ki son dönemlerde denir ya iş zıvanadan çıkmış bir halde, fütursuzca yapılıyor..

Yolsuzluğun, usulsüzlüğün, keyfi uygulamaların, hak, hukuk tanımazlık, revaçta!?..

Ve hepsinin odak merkezi, kendini AK Partili gösteren AKP’liler?

Ki bunlar, AK Parti’ye en büyük “tahribatı ve suikastı” yapan kişilerdir...

Sevgili okurlar.

Söz Gazetesi’nin dünkü manşet haberi dikkatinizi çekmiştir...

Çok önemli bir haber..

Özellikle, ilimizde ve bölgemizde olup biten skandallar zincirinin bir halkası olmasıyla birlikte, “kirliliklerin” ulaştığı boyutu deşifre etmektedir..

Habere pür dikkat edelim..

Bazı paragrafları buraya alıp, size aktarmak istiyorum..

Şöyle ki...

Manşet haberin hikayesi 25 Ağustos 2020’ye dayanıyor..

O tarihte, Diyarbakır Söz Gazetesi manşetinde şu ifadeler vardı...

“SERTİFİKA SKANDALI...”

Çüngüş ilçesinde hayali “hijyenik kursu” açılarak, binlerce kişiye usulsüzce sertifika verilerek, milyonlarca lira vurgun yapıldığı gündeme getirildi...

Ama olay patlak vermesine rağmen, birileri tarafından sıradan, küçük bir hadiseymiş gibi; ”örtbas” edilmek istendi..

Ama hesaba katılmayan bir nokta vardı, o da yargı mekanizması..

Çüngüş Cumhuriyet Başsavcılığı, “konuyu” irdeleyip, kendi kulvarında soruşturma yürüttü..

Diyarbakır Söz’ün fikri takip noktasında ortaya çıkardığı skandal olayın, yargı cephesindeki son durumunu, önceki günkü Manşetinde okurlarına duyurdu..

“HİJYEN SKANDALI YARGI TAKİBİNDE...”

Gazetede yer alan haberin özeti şöyle...

“Diyarbakır Söz'ün Çüngüş ilçesinde ortaya çıkardığı 12 bin 458 ‘Usulsüz Hijyen Belgesi’ verilmesi skandalında flaş gelişme yaşandı. Dönemin İl Milli Eğitim Müdürü Taşçıer'in görevden alınmasıyla boyut kazanan usulsüzlük, yargı tarafından incelemeye alındı.”

Haber şöyle devam ediyor;

“TAŞÇIER DÖNEMİNDE YAŞANDI

Feysel Taşçıer'in İl Milli Eğitim Müdürü olduğu dönemde, Çüngüş ilçesinde Pandemi döneminde olunmasına rağmen, yüz yüze eğitimin yapılmasının yasaklandığı evrede, İlçe Halk Eğitim Merkezinde "Hijyen Eğitim" kursu açıldı. Açılan kurs kapsamında 12 bin 458 kişiye "hijyen belgesi" verildi. İlçenin nüfusunu aşan orandaki "Hijyen Belgesi" verilmesine ilişkin açılan ve her kişiden biner lira online sistemiyle para alınan kursla ilgili usulsüzlüğü ilk olarak Diyarbakır Söz gündeme getirerek, dikkatleri çekmişti.”

***

Evet sevgili okurlar..

Haberin özeti böyle..

Tabi, haberin devamını merak eden okurlarımız var ise, diyarbakirsoz.com adlı web sitesinden ulaşabilirler...

Çok ibretli bir haber…

Daha ibretlisi şu ki dönemin İl Milli Eğitim Müdürü olan Feysel Taşçıer’in altına imza attığı bu skandalın deşifresinden sonra, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından görevden alınması oldu!

Ama ne var ki Taşçıer’e el çektirilmesine rağmen, İl Valiliği tarafından herhangi bir “idari tahkikat açıp, savcılığa intikal ettirilmiyor?”

Taşçıer, zımnen de olsa yerel siyasetin himayesi altında adeta koruma kalkanı altına alınarak, korundu.

***

Bu olay dâhil olmak üzere, bölgedeki bir çok olayın AK Partili geçinen AKP’li siyasiler tarafından, kamu görevlilerine “aba altından sopa gösterircesine” kendilerini ön planda tutarak, himaye altına alınıyor...

Arka plandan müdahalelerde bulunuyorlar...

Nitekim Taşçıer görevden alınırken, Diyarbakır’ın siyaset duayeni (!) olarak bilinen ve 12 yıldan fazla Bakanlık yapan Mehmet Mehdi Eker infial göstererek, gerek Valiliği ve gerek Milli Eğitim Bakanlığını arayarak “Taşçıer’in görevinden el çektirilmesi beni çok üzmüştür, olaya çok üzüldüm, keşke görevinden alınmasaydı” diye, laf ettiği bugün dahi konuşuluyor...

Diyarbakır’ın gündeminde bu ifadeler...

Zira Feysel Taşçıer, Sayın eski Bakanın hemşerisidir, hatta kuzeni durumunda olan Faruk Sümer’in de sınıf arkadaşı ve has dostudur.

Her neyse o detaya girmeyelim…

Esasen bizim ana konumuz şudur.

Bu haber, çok önemli bir haberdir.

Bölgede önemli noktada bulunan devletin önemli koltuklarını ihraz eden bazı yetkili ve etkili şahsiyetlerin kirli olayları himaye edercesine birilerine göz kırparak skandal mahiyetinde “görevini kötüye kullanmak” suretiyle suçluları himaye etme hali söz konusu olmaktadır.

Nitekim Diyarbakır’ın Eğil ilçesinin Kaymakamı İdris Arslan da tıpkı Çüngüş olayı gibi hatta daha önemli bir skandala imza attığını söyleyebiliriz....

Şöyle ki.

Görevini kötüye kullanmıştır.

Suçluyu saklamıştır, savunmaya geçmiştir.

Ve adeta vatandaşın çalışma hürriyetini elinden alıp tehdit, şantaj ve yol kesen Eğil ilçesi Bahşilar Köyü Muhtarı Semih Memiş’in suçunu örtbas etmiş.

Hem de “resmi evrakın üzerinde tahrifat yaparak” suçluları koruma altına almıştır.

Görevini açıkça kötüye kullanan Kaymakam İdris Arslan, resmen “skandal kaymakam” olarak medyaya konu oldu.

* * *

Hele hele aynı skandala göz yuman Diyarbakır İl Valiliğine ne diyeceksiniz?

Bize göre o da apayrı bir garabet.

Yahu Allah aşkına!

Adam bir grup köylüyü yanına alıyor, hem de beline bağladığı silahı teşhir ederek vatandaşın çalışma hürriyetini elinden alıyor...

Devletin yolunu kesiyor...

İstihdam yaratan şirketin elemanlarını işlerinden alıkoyup geri çeviriyor.

Ve bu derebeylik, eşkiyavari girişim basının kameralarına yansımasına rağmen...

Bariz şekilde işleyen bir feodal yapı...

Köy muhtarının suç teşkil eden feodal yapıya dayalı saldırganlığı, AK Partinin Eğil’e atadığı kaymakam tarafından gözardı ediliyor...

Skandala imza atarak, bu eylemleri “muhtarın görevleri” arasında sayıp, imzalıyor...

Ve bunu yaparken de resmi evrakta tahrifat yapıyor.

Ve hala da yerinde oturuyor.

Buna gülelim mi ağlayalım mı?

Nitekim Çüngüş olayı da bu olaydan daha büyük bir olay değil bize göre.

Çüngüş’te yolsuzluk, usulsüzlük ve hijyen skandalı olarak anılıyor.

Çüngüş İlçe Milli Eğitim Müdürü ile İl Milli Eğitim Müdürü tarafından olay örtbas ediliyorsa da Kaymakamlık da buna göz yumuyorsa da her nedense Balıkesir'in Marmara Kaymakamlığınca 10 Temmuz 2020'de Çüngüş Kaymakamlığına gönderilen yazıda, Çüngüş Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünden alınan hijyen eğitim belgelerinde soğuk mühür bulunmadığı belirtilerek, konunun araştırılması istenmişti.

Ve buna binaen olay açığa çıkıyor.

O dönemin Çüngüş Kaymakamı da her nedense tıpkı Eğil Kaymakamı gibi bu yolsuzluğa nerdeyse imza atıyorcasına suçluları himaye ediyor.

Tıpkı Eğil Kaymakamı İdris Arslan’ın yaptığı gibi.

Köy muhtarını himaye altına almak için sahte evrak tanzim ediyor ve e-imzasıyla gereken yerlere gönderiyor.

* * *

Sevgili okurlar.

Diyarbakır Söz’ün her zaman olduğu gibi yakaladığı çok önemli skandal olayları deşifre etme görevini yerine getirmekle beraber, biz de aynı o skandal olayları Söz Gazetesinin manşetini teyiden daha fazlasıyla olayların kapsamını genişleterek kamuoyuyla paylaşmaktayız.

Her nedense AK Partinin bölgedeki AKP’li siyasileri, AK Partinin çalışmasına ve özellikle Cumhurbaşkanımızın samimi ve ciddi devlet adamlığına, birilerinin çıkarları uğruna gölge düşürüp “suikastlar” düzenliyor?

Bu bölgeyi, bu coğrafyayı iktidar partisinin gölgesinde sömürmekte oldukları da gözlerden kaçmıyor.

İktidar partisinin gücünü kendi kişisel rantları uğruna kullanıyorlar..

Ne yazık ki, devletin pırıl pırıl terû taze önemli kurum ve kuruluşlarını da itibarsız hale getiriyorlar.

Çüngüş Cumhuriyet Başsavcılığının olayın peşini bırakmayarak üzerine sıkı bir takip altına almış olduğu gibi, gönül arzu ediyor ki Eğil Cumhuriyet Başsavcılığı da terör havası estiren muhtarın da bu kirliliğini mercek altına almasıdır..

Hem Kaymakamın hem de Muhtarın hiç zaman kaybetmeden derhal görevden alınması gerekir.

En derin saygı ve sevgilerimle.