YOLSUZLUK EN ÇOK SAVUNMADA İMİŞ!

Evet, sevgili okurlar.

Dünkü yazılı medyanın önemli kalemlerini incelediğimizde Taraf Gazetesinin 1. sayfanın sağ köşesinde turuncu tonunda zemin üzerine “YOLSUZLUK EN ÇOK SAVUNMADA” başlıklı haber dikkat çekici..

Haberi pür dikkat inceledim.

İnanın, Türkiye’nin nabzını yakalamak için, güncel olayları elde edebilmek için mutlaka günlük gazetelerin okunması gerekir.

Medyanın yakaladıkları gündemi irdelemek gerekir.

İnsanın karşısına çok önemli olaylar çıkıyor ve insanın aklına çok şeyler geliyor; ama bunların da hepsini sıralayıp, yazmak da zor oluyor.

Ancak, “huzma safa da’ma keder” misali “işine geleni seç al, üzüntü vereni de terk et” kaidesince bizde bu seçenek içerisinde önemli konuları seçip siz değerli okurlarla paylaşarak, diğerlerini atarım.

Çünkü hepsini bu köşede bir araya getirmek zor iş.

 “YOLSUZLUK EN ÇOK SAVUNMADA” başlıklı yazının birkaç satırını sizlerle paylaşalım, daha sonra sohbetimize birçok çarpıcı hususlarla devam edelim.

* * *

Evet, sevgili okurlar.

Gerçekten Taraf Gazetesinin “YOLSUZLUK EN ÇOK SAVUNMADA” başlıklı yorumu sizce geçerli midir?

Bana göre değil.

Zaten yazının içeriği de büsbütün detayıyla kendini ele veriyor.

Türkiye diğer birçok yolsuzlukla karşı karşıya kalan ülkelerin sırasına girmektedir.

Ama “YOLSUZLUK EN ÇOK SAVUNMADA” ifadesi bize göre biraz dar bir çerçevede tutulmuştur.

Zira eskiden beri yani Demirel’in Doğru Yol Partisi, Yılmaz’ın Ecevit’in ve Bahçeli’nin koalisyonundan tut, bugünkü Başbakan Erdoğan’ın başında bulunduğu hükümete kadar.

Eğri oturalım, doğru konuşalım.

27 Mayıs ihtilalinden günümüze dek hiçbir hükümet yolsuzluklarla, rüşvetlerle, usulsüzlüklerle mücadelede sınıfta kamıştır.

***

Değil ki savunmadaki yolsuzluk, evet savunmadaki yolsuzluk yıllar öncesinden ayyuka çıkmıştı.

Özellikle Fenerbahçe kulübünün başkanı Aziz Yıldırım’ın 1990’lı yıllardan 2000’li yıllara kadar, Nato ENF’in ihaleleri onun tekelindeydi.

Kimse oraya yanaşamıyordu. Çünkü baştaki generaller Fenerbahçe kulübü üyesi olduğu için, kendilerine fetva vermişler biz de Fenerbahçeliyiz.

Ama öbür taraftan Sayın Yıldırım malı götürüyordu. O da o ayrı bir oyun.

Herkes de farkındaydı.

Kim kime dum duma?

Kim ne yapabiliyordu ki?

Çünkü Yaşar Büyükanıt, Aziz Yıldırım’ın sağ koluydu.

Hatırlarda olduğu gibi, Hakkari dağlarında 16 askerimizin şehit düştüğü gün Org. Yaşar Büyükanıt oynanan Fenerbahçe’nin galibiyetiyle kalkıp, orda resmi elbiseyle göbek atıp, alkış tutması hala da kulaklarımızı çınlatmaktadır.

Fenerbahçe kulübü galip gelmiş mi, o yeter.

Tüm zaferlerin üstü bir zafermiş gibi algılanıyordu.

Öbür taraftan Hakkari’nin dağlarında şehit düşen 16 masum askerin, Mehmetçiğin gelen Şehadet haberi hiç kimsenin umurunda değildi.

***

İşte bu tür olaylar sıradan olaylar olmasa gerek.

Ama yolsuzluklarda boğulan Türkiye için bu önemli olaylar sıra dışı olayların durumuna düşmüştü.

Gazetedeki yazılan “YOLSUZLUK EN ÇOK SAVUNMADA” ifadesi doğru olmakla beraber, bana göre çok basit geliyor.

Zira ihale yolsuzlukları başta söylediğim gibi her iktidarın döneminde tıpkı bugünkü iktidar gibi, önemli bakanlıkların ihaleye çıkardıkları yatırımlar adrese teslim olmak üzere ihale ediliyordu.

Bu iş, bugün de öyledir.

Dün de öyleydi, daha önce de öyleydi, bundan sonra da böyle devam edecek gibi geliyor.

Hangi iktidar olursa olsun, ister muhafazakâr Müslüman geçinen iktidarlar olsun, ister kozmopolit münafık tinetli iktidarlar olsun, devlet ihaleleri maalesef başbakanların, bakanların birçoğu mutat olarak kendi yandaşlarına ve yakınlarına düşürmek için gizliden gizliye çok büyük çaba göstermektedir.

Tıpkı bugünkü iktidarın birçok bakanlıkları gibi..

Ki kendilerini yolsuzluklar şaibesinden kurtaramadıkları gibi, ön yeterliklerle işi götüren bazı yalaka işadamları gerek ülke dışında olsun, gerek ülke içinde olsun çoook büyük ihaleleri ortaklaşa almaktadırlar.

İhaleyi alamayan birçok firma her ne kadar şikâyet mercilerine başvuruyorlarsa da, olay sonuçsuz kalıyor.

* * *

İşte Taraf Gazetesinin dünkü tespitleri yeri yerinde olmakla beraber, yalnız “YOLSUZLUK EN ÇOK SAVUNMADA” ifadesi bize göre yerinde değil.

Bakan Mehdi Eker’in başında bulunduğu Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının bünyesinde yaşanan saadet zincirlerinin haddi hesabı yoktur.

Açık ve net olarak bariz bir şekilde usulsüzlükler, yolsuzluklar, artık elle tutulur, gözle görülür olgular durumuna gelmiştir bu bakanlıkta.

Keza Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı gibi önemli bakanlıkların birçoğu maalesef halkın kuşkularından ve kendileri de şaibelerinden kurtaramamaktadır.

Başbakan ne kadar iyi niyet gösterirse göstersin, bize göre sanki vurdumduymazlık gibi haller yaşanıyor.

Öyle inanıyoruz ki;

Bunların da çok yakın bir süreç içerisinde kokusu çıkacaktır, ama Başbakana da yazık olur.

Çünkü Sayın Başbakanın 10 yıldan beri gösterdiği performans, çok mükemmel ve mazbut bir performanstır.

Ama çevre bu performansa gölge düşürmekten de korkmuyor.

***

Evet, Taraf Gazetesinin yorumu şöyledir;

“Uluslararası şeffaflık örgütü (TI), hükümetlerin yolsuzluğu önlemek amacıyla savunma sektöründeki denetim kapasitelerine ilişkin ilk kez yaptığı araştırmada, incelenen 82 ülkeden yüzde yetmişinin savunma alanında yolsuzluğu önlemede başarısız kaldıklarını saptarken, Türkiye’nin bu anlamda yüksek riskli ülke grubunda olduğunu bildirdi. Türkiye, Çin, Tanzanya ve Rusya gibi ülkelerle birlikte yüksek risk kategorisinde yer aldı. Raporda savunma sektöründe yolsuzlukları önlemede pek çok ülkenin de başarısız olduğu belirtildi”

Bunu samimiyetle ifade ediyorum ki, muhafazakâr olarak kendini gösteren bu iktidar maalesef bazı bakanlıkların bünyesindeki birçok yolsuzluklara imza atmaktan kendini kurtaramıyor.

Zira ihaleler gerçekten adrese teslim gibi.

Hükümetin her ne kadar terörle mücadele etme performansını kabarık gösteriyor ise de bize göre o da pek değil.

Yavaş yavaş ibre düşüşe geçiyor, gibi görünüyor.

* * *

Bakınız, Sayın Başbakan tutuklu generalleri serbest bırakmak için adeta yargıya müdahale ediyor.

İşte dünkü Sabah Gazetesinin manşet haberi.

“YARGI, ANLAYIŞ DEĞİŞTİRMELİ”

Haber şöyle devam ediyor;

“Başbakan Erdoğan’dan uzun tutukluluk sürelerine eleştiri:

Bu sorunu çözmek için yeni yasal düzenleme yaptık, buna rağmen işler seri halde yürümüyor.

İfade vermeye giden her general tutuklandı, her ne kadar yargıya müdahale yetkimiz yok ama..”

Sormazlar mı Sayın Başbakanım.

Her şeye eyvallah, anladık, inandık da cümlenin sonundaki “ama”nın anlamı ne?

Başbakan, şöyle devam ediyor;

“Emekli paşalarımızın hepsi davetlere uydular, ifadelerini verdiler, tutuklandılar, muvazzaf subay, astsubaylarımız da kendileri gibi ifadelerini verdiler, tutuklandılar, ama bunlar tutuksuz da yargılanabilirlerdi.

Biz tutuksuz yargılamayı 3. yargı paketiyle mümkün hale getirdik.

Buna rağmen işler seri halde yürümüyor, bu da süreci ciddi manada sıkıntıya sokuyor”

Biz de burada Sayın Başbakanımıza emekli Org. Hilmi Özkök’ün timsah gözyaşlarını hatırlatmak istiyoruz.

Yoksa Sayın Başbakan, Hilmi Paşanın istek ve arzularına mı uydu?

“ÖZKÖK’TEN ACİL ÇÖZÜM ÇAĞRISI”

Erdoğan’ın tutuklu askerlerle ilgili sözlerine Özkök’ten destek;

“Bir an önce adalet yerini bulmalı”

Sayın Özkök’e göre, eğer bu tutuklu subay ve astsubaylar, serbest bırakılırlarsa adalet yerini buluyor, eğer serbest bırakılmazlarsa adalet mekanizması demek ki ters dönüyor.

Bal gibi yargıya müdahale ediliyor, kimse de sesini çıkarmıyor?

***

Hilmi Özkök Paşa, hala da JİTEM’in bu bölgede ne kadar iğrenç işleri yaptığını, kendisinin de 1996’da Diyarbakır’da 7. Kolordu Komutanı iken, Altındağ Dinlenme Tesisleri’ne yapılan katliam saldırısını o gün bile umursamıyordu.

Bizatihi olayın CD’sini ve videobantlarına çekerek makamında kendisine teslim ettiğimde, onun yüz hatlarından anlaşıldığı gibi, sanki hiç olmamış gibi bir tavır vardı.

Şimdi de neredeyse kurtarıcı kahraman kesilmiş, paşamız.

O zaman da bu olayın içinde JİTEM’le PKK’nın işbirliği yaptığını çok iyi biliyordu.

Esasen işi yaptıran baş patron JİTEM’di ve JİTEM’in albaylarıydı, binbaşılarıydı, yüzbaşılarıydı ve Ali Kaya’lardı.

O paralelde MİT çevresiydi ve aynı zamanda Jandarma Asayiş Bölge Komutanlığıydı.

Herkes işin içindeydi...

Ama, paşamız o zaman böyle gözyaşları dökmüyordu.

* * *

Bakınız, dünkü Taraf Gazetesinin 13. sayfasında şöyle bir başlık var;

“JİTEM BÖLGEDE PKK’YA YARADI”

“Terör ve şiddet olayları kapsamında yaşam hakkı ihlallerinin incelenmesine yönelik alt komisyon raporunda, Bolu Komando Tugayı ile JİTEM’in bölgedeki faaliyetlerine de yer verildi.

TBMM’nin alt komisyonu tarafından hazırlanan raporda, bölgedeki güvenlik kuvvetlerinin bazı uygulamalarının toplumu rahatsız ettiği, olumsuz gelişmelere yol açtığı ve PKK’nın daha fazla militan kazanabileceği zemin olduğu tespiti yer aldı”

Tüm bunlar hiç olmamış gibi, hükümet dizgini çok gevşek tutmaktadır ve bize göre çok kısa bir süreç içerisinde hiçbir şey olmamış gibi pozisyon vermekten kendini alamıyor, hükümet.

En derin saygılarımla.