“SİZ NERDEYDİNİZ?!..”

Diyarbakır Ticari Taksicilerden, HDP’li Garo Paylan’a tepki geldi.. Önceki gün, Belediye binası önünde, toplanıp basın açıklaması yaptılar.. Gerekçeleri, Paylan’ın Meclis’e verdiği soru önergesi.. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan yanıt istemesi…

***

Paylan soru önergesinde; “taksicilerin plakalarının aktifleşmesi için, belediyenin kendilerinden bağış istediğini” iddia etmişti.. Taksicilerin, aslında bu mevzusu çok ama çok derin.. 10 yıl öncesine ait.. Mahkemelik oldukları dönem ise, HDP’li Osman Baydemir’in Belediye Başkanlığı evresi…

***

O günden bugüne; “mevzu yargıda..” Ki mahkeme lehlerine karar vermesine rağmen; işlem yapılmadı.. Hakları askıda tutuldu.. Nihayetinde, mevcut hal-i hazırdaki belediye “kayyımı” işi, çözümledi.. Ve geçtiğimiz haftalardan itibaren, askıdaki taksi plakaları indirilerek, toplu ulaşım alanına geçti..

***

Diyarbakır T Plaka Hak Sahipleri Yardımlaşma ve Dayanışa Derneği Başkanı Ahmet Aslan.. Diyor ki; “Yıllardır mağdur edildik. Şimdi esnaf arkadaşlar plakalarına kavuştu. Bu insani bir durum. Mahkeme kararı, bakanlarımız, valilerimiz ve genel sekreterimizin insiyatifiyle, plakalar aktifleşti…”

***

Gelelim, Paylan’a dair tepki notuna.. “Bizler maddi ve manevi bedeller ödedik.. Ey Paylan.. Size sesleniyorum.. Bizleri perişan eden belediyeleriniz mağdur ederken, siz neredeydiniz?..”

***

Aslan kendi cephesinde haklı!.. Ama bi hak noktasında, hem kendileri hem de belediyenin; kamuoyunu “askıdaki plakaların aktifleştirilmesinde” yeterince, şeffaf ve samimi bir bilgilendirmenin, içerisinde bulunulmadığını söylemek gerekir.. Zaten o bilgi aktarımı olmadığı içindir ki; “çarşı karışıyor?”..  Aynı mevzu; minibüs hatları için de geçirli…

***

Denir ya, siyasi, ideolojik, akçeli, akçesiz, her neyle “hemhal olunmuşsa” olunsun, şehir ahalisi için; “toplu ulaşımda” yeni araçların sahaya sürülmesi, “rahatlama” sağlamıştır.. Zaten ahalinin de ve bizlerin de istediği; “sorunların çözümü?”.. Tabi, “bireysel menfaatler” gözetilmeden, toplumsal menfaat öncü kılınarak, yapılması gerekir..

***

YANLIŞ ALARM..

Evet ya!.. Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne “hele şükür” noktasında, “Başhekim Ataması’ bilgisi, yanlış alarm imiş!..  Atama, henüz yok.. Asil değil, vekaleten görevlendirme var!..

***

Nasıl yani?. Vekâletten 2 aydır görev yürüten Başhekim Dr. İhsan Esmer’in il dışına çıkışı münasebetiyle yerine Dr. Serkan Dedeoğlu “vekâletten” Başhekim olarak görevlendirilmiş!… Kısacası “vekile, vekil” ataması icra edilmiştir!… Asil ne zaman “atanacak” derseniz o yine, meçhuliyetini ve gizemliğini koruyor!..

***

Neyse, kim gelir, kim gelmez onu zaman gösterecek!.. Ki kulislerde konuşulan isim, adamcıklar çok.. Ama yanlış alarmda bana garip gelen ve sorgulatan, bir ayrıntı var… Denir ya “şeytan ayrıntıda gizlidir” diye…

***

O da şu.. Koca hastanede bu kadar “başhekim yardımcısı” var iken.. Onlarca hekim bulunurken!.. Hastanenin içinden değil de; İl Sağlık Müdürlüğü’nden “vekil” göndermek neye delalettir…

***

Bir güvensizlikten mi, bir adam yokluğundan mı, bir idari zafiyetten mi kaynaklı?.. Yoksa, siyasi ve ideolojik bir kutuplaşma mı var?!.. Her ne ise; “Sağlığın sağlıksızlığını” gösteriyor..

Sizce..

***

OKULLARDA BİT Mİ?..

Evet öyle diyor bir gazetemiz!.. Okullar’da “bit vakaları” arttı..?İdareciler veli ve öğrencileri uyardı.. “Bit tokası ve bit rozeti takılsın.?” Eczanelerde de “bit ilacı talebi de artmış?”…

***

İşin hakikati!. Elbette ki, “ateş olmayan yerden duman çıkmaz?…” Ki bu mevzu da, vaki olduğu içindir; haber olmuş.. İyi de, bu çağda ve bu dönemde; “okullarda bit ne gezer derseniz?”..

***

İşte onu da, Milli Eğitim’in “çarşısını karıştıran” etkili ve yetkili zevat’a sormak gerekir.. Ne iş; “bitlerin kol gezme hali?..  Ha burada, “uyuz salgını da var..” Ancak, kontrol altında deniliyor.. Neyse; bi yanıt verin.. Ama, HTS’siz olsun..

***

MUHALEFETİN “SON DESTEK” ALGISI!..

Hep ifade ediyorum!.. AK Parti iktidarı döneminde; “mevcut muhalefet” bir kesime, felaket, bir kesime de bulunmaz bir nimet olmuştur!?!…

***

Nimet olma noktasında; “kısır bir muhalefet anlayışıyla” her seçimde, AK Parti’ye “iktidarı altın tepside” sunmuştur.. Yani, iktidar için bulunmaz bir nimet olmuştur…

***

Felaket noktasında; iktidarı sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel, iç ve dış politikada “şeffaf ve samimi” politika taşımadığı için, halk için “felaketlerin” müsebbibi olmuştur…

***

Çünkü, siyasi algıda “öz ve yerli” bir düşünce üretiminde değiller.. Sürekli, “güdümlü” siyaseti icra ediyorlar.. Yoksa; iktidarın “siyasi söylemlerini” tersten okumazlardı?…

***

Ne diyor Cumhurbaşkanı Erdoğan.. Ey ahali, 2023 seçimlerinde “son bir destek istiyorum” diyor.. Desteği kendisine istiyor.. Niye son desteği istiyor derseniz; “azıcık akıl yoklaması” yapılırsa, bilinir?..

***

Lakin, Anayasa’nın “amir hükmü” diyor.. 2028 sonrası bir daha aday olamaz.. Nitekim, “artık görevi gençlere vereceğim” diyor?.. Bunu bile anlamakta, “kısır kalınıyor?”..

***

Eee, onun içindir ki Erdoğan “son desteği” Cumhurbaşkanlığı için istiyorum, peki AK Parti için.? Yok.. Siyasete veda etmiyor.. Köşeye çekilip, emeklilik derdinde, hiç değil..

***

Bakarsınız, muhalefetin “özlem duyduğu, parlamenter sisteme”, dönüş noktasında “hodri meydan” diyebilir.. Reislik değil de, yeniden Başbakanlık için.. Tabi bu da, 2028 sonrası..

***

Yani özetle ifade etmek lazımsa!.. Erdoğan”ın “son destek” sözünden, şunu da çıkarabiliriz.. Eğer ki, Parlamenter Sisteme dönüş noktasında bir düşünce ve hamle gelişecekse; bilinmelidir ki “bu muhalefetle” değil.. İktidarla, mukadder olur!…

***

FENA BİR TUZAK..

İstinaf ve Temiz yolu açık olsa bile.. Daha bir çok merhale söz konusu olda dahi.. 2023 seçimlerine gidilirken; İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na, verilen ceza, hiçte kamuoyu nezdinde, halkın vicdanında “hukuki” bir yönü olacağını sanmıyorum.. Ki, karar sonrası gelen tepkiler de bunu gösteriyor..

***

En büyük, tuzak ve tehdit “karar üzerinden” pusuya yatanların geliştireceği, toplumsal “gerilim tuzağı..” Sokak ve iktidar “hesaplaşmasına” döndürme, gayretinde olan fitne odaklarının, akıllarından geçenlere karşı, herkesin “temkinli ve sağduyulu, itidal” bir duruş sergilemesi gerekir..

***

Özellikle muhalefetin, “kışkırtıcı, provokatif” eylem ve söylemleri, geliştirebilecek hallerden uzak durması lazım.. Hadise üzerinden siyaset devşirerek, ülkeyi “ateşin içerisine” sürüklememeli.. Aynı minvalde, siyasal iktidar ve kamu kuruluşları da, “mevcut duruma körükle” gitmemelidir.. Aksi takdirde, çok cetin hallerin vuku bulmasına neden olabilir.. 

***

 

Daha önce de ifade etmiştim!.. Bu seçim süreci diğer seçimlerden daha tansiyonu ve aksiyonu yüksek bir seyirde geçecek.. İçerden ve dışarıdan, huzuru, istikrarı, güveni “zafiyete” düşürme adına, enva-i fitne oluşturulmaya çalışılacak.. Onun için; uyanık olmamız gerekir.. Şimdilik bu kadar diyorum!…

***

GÜNÜN SÖZÜ

Kendi eğriliğini başkasına meyil edenin vicdanından hakikat beklenilemez!…