AKŞENER'İN AĞZINDAKİ BAKLA!..

Dinliyorum, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i.. Önce, altılı masayı kendisine has üslupla tarif ediyor.. Diyor ki; “Pişpirik oynamak için bile masada olamayacak, farklı siyasi gelenekten gelen partilerden oluşuyoruz..” Tanımlamada bir de geçmişe atıfta bulunuyor.. 1980 öncesinde “aynı masada olamazdık..?”

***

Söz, Kılıçdaroğlu’nun “adaylığıyla” alakalı soruya gelince tabiri caizse “ser verip, sır vermeyen” bir tavırla, topu taca atıyor.. Ama, satır arası geniş, bir çok manaya müsait sözler de, mevzuyu tartışılır kımıyor.. “Altılı masayı toplayan Kemal Bey.. O masanın bir noter olma durumu yok..”

***

Yani.. Yanisi şunu söylüyor Akşener.. Masayı kuran Kılıçdaroğlu olabilir, ama masada her kararı onaylatan olamaz, dikte edemez!?..  Ne diyor; “Sayın Kılıçdaroğlu’nun aday olma hakkı mevcut. Ancak diğer parti başkanlarının da adaylık konusunda teklifleri mevcut..” Bunu sıkça ifade ettiği; “Kazanacak bir aday” sözüyle, su üstüne çıkarıyor, masada farklı “adayların ses çıkardığını?”…

***

*Dolayısıyla biz kazanacak bir aday, devlet aklı olan bir aday istiyoruz?” diyor Akşener.. Aslında bu ifadesi, “arife tarif gerekmez” vecize sözünü, başlığa çıkarıyor.. Kılıçdaroğlu’nun dışında, birileri.. İmamoğlu ve Yavaş’ın adaylığıyla ilgili “olumsuz bir tavrının” olmadığından söz ederken, “mevcut sistemin giderilmesinin yolunun Millet ittifakının adayının seçilmesinden geçtiğini de” söylemesi ayrı, bir hesap içeriyor…

***

Altılı masa mı, millet ittifakı mı?!.. Malum, ikisi aynı şey değil.. Gelirsek, İyi Parti’nin CHP’ye olan borcu.. Malum, İyi Parti’nin siyasi sermayesi, CHP’den kuzu kuzu boyun eğilerek, transfer edilen 15 Milletvekiliydi?”.. İşte buna dair soruya Akşener’in yanıtı şu oldu..  "Tüm borçlarımızı 31 Mart'taki seçimlerde ödedik. Hatta alacaklı hale döndük…”

***

Akşener’in Kılıçdaroğlu’nun adaylığıyla alakalı ağzındaki baklayı ıslatmadığı gibi çıkarmadan; “asıl amaç” kelimesiyle vücut bulan cümlesini kuruyor!.. Ne diyor; Kılıçdaroğlu’nun aday tarifini ve kriterlerini kabul ediyoruz, ama asıl amacımız kazanacak aday olmasıdır..”

***

Gündem olan, CHP’li mi, MHP’li mi sorusuna Akşener’in yanıtı.. Akşener, ailesinin hem CHP hem de MHP'ye yakın olduğunu, bu nedenle iki tarafın da görüşlerini yakından tanıma imkanı bulduğunu söylerken; “ortaya karışık mönü” çıkarmıyor değil bu ifadesiyle, dünün CHP’lisi bugünün ülkücüsü!…

***

"HDP'siz seçim kazanmak mümkün mü?" sorusuna Akşener’in yanıtı, gel gitli… “Birbirine en dürüst olan iki siyasi partiyiz.? Burada bir illüzyon ve gölge boksu var. Kürtler eşittir PKK'lı hali getiriliyor. Bu doğru değil…” Ekliyor tabi; “onlar masada olursa biz olmayız, biz olursak onlar olmaz.?”

***

Akşener’in son sözleri ise, “hesap sormak” üzerine.. Yani, iktidara geldiklerinde alaşağı ettikleri iktidardan “hesap sorulacak mı.”… Akşener, “hesabı siyaset soramaz. Siyaset, yargıyı bağımsız hale getirir, hesabı yargı sorar siyasetçi intikam almaz, yargının yerine kendisini koymaz…”

***

Sonuç itibariyle; İyi Parti’nin “altılı masadaki” varlığı da, CHP ile olan “millet ittifakı” sözleşmesi de yekün olarak, düğümü çözecek olan “kazanacak aday” cümlesinde, saklı.. Ki o “kazanacak aday da” İyi Parti cephesinden, Kemal Kılıçdaroğlu gözükmüyor…

Ancak bir nokta var, Kılıçdaroğlu 2 Ekim’deki “zirveden vereceği” mesaj ve akabinde ABD’ye yapacağı seferden elde edeceği güç; İyi Parti’nin hal-i hazırdaki ruh dengesinde, çok değişimlere neden olabilir?.. Öyle ya siyasette bir saat bile uzun bir daman dilimidir?!..

***

ORTAK KARAR MI, ŞAHSİ İCAZETE DAİR Mİ?…

Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD’ye yapacağı sefer, “kulislerde” ısınmaya başladı.. Anlam yükleyen, cümleler kuruluyor.. Yanıt aradığınız sorular nedir diye sorsanız, benim peş peşe sıralayabileceğim sorular, şunlar olur?

***

BİR.. Kılıçdaroğlu ABD’ye “Altılı masanın onayıyla mı” gidiyor, yoksa hiçbir onay ve görüşme, mülahazadan bulunmadan, şahsi bir seferemi çıkıyor?…

***

İKİ.. Kılıçdaroğlu, 2023 seçimlerine ilişkin “lojistik” destek ve kendisine dair “icazet” almak için, ABD’ye gidiyorsa, bunu kimden alacak?!… Biden mi, FETÖ’mü?

***

ÜÇ.. Kılıçdaroğlu “kulis iddiası”, İmamoğlu’nun ABD’deki destek gücünü zayıflatıp, onlara kendini tanıtmak için mi, efor sarf edecek?.. Yani, “İmamoğlu ne Vaad ediyorsa, benden size açık çek?”…

DÖRT.. Kılıçdaroğlu, ABD’de görüşeceği düşünce kuruluşları ve sivil oluşumlar arasında, Türkiye’den “kaçan yasaklı” oluşum ve yapılar olacak mı?!…

***

BEŞ.. Kılıçdaroğlu HDP’nin kendisini desteklemesini, aday çıkarmamasını” ve Altılı masanın dışında, 2019’daki gibi “arka bahçe” konumunda, konumlandırılmasını, isteyecek ABD’den..

***

Yanıtlar gelir mi bilmem!.. Ama, Kılıçdaroğlu’nun ABD’ye yapacağı “sefer” çok ama çok yönlü anlamların, ünlemlerin gölgesinde kalacağını şimdiden söyleyebilirim.. Ki, bu sefer 2023’te de ve sonrasında da; hep “yad” edilecek.? Tabi taraflar açısından, kimi rahmetle kimi lanetle!..

***

DTSO SEÇİMLERİ…

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası seçimlerine dair, bir son dakika gelişmesi diyelim!.. Seçime Beyaz Listeyle girme kararı alan.? Ve bu yönde bir dizi faaliyetler içerisine giren.. Hatta bilboardlarda afişler astıran.. Basın açıklamalarında bulunan.. Kendilerini seçimin en iddialı “listesi” olarak gören Şehmus Karakuş dün “çekildiğini” açıkladı..

Gerekçe de; 16 meslek grubundan, 14’ünü çıkardıklarını, bu durumun hoşlarına gitmediği için, ortak kararla çekilmeyi uygun bulduklarını söyledi.. Karakuş Yeşil Listeye, yani Mehmet Kaya’ya destek verecek…  Karakuş’un çekilmesiyle, 16 meslek grubunu bünyesinde tutan iki liste kaldı.. Ağırlıklı onlar yarışacak.? Yeşil ve Mavi..

***

Tabi meslek gruplarında kırmızı listeyle 3 grupta yarışan bir de Mahmut Miroğlu var..Grubunda, kesin gözüyle bakılıyor.. Seçim 2 Ekim’de.. Grup adayları üyelerini ve tabiki rakiplerini “çok yakın markajda” tutuyor.. Bir önceki seçim sonucu çıkar mı bilmem, ama bu kez gruplar çetin.. Ne diyelim; her kim kazanırsa kazansın, temennimiz kazananın Diyarbakır’a kazandıran ehil ve liyakat üstünlüğü olsun..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Karanlığa sövüp sayacağına, bir mum yak ki, yüzün görünsün…