BU NASIL BİR ŞİDDET KİNİ!…

Şu sokak röportajları var ya!.. “Aman Allah’ım” dedirtiyor.. Toplumun geldiği “cinnet halini” göstermeye yetiyor da artıyor?.. Konuşturulan bazı kesimler var ki, ağızlarından dökülen her sözcük alev topu gibi yakıcı, yıkıcı, yok edici, bölücü!!.. “Asacağız, keseceğiz, süründüreceğiz, idam edeceğiz, dar ağacına çekeceğiz.. Kökünü kurutacağız.. Soyunu sopunu bitireceğiz..”

***

Dehşetli ve vahşi bir nefret söylemiyle, ateş püskürten makinalı silah misali millet kendi kendiri “kurşuna dizer gibi” hasımlaşıyor!.. Der demez dinlediğinizde, ürkmemek, korku ve endişeye kapılmamak, elde değil..Yarınlara dair, umutları tüketen bu beyanların temelindeki “nefret söylemi, ne ara bu hale geldik, ne ara millet böyle oldu sorgulaması beyinlere şimşek gibi iniyor… Bu milletin hali nice diye!?..”

***

Batman’daki meczubun “kelle keseceğiz” sözünün yarattığı travma, hepimizin malumu!..  Ya o meczuptan beter sözde uygar giyimli kadının, Erdoğan’a karşı, kullandığı nefret dili.. Beterin beteri… Biri savunarak “kelle keseceğiz” diyor.. Diğeri karşı reflekse, torunlarını bile ağzına alarak beddua ediyor.. “Param parça olsun, mezara konulsun” gibisinden, merhametten yoksun sözler sarf ediyor!?.. İki tarafın da, “ruhunda canilik geziniyor…”

***

Tablo, ürkütüyor, korkutuyor ve endişeye kaptırıyor… Bu nasıl bir nefret, bu nasıl bir kin, bu nasıl bir hasımlık, bu nasıl bir insan karakteri, bu nasıl bir merhametsizlikle, kendinden olmayanı, düşünmeyeni düşman belleme hali!.. Hizipleştiren, kutuplaştıran ve ötekileştiren, “tekçi ve vesayetçi” düşünce ve anlayışı dikte ediyor; sokağın bu bencillik kuşatmış hali…

***

Peki, yaşanan bu vahşi, canice hal-i durumun müsebbibi kim?!.. Acımasızlığın ve şuursuzluğun hakim olduğu sokağa ve insanlardaki bu nefret duygusunu, kim aşıladı, bağımlı hale getirerek, biat ettiriyor?.. Ya da, sürekli körükleyen veya onu “insan karakterinden, insanlığından çıkarıp”, yabani yırtıcı haline getiren kim?.. Elbette ki, bizi siyasi ihtiraslarına kurban eden, siyasilerimizdir, bunun baş müsebbipleri!..

***

İşte 14 Mayıs’taki seçimler.? Siyasilerin seçime ilişkin kullandığı dildir; “bizi bizden eden, bizi birbirimize kırdırma koduna getiren, hasım edip, düşman belleyen?”.. Oy tercihi tamamen, nefret ve düşmanlık üzerine, şuursuzca biat edici şekilde kurgulanıyor.. Erdoğan karşıtı ya da Erdoğan yandaşlığı üzerine konumlandırılmış.. Anadolu deyimiyle; “ya benimsin, ya toprağın?”…

***

İşte böylesi bir siyasi garabetin cenderesinde, debelenip duruyoruz.. Siyaset ve onu sahada uygulayan siyasilerimizin ortaya koyduğu politika kutuplaştırıyor, cepheleştiriyor, böl, parçala ve sonrasında da, “vesayet oluştur” felsefesini kendine rehber edinmiş durumda.. Korkunç ve acımasız!!.. Şefkat mı, sevgi mi, merhamet mi, insani duruş mu, hak getire!.. Yabani bir gözü dönmüşlükle, yırtıcı…

***

Netice itibariyle ivedi bir şekilde, toplumsal bir rehabilitasyona ihtiyacımız var.. Özellikle “insan olma” vasfını yeniden, elde edebilmek için!.. Yoksa, mevcut halimiz hiç de sağlıklı değil ve sağlıklı da yol yürümüyoruz!.. Kim nasıl bir anlam çıkarır bilmem, en büyük endişe ve korkum “psikolojik vakıaya” dönen toplumun bu halinin, 15 Mayıs sabahı vereceği tepki!..

***

İster ahali iktidara devam tercihi versin.. İsterseniz de, iktidarı alaşağı edip, yeni bir iktidara tercih koysun..  O günün eseceği rüzgarın toplumdaki duygu körüğü, umarız ki, itidal ve sağduyu hakimiyetiyle karşılık bulur.. Aksini düşünmek bile istemiyorum!..

***

AK PARTİ LİSTE BAŞI!…

Diyarbakır’a özgü, siyasi kulislerde en çok zikredilen ve cevap aranan soru şu; “AK Parti listesinde bir numara kim olacak?”.. Liste başı, mevcut 76 aday adayı içerisinden mi, yoksa liste dışında mı, veyahut kabinede yer alan “bakanlardan biri mi olacak?..

***

Dışarıdan bir ismin liste başına getirilmesi; Diyarbakır’da “itici ve tepki gördüğünü” daha önce, yazmıştım.. 7 Haziran seçimlerini de, örnek vererek.. Kaldı ki, o günkü listenin iki ve üçüncü sırasında “oy potansiyelimiz var” iddiasında bulunan, eski siyasiler olmasına rağmen, tek bir milletvekili çıkarılabilmişti.. Yani, hezimet yaşanmıştı!..

***

İşte bunun tekerrür etmemesi gerekir.. Ama, AK Parti Genel merkezi bunu, kaale alır mı, ders çıkarır mı, almaz mı bilmem?.. Yoksa; o günün koşulları, bugünün koşullarıyla eşdeğer değil, deyip kabine üyelerine ülke sathındaki dağılımda, Diyarbakır’ı da dahil eder mi?.. Peki konuşulan isimler kim!…

***

Ağırlıklı dile getirilen eski Adalet Bakanı Abdulhamit Gül.. Gerek aile yapısı, gerekse babasının Diyarbakır’la olan “medrese eğitimi bağları?”.. Gül’ün ismini, ağır kılıyor.. Daha açık ifadeyle Sivas Kürtlerinden olan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’dan daha sıkça adı Diyarbakırla anılıp, konuşuluyor..

***

Eski Başbakanlardan Binali Yıldırım.. Ve hal-i hazırda AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş.. Kabine üyelerinin dışında, başka isimler de konuşulmuyor değil; Diyarbakır için.. Efkan Ala gibi.. Neyse, listenin bir numarası, Pazar günü netleşir… Eski vekillerden biri de, şıp diye gelebilir..

***

İki ve üç numara kim olacak.? Ve tabi ki, Cumhur İttifakında yer alan, Milletvekili kontenjanı verilen HÜDA PAR’ın AK Parti listesinde, kaçıncı sırada yer alacağı da çok konuşulan siyasi mevzulardan biri?. İkinci sıra mı, üçüncü sıra mı olur, o biraz muğlak geliyor.. Ama, ilk üçte olacağı kesin!.. Peki, Diyarbakır’dan kim aday gösterilecek?.. Ağırlıklı konuşulan isim, Partinin Genel Başkan Zekeriya Yapıcıoğlu!…

***

Parti kulislerinde, Yapıcıoğlu gösterilecekse, o zaman listenin başında olmalı, sorgusu var.. Önceki gün il yönetimi, ziyaret gerçekleştirdi.. Bu ziyaret, sıralama üzerine mi, yoksa sandık görevlilerine binaen mi, bilmiyorum.. Ama, HÜDA PAR’lılar Yapıcığlu Diyarbakır’dan aday gösterilecekse, Genel Başkan olma vasfıyla, listenin başında olmalı, aksi bizi yer!?.. Görünen o ki, bu ayrıntının hamuru su alır..

***

İttifak’a dair verilen milletvekili kontenjanı; “seçilecek sırada üç”, seçilme ihtilali olan sıralamada ise 5 olmak üzere 8 kontenjan ayrılmış.. Diyarbakır- Batman ve Van ağırlıklı, bir dağılım olacak?… Bakalım, AK Parti'ye hangi alanda artılar getirecek, onu sandıkta göreceğiz.. 

***

Yeşil Sol ile Millet İttifakı cephesinde ise, hareketlilik var.. Ama isimler üzerine, net değiller.. Özellikle, HDP’nin yer aldığı blok ve yeni katılan Kürdistani partilerin liderlerinin de, listelerde yer alacağına dair “şartlar” Diyarbakır için farklı bir rüzgar estirecek gibi.. En çok zikredilen ise, Diyarbakır dahil Güneydoğu’da, Kürt kökenli isimlerin listelerde yer alması gerektiği…

***

Millet ittifakı.? CHP ve İyi Parti.. Diğer bileşenler de dahil; nasıl bir seçim stratejisi belirleyecekleri, henüz kesinlik kazanmadı?.. Tek liste mi, ittifak listesi mi, ayrı ayrı mı; bilinmiyor.. Onun için de, liste başı ve sonu meçhul!.. Kaldı ki, bazı bölgeler için “fermuar model” düşünülüyor.. Özellikle milletvekili olasılığı düşük illerde bu model benimseniliyor.. Neyse, pazar günü her şey netleşir..  Şimdilik bu kadar..

***

Bu arada, haber geldi.. Aslında itiraf niteliği.. Saadet Partisi, DEVA ve Gelecek’in üçlü ittifakla seçime girme yönündeki, maya tutmadı.. Tıpkı, Nasrettin Hoca’nın göle maya çalması gibi.. İlk gün ifade ettik bu dikiş tutmaz.. Çünkü, DEVA kendisini çok ama çok büyük görüyor.. Ne diyor, Temel Karamollaoğlu DEVA anlaşmadı.. Yeni anlaşmazlıklar çıkacak mı, altılı mahallede… Bekle gör…

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Seçmenin yeni sloganı, benden olsun isterseniz çamurdan olsun..