ÇIKAR AHESTE AHESTE!…
Hayat "çok şey" öğretici!.. Tabi kıymetini bilene.. Yaşanan ve yaşatılanlardan çıkarılan "ders-i ibreti" yok ise; vay ki vay!.. Hele ki, "ahde vefa!.." Hele ki, "mazlumun ahını almak!.." Ya da "sende mi, brütüs" diyecek, gafletin tuzağında kendine rakip canavar yaratmak!…
***
Galiba, Kemal beyin "siyasi" hayatı, "tüm bunları" şu 15 yıllık zaman dilimi içerisinde, yaşadı, yaşattı!.. Hatırlarsak, Deniz Baykal Kemal bey'in elinden tutmuş kendine "prens" yapmıştı.. Öne çıkarıp, bir yıldız misali parlat ta parlat, yapıyordu.. Meclis çatısı altında, "laf" yetiştirendi!...
***
Ki, Kılıçdaroğlu 2009'da İstanbul Büyükşehir Belediye "seçimlerinde" aday yapıldı.. Baykal, bu adaylıkla onu "şerefyâb" yaparken, Türkiye'ye ve dünyaya kendi kulvarlarında yeni bir "akım ve isim geliyor", dedirtmişti!.. Hele ki, Melih Gökçek ile olan "o canlı yayın" düellosu; "yürü kim tutar seni" misali..
***
Peki sonra, ne oldu?.. Proje adamı olma devri, devreye girdi!.. Baykal'ın "o şerefyâplığı", prensliği, jesti, nezaketi, sahiplenirliği, "benim adamım" duruşunun "mükafatı" tez geldi.. Ama, "tersi bir ceza" şeklinde.. Kendi büyüyüp, geliştirdiği "canavar" onu yedi!…
***
Bir kaset.. Belden aşağı vuruş.. Operasyonel "suikastla" Baykal siyasi hayatı noktasında "yerleyeksan!" oldu.. Çevresine bakınca "sen de mi brütüs" deyip, çekildi!.. CHP'nin malı, mülkü bir anda "kaptı, kaçtı" misali Kemal bey'e kaldı…
***
Eee; gün olur, devran döner, alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste bu kez Kemal bey için işlem gördü.. İlk önce Muharrem İnce sahne aldı.. Ama bir nüans vardı, Kılıçdaroğlu ile Baykal arasında.. Baykal cesur, siyasi korkaklığı yoktu.. "Vuruşa vuruşa" mücadele ederdi, siyasi kulvarında!..
**
Ama, Kılıçdaroğlu öyle değil.. O sağlamcı.. Ki girdiği her seçimi kaybetmesine rağmen, Parti Genel Başkanlığını "hep elinde" tuttu.. Çünkü, "riskleri" kendi üzerine almıyordu.. Hep maşa.. Muharrem İnce'yi "Gel muharrem" deyip, Cumhurbaşkanlığı adaylığıyla onu "şerefyâb" etti.
***
İnce gelişip, dal budak salınca ilk ısırdığı isim kendini siyasi kulvarda parlatan, öne çıkaran, prens yapan Kılıçdaroğlu oldu.. Ki bugün, bir siyasi partinin lideri.. Ve hedefinde, Kılıçdaroğlu var… Siyasi muhalefetinin ağırlığını bu alanda geliştiriyor!…
***
Şimdilerde, ikinci bir "sen de mi brütüs" hadisesiyle Kemal bey yüz yüze!… Ekrem İmamoğlu.. Beylikdüzü'nden, "büyük bir deha, keşifle" İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına "layık" görerek, aday gösterdi!.. Bu unvanla, şereflendirdi…
***
Peki şimdi; vaziyet ne alemde!.. Kemal bey kendisinin, büyüttüğü, palazlandırdığı bir "siyasi canavarla" karşı karşıya!.. Çünkü İmamoğlu, Kılıçdaroğlu'nu belki de siyasi yaşamının "son virajı" olarak görülen 2023 seçimlerinde "ben reisliğe" adayım dediği evrede, kendisini "devre dışı" bırakıyor..
***
Yani, İmamoğlu açık ve net bir kanatla Kılıçdaroğlu'na "Cumhurbaşkanı adayı benim, sen çekil" diyor.. Ve ne gariptir ki, CHP'nin mahallesinde ciddi şekilde; taraftar da buluyor.. Bir başkaldırı!… Ki yoğrulan hamur hali hazırda görülüyor ki, "hayli su" alacak gibi!…
***
Vaziyetin özeti, ne söyletir!.. Ki yazı girişinde aktardım; "ahde vefa, alma mazlumun ahını, sen de mi brütüs!" Hepsi; bilaistisna Kılıçdaroğlu'nun "siyasi hayatında" kendini idame etti.. Kişilerin bilmem ahının tutup tutmadığını ama ilahi kudret, affetmez!… Sizce…
BU ADAM ÇOK ŞANSLI!…
İmamoğlu!.. Gerçekten çok ama çok şanslı!.. Onu şanslı kılan nedir bilmiyorum; ama tüm "beceriksizliğine ve iş bilmezliğine" rağmen, "altın tepside!.?" Beylikdüzü'nden gel, "hiç bir başarı" ortaya koymadan, siyasi rakibin "gafletiyle" İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkanı ol..
***
Sonra!.. Hiç ama hiç bir "icraatta" bulunma.. Seçildiğin gün itibariyle; sürekli "siyasi polemiklerin" gölgesinde, "rant" devşir!.. Ne İstanbul ahalisi, ne yazılı ve görsel medyada kimse çıkıp; "Yahu Belediye Başkanlığı hizmet makamı, siyaset devşirme makamı" değil demiyor..
***
Denilmediği gibi, sorgulamıyor da!.. Gel hele, göreve geleli kaç yıl oldu.. İstanbul'a, İstanbul halkına "ne kazandırdın, ne kaybettirdin, hizmetin nedir, yaptığın işler neyin nesidir" minvalinde, laf eden yok!.. Varsa yoksa; "siyasi polemik?!.."
***
Şimdi de; "teftişle" şanslı hanesine koca bir "mağduriyet şansı" nakşetmeye başladı!.. Neyin hikmeti, bilinmez!.. Hadiselerin bu kadar İmamoğlu ekseninde "kreminize" oluş!…
ZİHNİYET DEĞİŞMEZ!…
Bugün değil, bir asırdır böyle!.. CHP ve onun sözde "sol aydınları!.." Ne hazindir ki, "Din'e ve inançlara" karşı "kindar" odaklı, takıntıları, dün olduğu gibi bugün de değişmiyor!.. Her ne kadar Kılıçdaroğlu "değiştik" deyip dursa da, son örnek Özgür Özel "dışa vurarak" içindekini kustu..
***
Hem de, yer küresindeki tüm ülkeler kendi çocuklarının "eğitim ve öğretimde, dini ve inançlarını nasıl öğretiyorsa" Türkiye'nin, Kur'an kursları üzerinde 4 ila 6 yaşındaki çocuklara öğretmesine Özel karşı çıkıyor.. "Laiklik" üzerine dinsizliği dikte edip inanca hakaret edercesine "Ortaçağ Karanlık Zihniyeti" yakıştırmasında bulunuyor..
***
Sormak istiyorum, "kimsin, kimden türemişsin, kimin nam-ı hesabına" zehir akıtıcısın.. Kendi dinine, kültürüne, inancına, medeniyetine, binlerce yıllık geçmişine, siyonizmin, emperyalizmin, batılın ve batının "zihniyle, fikriyle, gözüyle" nasıl bakarsın e be, "Karanlık zihniyetin" bel çıkanı!…
***
CHP ve sol cenahın adamları kendilerine hiç ama hiç "ayna tutup yahu 70-80 yıldır, neden iktidar olamıyoruz" diyorlar mı?… Ya da, yüzde 70 ila 80'i "sağ kesimden" oluşan Türkiye insanı, "bizim iktidara gelmemize rıza göstermemelerinin nedeni ne" diye kendilerine soruyorlar mı?!…
***
Cevabını ben vereyim!.. Onların "peşpüde" anlayışları pek ıraktır bu kulvardan, onun için!.. CHP'ye "dindar, muhafazakar, sağ kesim" neden "inancına, dinine, kültürüne, medeniyetine" karşı olanlara oy versin, onları iktidar etsin.. Akıllarını "ekmek peynirle mi" yemişler!.. Tek parti, şeflik ve dipçik dönemini "iyi bilirler?.."
***
GÜNÜN SÖZÜ
İnsan beyni değirmen taşına benzer. İçine yeni bir şeyler atmazsanız, kendi kendini öğütür durur.