ERDOĞAN’IN GELİŞİ ANLAMLI?..
Her ne kadar gelişi “toplu açılışlar” ve “Sur Kültür Yolu Festivali’nin” finalini yapmak üzere, Cumhurbaşkanı Erdoğan geliyorsa da.. Özünde odaklanan, saat 14.00’teki İstasyon meydanındaki “halk mitinginde” yapacağı, konuşmanın, muhtevası, merak ediliyor.. Ki merak edilen ve yanıt aranan çok başlıklı mevzular, söz konusu!.. Özellikle de; “Kürtlerin” taleplerine ilişkin..
***
Malum, Cumhuriyet sonrası Kürtler’e dair açılımları, üç lider yaptı.. İlki, demokrasi şehidi merhum Adnan Menderes yaptı.. Demokratik reformlarda bulundu, Kürtleri kucakladı.. Ki Kürtler de onu kucakladı.. İnkar ve asimilasyona karşı koruduğu gibi, tekçi, vesayetçi jakoben anlayışı da, devletin mekanizmasından atıl hale getirdi…
***
Ki, merhum Özal da kendi döneminde, kapanan bir çok kapıları açtı.. Ama şu bir gerçektir ki, Cumhuriyet tarihinden bu yana, en büyük “açılımı”, demokratik, sosyal ve maneviyat odaklı, adımları, açılımları, reformları, AK Parti iktidarı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gerçekleştirdi.. Bu açılımlar Kürtleri Erdoğan’la, Erdoğan’ı da Kürtlerle, bir etti..
***
Ancak çözüm süreci PKK ve dış müdahalelerle çok yönlü bir zehirlenmeyle, önü kesildi. Ve; 6-7 yıla yakındır, Türkiye’nin geçirdiği “vesayete odaklı” demokrasiyi, ülkenin birlik ve dirliğinin bağımsızlığına, istiklalin ve istikbalin, istikrarına yönelik, 6-7 Ekim ve Gezi olaylarından başlayıp, hendek-barikat terörü, 15 Temmuz hain darbe girişimine kadar, çok şeyler yaşandı.. Şimdi, Türkiye “yepyeni bir sürecin” iklimiyle, yeni dünya düzeninde kendini konumlandırmak istiyor…
***
İşte bu noktada, merak edilen “Kürtlere” ilişkin, dondurucuya konulan açılımları, yeniden buzdolabından çıkaracak mı?.. Ki, 28 Ekim’de “Seçim Vizyonu Belgesi” açıklanacak. Belgede yer alacak “stratejik” hamlelerin kervanında ağırlıklı olarak, “demokratik haklar” yer alacak.. Özgürlükler, helalleşmeler, kucaklaşma, geleceğe dair, insan hakları açısından; “açılımlar” bekleniyor…
***
Cumartesi günkü Diyarbakır ziyaretinde Erdoğan, Kürtlere dair atılacak yeni adımlara yönelik önemli açıklamalar yapacağı beklentisi kadar; “kucaklayıcı bir dilin” genel itibariyle, kullanımına da odaklanacak…
***
Gelirsek, Diyarbakır’ın özeline!.. Yarın bir çok, yapılan yatırımın açılışı yapılacak.. Son iki yıl içerisinde özellikle, yerel yönetimler tarafından hayata geçirilen hizmetlerin, resmi kurdelaları kesilecek.. Denir ya; bunlar artık cepte.. Cebe sokulması istenilen ve kent ahalisinin “sosyal yaşamına” etkisi kadar, ekonomik hayatına da yön verebilecek, bir kaç projeden de söz etmek istiyorum.. Ki, muhtemelen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yapacağı konuşmada, “başlık” olarak yer alacaktır?!..
***
BİR.. Cumhurbaşkanı Erdoğan 2021’de vaat etti, 12 Eylül’de “insanlık dışı her türlü işkencenin yapıldığı” dünyanın en kötü 10 cezaevinden biri olarak yazılan Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nin, “Kültür Merkezine” dönüştürüleceğine dair.. Ve önceki gün, burası tamamen boşaltıldı.. Beklenti, “Kültür Merkezi’nin” yanısıra, cezaevinin bir bölümünde, “hafızalarda silinmeyen o vahşi işkencelerin tarihisel kimliğiyle müze” olarak düşünülmesi istenildi. Ki, semt sakinleri yer büyüklüğü açısından, “bir bölümünün de eğitim veya sağlık merkezine” dönüştürülmesi!…
***
İKİ… Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “hayalim” dediği ve 2015’te “müjdesini” verdiği, Şehir Hastanesi’nin “meçhule dönen” akıbetine neşter atacak mı?!.. Malum, ihale yapıldı, sonrasında müteahhit maliyetlerin yüksek olduğu gerekçesiyle, tasfiye etti.. Ve o günden beridir, “ihalesi yapılacak mı, yapılmayacak mı” gel gitleriyle “hastane inşaatı yılan hikayesine” döndü, durdu!?.. Beklenti, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “ihalesini yaptık, inşaatına başlıyoruz” sözünü Diyarbakır’dan vermesidir…
***
ÜÇ.. Diyarbakır’a “ekonomik” yönde “hayat suyu” olacağı ifade edilen ve uluslararası arenada faaliyet gösterme adına büyük önem arz eden; “Lojistik merkezinin” son durumu.. Her ne kadar ihalesindeki şartlar açısından, bir dizi şaibelerden söz ediliyorsa da, yargıda şikayet konusu edildiğinden bahsediliyorsa da; “her kim yaparsa yapsın” önem içermeden, temel beklenti buranın “yapım adına” temeli artık atılması gerekir…
***
DÖRT.. Yapımı yüzde 84’lere ulaşan Silvan Barajı’nın “hem enerji hem de sulama amaçlı” bir kimliğe sahip olması açısından GAP’ın Atatürk Barajından sonra, en büyüğü!.. Diyarbakır’ın zenginliklerine zenginlik katacak, çorak toprakları suyla buluşturacak bir proje… Ki bitiminde 300 bin kişinin “istihdamını” sağlayabileceği “iş kollarıyla” Silvan Barajıyla alakalı, merak edilen “Sulama Kanallarının” inşası kadar, “Arazi Toplulaştırmaları” neden durduruldu?.. Baraj bitecek, ama altyapı yok noktasında; bir açılım bekleniyor..
***
Öncelik açısından bunları aktarırken, elbette ki çok beklentiler var.. Sulama amaçlı “küçük çaplı” barajların aksak hali.. Çevre yolunun hala bitirilmeyişi.. Dicle Nehri havzasında istenilen ıslahın bir türlü sonuçlandırılmaması.. Mevcut OSB’lerdeki arazilerin “istimlakı ve ödemelerinin” yapılmadığı gibi, yatırımcılara tapularının verilmeyişinden dolayı oluşan vahim mağduriyetlerin, kangren oluşu!..
***
Karacadağ bölgesinin “cazibe merkezine” dönüştürülmesine yönelik projelere eğilim verilmesi.. Hızlı tren ve otobanın Diyarbakır aksamına odaklanılması.. Dicle Üniversitesi’nin “miadını” dolduran Tıp Fakültesi Hastanesi’nin yerine ikişer 400 yataklı hastanelerin bir an önce yapılması yönünde kazma vurulması.. Yerel Yönetimlere ayrılan bütçelerin günlük hayatın kolaylaştırılmasına yönelik harcamalarda daha bir hassasiyet gösterilmesi… Ve daha nice mevzular!…
***
Sonuç itibariyle, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir yıl sonra Diyarbakır’a gelişi çok yönlü bir “heyecan” yarattığı gibi, sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel yönde kazanımlara dair “beklentileri de” yüksek tutuyor.. İşte bu noktada, 2023 seçimlerine gidilirken, Erdoğan’ın Diyarbakır’daki çıkarması “hem manevi hem de maddi” yönden çok şeylerin; vücut bulmasını istiyor ve önemli!…
GÜNÜN SÖZÜ
Her seven isimsiz bir kahramandır ve insan, sevebildiği kadar insandır