FİYATLARI İNDİRECEKSİNİZ.?!

Yok öyle “kıvırmaca!” Bahaneler silsilesi yaratamazsınız!...

Siz, etiketlerdeki o “fahiş” fiyatları indireceksiniz arkadaş..

Dolar yükseldi diye; “zam üstüne zam” yaptığınız ürünlerinizde, “satış indirimini” yapmak zorundasınız!...

Evet size sesleniyorum…

Siz “tekelçi market” zincirleri..

Siz stokçular..

Siz düşmeye görün “rant devşirici” fırsatçılar…

Siz her ağzı açıldığında “satışı” günün dolar kurunu şart koşanlar..

Pek tabi ki çarşı-pazarda “perakende ve toptan satış yapan” siz bazı esnaflar da..

Siz de, az günahkar değilsiniz “zam furyasında?”..

Siz de, yüzde 40’a varan dolardaki düşüşü, görüp “fiyat” indirimine gideceksiniz..

***

İsteseniz de, istemesiniz de bunu yapacaksınız?!..

İştahınız kapansa da kapanmazsa da..

Siz, “fiyatlarınızı” aşağı çekmek zorundasınız!..

Yok öyle “yerine koyma maliyeti” gibisinden, bahane üretip “üstüne” oturmak!…

Kaldı ki, dolar arttıkça “yerine koyma maliyeti” de arttığı gibi, dolar düştükçe de “yerine koyma maliyeti de” düşmüyor mu e be cancağızım..

Düşüyor..

O zaman neyin kafası sizinkisi…

İndireceksin, o fahiş fiyatları..

Sabah, öğlen, akşam üç öğün misali “zam üstüne zam” yapıp etiketleri değiştirirken, iyi hoş güzeldi!..

Şimdi yüzde 40’a varan dolardaki düşüşe karşı, fiyatların indirimi için neyi bekliyorsunuz?...

***

Yoksa!.. İlla ki “ağır cezalar mı, eli sopalı bir muamele mi gerekiyor!?..”

Yok arkadaş yok, bu böyle gitmez, gitmeyecektir de!..

Siz o fiyatları indireceksiniz, fahiş etiketleri güncelleyeceksiniz!…  

Haadee..

Ahalinin sizden beklentisi; tez elden fiyat indirimlerini yapmanız!...

***

DURMUŞ YILMAZ BEY!…

Konuşmuş..

Zat-ı muhterem hem de meclis kürsüsünde konuşmuş…

Sözde, “ahaliye dolar alın, bu bir fırsattır” dememiş!..

Yani doların düşüşüne karşı “operasyonel bir çağrım olmamış” demeye getiriyor o gece ki, beyanlarını!..

***

Yok Durmuş bey yok!..

Bal gibi “muhalefet” değil, ülkeye ve millete “ihanet hançerini” saplamaktan beter, laflar ettiniz..

Açık ve alenice; “doların düşmemesi” için halkı sokağa çağırıp, “döviz bürolarının” önünde kuyruk oluşturup, “dolar almalarını” istedin..

***

Tepki gördün.. Azar işittin..

Bu hiç yakışır mı, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin “Merkez Bankası” başkanlığını yapmış birine!..

Milliyetçilikle övünen İyi Parti'ye mensup bir Milletvekiline?..

Yakışmaz, yakışmadı da!

***

Bay Durmuş.. Senin yapman gereken şuydu..

“Ahaliden özür dilemek..” Ve ben “çok büyük ayıp ettim” demekti!…

Belki azıcık bir saygınlık, iyi niyet hasılı mümkün olabilirdi?.

Ama kürsüdeki o konuşman ve çevreye sataşma halin; denir ya "Şüyuu vukuundan beter…”

***

ŞEVKO’NUN TALEBİ!

Tanıdınız mı?…  Bu bizim ailenin yeni üyesi; Şevko..

Önceki gün, bana misafirdi..

Gelin Pelda, oğlum Eşref’in aracılığıyla, geldi!…

Bir maruzatı varmış?..

De hele maruzatını dedim..

Önce, melul melul görüldüğü gibi bir bakış attı..

Sonra boynunu bükerek, dile geldi…

***

Ömer baba..

Herkesin derdini, çilesini, beklentilerini kaleme alıp, sesleri oluyorsun..

Ne olur bizim de sesimiz olun…

Dolar kuru, fahiş fiyatlar bizi de; “aç, perişan” bıraktı..

Artık mama alamıyorlar..

Pahalı..

Ben de aç kalıyorum..

Benim gibi yüz binlerce kedi ve köpek var..

Sokağa salın diyorum, bırakmıyorlar…

Zaten sosyal devlet hükmü “biz evcil hayvanlara” işlemiyor..

Yani, işimiz harap…

Belediyeler de “sokağa mama” bırakmıyor..

Hayvan bakım evlerinin hal-i rezilliği “ölüm hapishanesi” gibi..

Yani ölüm kurtuluş haline geldi bizler için…

***

Sizden tek isteğimiz var…

Ne olur, “kedi-köpek” mamalarına uygulanan dolar endeksli fahiş fiyata dur denildi..

Ve yüzde 18 oranındaki KDV kaldırılsın…

Gıda ürünleri “bir ihtiyaç!?”..

Biz evcil hayvanların varlığı “lüks” değil ki…

Biz can dostlarız…

***

Şevko bu feryadı yaparken, sosyal medyadaki Pati Koruyucularının “KDV’yi kaldıralım” kampanyasına dair, paylaşımı gösterdi…

Ne olur Ömer Amca sesimiz olun…

“Ağzı var, dili yok.

Çöpü karıştıracak, poşetleri açabilecek parmakları yok.

Güvenmek istediği insanlara, yaklaşmaya inancı yok.

Çünkü dövülüyor.

Başını sokacağı alan dahi yok.

Üstüne bir de mamadan yüzde 18 vergi alınıyor.

Devletimize buradan sesleniyoruz.

İlk adımı siz atın ve mamadaki yüzde 18 KDV’yi lütfen kaldırın.”

***

Maliye ve Tarım Bakanına arz olunur…

“Lütfen mama fiyatlarındaki bu aşırı KDV oranını indirin”...

Can dostların, sesine kulak verelim!…

***

HESABI TORUN ÖDER!…

Genç biri, gezinirken restoranın birinin vitrininde, şöyle bir ilan görür…

İlanda yazılan şu..

“Yemeği siz yiyin, hesabı torununuz ödesin..!”

İlanı cazip görür.. Ama kaygılı.. Emin olmak için de, restorana girip sorar..

“Şimdi yiyeceğim yemeğin hesabını, yıllar sonra benim torunum mu ödeyecek, ondan mı alacaksınız?”

İşyeri sahibi "evet" der..

Bizim delikanlı “fırsat bu fırsat” deyip, yumuluyor..

Patlayacak kadar yiyor.. Aklına geleni istiyor, masaya geliyor?..

Ye babam, ye!…

Üzerine “irmik helvasını” yedikten sonra, kalkıyor..

Tam restoranın kapısından çıkacakken, garson bi saniye!..

“Hesabınız!…”

“Neyin hesabı, 2 bin lira hesap mı olur?..

Hani hesabı, torunum ödeyecekti?..

İlanınızda öyle yazılı…”

Garson söylenir..

“Doğru.. Sizin, hesabı torununuz ödeyecek… Bu hesap sizin hesabınız değil…

Bu hesap “dedenize” ait bir hesap..”

Siz dedenizin hesabını ödüyorsunuz!?…

***

GÜNÜN SÖZÜ

Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik, ancak çok basit bir sanatı unuttuk: Kardeşçe yaşamayı.