HAİNCE PROVOKASYON!….

Mersin’deki “haince” girişim sıradan bir “terör saldırısı” değil.. Komplike bir amaça, hizmet ediyor.. 2023 seçimlerine gidilirken, ülkede top yekün “kaos” yaratmaya yönelik, provakatif girişimdir.. Sinsi ve şeytani bir plan olduğu gibi, zamanlama açısından da iç ve dış orjinli “üst akıl” planı var..

***

Ki saldırı yapan iki teröristin “kimlik ve geçmişleri, bağlantıları da!..” Denir ya ince eleyip sık dokunmuş.. Birileri, tarih sayfalarında yer alan “devranlarını* yeniden hortlatma adına; ülkenin ve milletin “sinir uçlarıyla” oynayıp, ülkeyi yangın yerine çevirmek istiyor.. İşte bu tuzağa gelinmemeli.. Ve olup-bitenler iyi irdelenmelidir…

***

Dün gerek siyasilerden ve gerekse de sosyal medyanın önemli mecralarında, “sağduyu” hakimiyetiyle, olay bir bütünlük içerisinde, kınandı, tepki gördü, lanetler yağdı.. Bu olumlu bir gelişme.. Ama ülke ve millet olarak, uyanık olmalıyız.. Çünkü, gerek ülke içinde ve gerekse ülke dışında son dönemlerde, peş peşe yaşanan “gerilim” odaklı hadiseler, bir birinden uzak değil…

***

Hepsi ilintili ve ilişkili.. Onun için, uyanık olmak lazım.. Duygu körüğüne, aklı kurban edersek kaybeden biz oluruz.. Şehide Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar dilerken, saldırıyı kınayor ve telin ediyorum!…

***

SİYASETİN ÇELİŞKİLERİ…

Güne, çelişkiler yumağıyla girdik.. Siyaset kulvarından devam edelim… Meral Akşener hanımefendi; “babadan CHP’li imiş?”.. Öyle diyor kendisi…

***

“CHP, benim babamın partisidir. Rahmetli babamın rahmetli İnönü ile fotoğrafı var. Sonra paylaşırız…”

***

Yanılmıyorsam, iki yıl önce de şöyle demişti..

“Benim babam, 60 ihtilaline kadar Paşacı yani İnönü’cü idi…

İhtilalden sonra Türkeş’çi oldu.

Babamdan abime, abimden de bana geçen bir durum…”

***

Vay da vay, denilmez mi buna?!.. Sen ki, “ben ülkücü bacınızım” diyen… Beş vakit namaz kılan muhafazakar ailenin, kızıyım diyen de, sendin!.. Hatta Maocu eşinizle alakalı, “Ben sola gitmedim, eşim benim ülkücü camiama geldi” diyen de, sendin..

***

Ama bugün, nara atıyorsun!.. “Babadan CHP’liyim” diye… Babana rahmette, senin siyasetin ve kendini ifade etmedeki “çelişkilerine”, bir türlü rahmet edilemiyor?.. Neyse, artık size “ailece CHP’li diyelim?”..

***

ALTILI’DA EGO…

Çok yüksek.. Vücut hallerini, katlamış birer ego abideleri gibi.. Her mevzuda, söylem ve eylem de “en ideal” kişi olarak, kendilerini görüyorlar.. Verimsiz, üretimsiz ve güven tesis etmeyişlerindeki en büyük problem de sanırım; liderlerin kendilerine has “ego üstünlüğü sorunudur!..”

***

Ne toplu bir şekilde egoları aşma kerameti var, ne de bireysel olarak, “geri adım atan…”  Ki çıktıkları yolda aldıkları mesafeler de; hep çelişkiler yumağı içerisinde.. Aslında o “en ideal üstünlük” sınıfına dair “egolarını” bir alt etseler, dizginleri fora etmiş tay gibi dört nala uçar..

***

 

ABD ZİYARETİ…

Kılıçdaroğlu 9 Ekim’de ABD’ye gidiyor?!..  Ziyaret özel statüde.. ABD’deki 5 günlük programın, detayları ve kimlerle görüşeceği henüz net değil.. Kulis bilgileri var, ama resmi açıklama yok..

***

Ancak gidişiyle alakalı, “sırlar alemi” içerisinde hal-i hazırda yazılan, çizilen çok şey var.. Öyle görünüyor ki, gidene kadar da, kerametler üretilecek.. Benim merak ettiğim, Kılıçdaroğlu altılı masadaki zat-ı muhteremleri ikna ederek mi gidiyor?!..

***

Daha açık ifadeyle, ABD’deki görüşmeler de “arkamda 5 parti” var.. Yanında da, HDP bulunuyor.. Ben bu seçimi kazanırım güvencesini, ABD’lilere verebilecek mi?!.. Onları ikna edebilir mi?!.. Eğer ki ikna etmezse, manevrası hazır..?

***

Ama ikna ederse, kapital desteği alırsa dizginleri koparmış gibi, dönüşü muhteşem olur..  Tersi durumda, manevra alanı geniş, dyeceği şudur.. “Ülkem ve partim için bir kez daha feragat ediyorum, “Ey Yavaş gel bi hele” der..

***

Yavaş da “ülke bekası” deyip, Akşener gibi ülkücü haneden çıkıp, “biz de babadan CHP’liyiz” der, vaziyeti kurtarır.. Alternatifler çok.. Biz bi ABD’yi ziyaret edelim, gerisi döviz kurudur…

***

GÜNÜN SÖZÜ

Kişileri güvensiz kılan en büyük etken, dış muhalifler değil kendi bünyesinden kaynaklanan komplikasyonlardır…