KÜRTLER KİMİ DERSE; O…!?
Anketlerde yansıyan “kararsızlar!..” Ve hal-i hazırdaki HDP’nin durumu ve siyasi tavrı, durduğu nokta.. Hepsi, bir bütünlük hakikatiyle, Kürtlerin bulunduğu kulvar diyelim!.. Bunu derken, salt HDP’yi kast etmiyorum.. Ki, HDP’nin iki katı kadar, o kararsız seçmenler içerisinde bulunan Kürtler var.. Onları da dahil ederek kast ediyorum!.. Ki hep ifade etmişimdir, HDP değildir “Kürtleri temsil eden” tek parti!..
***
Demem o ki!.. Kürtler.. İster batı illerinde, ister Doğu ve Güneydoğu’da olsun!.. Tüm mevcudiyetiyle “stratejik” derinliğe haiz bir “politik sessizlikle” olup-biteni, uzun bir zaman dilimidir izliyor.. Artıları da, eksileri de kendine özgü not defterine tutuyor… Özellikle de, Altılı masa ve Cumhur ittifakının, “yarınlara” dair ortaya koydukları “değişim veya dönüşüme” dair söylem ve eylemlerinin takibini eksiltmiyor.. Titizlikle takip ediyor.. Yani şeffaf siyasetin işlemine göre refleks geliştirdiği gibi, son virajda ona göre tavır alıyor..
***
Görünen o ki, geçmişteki gibi refleksleri anlık olmayacak.. Güne özgü tavırların, siyasi söylem ve eylemlerin peşinde gitmeyecek… Daha bir akılcı tutum sergileyecek… Onun için dedim ki; “Kürtler kimi derse o?”.. Doğrusu Meclis’teki “sandalye” dağılımı noktasında, olabilecek değişiklik, çok da etkileyici olmayacağını şimdiden belirtebilirim.. Yani sandalye dağılımında köklü bir değişiklik olacağını sanmıyorum, ki beklenmemelidir de!..
***
Nitekim, anketlerin farklılıkları söz konusu olsa da, ama hakikatine kısm-i olarak inanılanların ekseriyetinde, oran değişimde değil, dalgalanmadan yana olduğunu gösteriyor.. Sandalyeler el değiştirecek, ama toplu değil.. AK Parti’deki kısm-i güç kaybının akacağı nokta, tek bir parti olmayacağı için, dağınık olacak.. Bu da, etkinin gücünü zayıflatıyor.. Şayet altılı masa, “tek parti çatısı altında” seçime girmede karar kılıcı olsa, o zaman işler çok ama çok köklü değişir..
***
Denir ya, yarış büyük bir çekişmeye sahne olacağı tartışılmaz olan “Cumhurbaşkanlığı” seçiminden daha gür bir seyir ve kimlik kazanacak bu seçim.. İki partili sistemin, hayat bulmasına ilişkin seçimler gibi.. Nitekim; Cumhurbaşkanlığı’na ilişkin anketlere baktığımızda “iki büyük” ittifakın, çok da yüksek bir makas farkı yok!.. Nerdeyse eşit bir yüzdelik tablosu var..
***
Kısacası, bakkal hesabıyla yüzde 40 diye bakıldığında.. Ki iki taraf için de, oran bu minvalde gösteriyor.. Bu da yarışın keskinliğini gösterdiği gibi; geriye kalan HDP’nin de dahil olduğu Kürt seçmenlerinin eğilim göstereceği, ittifak ipi göğüsler.. Cumhur mu, altılı masa mı?!..
***
Ki, İstanbul ve Ankara’daki yerel seçimleri göz önüne aldığımızda, 2019 seçimleri örnek gösterilebilir.. Ama buradaki arıza, etki-tepki ve konjektörel durum bugünle o günü, eşit tutmuyor.. Şimdi makas keskin.. Kürtler iki tarafa da; kırgın!.. Her ne kadar “muhalefete yakın” duruluyor diyen çok ise de, muhalefetin siyasi seyirde HDP’yi pek de sahiplenmediği bilinen bir gerçek..
***
Yoksa, HDP’nin siyasi tecrübeye sahip isimleri “sütten ağzı yanmış” misali söz edip, CHP ve İyi Parti’nin “inkar ve asimilasyon” ruhuna dikkat çekmezdi?!.. Başını CHP’nin çektiği ittifaka “kör bıçak” yakıştırmasında bulunmazdı!.. Vaziyeti özetleyerek, şıklara ayırırsak, denir ya “eğer ki?”..
***
BİR.. Eğer ki Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti, MHP’nin “stratejik ortaklığının” getirdiği söylem ve eylemlerin neden olduğu, “küskünlükleri” giderecek, adımlar atmazsa!…Sandık değişime meyil verir.. Eğer ki, kucaklayıp, 2013’ün ruhuyla, barışık ortam geliştirirse, hamlelerde bulunursa sandık bir kez daha; “reis sensin” yetki belgesini sunar!.
***
İKİ… Eğer ki, muhalefet 2019’deki yerel seçim sonrasında, “dirsek” atarsa, Kürtler’i sahiplenme adına, beklentilerine yönelik somut eylem ve adımlarda bulunmazsa, HDP’nin hal-i durumuna samimiyet göstermezse, “kapatılsa oylar nasıl olsa bize gelir” tavrını gütmezlerse, “reislik” noktasında sandık “değişime” dair, yetkilendirmeyi yazmaya çalışır.. Ama değilse; “Kürtler” kendisini “çantada keklik” yapmaz!…
***
Hasılı kelam!.. Hal-i hazırdaki havanın esintisi bu minvalde. Ancak, “muhafazakar” kesimi de gözardı etmemek lazım… Çünkü giderek bu kulvarda kendisini sandık noktasında hissettiriyor.. Neyse; isimler netleştikçe, 2023’e odaklı “vaatler” meydanlara arz-ı endam ettikçe, zihinler söylenenleri daha bir şeffaflıkla, sorgular hale gelir.. Ama özü şudur; 2023 seçimleri “Kürtler’in reyleriyle kaderini tecelli edecek!..
***
ALNINDA MI YAZILIYOR!…
Siz deyin!…Vaki midir; karakter bozuklarının alnında;
Şerefsiz, Haysiyetsiz, Namussuz yazdığını,
Ya da; İffetsiz, Uçkurcu, Sapık, Çocuk tacizcisidir bu adam…
Veyahut, Rüşvetçi, Hırsız, Soyguncu, Üçkağıtçı, envai ahlaksızlığı kendine karakter yaptırmıştır bu insan!!…
Olmadığına göre..
***
Demek ki, anlık olarak “her önüne gelenin bir iblis” olduğunu bilemezsin….
Ama “iblislerin de” cirit attığı ortamda; “iffetini” korumalısın..!..
Her önüne gelene de ver bir poz demeyeceksin!.. Bilmem anlatabildim mi;
Ey Diyarbakır’ın siyasileri.
Ey Diyarbakır’ın bürokratları
Ey Diyarbakır’ın yerel yönetimleri,
Ey Diyarbakır’ın seçilmiş veya atanmış zevat-ı!..
İblisler kulvar kulvar; fingirdeşiyorlar!..
Aman ha aman!?. Son hadise size bir ders-i ibret olmalı!.
***
Tabi.. Anlayan anladı mı bilmem?..
Hani derler ya.. Anlayana sivri sinek saz, Anlamayana davul zurna bile az..
***
KEMAL BEY..
Hal-i durumu, hiç de sağlıklı değil. Ki durum, psikolojik bir vakıa halini almaktadır.. Üstesinden nasıl gelir bilmem, ama başına gelen, ya da gelebilecek haller; hiç de sağlıklı görünmüyor…
Bakar mısınız, şu 2023 seçimlerinin “başına” bela kesildiği hale!.. Aday olsa bir dert, olmazsa bir dert, kazansa ayrı bir çile, kazanmazsa, her şeyden olma hali?.. Of da of çekilecek gibi değil!…
***
Öyle ya!. Kazansa da, kazanmazsa da, “CHP”deki liderlik koltuğu” elden gidiyor.. Tabi Milletvekili sandalyesi de.. İki koltukta, onun için “her türlü servettir?..” Canı ciğeri gibi!..
Dile kolay!.. 11 seçimdir o koltuğu, canı gibi korumuş.. Ki her yenilgiye rağmen.. Şimdi “tehdit” altında.. Gel de çık işin içinden, bir de sıkıştıranlar var, “hodri meydan” diyenler; sen ne biçim lidersin mindere gel diyenler de yok değil..
***
Dert bir değil ki!… Çünkü; Aday olmazsa “korkak” diyecekler… Ve o koltuktan kalk diye, kapıya dayanacaklar… Adayım desen; daha bir bela hal!.. Parti Başkanlığından istifa edecek. Zorunlu!.. Gitti mi, koltuk.. Gitti..
***
Ya seçimi kaybetti… O zaman da; Adile Naşit’in repliği gibi; “gitti gitti, gitti” diyecek.. Genel Başkanlığa dönemeyecek.. Koltuğu kapan kaptı.. Ha bir de Milletvekilli yok.. Meclis dışında.. Yani siyasi emeklilik..
***
Peki seçimi kazansa!.. O daha bir çileli. Önce, “Partili Cumhurbaşkanlığı” sıfatını terk edecek.. Oturduğu koltuk emanet.. Parlamenter sisteme dönüş için istifa edecek.. Meclis feshi olacak.. Referanduma gidecek.. Hepsini atlattı diyelim; icraatın başı Akşener olacak..
***
Peki onun hali durumu ne olur?!.. Onu da o zaman, konuşacaklar.. Malum meçhuliyet var.. Bir de mahremiyet.. Of da of ya.. Ne melem bir işin içine soktular Kemal Bey’i böyle.. Zor da zor!?.
İşin sonu tımarhaneyi göstermiyor değil!.. Zaten kapıda “götürmeye hazır” çok kişi yok değil yani!..
GÜNÜN SÖZÜ
Fani dünyanın kölesi şahsiyetler taksitle yaşarlar, ama borçlu ölürler..