LİCE DEVLET HASTANESİ NE ALEMDE?…
Lice.. Kadim Diyarbakır’ın “kör noktasında” bulunan bir ilçe.. Ki herkesin de malumudur.. O da, tıpkı Hazro ilçesi gibi.. Pek “kervan geçmez” güzergaha sahip.. Ama namları büyük.. Bir o kadar da, çok isme de sahiptir özellikle Lice ilçesi… Sosyal ve Siyasi yönde, hayli ismini zikrettirmiştir, tarihin derin sayfalarına!..
***
Lakin hep “bahtsız, şanssız ve sahipsiz” yönde olmuştur..! Niye bahtsız diyorum, çünkü hep “gözardı edilmiş” devlet ve vatandaş ilişkilerinde olduğu gibi, hizmet ile yönetim ekseninde “bir türlü senkronize” olabilmiş değil, hep ötelenen olmuştur, olmaya meyil ettirilmiştir!!..
***
Ki işbirliği sağlama noktasında, “senkronize” olabilme adına, maalesef bir bütünlük içerisinde kimse de efor sarf edici olmamıştır!.. Bilakis gelen de giden de çarktan, bir şeyler koparmıştır, kendi namına.. Ve sürekli gözden olduğu gibi gönülden de ırak tutulmuş.. Denir ya bizi bize bırak!.. Ya da ne halleri varsa görsünler..
***
Biliyorum!.. Merak duygunuz bu sorgulayıcı, satır aralarına çok şeyleri sıkıştırabileceğimiz, mevzular nedeniyle hayli yükseldi.. Lice üzerinde karamsarlık arz edici, böylesi bir girişi, neden yaptığımı bir çok kişi anlamıştır?!.. Bahtsız vurgusunun, nedeni nedir diye?…
***
Anlamayanlar da, asrın felaketi denilen depremle boğuştuğumuz böylesi bir zaman dilimi içerisinde “Lice’ye ne olmuş ki?” der gibi laf etmiştir.. Neyse, “Lice’ye bugün değil, yarım asra baktığımızda, çok şey olduğunu, yaşadığını, yaşatılmaya çalışıldığını söyleyebiliriz…” Ve hepsi de acı felaketlerle dolu!
***
Evet, Lice doğal afetleri yaşayan bir ilçe! Bilmeyen yoktur… 1975’te depremle yüzleşti.. O gün 6.6 şiddetindeki depremde; 3 bine yakın insan yaşamını yitirdi.. İlçe tamamen yerle yeksan; virane olmuştu?.. Ki yeniden inşa edildi?. Ama nasıl?.. Derme-çatma, baraka misali.. O günün imkanları böyle idi deyip. çıkalım!. Ama bugün imkanlar çok!.
***
Neyse; mevzu geçmişte yaşananlar değil. Ki çok da detaya girmek istemiyorum; geçmişin ne kadar karanlıklar içerdiği gibi, bugünle ilişkilerini zaten bilen biliyor.. Benim odaklanmak ve ilgili zevatın da dikkatini, aciliyete binaen çekmek adına, “Lice Devlet Hastanesinden” söz etmek istiyorum..
***
Niye diye sorsanız?.. Hastaneyle alakalı, 2017’deki “Deprem Analiz” raporu kırmızı alarm veriyor… Rapora göre; “Hastane binası büyük bir tehlike arz ediyor, hiçbir şekilde kullanıma uygun değil..” Ama ne hikmetse, 6 yıla yakındır verilen rapora rağmen “sağlık hizmeti” vermeye devam ediyor hastane…
***
Raporda; “2007 Affet Bölgelerinde Yapılacak yapılar Hakkında Yönetmelik ve ilgili yürürlükteki standart ve şartnameler çerçevesinde yapılan analiz ve tahkikat sonucunda taşıyıcı sistem elemanlarının büyük çoğunluğunda mevcut kesit ve donatının yeterli olmadığı tespit edilmiştir” deniliyor..
***
Raporun sonuç bölümünde binanın kullanıma uygun olmadığının altı çiziliyor.. Ve deniliyor ki; “Binaların mevcut haliyle kullanılması uygun görülmemiş, güçlendirilmesi gerektiği ortaya çıkmıştır..” Son olarak Hastane Başhekimliği, 17 Şubat'ta Diyarbakır Valiliğine ve İl Sağlık Müdürlüğü’ne ikinci bir yazıyla hastanenin “akıbeti” sorulmuş…
***
Tehdit ve tehlike arz ettiği hatırlatılarak, binanın mevcut yaşanan “deprem fırtınasında” kullanılıp kullanılmayacağına dair bilgi istenilen resmi yazıda; “Merkez üssü Kahramanmaraş 7,7 ve 7,6 şiddetinde depremden dolayı hastanede gözle görülebilir hem iç hem de dış binalarda hasarların meydana geldiği” vurgulanıyor…
***
“Hasarlara ait fotoğraflar ve 2017 yılındaki İl Sağlık Müdürlüğümüzce yapılan deprem analiz raporunun” eklendiği belirtilen yazıda ayrıca “Diyarbakır’ın Lice ilçesi 1.nci derece deprem bölgesi olup 1975 yılında 6,6 büyüklüğündeki Lice Depremi herkesin malumudur” diyerek, 3 bine yakın insanın hayatını kaybettiği, deprem hatırlatılıyor..
***
“Binaların mevcut haliyle kullanılması uygun görülmemiş, güçlendirilmesi gerekmektedir” çağrısının yenilendiği Hastane Başhekimliğinin yazısında, 09.02.2023 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından denetlenen hizmet binamızın sonuçları tarafımıza ulaşmamıştır. Bölgemizde Bingöl ve Lice merkezli artçı depremler olmaktadır. Bu da personelde korku ve paniğe yol açmaktadır. Mevcut hizmet binamız kullanıp kullanılmayacağı tarafınızca değerlendirilmesi…” denildi.
***
Velhasıl, hal-i hazırda hastanede çalışan 185 personel tedirgin ve korku içerisinde.. Kaldı ki buradaki hastalar da aynı endişeyi yaşıyor.. “Hemen yapılması” gerektiği noktasında Hastane Başhekimliğinin beklentisine, Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğünün henüz bir yanıt vermediği bildiriliyor…
***
Yazıyı kaleme aldığım ana kadar, hastaneyle alakalı “son durumda bir değişiklik olup olmadığını bilmiyorum..” Ki, mevzu dün Diyarbakır Söz’de birinci sayfada yer aldı; “Yıkılması gereken hastane hizmette” manşetiyle, dikkatleri çekmiş, ilgili ve yetkili kurumları da göreve davet etmişti..
***
İlgililer ne yapar, ne yapmaz göreceğiz?.. İlla ki bir şeyler yapılacak.. Ki dün Lice’den bazı okurlar da aramadı değil..? Haberdar olmuşlar mevzuyu dile getirdiğimizi.. Tepkilerini dile getirdiler.. “Yeni bir Hastane inşa edilmesi çok mu zor?.. Ya da Lice’ye çok mu görülüyor?” diye tepki verdiler..
***
Lakin hep ifade edilen bir hakikat var.. “Deprem değil, binalar insanları öldürüyor..?” Allah korusun.. “Her yönüyle” yıkılması gereken, Lice Devlet Hastanesinin olası bir olumsuz durumda; “bile bile ölüm beklediler” demek zorunda kalacağız.. Nitekim, Jeoloji Uzmanı Refik İmamoğlu, Hani-Lice fay hattındaki “hareketliliğe” dikkat çekiyor.. Peş peşe, 4,5 ila 4.4 şiddetindeki depremler “birer haberci…”
***
GÜNÜN SÖZÜ
"Ölümün son iyiliği, bir daha ölümün olmamasıdır."
***
HAYIRLI CUMALAR..