MEVZULARIN HARMANI!?..

Hasbi hale “bayram ertesi” diyerek söze girecektim!.. Lakin baktım ki, olmuyor, vaziyet “abesle iştigal” olur… Çünkü “bayram tatili” devam ediyor.. Ki, daha çok gün var.. Allah devlete ve iktidarımıza zeval vermesin milletini ve ekonomisini iyi düşünüyor?.. Ondandır ki; (!) Bayram tatilini 9 güne çıkardı..

***

Ne diyelim, maneviyatı topyekün terk etmenin, “seküler” hayatın meziyeti olsa gerek.. Yoksa, “bayramı, deniz, kum ve güneş” olarak görüp, “fırsatlar zamanı”  haline getirir miydik günleri?!… Ne mümkün!?..  Tabi bu külliyeti yüksek keyfiyetli üçlünün bir de gecesi varmış..  Ne diyorlardı; sabaha kadar dans!..

***

Hah işte o!… Oh ne ala, dünya size mi güzel, bize mi?!!!.. Neyse, Bakmayın böyle dediğime, sizi kıskandığıma!.. Biliyorum, tatil sizi hayli yordu.. Deniz, kum, güneş ve gece de dans olunca, hayli yorucu oluyor.. Ne diyorsunuz!.. Bir kaç gün de, “tatil yorgunluğunu” atabilmenin, tatilini mi devlet-i aliye lütfetse!…

***

Hani, “dinlenip” sonra mesaiye başlansa!.. Unutmadan bir de hekimlerin, “tatil sendromu” diye, söz ettikleri bir “ruhsal” hal var.. O’nu nasıl aşacağız!.. İşe “adaptasyon” açısından.. Bir de; mesai evresinde bir tatil kodu geliştirilebilse!.. 8 Saat mesai zor ya!.. Vay da vay anam; nerden nereye geldik!..

***

Hani bir söz vardı; “biri yer, biri bakar kıyamet ondan kapar..” Bizimkisi de bu hal.. İşsizlik kat be kat artıyor.. Her ne kadar TÜİK yüzde 0,3 azalma var dese de!.. Oran yüzde 10.9’u gösterse de.. 3 milyon 785 bin kişi “iş, aş” umuduyla beklerken.. Mevsimlik işçiler, 50 derece sıcakta “pişmiş ve harman” mesaisi yaparken!…

***

Bu ay itibariyle; “asgari ücretin” artışıyla, iş verenlerde başlayacak olan “küçülme” moduyla, binlerce kişinin “işsiz” kalacağını düşünerek!.. Ne bu bonkörce tutumdur, devlet-i aliyenin!.. Adaletin bu mu dünya; eşitlik nerde?!.. Eşitlik derken, dolar ve euro “bizdeki para birimiyle” eşdeğer olmuş!…

***

Ha bir dolar, ha bir euro!.? Bizdeki değeri, 17.5 lira.. Oh be demek gerekmez mi?!.. 20 yıldır “aradaki farkı” bulabilme adına, ne “matematiksel” rakam formülleri, önümüze konuldu.. Şimdi; hesap kolaylaştı.. İster, dolar ister euro!.. Bizdeki karşılığı, kur bedeli belli..

***

Tatilden, başlayıp, işsizlik ve döviz kuruna geldik!.. Galiba unuttuk, İstanbul’un kadim başkanı(!) İmamoğlu tatilden döndü mü?.. Rahatına ne düşkün bir başkan!.. Eee “hali durumuna” kendi beyanıyla “alışacağız?..” İş bu alışma muhabbetinden açılmışken; sembolik başkan, sorumsuz başkan, keyfiyet sahibi başkan, altılı masaya bir “çağrışım” yapmıyor mu?!..

***

Öyle ya!.. Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş için; “yetkisiz, sembolik, sorumsuz ve sorunsuz” bir, Cumhurbaşkanı arayışları yok muydu?!.. Hah, onların şartlarına uygun tek isim; İmamoğlu olmaz mı?!.. Kim ne der bilmem; ama bana göre yakışır.. “Sembolik Cumhurbaşkanlığı” kadar, sürekli tatilde olan reis olma vasfı da; çok yakışıyor!!!…

***

“Siyasetin de” bayram süresince “tatilde olması” kısm-i yönde sevindirici!.. “Azıcık kafaları dinledik.. Çünkü, çok hırpalandık, “kafa, göz, atılan yumruklar, takılan çelmeler, aynı rotada yürürken tertiplenen komplolar, kumpaslar..” Bir kaç gün ortam sakin.. Neyse, önemli olan bu sakinlik, sükut hal, “daimi ve yasaklı” olmasın!.. Geçmişte çok yaşandı..

***

Siyasete dair, duamız odur ki!.. Özellikle Türkiye açısından, Allah bizi ve ülkenin siyasilerini “hür siyasetten” mahrum bırakmasın.. Ve tabi ki, “hür siyaseti”, hürriyetsizlik libasını giydirme adına; birilerinin nam-ı hesabına “kukla” olucu olarak, kullanmasın!.. Lakin böylesi ihanetliklerden çok çektik!.. Ki hala çekiyoruz!…

***

Altılı masada, işler karışık.. Kafalar deseniz daha bir karmakarışık.. Cumhurbaşkanı adaylığı için “ortak aday mı” gösterilecek, yoksa her partinin lideri “kendisi mi aday” olacak, ilk turda çoklu aday mı, tek bir adam mı, parti listelerinden mi meclise girilecek, yoksa tek parti listesinden mi?..

***

Tabi bir de, “siyaset üstü bir zat-ı muhteremi” bulma gayretiyle, yanıp tutuşanlar!.. Yani enva-i hal ve halvetin girdabında kalan altılı masa; Akşener eksenli son aksiyonel hal ve hareketler “masa dağılıyor mu?” sorusunu da ikmale getirdiğini düşünürsek… İşleri zor bu zatların…

***

Hele ki arada bir; HDP’den gelen beyanlar, Demirtaş’ın “limon sıkar” misali, laf sokmaları, ayrı bir muamma..  Kılıçdaroğlu, Akşener ve diğer avanelerinin ardından, Demirtaş’tan gelen “Kaçacaklar” sözü; “iş bir şifre mi, projenin ifşası mı” diye, zihin kurcalaması yaptırıyor..

***

Anlamadığım bir nokta da; “Hırsız olmayanlar AKP’yi terk ettiler” diyor.. Sonra; “Sizce ranta, çıkara, menfaate, yolsuzluğa veya hırsızlığa dayanarak bir partide kalanlar, bunların artık kaybedileceğini anladıklarında orada dururlar mı?” diyor..  Ve ekliyor; bunlar iktidara yakın olan partilere sızacak, kapıları kapatın..

***

İyi de, “hırsızlar, rüşvetçiler” AK Parti’den “kaçıyorlarsa” ve bunlar, diğer partilere sızmaya çalışıyorsa; “huzura” kavuşan kim?!… AK kimliğini kazanan AK Parti olmuyor mu?!.. Asıl kapıları kapatacak olan; kaçakların sığınacağı yerlerdir?!..

***

Serebrenitsa katliamının sene-i devriyesindeyiz!.. Eee; sözde medeni, çağdaş, özgürlükçü, hürriyet sahibi Avrupa’nın göbeğinde yaşandı bu vahşet!.. Binlerce müslüman, “hunharca” öldürüldü.. Bosna Hersek’teki, Sırplar tarafından Müslüman Boşnaklar “soykırıma” tabi tutuldu.. Hafızaları tazelersek, Avrupa’nın yine göbeğinde Almanya’daki Yahudi katliamı!..

***

Peki ya, Hiroşima atılan bomba!.. Irak, Suriye, Afganistan!.. Arakan… Yemen.. Hindistan… Yüzbinlerce, milyonlarca “insan” katledildi, soykırıma tabi tutuldu.. İşte bunların bir teki dahi, konuşulmuyor, “soykırım” olarak ifade edilmiyor.. Sadece, 1915’ten söz edilerek, “Ermeni Soykırımı” diye, masal uydurması var..

***

HAFTA SONUNA ÖZEL!..

Bu resim dün Eğil’den geldi.. Resimde görüldüğü gibi “belediye otobüsünde” izdiham var.. İnsanlar balık istifi misali, üst üste binmiş durumda… Otobüs durağı deseniz, bir o kadar tıka basa dolu.. Tabi, Bayram süresince “belediye otobüslerinin” ücretsiz olması; insanları Eğil’e akın etmede cezbedici oldu.. 

***

Ama, ilçe sakinlerinden gelen tepki var “izdiham sadece bayramla sınırlı değil” diye… Çünkü, yaz mevsimiyle birlikte, Diyarbakır merkez ve ilçelerinden, yöreden çok sayıda kişi, Eğil’e günübirlik turist olarak geliyor.. Kimi özel aracıyla kimi de toplu ulaşım aracıyla geliyor.. Ancak Belediye’nin tahsis ettiği mevcut otobüsler yetersiz kalıyor.. Özellikle hafta sonları mağdur olan çok!..

***

Sadece hafta sonları sayısal bir artış olursa; ilçenin ekonomik ve sosyal yönde, “bacasız fabrika” kimliğine sahip turizmden istediğini alabilir.. Ne diyelim, İl Valisi Ali İhsan Su ve Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Abdullah Çiftçi’ye ve Ulaşım Daire Başkanlığına bizden; “çağrı”… İmkanlar ölçüsünde, Eğil ahalisi kadar Diyarbakır’ın da istediği; toplu ulaşım araçlarının sayısının artırılması istediği; yanıt bulsun!..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Marifet hiç düşmemek değil, her düştüğünde kalkabilmektir