MHP’YE GELEN KİLİT!?..
Kilit merkeze değil, Diyarbakır’a geldi!?.. Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın dün sosyal medya hesabından duyurdu.. “Görülen Lüzum” üzerine diyerek, Diyarbakır İl Teşkilatımız Partinin “İlgili tüzük maddelerinin” tanıdığı yetkiye istinaden “feshedilmiştir.. İl Başkanlığımız kapatılmıştır?”..
***
Doğrusu, Diyarbakır özelinde yıllar yılıdır MHP’nin “varlığı ve yokluğu” pek, dikkat çekmemiştir.. Ama, iktidar ortağı olunan bir dönemde, “geleni gideni” yok değildi.. Tabi, bu “karar” bana pek de sürpriz gelmedi; teşkilatın feshi noktasında özellikle!…
***
Çünkü, “teşkilatın feshi ve görevden alınma kararı” partiyi il düzeyinde takip eden biri olarak gecikmiş karar olarak değerlendirdiğimi belirtmek isterim?.. Ki çok ama çok gecikmiş bir karar diyorum… Şöyle ki;, MHP’nin Diyarbakır kazanında, enva-i siyasi yönde ahlaki arızaları bünyesinde barındırıp, kaynatmaktaydı..
***
Özellikle; akçeli işler ve işe alınmalarla alakalı!.. Ki sosyal medyaya düşen görüşmeler, telefon trafiği, pazarlıkların rakamsal ölçeğine ilişkin videolar.. İş-kur mu, kamudan alınan ihaleler mi, çilingir sofralarındaki kavgalar mı, yardım kolilerinin şahsına münhasır taşınması mı?!..
***
Neyse!.. Teşkilatın feshini bu minvalde anladık, anlamasına da!.. Benim anlam veremediğim bir ayrıntı var.. O da şu.. Diyarbakır İl Teşkilatının “kapısına kilit” vurularak, “İl Başkanlığımız Kapatılmıştır” hükmü neden verildi?!… Malum, Diyarbakır’dan alınan pek reyleri yok..
***
Bu karar “oysuzluktan mı” yoksa, stratejik bir önem arz edicilikten mi bilemiyorum?!.. Mevzu taze!.. Denir ya, bakalım zaman ne gösterir? Kapatmanın bir hikmeti, olacaktır elbette ki?.. Ama kararın yer aldığı sosyal medyadaki paylaşıma düşen yorumlara baktığımda, bir sonuç var…
***
O da şudur.. MHP’nin mevcut “siyaseti” tabela partisi olmaktan öteye artık bir değer ve sahiplenme anlamını taşımadığı ifade ediliyor.. Dile kolay 80’lerde, 90’larda bile “kapısına kilit vurulmazken”, iktidar ortağı bir dönemde kepenk iniyorsa, derin düşünmek gerekir!…
***
Atılan kilitle, MHP’de neler oluyor diye soru ikmale gelse de!.. Özünde, Doğu ve Güneydoğu’da önümüzdeki zaman dilimi içerisinde, neler oluyor, neler olabilir sorusunu ikmale geliyor.? Kulislerde konuşuluyor, bu kapatma farklı esecek rüzgarların bir habercisi mi?!.. Malum, 2023 seçimleri öncesi, “şerler ve diş bileyenler” yok değil.. Allah korusun…
***
KAĞIT ÜZERİNDE KALACAK!..
Nasıl yani?.. Şimdi Canan Kaftancıoğlu’yla alakalı “siyasi yasak” kağıt üzerinde mi; “işlem” görecek.. Resmi değil, ama fiili yetkili olarak il başkanlığı görevinde olacak.. Direktifleri kendisi verecek.. O nasıl olacak ki?!…
***
Yahu!.. Bir kere, Yargıtay hükmünü vermedi mi?.. Verdi!.. CHP’de üyeliği düştü mü?.. Düştü.. İl Başkanlığına “resmi” olarak, siyasi yasak geldiği için gitti mi?.. Gitti?!.. Parti üyeliği de, rafa kalktı mı?.. Kalktı!…
***
Eee; “kayıt üzerinde” ne iş?!… Cezayı veren, Yargıtay.. Koca bir yargı kurumu.. İktidar değil ki!.. Hukuk ve adalet dediğinize göre; “riayet” etmeniz gerekmez mi!.. Ama yok, “biz etmiyoruz” diyorsunuz!
***
Peki bu kanunsuzluk, hukuksuzluk değil de nedir?!.. Fiili başkan.. Yani, kayıt üzerinde partiden ve il başkanlığından ayrılmış gözükecek, ama göreve devam edecek, İstanbul’u o yönetecek!?… Öyle mi!..
***
Sanırım kongre de yapmayacaksınız!.. Bir isim ataması yapacaksınız.. “Kukla başkan.?” Davul boynunda, tokmak ise Canan hanımın elinde olacak.. İsmi geçenler kim? İl Başkanvekili Hale Özcömert Coşkun, Üsküdar İlçe Başkanı Suat Özçağdaş ve Fatih İlçe Başkanı Soner Özimer.
***
Yeni isimler de gelebilir.. Nasıl olsa seçim yok, atama var.. Tek adam ne derse o?!.. “Hukukun tanımaz” ya.. Sahi resmi protokolde kim temsiliyetle oturacak, kukla başkan mı, yoksa fiili başkan Canan hanımefendi mi?!..
***
TAT KALDI MI?!.
Nerdeee… Baharı yaşadık mı, yok.. Ee, yazı da yaşıyor mu, nerde!.. İşte Ankara’nın hali.. Yani mevsimlerin de, tadı ve tuzu kalmadı ki, iklim değişikliği her şeyi insanoğlunun sayesinde, alıp götürdü?.. Modern dünya..
***
Karpuz mu, ekşimsi.. Yerken, yüzler buruşuyor.. Diyarbakır karpuzu mu?. Var mı ki, yiyesin?.. Artık mazide kaldı… Kiraz, tatsız.. Hatay kirazı diyen kaldı mı?! Kayısı mı, “mızmız”.. Ne mideye, bağırsağa ne de tezgaha bir hayrı kalmadı!..
***
Kavun kokusuz ve tatsız!.. Görüntü kavun, içi meçhul.. Sahi salatalıkta bir şahsiyet kaldı mı.. Sanmıyorum tat yönünde, şahsiyetsiz!.. Patlıcan ve domates, mevsimsel kardeşseler de, artık aynı tencerede pek iştah vermiyorlar..
***
Kısacası yaşamın her alanında olduğu gibi, sebzenin de, meyvenin de “ne tadı” kaldı, ne de ruhsal genetik kimliği?!.. Her şey tatsızlaştı..
***
GÜNÜN SÖZÜ..
Hayatta yapılacak o kadar çok hata var ki, aynı hatayı yapmakta ısrar etmenin anlamı yoktur.
***
HAYIRLI CUMALAR..