MİLLİ EĞİTİM'DE NELER OLUYOR?…

Ne hazin bir tablodur ki; "neler oluyordan daha çok, neler olmuyor ki" demek lazım!.. Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve birimlerine dair; "dönen kirli çarkla" alakalı yazdıklarımın, söylediklerimin haddi hesabı yok!..

***

Halk deyimiyle; "dilimde tüy bitti!.?" Ama kime dinleteceksin ki.. Denir ya "et koksa tuz vardır, peki tuz  koksa!.." İşte, Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nde yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, adına ne derseniz vücut bulan hadiselerin özü; "tuzun kokmasıdır?!"..

***

Son günlerde, Özel Eğitim Kurumları ile Rehabilitasyon merkezleriyle alakalı yeniden gündemleşen Milli Eğitim'deki, "çürümüşlüğü" ben 1.5 yıl önce dile getirmiştim!.. Kimlerin bu alanda cirit attığını, kimler kimlerin nam-ı hesabına "akçeli" takibat yaptığına ilişkin..

***

Tıpkı, Çüngüş'te patlak veren "Hijyenik Sertifikası" vurgunu gibi!.. İşin başındaki zat-ı muhterem; "organizatör" olunca, çark bildiği gibi dönmeye devam eder!.. Bakınız, hal-i hazırda Milli Eğitim Bakanlığı müfettişleri, "yemek ihalesinden, öğrenci taşımaya, onarım ve bakımdan, yeni okulların dizaynına kadar.."

***

Yani topyekûn, 52 yasadışı işlem.. Ki hepsi bilaistisna, "rant teminine" yönelik yolsuzluk ve usulsüzlüğü içeren, ihbar ve şikayetler Milli Eğitim Bakanlığı müfettişlerince, "incelendi, inceleniyor…" Aylarca müfettişler, Diyarbakır'da karargah kurup, sorguladı!…

***

Gerek, Feysel Taşçıer dönemi olsun gerekse de, merkeze çekilen Yüksek Arslan dönemi olsun!.. Ki Arslan'ın merkeze çekilmesi "asaletini aldı, işi bitti" hesabıyla kulis yapılıyorsa da, asıl neden 52 şikayetin muhtevasıdır.. Bakanlık müfettişlerinden aldığım bilgiye göre; "rapor aşamasına" geçilmiş!…

***

Yeni Bakan Özer, halef ve selef noktasında ciddi ve samimi bir sorgulama gerçekleştirirse!.. Ki Taşçıer üzerinden önceki Bakanın da çevresiyle ağı kapsamlı tutarsa, belki o zaman "kokan tuz" çürümüşlük çöplüğüne atılır. Yepyeni kokmayan tuz, mevcut kokan ete dökülerek, temizlenir!.. Yoksa, çark bildik devam eder..

***

Buarada, MEB'le ilgili hafta içerisinde özellikle Özel Okul ve Rehabilitasyon merkezleriyle alakalı, kapsamlı bir irdelemem ve yazım olacak.. Çünkü, bu kulvar son iki dönemi hayli kapsamaktadır..

***

Nitekim, Diyarbakır Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Kurumları Derneği Başkanı Hediye Akay diyor ki..

"Bu işe bulaşmış tüm bürokratlar görevden alınsın.."

***

NE ANLADINIZ?..

KILIÇDAROĞLU.. Büyükelçi İstanbul'a gelmiş. Elbette haberim vardı. Ekrem bey önemli karar verirken, Genel Başkan'a  bilgi verir.

***

İMAMOĞLU.. "Partimin Genel Başkanı niye benim yemeğimi takip etsin. Kiminle yemek yiyeceğimi niye başkasına sorayım ki?!.."

***

Doğrusu anlaşılmayan bir durum yok!.. Mevzu açık ve aleni; Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu hayli yüksek bir perdede; "birbirlerinden çok güzel haz(!)" alıyorlardır..

***

HELE ŞÜKÜR!…

Evet ya, "oturma düzeni" polemiği nihayet çözülmüş!.. Nerdeyse "Güçlendirilmiş Parlamenter sistemde" ve tabi ki 2023'e dair "Millet İttifakı'na" yeni dahiller açısından; plan güme gidecekti?!..

***

Neyse!.? İş çözüme kavuşmuş.. "Yuvarlak masada oturulacak!"… Kemal Bey'in çözüm formülü bu imiş!.. Taraflar yuvarlak masa etrafında, oturacak.. İyi de, "moderator" kim olacak, ilk konuşmayı kim yapacak?..

***

Yahu biz de neyin hesabındayız!.. İki haftada zor bir "yuvarlak masa etrafında" oturmayı akıl edip, "oturma düzenine" ilişkin krizi çözdüler.. Bizimkisi de, "ahiret" hesabı!..

***

AVRUPANIZ BATSIN!…

Evet ya!.. Ne medeniyetmiş, ne uygarlıkmış, ne insanlıkmış sizinkisi be Avrupa!!.. Çağlar ötesi ha..! Batsın yerle yeksan olsun, çağınız da, medeniyetiniz de, uygarlığınız da, insanlığınız da… Sizinkisi sadece kendinize!..

***

Yunanistan'ın, onlarca mülteciyi ölüme terk etmesi!.. İnsanların "donarak" hayatını kaybetmesi!.. Ki bu vahşet, bir değil.. Onlarcası, yüzlercesi, son bir kaç yıl içerisinde, yaşanıyor!.. Akdeniz zaten ceset dolu!…

***

Kusan deniz, cesetleri kıyıya vuruyor.. Aylan bebeğin, o hafızalara kazınan, cesedi, kimin eseri!.. Elbiselerini, paralarını "gasp" edip, çıplak vaziyette, yalınayak sınırdan sürgün edilenler!…

***

Deniz ortasında, içerisinde onlarca mültecinin olduğu lastik tekneye, çivili sırıkla delip batırmak isteyenlerin insanlık dışı muameleleri!.. Mültecilerin üzerlerine ateş eden, Yunan askerlerin barbarlığı!!..

***

Hem denizde, hem karada, mültecilere yönelik girişilen, "tek dişi kalmış" sözde medeniyet sahibi Avrupa'nın uygarca vahşiliğinin haddi hesabı yok!.? Bugün değil, asırlardır İslam toprağına karşı, girişilen "insanlık zulmü!…"

***

Hazin olan şudur ki, işte bu Avrupa, işte bu Yunanistan, işte bu sözde uygarlık, bize "insanlık dersi" vermeye kalkıyor.. Ama  kendisi seyirci, üyeleri ise "despot!.." Yani; katil Avrupa!..

***

Medeniyetleri sömürü üzerinedir!.. Ülkeleri içten içe provoke ederler.. İnsanları birbirine kırdırırlar.. Sıcak ve soğuk savaş çıkartırlar.. Kan, gözyaşı döktürürler!..  Sonra da; kurtarıcı olarak, "ganimete" konarlar!..

***

İşte son, kumpasları!.. Rusya ile Ukrayna arasındaki; "çıktı çıkacak savaş" gerilimi!.. Savaş çıkar mı, bilmem.. Ama şimdiden, Ukrayna "ekonomik yönden" çöktü!…

***

Peki müsebbip kim!.. Rusya mı, yoksa yine "kalleş, katil" Avrupa'nın sömürgeci, medeniyeti mi?.. Elbette ki, kışkırtan, provoke eden, Avrupa!…

***

Yunanistan'ı Türkiye'ye karşı "kışkırtan" el altından silah ve mühimmat desteği veren!.. Mültecilere karşı "insanlık dışı" muamelede bulunmasını, tertipleyen Avrupa!..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Hata yapmak bir şey değildir, hata yaptığını unutmak kötüdür.