PROVOKASYON, AMA ARKASI!…

Hep ifade ettik, hep de yaşandı!.. Türkiye ne zamanki, “seçim sath-ı mailine” girdiğinde; “gerilim” tünelleri inşa edilmeye başlanılır.. Siyasetin soluduğu hava, “iktidar” odaklı, geliştiğinde; “yumruklar” sıkılır.. Her bir dilinde, “gerilim körüğü” bulunan siyasetin çatallı sivri dili, “hasımlık” odaklı kangrenleşen hadiselerin üzerine salya akıtmaya başlar..

***

Ve ne yazık ki, kerameti kendinden menkul “piyonlar da” birilerinin namı hesabına saha zaafiyetiyle, “provokasyonca” organizasyonlara kerem ederler!… Ki gidişat “çıkmaz” sokağı yaratsın, kaos ve krizler yaşamın her alanında “vesayetçi” kimlik kazansın.. İşte Ankara’daki son hadiseler zinciri de 2023’e odaklı bu keremliğin ilk adımlarıdır…

***

Çankaya ve Mamak’ta “Üç Cemevine” yapılan saldırı kim nasıl algılarsa algılasın, açık ve net göstergesi, “provokasyonlara” odaklı gidişatın ilk prova hamlesidir!.. Hele ki, saldırının Hicri takvime göre Muharrem ayında yapılması, çok şeyi ifade eder…

***

Saldırgan, her ne kadar bir kişi deniliyorsa ve yakalanıp, sorguya alındıysa da; önem arz edici olan; “üst aklın” senaryosudur… Çünkü, vakıa salt bir “provokasyondur” denilerek, geçiştirilemez, geçiştirilemez de!.. Hele ki, bir kişinin saldırısı olarak, görülüp, ferdi bir “dosya” olarak tanzim edilemez.. Niye derseniz; “her provokasyonun” arkasında bir güç olduğu gibi, amaçladığı bir hedef vardır…

***

İşte, “düğümü çözecek” olan da “güç ve amaç” noktasında, hadiseyi deşifre etmektir.. Neden, Ankara?.. Ki, fail İzmir’de yaşayan biri.. Ankara’yı da pek bilmez.. Ama gelip, bir günde üç noktayı belirleyerek; saldırıyı organize ederek gerçekleştiriyor.. 45 dakika içerisinde de, saldırıları yapıyor..

***

Coğrafik noktada bakıldığında saldırı düzenlenen cemevlerinin bulunduğu yer, insan ve araç trafiğinin yoğun olduğu, Ankara’nın en merkezi yeri..  Verdiği ifadeye bakıldığında; 90’ların izi var.. Ki, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da “Eski Türkiye’nin karanlık izleri var” gerçeğine dikkat çekti.

***

Ne dedi Soylu; “Soruşturma derinleşmiş, yeni gözaltılar yapılmış ve eski Türkiye'nin ayak izlerine rastlanılmıştır. Elde edilen tüm bilgiler, yargıya intikal ettirilerek birliğimizi hedef alan bu planlı provokasyon en ağır şekilde cezalandırılacaktır."

***

Demem o ki; ülkede “iç karışıklık” yaratmak için enva-i şeytani hesapların yapıldığını görmemiz gerekir… Özellikle de, bazı kesimlerin bu ateşi körükleme adına; kendilerini saklamayıp, acil ve aleni şekilde kışkırtmalarda bulunduğu bir dönemde; bunun yapılıyor olması “sıradışıdır”!..

***

 Başkent’in göbeğinde; “ateşe benzinle” gitmenin tek izahı olabilir ve karşı duruşu olunmalıdır bu olayda!.. Yapılması gereken ve üstesinden gelinmesi lazım olan; “alçaklıklara” karşı itidal davranmaktır…

***

Gerçi, Türkiye insanı 1 asırdır her seçim evresinde, en kritik süreçlerde böylesi “provokasyonlarla” yüz yüze geldiği için, şerbetlidir!… Ve gerekeni, yeri ve zamanı geldiğinde yapıyor.. Nitekim, hükümet cephesinde, diyanet işleri başkanlığından ve diğer sivil toplum örgütlerinden yükselen “tepki ve lanet” önemli!…

***

Sonuç itibariyle!… Saldırının şekli her nasıl oluyorsa olsun, saldırganın şahsi ve kimliği de fark etmeksizin, ki yakalanması önemli.. Ama daha önemlisi; “böylesi, sinsi, şeytani, alçaklıkları tezgahlayanların, içteki ve dıştaki piyonlarının, akıl babalarının “kirli ruhlarında” cebelleşip, avuçlarını yalamaya mahkum bırakmak adına; “gün yüzüne” çıkarılmaları gerekir…

***

Yoksa, inanç noktasında “mezhepsel” kulvara kendimizi sokup, “Biz Aleviyiz, Biz Sünniyiz” deyip, durursak alacağımız bir merhale; bir sonraki benzer hadisenin “tekerrür etmesi” olur?.. Onun için; “üst akıldaki şeytani, bulup, yakalamalıyız..!?”

***

MÜNAFIK KİŞİLER…

Kim onlar?! Bilinmelidir ki onlar; “inanmadıkları” halde, dini değerlere “inandıklarını” söyleyenlerdir..

***

Dini değerleri, ulvi kutsalları “kendilerine” libas edip, “kör nefislerine” alet edenlerdir onlar?!…

***

Onlar, İslami “yaşamı”, Allah’u tealanın kelamını, Kur’an-ı Kerimi ve peygamber Efendimizi beyanlarını, makam, mevki, iktidar ve güç elde etme adına “siyasetine” alet edenlerdir..

***

İçlerindeki “ufunetleri” böylesi zaman dilimlerinde kusanlardır, münafık tinetli kişiler ve makam sahipleri!..

***

İşte onlar; ne yazık ki son zamanlarda “siyaset arenasında” hayli şeytani bir atmosfer ve ortam geliştirerek, “çirkinleşip, iğrenç amellere” zemin, yaratıyorlar…

***

Aman ha aman!… Bilelim ki, biz kullar “fiili” hallerimizden sorumluyuz.. Onun için de, hür irademizi böylesi “bağnazlara ve münafıklara” emanet etmeyelim!?..

***

AK PARTİ LİCE TEŞKİLATINDA NELER OLUYOR?!…

Görünen o ki, kazan fokurduyor.. Çünkü, istifa edenler var.? İl Yönetimine, İlçe teşkilat başkanını şikayet eden var?.. Yeter deyip; “mahalleyi” terk etmeye hazır olanlar var.. Önceki gün akşam, Ak Parti İlçe Teşkilatı üyelerinden bir yazılı açıklama geldi bu minvalde!..

***

Altında da; bir çok imza.. Seçim işleri mi, Sağlık Politikaları Başkanı mı, yönetim kurulu üyeleri mi?!.. Denir ya kimi derseniz imza atmış… Düşülen ifadelerin özeti.. “İlçemizin ve partimizin daha fazla zarar görmemesi için, istifa ediyoruz..”

***

Tabi istifa ve istifaya gerekçe gösterilen etkenler noktasında, ne kadar “hakikatleri” içeriyor bilemem.. Ama görünen o ki, AK Parti’deki bu karışıklık, “çok konuşulacak?”..

***

Ancak, Lice İlçe Başkanı Abdullah Tuncay ve İl Başkanlığından, konuya ilişkin henüz bir açıklama yapılmış değil?!.. İstifaların arkasındaki “gerçek gerekçe nedir” noktasında, gelebilecek beyan, çok şeyi ifade eder..

***

Neyse, olay taze!.. Zaman en büyük tefsir olduğu ilkesiyle, bakalım mevzu nasıl bir sonla, finiş yapar.. Seçime gidilirken, böylesi gerilimler “şerden” başka hayır içermez!…

***

İLK KEZ OY KULLANACAKLAR!

 

ORC Araştırma yaptığı son anketinde, ilk kez oy kullanacak seçmenlere "Bu pazar genel seçim olsa kime oy verirsiniz?" diye sormuş..  24-29 Temmuz tarihleri arasında 51 ilde, ilk kez oy kullanacak toplam 2185 kişiyle yüz yüze görüşülmüş… Verilen yanıtlar şöyle oldu:

Kararsızım: Yüzde 27
CHP: Yüzde 22.5
İYİ Parti: Yüzde 18.6
AK Parti: Yüzde 11.9
HDP: Yüzde 4.2
MHP: Yüzde 3.4
DEVA: Yüzde 2.8
TDP: Yüzde 2.2
Gelecek: Yüzde 1.7
YRP: Yüzde 1.3
BTP: Yüzde 1.3
Saadet: Yüzde 1
Diğer: Yüzde 2.2

***

Sonuçlar böyle.. Şu kararsızım rakamının yüksek oranda gözükmesi kafalarda soru işareti oluşturmuyor değil.. Özellikle, anketin güvenirliği noktasında.. Denir ya, “çarşı karışmasın?”.. Neyse biz de, bilgi zenginliğiyle aktaralım. Çarşıdakiler kim ne alırsa, kendisine bir ders-i ibret babında…

***

Ama şunu hep ifade ediyorum.. Bu seçimin iki kilit rol oynayıcı seçmeni var.? Birincisi HDP tabanının “eğilimi” ikincisi de, yeni nesil kimine göre Z kuşağı ya da farklı isimlerle anılan gençlerin, “ilk kez oy kullanma” tercihindeki akımın etkisi.. Malum gençler, zor ikna edilir, ikna olduklarında ise geri dönüşleri de bir o kadar zor!…

***

GÜNÜN SÖZÜ

Mahsul eğer ki verimsiz ve bozuk ise bil ki, tohum olarak kullandıkların bozuk..