RAKAM MI, ALIM GÜCÜ MÜ?

Günlerdir konuşuluyordu Asgari Ücret ne kadar olacak?. İktidar kulisi, muhalifin mahallesi.. İşçi, işveren sendikaları.? Yani, 9 milyon insanı “direk” ilgilendiren.. Ki 85 milyon nüfusu da dolaylı kapsamına alan, asgari ücret önceki gece açıklandı.. Hem de beklenmeyen ani bir kararla, toplanılarak, deklare edildi.. Rakam, 22 bin 104 liracık!!!..

***

Peki, günümüz şartlarında 22 bin 104 lira ile geçinmek mümkün mü?.. 4 kişilik aile demiyorum.. İki kişilik evli çift olsa bile!.. Enflasyonun, yüzde 80’lerde gezdiği, alım gücünün sıfıra indiği, her şeyin ateş pahasına döndüğü!.. Zamların yüzde 60 ila 80’lerde gezindiği.. Devletin bizatihi kendinin aldığı vergisine, harçlarına yüzde 60’ları gözettiği zamlı bir evrede; yüzde 30’luk zamla gel de geçin!

***

17 bin 2 liradan, 22 bin 104 liraya!.. Geçinilmez.. Ev kiraları, herkesin malumu.. En sıradan, basit, varoştaki yıkık, dökük, harabe evin kirasının 10-15 bin liraya çıktığı düşünülürse!.. Otomatik zamma bağlanan, elektrik, su, doğalgaz faturalarındaki fahiş kabarıklar!.. Yol parası, yeme, içme, çocukların okul masrafı.. Gel de bunları karşıla açıkladığın asgari ücretle ey devlet ricali!…

***

Diyarbakır’da yoksulun, garibanın tek gıda maddesi olan, ekmeğe bile, 11 ayda üç kez zam yapılırken.. Ve bu zam oranı, yüzde 120’lere tekabül ederken.. Çarşının, pazarın, marketin, etin bile kilosuna, yıl içerisinde yüzde 140 oranında, fahiş fiyat bindirilirken, Market etiketleri saat başı değişirken. Toplu taşımadaki zamlar zincirinden bahsetmiyorum bile!.. Say say bitmez, zaten!!!..

***

Şu gerçeği idrak etmemiz gerekir!.. Mevcut ekonomik şartlar arenasında; asgari ücretle yaşanılmaz, geçinilmez, sürünülmekten başka, bir şey de yapılamaz, edilemez!!?.. Dün, gün boyu telefonlar aldım.. İnanın ki, öylesine öfkeli, öylesine tepkili, öylesine isyankar telefon ve şikayetler ki, yerden göğe kadar hepsi haklılar!.. Bize gelen eleştirilerin ağırlıklı olmasına rağmen.. Kabul edilemez bir durum, bu!!..

***

Ey zat-ı devletleri!.. “Sıkıysa, bu ücretle gel de siz geçinin.?” Önümüzdeki günlerde bu minvalde neler gelişir, hep birlikte göreceğiz!.. Özellikle, sendikal yaptırımlar.?! Malum, Türk-İş masadan kalktı. İşçi temsilcileri de dahil.. Muhalefet keskin bir dile sahip.. Peş peşe gelen açıklamalar, “dozajın yükseleceğini” gösteriyor.. Bu böyle gitmez diye!..

***

Tabi bu gerilim ekonomideki gidişatı nasıl etkiler bilmem!.. Lakin, şu son bir kaç gün, çetin geçecek.. Toplantının ani olması, malum Merkez Bankasının faizle ilgili kararı, bugün açıklanacak.. Önü almak için.. Asgari ücretteki düşük rakam, enflasyon oranında gerileme, faizde indirime gidileceğinin işareti diyebilirim.. Çifte hesap var burda..

***

Ancak, tüm gergin ve tepkili duruşa rağmen, gözler yine de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çevrili idi dün!.. Sık sık vatandaşın refahından söz edilmesinden dolayı, reisten refah payı ve ek zam gelebilir mi beklentisi yüksekti!!.. Her ne kadar gece yarısı paylaşımında hayırlı olsun dediyse de, grup toplantısında bir müjde beklenme vaki idi.. Ama o beklenti boşa çıktı..

***

 

İşin özüne gelirsek!?.. Her zaman ifade ediyorum.. Sorun rakamın azlığında, fazlalığında değil.. Sorun, ekonomik sistemimizin bizatihi kendisinde.. Ki pek konuşulmuyor.. Alım gücü, enflasyon ve girdi maliyetleri; neden fren tutmaz şekilde yokuş aşağı hız düşürmüyor?.. Bu üç temel sorun vaki olduğu sürece, siz istediğiniz kadar asgari ücretin rakamını yükseltin hatta, 40 ila 50 bin lira yapın yine de vatandaşı rahatlatamazsınız?!!..

***

Biliyorum, rakamlar açısından gerildiniz!.. Hükümetin açıkladığı rakamı masum göstermek mi istiyorsunuz diye bir düşünce ikmale gelebilir.. Hayır, bizatihi tepkiliyim!.. Ve el insaf diyorum.. Ancak, rakam önemli değil.. Elbette ki, ihtiyaca hasıl.. Ki mevcut rakamla geçinmek, imkansız!.. Demek istediğim şu; bu parayla ne alabiliyorsunuz?.. Bu paranın, piyasadaki “alım gücü ne kadar?…

***

Yiyecek, içecek, giyim, yaşamın zorunluluğuna hasıl olan ihtiyaçları karşılamadaki gücü, ne kadar?!.. Alım gücü artmadan, elinizdeki paranın değeri olmaz, enflasyonu kontrol altına almadan pahalılığı durduramazsınız, üretimi teşvik etmeden, girdi maliyetini düşüremezsiniz!.. Ve adil bir vergi politikanız yoksa, serbest piyasada kontrol gücünüz zayıfsa, gelir adaletiniz adil değilse!.. Aksi takdirde herşey işverene olduğu gibi işçiye de vur abalıyadan ibaret olur!…

***

Açıklanan asgari ücretin bir de, işverene yansımasına bakalım!.. Bir kötü yönü de bu.. Rakamın işveren üzerindeki yükünün yaratacağı handikap!!.. Hükümet bin liraya çıkardı, desteği! Ama öyle bilgiler alıyorum ki.. Diyarbakır’daki küçük ve orta ölçekli işletmelerden dün bana yansıyan tepkilerine baktığımda!.. “Kimi işletmeler zorunlu olarak, işçi çıkaracağız” dediler..

 

***

Mevzuyu toparlarsak!.. Asgari ücret ne kadar, bu mu reva görüldü, tartışmak önemli, ama yeterli değil. Çünkü mesele, asgari ücretin artması değil, vatandaşın refah seviyesinin yükselmesi. Refahı artırmanın yolu ise; enflasyonu düşürmekten, üretimi desteklemekten, girdi maliyetlerini azaltmaktan ve adil bir vergi politikası oluşturmaktan geçiyor. 

***

Ne diyor Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz.. Ki ekonominin koordinasyonun başında bulunan kişi.. Diyor ki;"Esas mesele enflasyonun gerilemesi ve insanların satın alma güçlerinin yükselmesi. Satın alma gücünüz yükselmediği sürece ne kadar ücret olursa olsun bunun çok büyük bir anlamı yok. Esas olan enflasyonun kalıcı bir şekilde düşmesi ve sosyal refahın da kalıcı olarak artması"

***

Eğer bu yapısal sorunlar çözülürse, asgari ücretin miktarı zaten otomatik olarak kendisine has bir güç kazanır.. Vatandaşın eline geçen para, daha fazla mal ve hizmet satın alabilir hale gelir. Bu şekilde gerçek bir ekonomik kalkınmadan bahsedebiliriz. Bu noktadan hareketle, halkın alım gücünü artıracak bir ekonomi mi istiyoruz, yoksa sadece günü kurtaran politikaların peşinde mi koşuyoruz?

***

Cevap basit: kalıcı çözüm, güçlü bir ekonomi ve mutlu bir halk. Ama bu da sadece rakamlarla değil, akılcı politikalarla mümkün.. Kaldı ki kimse; sabit gelirliyi, emekliyi, işçi ve memuru, ki asgari ücretliyi enflasyona ezdirmedik demesin.. Siz deyin!…

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Paranın alım gücü yok ise, rakamın telaffuzu anlam taşımazdır!…