SİZİNKİSİ DE LAF MI?!..
Değil.. Hem de hiç değil.. Neymiş adam “alevi” imiş!.. Eee.. Ne olmuş yani alevi ise.. Aleviler de bu ülkenin insanları ve evlatları, milletinin bir parçası değil mi?!… Neye dair; “Seçmen ona oy vermezmiş..” De bakalım “sandığa giden” seçmen, hangi tercihe göre “oy veriyor?”… Önce buna bir yanıt ver..
***
Demek ki size göre, adamın, giyimine, kuşamına, taktığı kravata, giydiği elbiseye ve markasına, rengine göre mi, tercih yaparak seçmen oy kullanıyor?.. Yediği yemeğe, bindiği arabaya mı bakıyor?!.. Yoksa, ayakkabısının modeline ve numarasına göre mi oy tercihinde bulunarak, seçim yapıyor?…
***
Yahu.. Sizinkisi de laf mı, gerekçe mi şimdi.. Vaki mi, bir seçmen sandığa giderken, oy vereceği kişinin “inancına, kimliğine, kültürüne, medeniyet anlayışına, siyasi ve sosyal fikrine” bakarak, oy vermez, tercih etmez?… Ne mümkün ki; bunlara bakıp tarafını belirlemesin!..
***
Ki bir seçmen; inancına, kimliğine, yaşam biçimine göre hareket edip siyasal tercih ortaya koymuyorsa.. Ne ondan, ne de seçeceği adamdan “bir hayır” gelemeyeceği gibi; bir netice de, sağlanamaz, sonuçta elde edilemez.. Onun için diyeceğim o ki; “sizinkisi laf değil” bağnazlıktır beyler!!!…
***
Öyle ya, siyasette “kerameti kendinden menkuller” alan bulunca.. Hele ki, söz sahibi olup, bir koltuk kapmışlarsa!.. Vay da vay; “ağız torba mübarek” moduyla, söylen de söylen!.. Siyasi fikrini benimsemem, ama Kemal Bey’e bu yakıştırma, hiçte kabul edilir değildir.. Özür şart..
***
Hatırlarsak; “kanlı mı kansız mı olacak” diye bir söz vardı, merhumun.. Ama sonrasında, hep ifade edildi, “sistem değişikliği, ya da yönetim mekanizmasıyla” alakalı onarım, bakım işi için.. İlla ki, kan akacak ki yapılsın..
***
Sonra!.. Tek bir damla kan akmadı.. Ne şiddet, ne terör, ne kaos, ne kriz ne de kavga, gürültü denilecek bir şekilde kimsenin burnu bile kanamadan; “sistem değişti?”.. Parlamenter sistemden, Partili Cumhurbaşkanı sistemine geçildi..
***
Ve ilk seçilen de “sistem değişikliğini” yapan oldu!.. Şimdi bu sürecin, ikinci sınavı var!.. Ne yazık ki, süreçte öylesine garip haller yaşanıyor ki, muhalefet cephesinde, anlamak mümkün değil!.. Bir denilen, diğerini tutmuyor!?.
***
Erdoğan için ne diyorlardı?!.. Ki bugün değil, aylardır hatta 2018’deki seçimden hemen sonra, “söylenilmeye” başlandı!.. “Kaçtı, kaçacak..“ Daha iki hafta önce bile, “aday olmayacak, kaçacak” diyenler arz-ı endam ediyordu…
***
Peki ne oldu!.. Yıllar geçti, “kaçmadı.?” Kaçacak diyenler “kaçtı?”.. Ve geçtiğimiz hafta “aday olmayacak” beyanları da yanıt buldu.. Erdoğan İzmir’de, “İzmir marşını bölüp, parçalayan” zihniyete de cevap mahiyetiyle “hodri meydan” dedi…
***
“Cumhurun Cumhurbaşkanı adayı benim” hadi gelin!. Ve özellikle de, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na da, seslendi.. “Hadi sen de aday ol” diye.. Bu yönde henüz muhalefetten veya altılı masadan gelen bir yanıt yok!..
***
Gelirsek, “erken seçim” teranesine!.. Benim bu noktada kaç yazım oldu bilmiyorum.. Ama, “erken seçimden” söz eden ve tarih veren muhalefet, tam 7 kez diyebilirim ki, tarih verdi… Ama hiçbiri tutmadı.. Merhum Nasrettin hoca misali, göle maya çalarsak “ya tutarsa?”.. Şimdi 6 Kasım diyorlar!..
***
Peki bu tarihte, “erken seçim olur mu?”.. Görünen o ki, 7 kez “yapılan sallamaya” bir halka daha eklenmiş olacak.. Yani havanda su dövüp, algı üretmek.? Neyse ki, ahali artık kanmıyor bunların dediklerine!… Biliyor ki, “suyu bulandıranlar” çapsız!..
***
BAK HELE…
Esad gürlemiş(!).. Türkiye’ye “ayağını denk al” diyor.. Sakın ola; Suriye topraklarına hareket yapma, operasyona girişme.. Yoksa!.. Evet yoksa; ne olur?!… Hiçbir şey olmayacağı gibi, “sen bir haline bak” be adam!?..
***
Yahu sen; kendi ülkende, kendi topraklarında “ne egemensin, ne de muktedirsin..” 50 ülkenin askeri, ülkende kendisine göre “alan” işgal etmiş.. Bir o kadar da, illegal yapılar ve örgütler oluşmuş!.. İç karışıklık, desen saniye kesintisi yok!..
***
Ha bir de; Rusya’nın “sömürgesi” altındasın.. Halk deyimiyle, Putin’den habersiz “lavaboya” gidemezken!.. Bırak çarşı, pazar halk arasında, askeri mevzilere bile gitmekten, kaçınan, korkağın tekisin.. İran’ın “emir eri” gibi, halleri yaşıyorsun…
***
Hal bu iken, Suriye’nin sınır bölgesinde Türkiye’nin konuşlanmış hali aleni şekilde, var iken. 5 milyon Suriyeli nüfusu bağrında tutan, Türkiye’ye “baş kaldırıp, tehdit savurma” haline bakınca; insan kahkahayı bastırıp, ağzındakilerini püskürtmemesi elden değil.. Sizce…
***
SAĞLIK-SEN SEÇİMİ!..
İki kelam edersek… Kim aday kim değil, isimler noktasına girmeyeceğim.. Eski ve yeni hesabı da güdülmeden.. Adayların çok olması; bir kazanım.. Ama vaziyet, hiç de huzur verici bir zaman dilimini tüketmiyor!..
***
Özellikle taraflar noktasında, dozajı yüksek bir gerilim söz konusu.. İddialar havada uçuşuyor.. Tarafların karşılıklı suçlamaları var.. Üyelere, delegelere “seçim mobingi uygulanıyor deniliyor. Eskinin yeniye, yeninin eskiye ithamı!…
***
Neyse!.. Görünen o ki; Sağlık-Sen Diyarbakır Şubesi’nin 5’inci kongresi, çok şeyi “dışa” verecek… Bu kentin sağlık kurumları noktasında bir kazanım oluşturur mu, ya da ivme kazandırır mı; inanıyorum ki “artısı” olacaktır.? Malum; rekabet her zaman hizmeti isteyen ve alana pozitif yansır!…
***
GÜNÜN SÖZÜ
“Yapacak çok şeyi olan insan inançlarını ve genel düşüncelerini hemen hemen hiç değiştirmeksizin korur.”