ÜLKEYİ KARIŞTIRMAK!…

Gel gelelim, Adana'dan dünyaya yansıyan, Türkiye'de "neler oluyor" dedirten, Furkancıların yürüyüşüne!?.. Orantısız güçle gündemleşen sokağa dökülmelerinin içeriğine ilişkin gerekçeleri ikmale getiren sorular silsilesinin meramına önce bir bakalım?!..

***

Tabi bu faslı açmadan önce, dün de ifade ettim!.. "Orantısız güç" kullanımına dair, kameralara yansıyan görüntüleri hiçbir şekilde tasvip etmediğimi, karşı olduğumu "kabul edilemez" olduğumu, aktarmıştım!. Her kim ve kimlere yönelik yapılırsa yapılsın… Ve sorgulamıştım, "polisin psikolojik" durumunun ivedilikle irdelenmesi gerekir!..

***

Çünkü, karşı koymayan, fiziki konumu pasif olan birilerinin "sırtına sırtına" copların indirilerek dövülmesine; "işkencedir!".. Çarşaflı kadınların yerlerde sürünmesine.. İtilmesine, hakaret edilmesine, hatta coplanmasına "haklı bir gerekçe" gösterilemez; çünkü insanlık dışı!!.. Yani, o görüntüler ve yaşananlar; "her yönüyle hukuk dışı bir zorbalık!!!…"

***

Sorularımıza gelirsek!.. Bir bütünlük içerisinde soruyorum… "Türkiye'de neler oluyor" dedirten sahnelerin oluşmasındaki birinci müsebbiplere!?.. Yani Furkancılara…

***

Sizi Adana sokaklarına, meydanlarına caddelerine aşındırmaya iten, etken ve neden neydi?.. Niçin sokaktasınız.. Siz ne istiyorsunuz, amacınız nedir?!.. Neye muhalifsiniz, neye muhalif değilsiniz?… Yasal olmayan bir yürüyüşteki "ısrarınız" ve polise karşı uyarılara rağmen direnmenizdeki gaye neydi ki sokakları, öylesine dehşetli atmosferin içerisine soktunuz?..

****

Ki, siz oluşum olarak, vakıf olarak beyan ve ifadeleriniz, referanslarınız "Din" eksenli iken!.. İşte bu noktada, neyi protesto ettiğinizi bir yanıtlayın, gerekçenizi ortaya koyun!.. Valilik, emniyet, izin, yasak, saat bunları bir kenara bırakarak, meramınızı bir anlatın o yürüyüşte neleri söyleyecektiniz?!… Derdinizi söyleyin, çaresine bakalım

***

Kuytul işte bu noktada, yaptığı basın açıklamasında, şöyle diyor.. Tabi dikkatinizi çekmek istiyorum, "dini referanslarıyla" alakalı söyledikleri nedir, diye sorusunu da not düşerek, verdiği yanıta bakınız!… Aynen aktarıyorum, o cümleyi!

***

"-Biz sadece hükümet değil sistem, rejim ile karşı karşıyayız. Birtakım uygulamaları nedeniyle hükümeti eleştiriyoruz. Ondan dolayı da karşı karşıyayız. Irak ve Suriye politikası, Türkiye'de PKK ile mücadele ederken yapılan birtakım haksızlıklar, hukuksuzluklar, şehirlerin basılması, evlere girilmesi, birçok insanın ölmesi gibi benzer konularda yapmış olduğumuz açıklamalar onları rahatsız ediyor. "

 

***

Denir ya buyrun burdan yakın!.. Dini referans aldığını söyleyen, din hizmetlerini önceleyen bir vakıf olduklarını beyan eden bir oluşumun, sokağa çıkıp protesto ve yürüyüşüne gerekçe olarak gösterdiklerine bakar mısınız?!!..

***

Neyi gerekçe gösteriyor..

Kendileri; İran ve Suriye Politikasına karşı imiş!…

Kendileri; Rejime karşıymış..

Kendileri; Hükümeti istemiyormuş…

Neymiş… Türkiye polis devletine çevrilmiş..

Neymiş… Şehirler, ilçeler evler basılıyormuş..

Yani bir dizi; "siyasi" söylem!…

***

Görünen o ki; gaye ve amaç "demokratik" bir tepkiyi içermiyor?… Hesap "üzüm yemek de" değil.. Hedef, iktidara ve politikalarına "muhalif" olmaktan da geçmiyor?!.. Eğer niyetin halisliği bu yönde olmuş olsaydı, o zaman "Dini Referans" alan bir vakıf, oluşum ve cemaat olunmazdı!…

 "Siyasi Bir parti" olması gerekirdi.. Ki, vakıf siyasi bir partiye evirilerek, siyaset meydanına çıkılması gibi bir gayesi varsa, onu da beyan etmesi gerekir…

***

Ama bu da değil, o da değil!… Özetle, niyet "bağcıyı dövdürmek", suyu bulandırmak, suyun başında bulunan "Kurtlara" iştah açtırmak, milletin ve ülkenin "huzurunu, istikrarını ve istikbalini" bozmak, sokakları germektir!!…

 

***

HAZRO AHALİSİNİN İSTEĞİ…

Daha önce de, dile getirmiştim!.. Diyarbakır'ın bir çok ilçesine, Büyükşehir Belediyesi'ne ait "toplu taşıma" arıcı gidip-geliyor.. Ama ne hikmetse, Diyarbakır'ın Hazro ilçesine, iki yıldan beridir Belediye Otobüsü gitmiyor!..

***

Önceki gün yine Hazro ilçesinden çok sayıda, vatandaş "seslerini yükseltmek" adına, aradılar!.. Ne olur, derdimize, çilemize "tercüman" olun!… İlçeden, Diyarbakır'a gidip gelmekte, zorlanıyoruz.. Minibüs ve taksi çok pahalı!… Belediyeden araç istiyoruz..

***

Buarada arayanlar arasında, Hazro'daki kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan, işçi ve memurlar!.. Diyarbakır'da ikamet ediyorlar.. Sabah gidip, akşam dönüyorlar.. İlçede günde, 4 sefer ya da 6 sefer yapabilecek bir; "Belediye Otobüsü" isteniyor…

***

Evet, Hazro halkının beklentisi ve istemi bu yönde.. Ki dediklerine göre; Kocaköy'e "seferber" başlatılmış, neden Hazro iki yıldır mahrum.? Ne diyelim, "bizden tercüman olmayı" istediler.. Biz de, ilgili ve yetkiliye ithafen sesleniyoruz… "Hazro'ya Belediye Otobüsü seferi başlatılsın"

***

GÜNÜN SÖZÜ

Birbirimizin ayıpları ve eksikleri üzerinden savaş yaparsak bunun adına fitne denir.