VERİMSİZ SİYASETİN RUHU!

Kısır siyasetin geninde vardır!.. Eğer ki, "faal" bir durum hasıl değilse; "kendiyle" cebelleşir!.. Bu ister "iktidarda" olunsun, ister muhalefette!.. Değişmez kuraldır; "aktif ve umut verici" gelişen bir siyaset sergilenmiyorsa; "iç kavga" kaçınılmazdır!..

***

Hal-i hazırda muhalefette yer alan CHP ve İyi Parti'deki "iç çekişme, görev değişiklikleri" işte bu "kısır siyasetin" dışa vurmasıdır!.. Denir ya; "mızrak çuvala sığmıyor" diye!.. "İç kavgalar" artık "kol kırılır, yel içinde kalır" ötesine; taşmış durumda!…

***

Doğrusu, CHP için böylesi "verimsiz siyaset" şaşırtıcı değil.. Ki, bu "kısırlık" hali, bugüne özgü değil.. Yarım asrı aşan bir zaman dilimini irdelediğimizde her dönem "iktidara alternatif" olabilme adına, toplumda "umut rüzgarı" estiren bir siyaset, devşirdiğini, gayretini görmedik!..

***

Gördüğümüz; "vesayet, biat edici" dış etkenlerin "efendiliğinin" rotasında, medet etmişliği var.. Ve yine, o muhteşem kurultaylardaki "kafa-kol" kırılma, kumpaslar, "ayak oyunları", belden aşağı "saldırı" stratejilerinin, bininin bir para olduğu, hal! hep görüp, yaşadık..

***

Baykal'ın "gidişi" Kılıçdaroğlu'nun gelişi!.. Ve 12 yıldır CHP'nin "siyasi serüveni!.." Hepsi; "partideki kısır siyasetin yarattığı içe özgü havale geçirmesidir!.." Tansiyon mu, yüksek ateş mi, şeker mi, yanlış teşhisler mi, "yarım doktor" misali tedavi edilişler mi?!… İşte, 2023'e giderken yansıyanlar!…

***

"Cumhurbaşkanı adaylığı" noktasında "eskiler, yeni yetmelerin" birbirlerine karşı, geliştirdikleri "kumpaslar, salvolar havada uçuşuyor!?.." Artık, laikçiler, kemalistler, sosyalistler, gelenekçiler, yenilikçiler gibi kavramlarla partili sınıflandırmasında kullanılmıyor.. Kullanılan; "Ekremciler, Kemalciler, Mansurcular" kamplaşması!.. Zaten, Baykalcılar gibi bir saf kalmadı.. Hepsi; "dışlandı!.."

***

Ki, Parti içinde şimdiden "Kılıçdaroğlu" sonrası, plan, kurgu ve senaryolar üretiliyor!.. En barizi de, 2023'te, "ister Kemal bey aday olup kazansın, ister kazanmasın, ister aday olmasın…" Ve ister, altı masanın "ipi göğüslemesini" sağlasın, ya da sağlamasın; "Kılıçdaroğlu" yolcu!!… Seçimle gelen seçimle gitsin sözü; "kasetle gelen kasetle gidere" evirilirse de şimdiden şaşmayın derim!!!. Bir şey duyduğumdan değil, “siyaset etme bulma dünyasıdır da” ondan, şe ettim!..

***

Gelelim, Meral Akşener'in başında olduğu İyi Parti'deki; "iç kavganın" dozajına!… Giderek; "sertleşiyor?.." Ve garip ve garabet hal ise, Akşener'in "trendinin" yükseldiği, elinin güçlü olduğu bir evrede; "milliyetçilik" kanadını sürükleyen partideki "iki isme" çizik atıp, yol verdi...

***

İki isme bakarsak.. Biri Koray Aydın.. Diğeri Yavuz Ağıralioğlu.. Siyasi seyirde; "kadro dışı" bırakıldı.. Ağıralioğlu'nun CHP ve HDP'ye "alerji" veren, söylem ve eylemlerini; seçime gidilirken "evlat kurban" verdiren olarak kabul edilebilir.. İki Partinin "canını sıkma, tabana rahatsızlık verici" hal ve halvete girme, diye görülebilir!..

***

Ağıralioğlu'na atılan "çizik" bir yönüyle, böyle okunabilir.. Ki öyledir.. İkinci bir nokta ise; "Parti Yönetiminde" söz sahibi olabilir, masayı her an devirebilir, "ben de bir başım" diyebilir, korkusunun, yansımasıdır.. Kaldı ki, Koray Aydın'ı da, Ağıralioğlu'yla ayrı düşünmemek gerekir!..

***

Koray Aydın; "seçim işlerinin başında olan biri" olarak, Parti il ve ilçe teşkilatlarını "birebir" oluşturan bir isim!… Denir ya 81 İl Teşkilatı "onun ağzından dökülecek kelimelere bakar!.." Özellikle; MHP'ye "kan kaybettiren" ve ülkücü hareketi iyi bilen, yönlendirebilen, sözü geçerli, olması!..

***

İyi Parti'nin "kuruluş evresinde" öne çıkan tek isim olma vasfıyla, Koray'ın "görevden" alınması!.. A Takımı kadrosunun "dışına" itilmesi.. En çok derinden derine düşündüren de; "seçime gidilen süreçte" böylesi bir operasyonun, gerçekleştirilmesi, "sıradan bir bayrak değişimi" olarak görülemez!…

***

Hasılı kelam; "İyi Parti'deki" değişim operasyonunun arkasında; çok ama çok derin hesaplar vardır!.. Bakalım; bu hesaplar önümüzdeki zaman dilimi içerisinde; yeni operasyonları tetikler mi?!.. Ve tabi ki Aydın ile Ağıralioğlu "üstlerinin çizilmesini" sineye çekecekler mi, yoksa agresiflik yapacaklar mı?!…

***

 

 

SANCAK DÖKTÜRÜYOR!..

 

Eee "sosyalistlerin" ruhunda var!.. Her nasıl, AK Parti ve Erdoğan'la bir "entegrasyonu" oldu, "sırrı" vaki ise de!.. Giderayak; "fena kumpaslar" tertiplemiyor değil!..

***

Son iki çıkışı, "bardağı taşıran" damlalar oldu!.. Boşuna söylenilmiş bir deyim değildir; "seni, nankör kedi, seni?".. Önce Moskova'ya gitti.. Perinçek'le arz-ı endam  geçmişiyle; "akla ziyan" beyanlarda bulundu!..

***

Türkiye'nin "dış siyasetine" ket vuran, tuhaf açıklamalarda bulundu!.. Ve geçtiğimiz hafta, Üniversitelilere yönelik konferanstaki, o konuşma!… AK Parti'nin 20 yıllık "milli irade" temsiliyetini” alan iktidarını, buldozer yıktı…

***

Çıktı, dedi ki; "Biz (AK Partiyi kast ediyor) Amerika'nın desteğiyle iktidara geldik?.."

***

Peş peşe, "kritik süreçte" AK Parti iktidarına kurşun sıkan, üzerinde enva-i algı üretilecek bu zapt edilemez Sancak'a "dur" deme noktasında, ilk hamle yapıldı.. AK Parti İstanbul İl Yönetimi "kesin ihraç istemiyle" İl Disiplin Kurulu'na sevk etti!…

***

Karar ne çıkar bilmem!.. Ki zaten, "kendisinin istifa dilekçesi verdiği" söylendi.. Vaziyetin ikmaline çok şey söyleyebiliriz.. Ama ben noktayı koyma adına; "sosyalistin muhafazakarla aynı yolu yürüyemez olduğu" gerçeği, bu "tabloyla" bir kez daha, tescillenmiş oldu!…

***

Ne diyelim; AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan "dava adamlığı" noktasında, "nerde hata yaptıklarını" irdeleyip, sorgulamaları lazım!.. Çünkü, Sancak gibi niceleri var!…

***

KENTİN HAFIZASI

Önce, "gökdelen" dediğimiz Ordu evi.. Şimdi de, "Turistik" otel binası.. Görünen o ki, sırada Dilan sineması.. Berisinde, o bölge "ada misali! topyekûn.?" Araya da; Yenişehir Öğretmen Evi binası!… Oh ne ala; "kent hafızasına" buldozere dalmak!!..

***

Birileri; kentin hafızasını "silme" adına hayli "rant" temin ediyor.. Vaziyet nereye varır bilmem; ama garip olan "kent dinamiklerinin" olup biteni tribünde "ketum" halde, izler olması!.. Yazık ve yazıklar olsun deyip geçeceğim diyorum da; "içim el vermiyor?.."

***

GÜNÜN SÖZÜ

Güç insanı yoldan çıkartır; mutlak güç ise insanı tamamen sapıttırır.