YALAN DUVARINA TOSLAMAK!…
Kemal bey!.. Yine fena şekilde "yalancı duvarına" toslamış bir halde, kendini perişan etti!.. Yüzünü, gözünü, kaşını, burnunu "yara-bere" içerisinde bırakacak şekilde; gümletti kendisini!!.. "Kendi düşen ağlamaz" denilse de, haline acımamak elde değil!..
***
Çünkü, yaşanan hal-i duruma, der demez insan söylenmek zorunda kalıyor… Koca bir partinin Genel Başkanı olacaksın!!?.. "İktidara alternatif" olacağını iddia edeceksin.. Ki anamuhalefet partinin en tepe ismi olarak, liderlik yapacaksın ama hep ladeslenerek, "yalancı" konumuna düşeceksin!…
***
Kabulü mümkün mü?! Bu nasıl bir gaflet ve delalettir ki, "sıradanlaştı?".. Hele ki, 2023'e gidilirken "altılı partinin" ittifak organizatörlüğü rolünü alıp, itibar dozajını yükseltme koduna girmiş biri iken!.. İnsan; "önüne konulan" her bilgiyi ulu orta yerde dile getirir mi??"
***
Bilgileri" teyit etmeden, sorup-soruşturmadan; dillendirir mi?! En önemlisi de bu bilgiler; "yolsuzluk ve usulsüzlük, akçeli işleri ihtiva edici" mahiyete sahip şekilde önünüze konulmuşsa!.. Her yönüyle "teyide muhtaç" olan bilgileri içeriyorsa, "mal bulmuş, mağribi" gibi üzerine atlanır mı!…
***
Ne mümkün!.. Ama gel gör ki, Kemal Bey bunların hiç birini "zerre-i miskal" akıl ve zeka mekanizmasında, işleme tabi tutmuyor… İşe "cumburlop" dalıyor.. İşte son "yalancı duvarına" toslama hadisesi!.. "Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'yla" alakalı!..
***
İki hafta önce, meclis grubunda ve katıldığı bir canlı yayında aktardı!.. Hatta, bir televizyon kanalında Ulaştırma Bakanı, canlı yayın esnasında telefonla bağlanıp, "iddialarının" gerçek olmadığını, dile getirdi. Ama kime dersin!.. O bildiğini okumaya devam ediyor..
***
Mevzu ettikleri; yap-işlet, devret modelli otoyollar!.. Ve bunlara verilen yapıma ilişkin "ek süreler?".. Ki bilumum hepsini işe katmış.. Çok da detaya girmek istemiyorum.. İşte bu işlemlerden, yüklü miktarda "haksız kazanç" olduğu iddiası var Kemal Bey'in!.. Tabi neden, süre uzatımı alındığı, ya da ek süre istemi, maliyet artışıyla alakalı yasal işlemleri, pek umursamıyor!.
***
Yani; "ateş serbest" mahiyetiyle "yalan bombardımanından" hızını düşürmüyor, elini çekmiyor?… Vaziyet nereye gider bilinmez.. Ama bu toslamasının bedelini, 1 milyon liralık açılan tazminat davasıyla, "ödeyecek" gibi görünüyor!.. Cumhurbaşkanı dava açtı bu minvalde.. Yalanın bedeline ilişkin sonuç ne olur; onu bilmem.. O yargının ve hukukun işi!..
***
Ama diyeceksiniz ki; "yalancılık" ruha işlemişse!.? Ve o yalanın bedelini de, kendisi değil el alame ödetiyorsa; "vay ki vay" kim tutar seni misali.. Nitekim Kemal bey, hem "yalanına" hem de açılan "tazminat davalarına" karşı, meydan okuyor!.. Attığı naraya bir bakar mısınız ne diyor!…
***
Aynen şöyle diyor.. "Siz beni parayla mı korkutuyorsunuz.. Korkmam!.." Doğru, korkmaz, korkutamazlar.. Çünkü zat-ı muhteremin "cebinden" çıkan tek bir kuruş yok ki!?.. Ne emekli maaşına dokunan var, ne milletvekili maaşına, ne de diğer gelirlerine; "el uzatan" var!… Neden el uzatsınlar ki!..
***
Öyle ya; arkasında güçlü bir fon var!.. Bırakırlar mı, beyefendinin elini cebine atmasını… Olmaz ki.. O şeffaf, gerçekçi, dürüst, samimi, ihlaslı, ehliyet ve liyakat ölçüsüne sahip, onuruyla, şerefiyle, "siyaset yaptığı" için bedel ödetilmez ona!.. Bolluk olunca, adam "sırf hakaret etmek için" para harcıyor..
***
Neyse!.. O yalan rüzgarına para harcıyor, Erdoğan ise "gerçeklere ve somut işlere harcıyor.. Ki Kemal Bey'den kazandığı "tazminatları da" yetime, yoksula, üniversite okuyan "gençlere" bağışlıyor.. Biri yalan kurgusuyla "günah" işliyor, diğeri günah işleyenin fani dünyadaki ödediği cezayla "hayır" işliyor…
***
BİR SORU KAÇ KEZ SORULUR!…
Elbette ki bir kez sorulur!.. Varsa yanıtı, verilir yoksa; "yanıt yok" denilerek yola devam ediliyor.. Ne hikmetse, Kemal Kılıçdaroğlu için bu minvalde, bir arıza-i durum var.. Çünkü; "bir değil, iki değil, üç değil, hatta dört kez" dahi, sorulsa, pek anlam teşkil etmiyor!?..
***
Nitekim, İçişleri Bakanı sordu!.. O bildiriyi "redakte ve onaya" ilişkin hangi Büyükelçiye gönderdiniz!.. Kim teyit etti, kim üstünü çizdi?" diye.. Dün itibariyle, bu soru dört kez "alenice" yüksek sesle, kameralara bakılarak, soruldu!.. Yine yanıt yok!…
***
Hikmeti mucibesi, sanırım "demokratlığından, şeffaflığından" olsa gerek!.. Açık sözlü, kendine özgü siyaseti icra ettiğindendir.. Kendileri hiçbir yere, zümreye, dışarıya "bağımlı" olmadığındandır; "sorulara cevap" vermeme karakteri!.. Sizce!…
***
KİME DERSİN!…
Kayyımla yönetilen belediyelere ilişkin!.. Şu "ithal bürokrat" atamaları.? Ya da görevlendirmeler.. Son icraat, BİM'den, MED A.Ş'ye "transfer!.." Yani, Adama ve adamına göre "transferler!.."
***
Her ne ise!.. Bu minvaldeki gelişmelerle ilgili söz edilince artık yüzümü ekşitiyorum ve başımı çeviriyorum.. Duymak istemiyorum, deyip " o ortamı" terk ediyorum!.. Çünkü; "kime ne dersin?"..
***
İlgilisi, yetkilisi, muhatabı "ben bilirim" narasını atıyor!.. "Sizin başka işiniz mi yok" diyor.. Kentin "mangalda kül" bırakmayan sözde Oda, STK ve diğer bileşenler diye ifade ettiklerimiz; "Fransız!.."
***
Siyasiler!.. İster iktidar, ister muhalefet "herkes kendisine" özgü, bir yolundalıkta!.. Ahali deseniz; o da ayrı bir psikolojik savaşın içerisinde!.. Hasılı kelam; "kime ne dersin?!.. Duyan yok ki.."
***
GÜNÜN SÖZÜ
Mahvettiğin şey; bize yalan söylemiş olman değil, sana bir daha inanmayacak olmamızdır.